Tahtacılığa, yani ağaçeri bilgisine vakıf olmayı önemsediğinizi memnuniyetle görüyorum, o zaman bu konudaki yaygın bilgisizliği bilince dönüştürmede bize çok iş düşüyor.
sınamışın,mutun,mersinin tüm erenlerine,canlarına,tahtacı alevisi canlarımıza istanbul halkalıdan selamlar.çiftimiz bir yastıkta kocasınlar(DERSİMLİ ALEVİ ZAZA)
Oyun güzel lafım yok yalnız 0:24 saniyedeki atletli abinin elindeki bira şişesi görüntüyü bozmuş içmesin demiyorum Bi köşede içsin kimseyi ilgilendirmez içmesi... Yalnız bu görüntüler yüzünden insanlar kötü düşünceye gidiyor...
MENGİLER: Mengilere tarikat semahı da denir. Semahın oynanabilmesi için; çocuk ve gençlere öğretilir. Semahın bütün figürleri, ölçüleri aynıdır. Sözleri lirik, güzelleme türündedir. Eğlencelerde, ziyaretlerde, düğünlerde oynanır. Özellikle Tahtacılarda mengi bir simgedir. Bir genç kız mengi oynamasını bilmeyen, gençle evlenmez. Bazı Mengiler: Horasani Mengi(Eski Mengi) Bu mengi daire şekline oynanır. Özellikle yaşlılar oynar. Çalgılar: Bağlama, çöğür, cura, kemene ve köşeli davul) HORASANİ MENGİ Aşağıdan gelen Urum Koyunu Selviye benzettim yarın boyunu Kendi güzel emme bilmem huyunu Ben bir orta boylu yardan ayrıldım. Her daim kış gitmez, bir de yaz gelir Çok durma belki de söz gelir Mısırın hazinesini versem az gelir Urum haracıda yoluna kurban Ak gerdan üstünde çifte gülün var Kalem kaş üstünde sümbül telin var Ne doyup usanacak tatlı dilin var Uğrun, uğrun yüzüme gülmeyeydin. Tavus kuşu gibi göğsü nakışlı Kaldırmış Üsküp’ün doğan bakışlı Güvercin topuklu keklik sekişli Ver Allahım ver, bir civan gönlüm eğleyim. Bu mengi 1975 yılında Kırtıl Köyünde Felteş DUMAN’dan derlenmiştir. TÜRKMEN MENGİSİ: Bu mengi karşılıklı şeklinde oynanır. Yeni öğrenen çocuklar ve gençler oynar. Yine Felteş DUMAN’dan derlenmiştir. Dere dere gidelim Kara koyun güdelim İkimizi görmüşler Haydi, inkar edelim. Değirmenin bendine Döner kendi kendine Değirmende üç kız var Biri benim kendime. (NAKARAT) Su içtim yudum, yudum Otur karşıma dudum Dünya hep güzel olsa Senden kesmem umudum. (NAKARAT) Kalenin ardındayım Padişah yurdundayım On iki yaşından beri Ben senin yurdundayım (NAKARAT Değirmenden geçeyim Gir koynuma çiçeğim Altın zarflı fincandan Sen doldur ben içeyim. (NAKARAT SEVELİM MENGİSİ: Düğünlerde ve eğlencelerde saygın kişi sevgi belirtisi olarak sevilir. Bu şöyle olur: Mengi daire şeklinde oynanırken, oyunun başını çeken kişi birden Durur ve yere çöker, diğer oyuncularda aynı şekilde yere çökerler(çömelirler) Sazlar da bunu görünce susar. Düğünde ise bayraktar hemen gelir. Ortaya gelir. “ Ne istiyorsunuz?” “ Sevelim.” “ Kimi sevelim? “ “ Kayınbabayı sevelim.” Kayınbaba hemen bulunur. Ortaya getirilir. Elinde bir şarap veya rakı şişesi vardır. “ Türkü gelsin.” Sazlar türküyü çalmaya başlarlar. “ hey çekilir. Kayınbaba havaya kaldırır. Havada iken elindeki şişeyi açar oyunculara içirir. Bir süre sonra yere indirilir. Bu işlem sonra