Тёмный
Sesli Şiirler
Sesli Şiirler
Sesli Şiirler
Подписаться
Şiir Sevenleri Kanalıma Bekliyorum.Değerli şiir dostlarım. Lütfen paylaşarak, beğenerek ve abone olarak destek verir misiniz? Duyguların birleştiği sayfamdan tüm dostlara selam olsun
Ümit Yaşar Oğuzcan    -   Beni Unutma
2:15
2 года назад
Hoşçakal Özdemir ASAF
1:29
2 года назад
Yalnızlık - Yaşar Kemal
1:01
2 года назад
Haydar Ergülen  *  İdiller Gazeli
1:40
2 года назад
Gönül Gurbet Ele Varma    Uğur Aslan
3:38
2 года назад
Bir Gün Ümit Yaşar Oğuzcan
2:10
2 года назад
Kar Şiiri   - Cemal Süreya Sesinden
1:00
2 года назад
Üvercinka  -  Cemal Süreya
3:42
2 года назад
Kalın Abdal  - Cemal Süreya
2:27
2 года назад
Bir Ah Etmem  - Serdar Tuncer
2:01
2 года назад
Dost  &  Mola Cahit Külebi
1:27
2 года назад
Hicran Destanı - Neyzen Tevfik
2:34
2 года назад
Gece Seni Saklıyor -- Adonis
3:48
2 года назад
Lüzumsuz Şiir - Pınar Şahintaş
4:13
2 года назад
Комментарии
@Azizİşik-p1t
@Azizİşik-p1t 8 дней назад
Zalimin biri bağımlısı yaptı sonra da çekip gitti .
@muhammedarikanoglu6260
@muhammedarikanoglu6260 25 дней назад
Duymak istediğin herşey burda saklı sevgili...
@ozgurkarakurt5126
@ozgurkarakurt5126 Месяц назад
Her kelimesi ayrı dokunan nadide eser.🌸
@ayselvardar.
@ayselvardar. Месяц назад
beğenin de yeniden yeniden dinleyeyim
@usernameolcay
@usernameolcay Месяц назад
Ah ömür hanım ahh…
@ilknurrracar
@ilknurrracar Месяц назад
anlayamadıkların dediği her şeyi bu şiirde gördüm.. onu gördüm.. ayaklarımı karnıma kadar çekerek.. umutla kalktım, bir umut da var bu şiirde.. dönelim... dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır...olsun dönelim biz yine de. Bilincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür hanım. ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde..
@alisahincobanoglu
@alisahincobanoglu Месяц назад
ölçüsüzlükle boğuldum.. "ölümü bilerek nasıl yaşar insan.." anlayacaksın.. zamanla.. ezilmiş gözler var içimde.. ezilmiş bir ömür..
@Senem9189
@Senem9189 Месяц назад
Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük,bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum...seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?kimseler görmedi Ömür hanım,bu dünyadan ben geçtimm....
@senaozbek9582
@senaozbek9582 Месяц назад
Aylin hocama sevgilerimle.. ❤
@tugrulaksoyy
@tugrulaksoyy Месяц назад
..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım? Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi gör- meden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz dü- şünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tut- mak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de? Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gi- diyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar ka- tından? Dönelim...Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır...Olsun dönelim biz yine de. Bi- lincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dö- nelim. Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece. Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. Bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama... Değil mi yoksa? Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, va- rolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya... Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir "ben"e ulaştırırdı beni, kederli dal- gınlığımdan her döndüğümde...Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay ya- kınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım? Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yü- reğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük...Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi ka- ranlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım...Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle? Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok ko- nuşuyorlar ki...Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı...Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri ko- nuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya... Yeni bir şeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan. Belirsizlik güzeldir, de örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten -hele de güncel ve kof- her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları ve günün turuncu tülleriyle örtünen dingin akşamları bu yüzden etkiler bizi, duygulandırır, de. Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü, kalıcı ömürlüdür...Alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmek çirkinleştirir de. Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. İstemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek ya- şamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz... Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir par- çamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. En büyük hü- nerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak...Kıyılarımız duy- gularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir; ufuklarımızsa sisler içinde...O kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, demirli bir pen- cereye...Nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye? Ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. Çözemeyiz, de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla. Dünya bir testidir, de, Ömür hanım, ömür bir su...Sızar iğneucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. Ve bir gün ölümün balkonundan... dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla nem, bir avuç ıslaklık...Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de... Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün ka- lıplarından. Beni duy ve anla. Yağmur dindi Ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa? Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşı- maktan. Delilik mi dedin? Kim bilir...Belki de yerde sü- rünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki? Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim...Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kı- rıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile... Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm. Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın so- kaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?
@dilandemir7658
@dilandemir7658 Месяц назад
07.07.2024❤♾️
@ŞühedaBeşer
@ŞühedaBeşer 2 месяца назад
Herkes gibi yaşasaydım eğer çarşılar yeterdi bana nice eşyalar yeterdi yalnızlığı örtmeye
@sedashn0
@sedashn0 2 месяца назад
Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?..
