Birini tanidim pek zaman once, en azindan pek yakina dek oyle saniyordum. O tanistirmisti beni Guney Marlen ile. Ilk dinledigimde 'meh diyerek gecmistim. Sonra sonra birkac sarkisi sarmaya baslamisti. Daha sonra Spotify'da diskografisinden bircok sarkisini kutuphaneme ekledim Marlen'in. Tabii o zamanlar her ay en cok dinlenen sarkicilar kisminda en ust siralarda ismini gorecegimi bilmiyordum. Velhasil kelam zor zamanlarda bircok sarkisi kulagimi percinledi. Gecen yil Subat'ta babam hastanede olurken disarida amansiz bir loopa almistim sarkilarini. Simdilerde ne zaman herhangi bir sarkisi calsa, aklima o gunler geliyor, tabi birde Marlen ile tanistiran zati muhterem. İkisini de kaybetmis olmak pek aci olsada ihaneti tattiran birinden pek şık bir hediye olarak kaldi bana. Boyle guzel bir ismi acinasi bir sekilde kesfetmis olmak buruk olsada, kekremsi ama unutulmaz bir hediyenin oznesi Marlen Beyefendi'ye selamlar. Kendisinin kardesinin bir Instagram hikayesinde sahsi hakkinda bir dizide yayinlanan muzigi ile ilgili dedigi su sozler gibi; "_ Intihar sarkisini diziye vermek ancak benim abime yakisirdi." , icimizde kendini intihar eden isimler icin boyle sarkilarda goz yasi dokmek ancak bize yakisirdi...
Bu şarkı ilk çıktığında bana bu şarkıyı hayatımın ilk aşkı olan çocuk önermişti o gün bugündür bu şarkıyı dinliyorum ve sürekli güney marleni dinliyorum.kalbime dokunan bir sanatçı oldu her zaman.şuan bana güney marleni öneren çocuk yok ama şarkıları anılarımı yaşatıyor
Sigarayı bıraktım doktorun ısrarıyla bir dönem fakat bu şarkı yüzünden hep üzerinde "son" yazılı sigaram bir köşede duruyor ben ölüp gidiyorum ve o sigaranı son bir kez tüttüreceğim bugün bu şarkıyla. Benden son defa not olsun başınıza ne gelirse olumlu olumsuz yaşamak güzel bu sözü hep kendinize söyleyin gözünüzde yaşlar olsa bile✔️
Her tanıştığınız sizi elinde ruhunuzu hapsetmek istediği bir kafes ile karşılıyor. Onca kafese hapsedilip onca kafesi parçaladım ki sayamadim. En sonunda biri çıktı ilk defa kafeste kalmak özgür hissettirdi. Kafesin kapısını açıp ruhumu savurdu kafesi parçaladı. Küçücük kafese sığan ruhum artık kâinata sığmıyor. Sonu gelmeyen dünya oyununda sonu gelmiş güzel günler için son sigaramı yakıyorum.
Umutluyum, bu çok acı Heyecanlıyım, güzel tadı ara ara gelir dinlerim ve hep aynı his. Aynı şeyleri nasıl hissedebiliriz.. “ama bu muhteşem yalnızlığım hiç geçmeyecek içimde..”
Gitmez biz bu âlemin birbirine biçilen kıskanilan sevdanin başrollerini paylaşan yıllarin yokedemedigi iki deli aşık vedalarin kisa surdugü kalp agrısıyız safiyenin ................
Gideyim diye elinden geleni yaptın, giden olmak istemedin. Aslında çoktan gitmiştin.. İkimiz de biliyorduk ya.. Ben söylemeye cesaret edemiyordum sadece.. Başkalarının sana yaşattığı acıları, sen de bana bile isteye yaşattın. İntikamını benden aldın. Ahımı aldın ya. Ömür boyu mutlu olma, olama.. Sana hakkımı helal ettim ama affedemiyorum. Seni de, kendimi de.. Senin gibi, unutmak için bir başkasını kullanmadım, kullanmayacağım. Aldığın her nefeste için yansın benim gibi..
"Siktir et"le sizi tanıdım. İyi ki tanımışım. Hayatıma kalite getiren sanatçılardansınız. Sözleriniz ayrı güzel, müziğiniz ayrı güzel, ikisinin uyumu ayrı güzellik. Çok daha fazla izlenmeyi ve tanınmayı hak ediyorsunuz ve öyle olacağına inanıyorum! Şarkılarınızı seviyorum ❤
Siz Müzisyenlerin kafası başka türlü çalışıyor. Biz izlerkrn bile anlamıyoruz Sizin ortaya çıkardıklarınızı. Beyin nöronlarında farklılık var sizde. Bizde olmayan bir ek özellik.
Alanca sen henüz yalnızca ışığı fark edilen bir güneşsin. Umarım ne kadar büyük ve fevkalade olduğun anlaşılacak. Hak ettiğin yerlere gelmen dileğiyle...
kıyıya vuran çocuklar yatıyor boylu boyunca kumsallarımızda cansız çocukların bedenlerini örtüyor gazeteler bu dünyada Sarılıp birbirinize çocuğunuzla, uyudunuz mu hiç? Akan uyku değil sanki aranızda, uyku hafifliğinde bir sevinçtir... Onlarda yaşamak istedi huzur ve barış içinde. ama yatıyorlar şimdi boylu boyunca bir ağacın gölgesinde bile değil karınca kararınca değil serile serpile dünyanın gözleri önünde..
Umutluyum bu çok acı. Geçsin bu 20'li yıllar, yavaş yavaş mahvediyorlar bu güzel hayatı, dünyayı.. ben 30'lu yıllarda yaşamak istiyorum.. daha iyi olur belki dibi gördüğümüzde.