Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu'nun RU-vid kanalına hoş geldiniz.
Aralık 1999’da, Türkiye'nin AB Konseyi tarafından Birliğe katılım için aday ülke olarak ilân edilmesinden bu yana Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkiler sürekli gelişmektedir. Bünyesinde görev yapan 180 Türk ve Avrupalı uzmanıyla birlikte Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, bu yoğun ve çok boyutlu bağlardan doğan ihtiyaçların karşılanması doğrultusunda çalışmaktadır.
İnternet sitemizde sizlere Avrupa Birliği’nin yanı sıra Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine dair bilgiler vermeyi amaçlıyoruz. Temel amacımız Türk kamuoyuna erişilebilir, doğru ve güncel bilgilerin verilmesi olduğu için web sitemizin büyük bir kısmı Türkçedir.
RU-vid kanalımızla ilgili görüş ve önerilerinizi delegation-turkey@eeas.europa.eu e-posta adresine gönderebilirsiniz.
Bizim öğretmen köyde lojmanda kalıyordu ve okul çıkışı kimsenin evinden çıkmasına izin vermezdi hayvanlara bakmak zorundaydık saklana saklana hayvan bakardık dışardaysan dayak yersin . Bizim burnumuzdan getirdiler
Gümüshane 1461'de Trabzonun Alınması ile Türkiyeye Katılmış. Bu Tarihten itibaren Hep Trabzon Sancağının Bir Ilçesi Olarak Kalmış 1924'de Vilayet Sistemindeki Değişiklik ile Vilayet/Şehir Olmuş. Gümüşhane Tam bir karadeniz şehridir.Kültürü Olsun Oyunları Olsun Karadenizdir.Gümuşhanede Horon Oynanır Hem Kemençe azda olsa Tulum ve Davul Zurna ile . zamanla Gelen Çepni göcleri ile 2 ilçesi değişmis bunlar köse ve kelkit hatta Etnik ve Kültürel Olarak Değişmiş . Torul Şiran ve Merkez çok etkilenmemiş.Kürtün ise hiç değişmemiş.Mesela Gümüşhanenin Merkezi, Torul , Şiran ve Kürtün Rum Yerleşimidir.Kelkit ve Köse Ise Hem Ermeni Hemde Rum yerleşimiydi.Fakat Bugün Gümüşhanede Rumlar Ya 1923'deki Nufus Değişimi ile Yunanistana gitti Yada Asimile olarak Türkleştiler. Gümüshane Merkezde Kov Kalesi ve Santa harabeleri,Torulda Karacamağarası,Şiranda Tomara Şelalesi Ve Çakırkaya Manastırı, Kelkitte ise Sadak Kervansarayı Ile Gümüşhane Adeta Bir Kültür Abidesidir.Gümüshanenin Ünlü yemekleri ise Siron,Pestil Köme ve Muskadir.
06:05:00 civarinda Ali Eroglu tarafindan bahsedilen bitki laboratuvarinda uretilen bitki ve yiyecekleri yemek istemiyorum. Bana kafeslerde hic gunes gormeden yetistirilen tavuklari hatrlatiyor. Seralarda uretilen urunlerin bile normal urunlere kiyasla besin degerinin daha az oldugu ispatlanmis. Bu sekilde laboratuvarda uretilen bitkilerden yemek istemiyorum, biliyorum ki uzun vadede onlarin da zararlari ortaya cikacak.