2011 yılında bir şarkı keşfettim, dinledikçe çok acı çekiyordum. Şarkıcının adı Mikis buna eminim ama başka ve eski bir Mikis isimli şarkıcı yoksa Yunanistan’da, bu o şarkı galiba ama emin de olamıyorum delircem
Bu Nadide eseri tanımama vesile olan büyük sanatçı Mehmet Önder beyefendiye teşekkürlerimi sunuyor ve ve Malatya'da yaza Merhaba Tiyatroları başlattığı için ona şükranlarımı arz ediyorum Mehmet Önder çok büyük bir sanatçı ve gerçekten iyi bir insan.
Hicran hocam, benim canımın içi. Size denk gelmek sanırım benim için en değerli tesadüflerden bir tanesi. Belki çoktan yazılmıştı karşılaşmamız.. Sizi çok seviyorum. Ve kısa bir sürede size bu kadar yakın olabilmek ve sizi, yaşattıklarınızi hissetmek sanırım aynı düşünce yapıdan olmamızdandi. Bana olan güveninizi bir çiçek gibi sulayip büyütücem. Umarım sizinle çok şey paylaşıriz. Güzel yüzlü hocam mutluluk ve mücadele peşinizi bırakmasın.❤❤
und so wandern wir einsam durch die Nacht sehen kein Licht in weiter Ferne folgen dem Nebel der im Dunkeln wacht aber manchmal schauen wir in die Sterne...
Korku saldı içimi. Yapıp yapamayacağımı düşünüp duruyorum. Şuan başım ağrıyor ve ağlamak istiyorum. Eksik hissediyorum kendimi yaptıklarım sanki hiç uğrunaymis gibi.. Off bilmiyorum canım sıkkın ve yoruldummm. Şuan rüzgar var ve hava çok güzel. Umarım başarırım...
Dinlemeye başlarken, her zaman olmak istediğim yerde gibi hissettim. Ordaydım her şey bitmişti. Bütün sessizliğimle otuyordum. Sonra birden sesler gelmeye başlıyordu bu çok beklediğim bişiydi. Ama ona rağmen bir burukluk vardı üstümde. Bi bıkkınlık. Haşa sana değil bu bıkkınlık. Bir yerden sonra kaval sesini duydum ve Bi anda babamın benim için çaldığı kaval sesi geldi kulağıma işte o an beni özlemlerimle yüzleştirdi. Kendimi süzdüm baştan aşağı, olduğum yeri, geçen her saniyeyi. Ne oldu da bu kadar bitmiş hissettim. Oysa her zaman yeni başlangıçlara gebeyken. Hem de bu kadar gençken. Neden duyarlıydım bu kadar. Tadını alarak içtiğim şarap neden mutlu etmiyordu artık. Bitmesin diye dua ettiğim, derin derin güldüren nefes aldıran anlarım, şimdi beni neden yanlız bıraktı. Ve sen güzel insan. Hani güzel şeylerin her zaman az olması gibi. Her zaman öğrenecek bir şeyim varmış gibi senden. Beraber Aynı rengi severiz gibi. Belki de aynı çiçekleri toplarız. Bilmiyorum ama hep bir umut bahşediyorsun, bitmeyen ama bir o kadar da uğruna savaşılacak bir mücadele gibi. Çok az gördüm seni belki ama taşıdığın güzellikleri hep bilecem. Ben bunu dinlerken sen yanımda ol isterdim. Yazarak değil de gözlerine bakarak içimi dökeyim sana. Hem ben heycandan titrerken sesim, senin alay edişlerin gider belki hoşuma. Çok fazla duygu doldum çok tuhaf bir zamanda dinledim. Ne kadarını anlatsam şu anın, hep eksik anlatırım. Bitiyor gibi hissettiğim hayatım, bitmeyen bir yol misali her virajdan sonra yeni bir yola bağlanıyorum. İşte bazen o kadar güzel manzaralar görürsün ki o yollarda, sanki hep oralarda yaşamak istemişsin ama hep uzak kalmışsın, Nereye gittiysen uzak kaldın, ama varacağını biliyor gibisin. Umarım bir gün varacam oraya, sonra babamın kaval sesinden gelen melodi beni alıp götürecek tekrar eskiye. Umudum hiç bitmesin, hiç bitmesin umudumuz..
