Maksat hasıl oldu, inkılâp adı altında millet köksüzleştirildi. Ne Avrupa gibi oldu ne kendi gibi kalabildi. Ortaya devekuşu gibi bir şey çıktı. Ne deve ne de kuş olabildi. "Bu millet nasıl bu hâle düştü?" nün cevabı bu...
Dilimizi bozan iki sebep 1. Arapca ve farsca kokenli kelimelere dusmanlik; avrupalilarin keljmelerine hayranlik 2. Sosyal medyada birer ikiser kelimeyle argo ile konusma adeti... Filmlerdeki seslendirme hataları eksik cümleler... Maslesef ogretmenler de uzerkndr durmuyor.
Özel tv. Kanalları açılınca yıkım başladı. Trt Türkçeyi koruyordu. Peşinden internet sosyal medya ve nihayetinde eiğitim sisteminin bozulmasıyla bu hale geldi ülkemiz.
Gerek yok geçmiş geçmişte kalır..boş muhabbet bunlar..ordan da bir 50 sene önceye giderseniz yine aynı şey olmuştur..yani 1910 da kullanılan kelimelerin birçoğu 1960 da yoktur..2070 de de bize gülecekler.
Geri getirmeye çalıştığınız sözcükler Arapça ve Farsça kökenli. Ulu Önder Atatürk'ün Türkçemizi arı duru duruma getirmeye çalışmasına bunlar ters düşer. Dil, toplumun kimliğidir soydaşlar🙋♂️ şu yazdığım birkaç sözde bile %90 dan çok Türkçe kökenli sözcük kullandım. Seçici olursanız, kimliğinizi yitirmezsiniz👏
şimdiki gençlerin özellikle bazı genç kızların ne dedikleri anlaşılamıyor. Dillerini ağızlarını Türkçe telaffuzuyla alakası olmayan şekillere sokuyorlar. Amerikalı gibi konuşmaya uğraşıyorlar. Amerikalı komşum var, ingilizce anlıyorum dediğim halde asla ingilizce konuşmuyor Türkçe konuşmaya çalışıyor ve onun Türkçe telaffuzu asla acayip şekillere bürünmüyor. Bir şey daha: ''hanımefendi'' ve ''beyefendi''kelimeleri yok oldular, artık herkes ''abla'' ve ''abi ''oldu . Artık ''siz'' demiyorlar ''sen'' li ''ben''li olduk .Tabi herkes abla /abi olunca bu '' normal '' herhalde
Benim dilimizin kullanılışında yaygın olarak gözlemlediğim sorun şu şekilde: Özellikle genç neslin dilimizde yer etmeyen yabancı kökenli sözcükleri kullanmayı aydın ve havalı olmakla ilişkilendirmesindeki büyük yanılgısı. Bahsettiğim durum Türk dilinde kültürel etkileşimler sonucu kendisine yer edinmiş ve neredeyse herkesçe bilinen, dilde eğreti durmayan sözcükler için değil. Daha ziyade sosyal mecralarda popüler olan kelimelerin dile uyarlanmaya çalışılarak dilin yozlaştırılması sorun teşkil ediyor. Arap, Fars ve Fransız kültürleriyle olan tarihî etkileşimlerimiz sonucu bu milletlere has birtakım kelimeler dilimizde adeta kemikleşmiş şekilde yer edinmiştir kendine. Ki bu kelimeler Türkçeye Türk dilinin yazıldığı gibi okunma kuralı gereğince uyarlanmış olduğundan dilde eğreti durmamakla birlikte kolaylıkla benimsenebilmiştir. Ancak günümüzde dilimizin bünyesine zoraki bir çabayla katılmaya çalışılan İngilizce kökenli kelimeler için aynı durum söz konusu değil. Şu bakımdan ki İngiliz dilinin okunuşunun yazı dilinden farklılık göstermesi sebebiyle, bu kelimeler yaygın olarak dilimiz kurallarına uyarlanmadan özgün haliyle kullanıldığından dilimizde eğreti durmakta, dilimizle bütünleşmememekte ve dolayısıyla dilin yozlaşmasına sebebiyet vermektedir. Özetle, Osmanlı devleti zamanında bazı yabancı kültürlerle olan etkileşimler sonucu bu yabancı kültürlerin kelimeleri dilimizde doğal olarak yer edinirken ve dilimizin kuralları gereğince uyarlanırken, günümüzde bunun tam aksi bir durum yaşanmaktadır: Popüler kültür, kullanımı dünyaca revaçta olan bir dilin kelimelerini zorunlu ve doğal bir süreç olarak değil zorlama bir şekilde dilimize katmaya çalışmakta ve bunu yaparken kendi dil kurallarımızı gözardı etmektedir. Ve bunu sosyal amaçları için bir araç edinmektedir. Sosyal mecralarda dilini muhafaza eden değil, dilinin yozlaşmasına müsaade edendir genç nesil.
