çoraklık hissediyorum... büyüyosun ve bu dönüm noktasıdır kimi için kolay kimi için zor geçer. sen akranlarına göre sınırları aştığın için ıssızlık ve de yalnızlık hissediyorsun gibi geldi. bu ıssızlığın meyvelerini toplayacağını düşünüyorum inşallah. bu sancıları çekmekten sakın kaçınma ve korkma! Bu sancı seni sağlam büyüten bir şey gibi geldi bana. çok düşünmek özellikle felsefeyle bağ kurmak bunlar insanı bilinmez ama aslında bilinen( just bilinmez gelen) kuuyulara yollara itiyor. sadece şunu unutma biz bazen düşüncelerle öyle dost oluyoruz ki ben bazen kendimi 100 yaşındaki bilgeler veya sıradan olmayan o dünyayı sallayan hatta tuhaf ve muzip tiplere büründüğümü hissediyorum. yani böyle dalınca bir an dünyaya dön diyorum kendime ve içimdeki o umarsız çocuğa selam veriyorum. düşünce dünyasının mistiyiziminden - ne kadar büyüyor hissetsem de- çocuksu dünyamın o sarhoş eden tatlı mutluluğuna gidip geliyorum. bunu yapmazsam denge sağlanmamış olur ve çoraklaşırım her iki dünya da önem verilmesi gereken dünyalar. sakın o dipsiz kuyulara dalıp gitme arada bir kaldır başını bulutlara selam çak iyi gelir. bir yerde-videoda-insanın özel olmadığını veya sıradanlığını vurguladın belkı kafkayı yansıtmak icindi ama ben yaratıcının yarattığı olma layıkı ile kendımı çok şanslı hissediyorum. 'ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman siz hemen onun için secdeye kapanın' Hicr28-29 'Sonra onu biçimlendirip ona ruhundan üfledi.' Secde 9. biz O'nun ruhunun zerrecikleri miyiz bilmem ama bu kadar ilahi yönlerimiz her şeyi açıklıyor. sence sanat eseri sanatçıyı çağrıştırmıyor mu? kafka ve diğer birçok yazar eserinde ister istemez kendini hatırlatır,kendine veya başkasına. yani özel olmak için daha ne gerekli azizim :) 18 yaşındayım ve irademi kendim kontrol edebildiğimden beri düşünceler hülyalar beni 'akranlarından olgun düşünüyorsun' duyumlarına getirdi. herkes büyümeye can attığı dönem büyüme şartlarını düşünüp korkuyordum ben. evet büyümek bir dönüm noktasıdır sancılıdır evettt ama artık büyüyüp evrensel bir varlık olmanın ne demek olduğunu ve irademin merkezinde olmanın keyfini biliyor, anlıyorum. felsefe tüm ilimlerin anasıdır. her şey bir merakla başlar veya sokratesle lol! ben kötü hissettiğimde Allahla konuşuyorum çünkü iç huzur ancak onun verebileceği bir şey. kuranda iç huzur kelımesi geçer 'İnananların imanlarını kat kat artırmak için kalplerine iç huzuru [sekîne] indiren O'dur' fetih 4. kendine iyi bak abla veya kız kardeşim. bizim merak eden ve öğrenen dolayısıyla bu vesileyle dünyayı güzelleştirecek olan bir nesle ihtiyacımız var her birimiz halifeyız bence bu aydınlığı dünyaya yaymak için etkimiz küçük veya büyük. ama merak edip öğrenirken umarsız bir çocuk olmayı unutma ruhun rengarenk kalsın SAĞLICAKLA...
of be bu benim. yersiz yurtsuz hissettiğim çoktur.27 yaşındayım ve kendime ait bir düzenim yok, neyse ki yurda gideceğim dolabımın anahtarı olacak elimde ama bu da motive olmak için yeterli olmuyor bazen.