@mehmetkaydas
@mehmetkaydas 2 месяца назад
İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde 🖤
@Nigarsultan-pd7nl
@Nigarsultan-pd7nl 2 месяца назад
Bu şiiri benim hayatıma kendisinden armağan olarak bırakan Fatıma nur hocama teşekkür ederim.. Bana beni anlatan yaralarımı saran bir şiir oldu..
@sevdaerener7601
@sevdaerener7601 3 месяца назад
Yıllar geçsede bıkmadan dinlemeye devam edeceğim bu şiiri
@ozlembucak2981
@ozlembucak2981 3 месяца назад
Fon müziğin adını bilen var mı
@gulnar-pk9ny
@gulnar-pk9ny 3 месяца назад
4 yıl önce keşfettim şiiri. Hâla dinliyorum. Bir şiir nasıl her şeye cevap olabilir..
@krpapatyas2476
@krpapatyas2476 3 месяца назад
Kim kimin derinliğini anlayabilirdi, hem hangi gözle..🍂
@krpapatyas2476
@krpapatyas2476 3 месяца назад
Hepimiz hayatımızda bir kere de olsa bir yerde de olsa Ömür hanim olduk..
@hamit.bozbay
@hamit.bozbay 4 месяца назад
paramparça
@holyw4222
@holyw4222 4 месяца назад
Anlamak isteyene ne kadar da büyük hayat dersleri veriyor benim de gönlümden bir ömür hanım geçti keşke bu toy yaşımda buralarda olmasaydım
@ikigozumuncicegismyrblr3076
@ikigozumuncicegismyrblr3076 4 месяца назад
Yaşamanin can sıkıntısı olduğunu düşündüğüm bir zaman dilimindeyim . Ve bu şiir ruhumun dile getiremediklerini anlatıyor ... İyi ki yazılmış iyi ki seslendirilmiş 🌸
@MelekAksu-vk6nu
@MelekAksu-vk6nu 4 месяца назад
Bi kere sarılsaydık böyle olmazdı:(
@minikvideolar4779
@minikvideolar4779 5 месяцев назад
Bu şiiri birgün kendimi ait olduğum yerde dinlemek istiyorum 😢
@user-jq4ps9hn4m
@user-jq4ps9hn4m 5 месяцев назад
Her dinlediğimde içimi acıtıyor
@user-jq4ps9hn4m
@user-jq4ps9hn4m 5 месяцев назад
Sevdiğine son sözleri oldu bu şiir canım yavrummm
@zeyneparslan3721
@zeyneparslan3721 5 месяцев назад
Belki seninle aynı şiirde Kavuşuruz bi tek. Başka türlüsü imkansız zaten .
@mervebalbay28
@mervebalbay28 5 месяцев назад
Şiiri dinleyerek aynı gökyüzünde buluşalım 💫 İnsanın içini karartan bulutların seferine çıkalım . Her dinleyen çağırsın beni de gökyüzüne 😊
@turandumann
@turandumann 5 месяцев назад
Ve güz geldi Ömür’üm hanım
@fnrli21
@fnrli21 5 месяцев назад
..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı… ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım? Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz düşünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de? Yağmur yağıyor Ömür hanım…gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına…Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından? Dönelim…Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır…Olsun dönelim biz yine de. Bilincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece. Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. Bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama… Değil mi yoksa? Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, var olmaya, dar çevre yitiklerinde önem kazanmaya… Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir “ben” e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde…Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım? Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük…Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi karanlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım…Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle? Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok konuşuyorlar ki…Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı…Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya… Yeni bir şeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan. Belirsizlik güzeldir, de örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten -hele de güncel ve kof- her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları ve günün turuncu tülleriyle örtünen dingin akşamları bu yüzden etkiler bizi, duygulandırır, de. Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü, kalıcı ömürlüdür…Alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmek çirkinleştirir de. Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. İstemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek yaşamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz… Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. En büyük hünerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak…Kıyılarımız duygularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir; ufuklarımızsa sisler içinde…O kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, demirli bir pencereye…Nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye? Ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. Çözemeyiz, de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla. Dünya bir testidir, de, Ömür hanım, ömür bir su… Sızar iğne ucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. Ve bir gün ölümün balkonundan… dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla nem, bir avuç ıslaklık…Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de… Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün kalıplarından. Beni duy ve anla. Yağmur dindi Ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa? Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. Delilik mi dedin? Kim bilir…Belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki? Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim -içinde senin ve benim ağırlığım- benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim…Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile… Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm. Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?
@kirlangicbuse38_
@kirlangicbuse38_ 6 месяцев назад
Yine bir gece uğradım buralara...