@@Bakur47_ bu kadar kısa sürede ne de çok tanımışız birbirimizi. Ama ben eminim sen çok daha fazlasını saklıyorsun içinde güzelliklerin. Evet doğru mücadele etmeyi seven biriyim ama şimdi daha anlamlı olacak bütün savaşlarım. Daha falza umut edecem. Hele sen tutarsan elimi sadece dinlersen beni hiç bitmez benim anlatmalarım. O zaman geçiverir işte kötü olan ne varsa. Sonsuzluk bizi ve topladığımız balonları beklesin. Hiç bitmesin umudumuz. 🍀
Es war die Zeit von Revolutionen und Filme über Diktaturen aus Südamerika, wir haben im Iran 1979 die Filme von Gavras angeguckt , mit der Musik hier , jetzt wissen wir alles war bullshit 😂😂😂
Ne bileyim, bişey düşünemez oldum artık. Üzülsem ağlayamıyorum, sevinsem gülemiyorum. Haykırmak istesem bağıramam, susmak istesem olmuyor. Yağmur olsam bir dere kadar dolmam. Hissizleştim desem yeridir. Tabi hayat devam ediyor, yine güleriz yine ağlarız, kah düşer kah kalkarız. Bilemiyorum, belirsizlikler can sıkıyor. Belki de sınav dönemindeki 2 yıllık yoktan yere kaybımın pişmanlığı ve çaresizliği ağır geliyor, belki de alıştığımı sandığım yalnızlığım içten içe beni yiyor, belki de geleceğimdeki bu belirsizlik çok canımı sıkıyor bilemiyorum. Bu monotonluk, bu sıradanlık... Tüm bu amaç, bu hırs nedir? Ne olacak bu işin sonu? Hissizlik... Duygularım ölmüşte naaşını kaldıramamışım, sağ kalanlarında taburcu gününü bekliyor gibiyim. Amaan, şarkı güzel işte gene kafayı buldurdu akşam akşam...
merhaba efendim. yorumlari okuyordum... düs türküsü esliginde,,, gördügüm kadariyla en güncel yorum su an sizinkisi... bence hicte hissizlesmemissiniz, kendinize haksizlik ediyorsunuz bence 😊 söylemek isterim ki, kendime en yakin hisettigim yorumlardan birini okudum... hatta diger hisli yorumlari da okuyunca, en sonunda yine akti göz yaslarim, yine... benim de söylemek istediklerim vardi, yukarda yazacaktim da ama bu kadar hisli yorumlari okuyunca, yazmasam belkide daha dogru olur simdi... biseh ohmaz, deyip vazgectim... aslinda ben bu düs türküsünü yillar önce de dinlemistim... kim bilir, belkide yine buradan dinlemisimdir... 😔nasil olduysa birden kaybolmus zihnimde, taa ki bugüne kadar 😞 … ah, youtube... su sosyal medya dedikleri tüm platformlardan bir tek seni sevdim, biliyor musun... seni cok seviyorum youtube... sensin su hayatta beni anlayan, durulayan, bana dayanma gücü veren, insani aglatirken bile sevip umutlandiran... affedersiniz efendim, gördünüz degil mi, nasil da dagildim hemencik... oysa paylastiginiz bu güzel yorumunuz icin size tesekkür etmek istemistim... sadece cümlelerinizden cok hislendigimi paylasmak icin... 🙏ne güzel demissiniz, hayat devam ediyor, diye. evet, hayat devam etsin lütfen ve güzel insanlar hep yazsin ... birileri de okusun, n'olur ki... kendinden bir seyler bulur... 🌞 _yedi kez düsüp sekiz kez kalkanlara_ selamlarim olsun... 🪶💕
AŞK'TAN N'ANLARSINIZ BAYIM? Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum... Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım... Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. Aşk diyorsunuz ya Ben istemenin Allahını bilirim bayım! Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmay Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını evcimen telaşlarla okşadım bayım. Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım! Süt içtim acım hafiflesin diye Çikolata yedim bir köşeye çekilip Zehrimi alsın diye Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz İlahiler öğrendim. Siz zehir nedir bilmezsiniz Zehir aşkı bilir oysa bayım! Ben işte miraç gecelerinde Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin Bir şiir aradım. Geçen üç yıl boyunca Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. Ülkem olmayan ülkemi Kayboluşumu aradım. Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. Bir ters bir yüz kazaklar ördüm Haroşa bir hayat bırakmak için. Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır. Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
o qədər incitdin ki, məni... bəzən düşündüm ki, sən heç olmamısan, səni mən uydurmuşam. bunu heç zaman görməyəcəksən, ona görə belə cəsarətlə yazıram balcuk..