Senin anahtar üzerinde yaşadığın bu karmaşayı aile evinde kanepede kalmaya başladığım 18 yaşımdan beri yaşıyorum. Ben de hep “kök salma” kelimesi hakimdi. Bu ruhumda da çok yıpratıcı şeyler yaptı aslında. Hayatımda güzel şeyler olmasına rağmen kök salamadığım yerlerde hiç bi şekilde tam anlamıyla arkama yaslanamadığım için melankoliktim. 32 yaşımdayım. 2 ay önce o yuvaya ve kök salma hissine eriştim. Teskin olmaya başladı kalbim. Evliliğimin 3. Yılında… insanın kendi bedeninden kendine bi yuva inşa etmesi gerekiyor acılar ve mutluluklar eşliğinde. Umarım güzel bi süreç olur senin için de🤍
Ne güzel ifade etmissiniz, dis etkenlerle ve nerede oldugumuzla o kadar da ilgisi olmadigini, bu yolun kendimizi bulmaktan gectigini yeni yeni anlayanlardanim ben de, hayat ne garip bir yolculuk 🍃
Sevgili dostum iceforaberra, Bazen hayatta anahtarsız kalsak da içinde olduğumuz her anının, paylaştığımız her heyecanın kilidini beraber elimizde tuttuğumuza inanıyorum ve bunu hiç kaybetmemeyi diliyorum. Çünkü “bağlarımızın” yarattığı her andan çok keyif duyuyorum. Veee seni çokk seviyoruuum ❤
Kafka'nın yazılarından ve özellikle Dönüşümden benim anladığım şudur : Herkes, her şey ve özellikle sevgi geçicidir. Insan en çok güvendiği ve sevdiği kişiler bile kendisine sırtını dönebilecek raddeye gelebilir. Ilişkiler karşılıklıdır, saf sevgi ya yoktur ya da çok nadirdir görülenin aksine. Ve genelde bu acımasızca kararlarımızın ve düşüncelerimizin mantıklı bir dayanağı olmaz. Sadece kendimizi birtakım sözde akılcıl düşüncelerle avuturuz ve buna rağmen yaptıklarımızda ve hislerimizde çok özgüvenliyizdir. Ama bu gerçekleri yargılamanın ve değiştirmeye çalışmanın bir faydası yoktur çünkü herkes böyledir, insanoğlunun doğası böyledir. Melankolik ve nihilizme yönelten yazıları olduğunu düşünüyorum. Yazdığı hepimizin sıradan ve aynı olduğu gerçeğini, günümüzdeki pazarlamacı zihniyetin yarattığı aşırı bireyselciliğe karşı seviyorum ve ihtiyacımız olduğuna inanıyorum.
Herhangi bir göz boyama ve satış stratejisi olmadan yazılmış yazıların hasretini çeker olduk. Ben Kafka'nın her şeyi olduğu gibi, acısıyla yazmasını beğeniyorum.
Kendi adıma teşekkür ederim günümüzde neredeyse her düşünce ve davranışın sahte olduğu yerde bana biraz da olsun gerçek insan olduğumu hatırlatan bir video izledim. Seninle beraber düşünmek zevkti son olarak KAHROLSUN KAPİTALİZM :)
Kafka rüya mi hayal mi demek istedi diye cok merak ettim ve buna rastladim: "Als er einmal nachmittags zu mir kam, weckte er meinen Vater, der auf dem Sofa schlief. Zur Beschwichtigung die Arme hebend und leise auf den Fußspitzen durchs Zimmer gehend, sagte er: ‚Bitte betrachten Sie mich als einen Traum.