Ne kadar yüzeysel, basit bir anlatım. Nüfuz yok, kavrama yok, oradan oraya zıplayan bir zihinde insicam da yok. 14 asırdır herkesin bildiği ayetleri ve bu ayetlere bakış açısını, sanki kendi bulmuş gibi böyle huşu içinde anlatıyor. Hem orda var, hem çok kolay deyip hem de görmediler, duymadılar, yapmadılar demek ne kadar tutarlı ki? Üstelik dini neredeyse ahlaka irca edersen, Ömer Özsoy'un sorusuna maruz kalacağını bile düşünememişsin. Öyle ya din ahlaksa, fason ürün peşinde koşmamaksa Kuran a ne gerek var Resulullah'a ne gerek var? Bırak ehl-i kitabı, vahiyle, kitapla belki binlerce yıldır muhatap olmamış Çinliyi ne diye hidayete çağıracaksın?
Her sey guzel de... Hocanin "Devlete verdigi vergiyi zekatindan dusen..." sozune bir tenkidim olacak. Musluman'in vergisidir zekat. Oyle dusunuyorum en azindan. Bunu nereden mi cikartiyorum. Ebu Bekr'in, Ridde Savaslari kapsaminda zekat vermeyen Arap kabilelerine savas acmasindan. Zekat'i verdigimizi kim kontrol ediyor gunumuzde? Devlet mi? Hayir. Peki miktarini kim belirliyor? Belirlenen miktar (40'ta 1) gercekten Allah'in muradi olan miktar mi? O zamanki bazi Arap kabileleri gayettabii zekatlarini kendi iclerinde verir, Ebu Bekr'e haber gonderip "Artik size zekat vermeyecegiz." demezlerdi. Verecekleri zekatin hesabini neden Ebu Bekr'e (Devlet'e) versinler ki? Yani aslinda Devlet'in topladigi ve ihtiyac sahiplerine (Sosyal) Devlet tarafindan dagitildigi ve bunun da vergi kapsaminda degerlendirilmesi gerektigini dusunuyorum.
Ahmet hoca, iyi bir akademisyen, fakat hz. hızr ile ilgili olarak söylediği şeyler son derece problemli, yani allah c. C. Ayette belirttiği şeyle kendisinin söylediği şey arasında hiç bir alaka yok ki allah ebedi bir hayat vermedik diyor kıyamete kadar yaşamak ebedi bir hayat anlamına gelimiyor ki! Bir süreye kadar yaşamak ebedilik olarak anlaması yanlış.
Adam hermeneutik hiristiyani birşey diyor,bizim ilahiyatcilar neden istifade etmeyelim diyor.İlla kafalarindakini onaylaracaklar,biraz dinleyip dusunseler iyi olacak
Hangi başlık altında olursa olsun, hangi bilgi ve unvan altında olursa olsun; bahis konusu edilen başlıkların bilgi, bilmek hayat bağlamı temel ehemmiyete haiz değil midir? Elbette konuşulanların, bu çerçevede yazılanların etki potansiyeli yok değildir ve fakat birikimleri ortalığa saçmanın ötesine geçebilecek cüretleri nerelerde aramalıyız, konuşulanlar ve konuşmacılar özelinde bilgi edinmekle birlikte çözmekte zorlanmıyor değilim.
Peygamber çok güzel aktardı ashabına onlarda çok güzel uyguladı bize bu çağa alimler hocalar kanat önderleri anlamları izahı fetvaları daraltip öyle aktarıyor lar sanırım doğrumu sizce hocam tespitlerim beni aydınlatın bu konuda
Sözüm, ekrandaki tüm Değerli Hocalara: "Niçin, Bedreddin' le ilgili kapsamlı bir çalışma yapmıyorsunuz?" "Bedreddin, isyan etti etmedi sözüne sıkıştırılacak kadar sıradan biri mi?"
Şafii' nin Sufilikle ilgili sözü Şafii' ye uygundur, ama şiddetle red ediyorum. "Her şeyi ben bilirim, her şey benim söylediğim gibidir" diyor. İşte Sufiliğin, tasavvufun temelinde, bu ben bilirim anlayışa tepki vardır.