@vecihiozk27
@vecihiozk27 6 месяцев назад
Söyle omur hanim kim kimi ne kadar anliyabilir
@metamizolmeta8856
@metamizolmeta8856 6 месяцев назад
Arada bir dinliyorum asik oldum ama sartlar oyle korkuctuki benim icin elimi optu bayramda olsemde seni unutmayacamki isigi cok seven
@user-zu1zo4pm6s
@user-zu1zo4pm6s 6 месяцев назад
Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyoruz usul usul
@levi-nd9xt
@levi-nd9xt 6 месяцев назад
05.02.2024 23.10 Beni bu belirsizliklerle bırakıp cam kırıkları üzerinde yürütüyorsün.
@vedalardanbirbuket1984
@vedalardanbirbuket1984 6 месяцев назад
Yillar once beni terk etmeden once, bana arabada giderken bir resim cekmistin. Resmi buyuttugumde, bu siiri dinledigini fark etmistim.. Siir sevmesemde hergun bu siiri actim terk ettigin gunden beri.. Yillar sonra tekrar yazdiginda bu siiri gondermistim sana. Ezbere bilirim demistin. Aaa oylemi dedim bende. Oysa biliyordum dinledigini. Aptali oynamistim yine, cunku senin yaninda ben aptal oluyordum.. Aradan bir ay gecti, ve birdaha hic gorusmemek uzere ayrildi yollarimiz senle. Agriyor her yanim, gozlerim aglamamak icin okadar savasiyor ki, anlatamam sevdigim.. Ama bana son gorusmemizde dedigin gibi , seni hic birsey uzmez biliyorum.. Benim aci cekiyor olusum da seni uzmez biliyorum.. Gonlun dara, yolun bana dusmesin...
@Havin_12q5
@Havin_12q5 7 месяцев назад
"нüzɴüɴ вüтüɴ ĸoşυllαrı нαzır🍂"
@defnealibeyoglu2656
@defnealibeyoglu2656 7 месяцев назад
Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm…
@olcayersoy5457
@olcayersoy5457 7 месяцев назад
Şiirin anasını s.kmeyin saçma sapan hayatlarınızla karıştırıp
@user-ec9rk6bl9y
@user-ec9rk6bl9y 2 месяца назад
Aynen şiir bireyseldir
@Dilfiruz22
@Dilfiruz22 7 месяцев назад
"Kim, kimin derinliğini görebilir? Hem hangi gözle?"
@Senabooks
@Senabooks 7 месяцев назад
"Kimseler görmedi Ömür Hanım bu dünyadan ben geçtim." Hayatım bir şiir dizesi olsaydı bu olurdu
@Senabooks
@Senabooks 4 месяца назад
@@vecihiozk27 hayatlar farklı duygular ortak
@vecihiozk27
@vecihiozk27 4 месяца назад
@@Senabooks farkedilmemek iyi bir şey mi çok iyi birşey mi anlayamadım
@Senabooks
@Senabooks 4 месяца назад
@@vecihiozk27 her şeyin fazlası zarar. Denge mühim olan
@Senabooks
@Senabooks 7 месяцев назад
Bir kere göğsüne kafamı koysaydım hiç bir şeyim kalmazdı aslında
@haticekelesoglu3311
@haticekelesoglu3311 7 месяцев назад
Yaşama sevinci adina bir tutanağım kalmadı ömür hanim bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir günlerdir gözbebeklerimden.. Sahi nedir yaşamın anlamı?
@haticekelesoglu3311
@haticekelesoglu3311 7 месяцев назад
Yagmur yağıyor ömür hanim gökten degil yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum seslensem kim duyar sesimi yanlızliklar katından?
@siirselmelodi9642
@siirselmelodi9642 7 месяцев назад
Fonu nasıl bulabilirim 🌸
@nilgunakgoz6918
@nilgunakgoz6918 3 месяца назад
Ben de merak ediyorum
@hatunilcektay1234
@hatunilcektay1234 8 месяцев назад
Yarın 29 Aralık
@sair_siir
@sair_siir 8 месяцев назад
Bu şiiri ayrı şehirlerde dinlerdik şimdi omuzumda dinliyor cennet gülüşlüm... Allah herkesi sevdiğine hayırlı bir şekilde kavuştursun kalın sağlıcakla ❤
@FRED-lu3ym
@FRED-lu3ym 8 месяцев назад
Ben Hazar üstünde esen bir rüzgar Sen güzel bağlarda bir Van çiçeyi Anlatsam kimseler anlamaz beni Anlasan anlardın sen Van çiçeyi Ne kadar acıymış uzakdan sevmek Rüzgar olsan bile yetişemezsin Coğrafiya kaderdir dediler bana Ben Hazar rüzgarı sen Van çiçeyi Ama umudumda bitmiyor ki yar Bak kıyılarımda çiçekler de var Gerçi hiç birisi umrumda diğil Çünkü onlar diğil bir Van çiçeyi Van çiçeyim sana yazdığım bu şiir i bir gün anlamak umuduyla seni Seviyorum ❤️‍🩹🥲🥀
@selinkeyik8775
@selinkeyik8775 8 месяцев назад
İmkansız bir aşkı hatırlatır bana umarım da hiç unutturmaz