‘" (Gesprächszettel an Dora: Roman - Hamid Sadr, S. 217) Bunu arkadasi Max Brod anlatiyormus. Acizane tercümem: Bana geldigi bir gün [ögleden sonra] koltukta uyuyan babami uyandirdi. Teskin etmek adina kollarini kaldirip parmak ucunda sessizce odadan gecerken dedi ki: lüften beni bir rüya sayin. Ilgi cekmekten kacinan biri oldugunu düsünüyorum, öldügünde kitaplarinin yayimlanmasini istememesi gibi seyler bana bunu düsündürüyor acikcasi (otoriter bir babayla büyümesine bagli belki de). Bircok sekilde davranabilirdi, ama o yine kafkaeskligini yapti 😂 Bireyselligin (benmerkezciligin?) bu kadar ön planda oldugu, reklamlarin dört bir yandan sen, sen, sen diye bagirdigi bu devirde dediginiz gibi de yorumlanabilir. Cok haklisiniz, nefsimiz kendini özel görmek ister, hatta üstün. Ilk günah bu degil miydi? Atesi topraktan üstün görmek. Ama büyük bir zatin dedigi gibi:) "hakiki mücahid, nefsine karsi cihad acan kimsedir" Bencil olusumuz belki de muhtac ve zayif oldugumuz icindir. Birkac saat yemesek, icmesek gücten kesiliyoruz. Bi aslana veya denize karsi aciziz. Belki bu yüzden kendimiz böylesine muhtaçken baskasina karsiliksiz yardim etmemiz bu kadar kiymetlidir. Biraz brainstorming yaptim, videonuz beni düsündürdü:)) sürcülisan ettiysek affola 🫡
@@iceforayse bu arada amin ama son dönemlerde hocalar geçiriyo daha bi kolaylaştı yani bu sene kalan falan pek olmadı ekonomik problemleri hocalar da bildiği için daha bi tolerans gösteriyolar
@@iceforayse eminim bunların hepsinin bir amacı var kabuk değiştirmemiz için. hem dünya sıkıntısız hep halimizden memnun olarak da yaşansaydı bu sefer şu anki halimize dönüşemezdik stres ve halinden memnun olmamak aslında bir nimet olayların farkına varıp yeni bir kimliğe geçiş yapabilmek için buna olgunlaşmak diyoruz.
Düşüncelerin güzel, ama bu söylediklerin, yalnızca savaşsız ve borçsuz bir dünyada mümkün diye düşünüyorum. Konuyla hiç alakasız görünüyor ama, dünya finans mafyasi'nın dünyadaki bütün ülkeleri ve nihayetinde insanların %99'u her yıl ekonomik olarak, merkezbankaları tarafından, faiz aracılığıyla borçlarının katlanarak yükseltildiği bir dünyada, "insanların kendi yapmak istedikleri şeyler", ister istemez arka plana düşüyor, çünkü okuyup iyi bir iş sahibi'de olsan, hem insanların, hem dünyanın çöplesmiş durumu, istediğin bir yaşamın karşısında engel olarak duruyor ve bu söylediğim olumsuz etkenler, hayatımızın çok çok büyük bir bölümünü domine ediyor. Acımasız gerçek olan, insanoğlunu büyük finansal tuzaklara düşüren büyük suçlular cezalandırılmadığı sürece, dünya daha'da yaşanılmaz bir yere, insanlar ise tahammülsüz ve saldırgan bir hale/yaratığa evrilecek olması.
Hocam şahsen ben de itibari parayı savunmuyorum. Arzı sabit para olsa, şu an yaşamakta olduğumuz çoğu sorunun yaşanmayacağı kanaatindeyim. Ne istediğimizi bilirsek, istediğimiz ile bizim aramızdaki engellerin de farkına varırız. Şunu unutmamalıyız ki en iyi hapishane, içinde olduğumuzun farkında olmadığımızdır. Sorunu günün sonunda yine kendimizde aramalıyız çünkü etrafımızda olan çok gündelik ama bize zarar veren olayların bilincinde değiliz.
"Kendi düşüncelerin", kendi düşüncelerin'mi acaba? Düşüncelerini genel anlam'da şekillendiren etkenler, yaşadığın bölge, etrafindaki insanlar ve olaylardır. Sen, ne zaman sensindir? "Herhangi bir esnada, kendi içinden dışarı çıkıp, bir üst boyuttan kendi kendini izleyip, her seyi tarttıgın an" derim... işte tam o sıra, etrafin etkenlerinden, yapay olasılıklardan ve alt boyut'daki sen'den ilişkiyi koparıp sen olabiliyorsun.