tekrar eder. Bu sevelim işlemi KEKLİK OLSAM ve PINARBAŞI, ANTALYA Mengileri ile oynanır. Tüm Mengi’lerde ölçü 9/8 lik olur. Antalya ‘Yöresinde özellikle Aydınlı Tahtacılarının Mengi’leri 8/8 lik ölçüde (ES) olmadan çalarlar. Mengiler en az iki kişi tarafından oynanır. Alanın ve bilenin durumuna göre beş yüz kişi ile oynandığı görülmüştür. ALMA DERESİ ( AVŞAR MENGİSİ) Yükseğinde olur şahin yuvası Engin engine Avşar Obası Gabul olur güzellerin duası Haktan sevdiğini diler bir zaman. Engine salalım şahini bazı Sevmeyen çeker mi sendeki nazı Garibin elinde o kırık sazı Güzeller aşkına çalar bir zaman Vara, vara vardık Alma Deresi Uzak kaldı nazlı yarin arası Artıyor, bitmiyor gönül yarası Mevla dermanını verir bir zaman. PINARA VURDUM KAZMAYI Pınara vurdum kaznayı Hanımlar bağlar yazmayı Kız gücük bilmez gezmeyi Ben sana meyil düşürdüm, öldürdün beni Gül iken soldurdun beni. Fesliken ektim yalıya Kurudu döndü çalıya Söyleyin oğlan Alıya Ben sana meyil düşürdüm, öldürdün beni Gül iken soldurdun beni. KEKLİK OLSAM YUVA YAPSAM Keklik olsam yuva yapsam Ben de bağlara, bağlara Ben yarimi alsam kaçsam Yüce dağlara, dağlara. Yüce dağ başının vay, vay Karı ben olsam vay, vay Yarim çiçek olsa vay, vay Arı ben olsam vay, vay. Yüce dağ başında vay, vay Kar mı yemeli vat, vay Olura olmaza vay, vay Yar mı demeli vay, vay. KARACAOĞLAN MENGİSİ Şu yüce dağların karı eridi Sel oldu gidelim bizim ellere Eteğini lale sümbül bürüdü Gül oldu gidelim bizim ellere. Nazlı olur güzellerin iyisi Deli gönül güzellerin delisi Gayrı bizim elin kara çalısı Gül oldu gidelim bizim ellere. Karaca oğlan erken gelir yazları Güzel sen kimden eder nazları Ananın , babanın acı sözleri Bal oldu gidelim bizim ellere. PINARBAŞ BEN OLAYIM Pınar başı ben olayım Bulanırsam bulanayım Verin sevdiğimi bana Dilenirsem , dileneyim. Pınar başının gülünde İbrişim kuşak belinde İpek mendil var elinde Kaçam diye söz ediyor. Ark altında su doldurur Zülfünü yel aldırır. Bakışı adam öldürür Kaçam diye söz ediyor.
SADECE BİZ TAHTACILARA AİT BİR OYUN. BİR TAHTACI ALEVİSİ OLARAK GURUR DUYDUM.VALLA NE SÖYLEYİM İBRENDİM.TARSUS,TAN SELAM OLSUN CANLARA .ALLAH BİRLİĞİNİZİ DİRLİĞİNİZİ ARTIRSIN HAK MUHAMMET ALİ YARDIMCINIZ OLSUN.
Bakın ne diyor bir can" Uygurların oyunu" . Çünkü bu, yani Anadolu'da Tahtacı, aslen Ağaçeri denen bilgi biz Türkçelilerin Sami, acem hatta sümer filan ortada yokken varoluşumuzdaki en önemli ilk iki damarımızdan biridir. Güneş- ateş- gök ve ağaç(kayın) kültü. Bugün Moğol, japon gibi başka uluslar olan ilgili ilgisiz bir çok halkın evrene akıl gözlerini ilk açışlarındaki ışığın aydınlatıcı şokunu, yakan ve yaşatan ateşin kutlu bilgisini ilk yaşayan, bunu zaman ve uzamda her yere taşıyan ilk budunlar işte bu dili konuşuyor. Onun için herşeyi zamandizim ve yer bilgisi ile yerli yerine koyalım, ve bakalım, sonsuz türkümüzün erenleri ne derler bize kamlarımızın sönmeyen ateşi ile nice sulara kandırırlar bizi...
