Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gi- diyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar ka- tından?
Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yü- reğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük...Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi ka- ranlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım...Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle .... Yine susmak istedigim bir guz aksamindan ...
Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında . İçimde bir çocuk yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek... Sahi yaşlılık derin bir iç çekiş yanılmış bir çocukluk olmasın ...
Aleynamın yanında dinliyordum. O söylemişti bi dinle diye. Şimdi dinliyorum ama sen yoksun herşeyiyle uzaklaştı benden ne sevgisi kaldı ne muhabbeti. 😢
bambaşka başka bsşka bir şiir sözler i hikaye özü roman gibi sanki küflü yıllardan kalan anlatımsal sadelik yorgum ama mutlu bir bakış hayatı rafine eden bir şiir …….. emel ömür hanım kedileri olan begonyaları olsn bir kadın olmalı dar sokaklarda dingin yalnuzlıklarda boğulan bir kadın …… emel
Yağmur yağıyor Ömür hanım. Gökten değil, yüreğimin boşluğundan, Ömrümün ıssız toprağına... Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, Bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi Yalnızlıklar katından?
İçimde bir acı var ömür hanım. Bu acı ki her solukta bir öncekine göre daha çok acıtan. Bu acı sana olan yaşama sevincimi yitirmeme neden oldu ömür hanım. Ben ki onun yerine de acı çeken çifte korkudan bir umut ıslığıydım. Sahi nedir yaşamın anlamı? Sevdiği,sevildiği kalpte yaşamak yaşatmak değil midir. Oysa sokakların telaşıyla odaların suskunluğu arasında sıkışmış bir kekeme hayaldi benim hayatim. Nereye baksa pul pul uzaklık dökerdi. Ben acıyla yakınlığımı duyurmaya çalışırdım. İçtenliği yalanla zedelenmiş insanlar, tuhaftır içtenliğe değil de yalana tutunuyorlardı... Bahar kalbimden yürüyordu dünyaya. Her şeyi duyguların düzene koyduğu yaşlardaydım. Dört mevsimden damıtılmış beşinci bir mevsim gibi doldu boşluğuma. Gülünce içimde binlerce karınca yürürdü. Baktığı yerlerim kıpkırmızı kesilirdi. Dünya bir boşluğa düşerdi elimden tutunca. Kalbim çoktan varmıştı varacağı yere. Başka nasıl öğrenebilirdi insan sınırlarını... Beni senden daha iyi kim anlayabilir ömür hanım...