uhm hey... i really appreciate your content. Could it be possible for you to add English subtitles to your videos... i cannot understand Turkish at all and i would appreciate it if i could still follow up with the subtitles
Kitabı okuyalı yıllar oldu fakat benim bu cümleden anladığım kısaca şuydu, ben yetersiz, işe yaramaz (belki de herkes gibi) biriyim lütfen bunları görmezden gelin ve beni daha iyi bir şekilde anın. Bence bu düşünce bencilce bir düşünce değildir fakat, bencilce olsa bile yargılamamız doğru olmaz. Her insan bencildir, kendi açımdan örnek verecek olursam annemin ölümü beni çok üzer çünkü maddi ve manevi ihtiyaçlarımı karşılayan birini kaybetmiş olurum. Bu bakımdan düşündüğümüzde anneyi kaybetmek istememe düşüncesi bile bencilce gelebilir ama bu insanım doğasında olan bir şeydir, yargılanması gereken bir şey de değildir.
Bence kafkanın kastettiği şey insanların rüyaları kabul edişi insan gördüğü rüyayı değiştirmeye çalışmaz sadece kabul eder ve üzerine düşünür sadece bu yüzden kafkanın insanlar tarafından kabul edilmeyişine cevabı bu diye düşünüyorum
sonuçta hayatta doğru veya yanlış karar diye bir şey yok yaptığımız tüm seçimler bizi olmamız gereken yere ulaştırmak için ancak hangisi bizim için en sağlıklı olur işte bunu sadece kendimizde aramamız gerektiğinin farkına varmak birçok şeyin çözümü bence. yani tüm soruların cevaplarının aslında kendi içimizde olduğu farkındalığına ulaşmak ve her durumda kendi içimize dönmeye çalışmak gerek diye dusunuyorum bu durumu insan anladıkça dışarıya bağımlılığı da azalıyo(karar alma konusunda). videoda bahsettiğin kişiler de kendileriyle bazı konularda yüzleşemediği için bu durumdalar bence ama bu yüzleşme, kendini tanıma/kabullenme gerçekten de kolay olmayan şeyler haliyle herkes cesaret edemiyor. siz neler dusunuyorsunuz hocammm (ben zehra video cok guzel optumm😚)
Zehra Hocam zaten geçmişte yaptığımız hataları(!) silersek geriye biz diye bir şey kalmaz. Kendini tanıma/kabullenme kolay olgular değil hak veriyorum ama dediğim gibi önemli olan benim açımdan denemek/çabalamak. Size şu sözlerle baş başa bırakmak istiyorum: ''İnsanlar kendi ruhlarıyla yüzleşmekten kaçınmak için, ne kadar saçma olursa olsun her şeyi yapacaklardır. -Carl Jung'' <333
Hitabetinizi düzeltmek ve kelime dağarcığınızı genişletmeniz için klasiklerle tekrarlı okumaya başlamanızı öneririm. cart-curt-adam-neyse- tamam mı ? gibi cümle içi absürt kelimeler konuklarınızı yorar, sizi ve dinleyicinizi anlamaktan ve konu bütünlüğünden uzaklaştırır. özverinizi ve niyetinizi taktir ettiğimi ayrıca belirtmek isterim. sevgiler.
Hocam yapıcı eleştiriniz için teşekkürler. Şunu da eklemek isterim ki ben sürekli yurt dışına gidip geliyorum ondan mütevellit cümleleri kurarken bazen grammer karışması olabiliyor. Saygılarımla.
Hocam, Azra Hocam. Siz de haklısınız tabii ki ama insan şunu unutmamalıdır ki her düşünce değerlidir. Düşünceleri değersizleştiren çevresindekilerdir. Düşüncelerinizin değerli olmasını istiyorsanız bulunduğun çevreyi değiştirin derim hocam.
Bütün iyi niyetimle 6 dakika kadar dinledim. Yapıcı eleştiri de bulunmak istiyorum. Dinleyemedim, çünkü aynı kelimeyi sürekli tekrar ediyorsun ve bu yabancı bir kelime ayrıntılı ve net bir anlatım değil sürekli geri sarıp dinlemek gibi. İstersen bir defa daha dinle beni anliyacaksin.😊