Giriş introsu çok güzel olmuş öncelikle bunu söylemek istiyorum. Z S için ne nefret duyuyorum ne de müthiş efsane bir yönetmen diyorum. Kesin olan bir şey varsa filmlerini izlerken çok iyi dediğim yerleri de var ,bu ne böyle dediğim yerleri de var. Bazı şeylerde harbiden çok iyi bu adam ama bazı şeylerde ise sicip batırıyor. Görsellik , sinematografik olarak genellikle çok iyi ama senaryoda patlıyor. Belki de bu adam çok üst düzey bir senaryo yazıyor ama biz anlamıyoruz . Zamanında Nikola Tesla yı da o devirde yaşayan insanlar anlamamıştı bu günse bir efsane . Ya da belki de gerçekten efsaneydi gazoz oldu ,kim bilir
Zack snyder filmlerini izlerken film değilde çizgi roman izliyormuş gibi düşünürsek herşey kafada oturuyor , ben kendisinin tarzına bayılıyorum. Kendisinden sonra dc nin ne kadar saçmaladığını görüyoruz. Açıkçası zack snyderdan sonra tüm süper kahraman filmleri cıvıklaştı. Kendisinin yokluğu sektörü bitirecek. Özellikle james gunndan hiç umudum yok. Gülüşmeli ,cıvık, ses bariyerini kırınca osuran superman filmleri hepimize hayırlı olsun.
Zack Snyder in Batman ve Superman hakkında yaptığı bence en büyük ve affedilemez hata Superman in asla gülmemesi ve tamamen umut ve ütopik konsept üzerine kurulu bir karakteri o kadar senaryo da darlıyorlarki hani adam depresyonda gibi izleyiciyi de bayıyor Superman geldi ortamı sikecek diyemiyorsun Batman in ise tıpkı bir anime karakteri gibi devamlı trip adam içten içten şaklabanlık yaptırmaya çalışmaları bu kadar kendi moral code una bağlı bir adamın demir irade denilebilecek bir adamın bu kadar lavbali davranması otomatik olarak filmin ilerleyişini de bozuyor karakterlerin temellerini daha düzgün atıp asla bozmadan filmin gerisini de ona göre sekillendirmeleri gerekirdi yanlışım varsa tabii ki düzeltin lütfen
Hayatımda izlediğim en kötü 10 film sıralamasına girer. Bu kadar kötü senaryo-hikaye anlatımı, çekim ve kurgu nadir görülür. 1970-80-90'larda bundan kat kat daha güzel çekilmiş ve etkileyici efektlere sahip yüzlerce film sayabilirim. İlk tespitlerim: -30 yıl önceki filmin yanına yaklaşamaz. Çok başarısız. - Filmin ortasına kadar biri pörtlek gözlü yakışıklıca kekomuz ve diğeri tavşan dişli ördek dudaklı ve rol yapmayı beceremeyen melez kızımız olmak üzere iki tane keşin sarhoş kafayla kulüpte kırda bayırda yalaşıp seks yapmasını "AŞK" diye izliyoruz. -Sonra, şeytan mıdır, hizmetçisi midir, tarikat şefi midir kim olduğunu anlamadığımız (ve anlatılmayan) yaşlı bir amcanın sapık cinayetlerini ve azmettirmelerini izliyoruz. Ulan madem cinayet ve ölümlere o kadar aşıksın git şehrin şebeke suyuna zehir at ya da uçakla şehrin üzerine siyanür püskürt zevkten dört köşe ol, bok gibi paran var, ne diye haftada bir tek tek kız avlatıyorsun izlerken kendini avuçluyorsun? -Bu cinayetlerden bizim sapık amcanın kazancı ne? Sonsuz yaşam mı kazanıyor? Şeytana hizmet edince ödül mü alıyor? Olayınız ne sizin yaw? -Ardından bizim pörtlek gözlü arkadaşımız ölümsüz hale geliyor bunu anlaması filmin 1/4ü kadar sürüyor. -Ardından tren garından bozma köhne bir Araf'ta Fas göçmeni Arap dedesi kılıklı başka bir amca ile tanışıyor. O da melek midir kayıtsız mülteci midir ne olduğu belli değil. -Filmin adı CROW (Karga yani) ama ortalıkta yem arar gibi haybeye uçan kargalardan ve pörtlek gözlü ölümsüz abimizin peşinden ayrılmayan, ama bir boka da yaramayan bir kargadan başka filmin adı ile alakalı bir şey anlatılmıyor. (Crow) Karganın aşk ile ölümsüzlük ile alakası ne? O kargalar ne işe yarar? Hadi Batman ara sıra yarasalarını düşmanların üzerine yağmur gibi yağdırıyordu, bu karga ne işe yarıyor amk? Bu da anlatılmıyor yani. - Filmde 30 yıl öncesinin efekleri kullanılıyor üç beş tane o kadar. Ulan evimde after effect ile daha çok efekt üretiyorum bilgisayarımda. VFX GFX falan filan yok yani filmde.. berbat. -Özgün ve iyi hazırlanmış müzik-soundtrack'ı yok. Kim hatırlayacak sizin filminizi 2 ay sonra? -Sıkıldım yazmaya.. zamanıma yazık. - Özetle İZLEMEYİN İZLETMEYİN. Beş para etmez aptal bir film.
İki önemli film unutulmuş. Biri Jules Dassin’in 1964 tarihli Topkapı bir diğeri de Chanles Winkler’in The Net 2.0. İkiside geniş İstanbul background’una sahip filmler.
2000lerde Holywood'a yansıyan İstanbul imajını anlamak çok da zor değil. 11 Eylül'e kadar Batı ve Doğu ayrımı bu kadar keskin bir şekilde yapılmıyordu. O saldırıdan sonra Amerikanın dünyaya empoze etmek istediği şeye, doğuya geçirdiği kılafa aslında biz de dahil olmuş olduk.
Skyfall çekilirken kapalıçarşıda çalışıyordum. O kovalamaca sahneleri iyi kide çekildi. Yıllarca dükkan sahiplerinin tarihi binalara ne rezil davrandığı meydana çıktıda kapsamlı restorasyon başladı. Arkadaş adam terasına pisuvar koyup giderini de yağmur oluğuna bağlayıp caddeye mi verir yav.