Hocalar, elbette çok değerliler, ancak söyleşilerde hocalıktan kurtulamıyorlar; hep anlatıyorlar. Değerli Hocam, sanki bir doktora tezi sunar gibi anlatıyor. Evet anlatıyor, anlatıyor. Bedreddin' in deyimi ile artık "Ben derim ki" yi duymak istiyoruz. Ha, bu arada söylenilen çoğu şeye katıldığımı da Değerli Hocam' a söylemek isterim.
Bir topluma yeni bir inanç yüklemeye kalkarsanız, toplum önce onu baskının da etkisiyle sorgulamaksızın alabilir. Ama zamanla sorgulama başlar, öncesi ile karşılaştırma başlar. Öncesinden eklemeler başladığı gibi eskisi, yenisi bir araya getirilerek bambaşka bir şeyde ortaya çıkar. İslam' da da ortaya çıkan yenileri de bu çerçevede değerlendirmemiz gerekir.
Programda eksik kalan çok önemli bir konu var: Tasavvufun Kur'an'a aykırı inanç ve uygulamaları üzerinde durulmalıydı. Kur'an'ı ölçü almayan hiçbir düşünce akımı kendini müslüman olarak nitelese de islam içinde kabul edilemez. Kanaatimce tasavvuf, içindeki Kur'an'a aykırı inanç ve uygulamalar sebebiyle, islami kavramları kullanan ama islam dışına çıkmış paralel başka bir dindir.
Ayrıca kalendiriliğin tasavvuf la hiç bir alakasi yoktur nasıl IŞİD in ehlisunnet le dinle diyanetle alakası yoksa oda ifrat için İslam'a sokulmuşdur tasavvuf serita hizmet için vardır İslam'a hizmet etmeyen hiç bir oluşuma tasavvuf denemez
Gazali ve Mevlana kötü bir örnek olmuş mevlana ve Gazali tasavvuf ta aldığı yoldan sonra İslam dünyasından 60 80 yıl önce başta Mesnevî olmak üzere eserlerini farscadan ingilizce Almanca Fransızca ya çevrimi yapılmis Halen batıda bir çok ünv nin müfredatına yerleşmiştir
Müslümanların izzet içinde yaşadığı dönemlerde hiç sorun çıkarmayan inançların (özellikle kader inancının) günümüzde “günah keçisi” ilan edilmesi ne kadar isabetli?
"Bir müfessirin zihni ne kadar berrak olursa, Kuran'ı da o berraklıkla sunmak ister"i gösteren lezzette bir sunumdu, her bir müzakere de ayrı ayrı ehemmiyetliydi. Ahlakın vazgeçilmezliğine yaptıkları vurgu kadar, (kavramların tazammunları tartışması ile beraber) din = ahlak indirgemesine dair Akif Hoca'nın ve Görmez Hoca'nın basiretli ikazları ve ufukları hassaten kıymetli.
KURAN SÜNNET İCMA ile haramlığı yahut helalliği sabit olan şey hakkında zıt yorum yapılamaz fıkıhta bu sabite göre yapılır diyanet kapatılmalıdır din eğitimi Nakşıbendi Tarikatı başta olmak üzere tarikatlara devredilmelidir
Hocam Mevlana, Yunus Emre, Gazzali gibi isimler onca ilimlerine rağmen niçin tasavvufa / bu alana yöneldi, konuşmanızda da belirttiğiniz gibi kimse onları zorlamadı. Ben de bunu merak ediyorum hocam. Normal hayatta bulamadıkları neyi orada buluyorlar acaba. Veya biz niye bulamıyoruz.
Her şey Mevla tarafından önceden belirlenmiş ve yazılmıştır.bunun aksi düşünce Allah'ın ileride olacakları bilmediği düşüncecesini akla getirir ki buda Allah a zayifet atfetmektir.
Tam Donkisot gibiler. Kafalarında hayali bir din anlayışları var Donkisotun yel değirmenleri gibi. Ellerine mizraklarini alıp hücum ediyorlar. Neye niçin ve nasıl saldırdıkları mi bilmiyorlar. Ama hepsi de hurra deyip saldırıyorlar. Zavallılar