İnsanlarımız derdini anlatamiyor,, özellikle Kürt vatandaşlarımız ne Türkçeyi ne Kürtçeyi tam konuşabiliyor..ortaya korkunc bi dil çıkıyor.. yarı Kürtce yarı Türkçe,, Kürtçe bilmedigi kelimeleri Türkçe konusuveriyolar... Hastanede birisi akcigeiriue enfeksiyone biseyler diyordu Kürtçe
Kıyamam ya, sanki bu kelimeler muazzim arabça temelli, asil osmanlının mirası değilde, yeniyetme cumhurriyetin tozlanmış kelimecikleriymiş gibi tatlı tatlı manipulasyonları yok mu... yazık
*Bu Türkçe (Orjinal Osmanlı Türkçesini Konuşanlar ve Konuşmak) konusunda Merhum Kadir MISIROĞLU videolarını izleyin ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız, Merhum bizâtihi kendisi Türkçe ye Osmanlı Türkçesi için dersleri var Büyük Şahsiyetin meziyetleri sadece onun ile kalmıyor kendisi adeta bir okyanus dan bir göl bölümü onun için, gıdalar ve gıdaların içindeki asıl zehirlere bile değindiği videoları vardır, tabiat ile ilgili konuşmaları değinmeleri vardır, diyorum ya hani o bir okyanus adeta "Ayaklı Ansiklopedi" diye tabirleri olmuştur biz sevenleri olarak.* *Rabbim ona rahmet eylesin, her ne kadar onu sevmeyip ardından çok alakasız kelam edenler de oldu hala oluyor..* *Biz ondan razı idik Rabbim de ondan razı olsun inşAllah 🤲😔🙂*
Atatürk çok iyi yapmış bu Arapça-Farsça tamlamaları ve sözcükleri Dil Devrimi ile günlük konuşmamızdan atarak. Bizi özümüze döndürüp ulus bilinci kazandıran atamıza saygıyla...
Türkiye'de dile dair sadece harf inkılâbı yapılmadı, lisan inkılâbı da yapıldı. Lisan inkılabına öncülük eden, siyasilere yön veren dalkavuklar sağolsun. Milletin geçmişinin, edebiyatının, tarihinin içine ettiler. Üniversite mezunu gençler, 300-400 kelimeyle konuşur hâle gelmiş. İstiklal marşındaki Türkçe'yi bile anlayamaz hâle gelmiş ama TDK hâlâ kelime uydurmaya devam ediyor. Ah güzelim Türkçe, sen kimler elinde oyuncak oldun.
Bu kelimeler Türkçe değil zaten Farsça ve Arapça. Bu kelimeleri unutmak yerine gerçek Türkçe yani Uyvurların kullandığı öz dilimizi konuşmak gerek. Bırakın Arabın Vuku Vaka Vakıf Vali gibi kelimelerini çünkü bu kelimelerin Türkçesi var zaten onları kullanalım