30. ayet: Şehirde birtakım kadınlar, “Duydunuz mu?” diyerek dedikoduya başladılar: “Vezirin hanımı, uşağına gönlünü kaptırmış. Sevda ateşi bağrını yakmış; kadın çıldırmış besbelli. Doğrusu bunu ona yakıştıramıyoruz!” 31. ayet: Aleyhinde dolaşan dedikodular kulağına erişince hanım o kadınları konağına çağırttı. Onlar için mükellef bir sofra hazırladı ve sofraya her biri için bir bıçak koydu. Kadınların, ellerinde bıçak meyve ile meşgul oldukları bir anda Yusuf’a, “Çık karşılarına!” dedi. Kadınlar Yusuf’u görüverince hayranlıktan dona kaldılar ve güzelliğine dalıp, farkında olmadan ellerini kestiler: “Haşa, Allah için, bu bir insan olamaz; bu, olsa olsa pek yüce, pek kıymetli bir melek olabilir!” dediler. 32. ayet: Evin hanımı, “İşte,” dedi: “kendisine gönlümü kaptırdım diye beni kınadığınız genç! O’nun nefsinden murat almak istediğim doğrudur; fakat O, sımsıkı ismetine sarıldı (günaha tek adım olsun meyletmedi). Ama andolsun, eğer kendisine emrettiğim şeyi yapmazsa, başka yolu yok, kesinlikle zindana atılacak ve kesinlikle aşağılanacak, perişan olacaktır.” 33. ayet: Yusuf, (kadınların arzuları ve planları karşısında) Allah’a yönelip yalvardı: “Rabbim! Bunların beni yapmaya çağırdıkları şeyi işlemektense zindanı tercih ederim. Eğer fendlerini bozup beni onlardan kurtarmazsan, kayıp onlara meyleder ve cahillerden (doğru nedir, yanlış nedir bilmeyen, bilseler bile yapmamaları gerekeni bile bile yapanlardan) olurum.” 34. ayet: Rabbisi duasını kabul buyurup kadınların fendini O’nun üzerinden çekti. Hiç şüphesiz O’dur Semî‘ (her şeyi, her duayı hakkıyla işiten); Alîm (her şeyi, herkesin durumunu hakkıyla bilen). 35. ayet: Saray idaresi, gerçeği bilmelerine ve suçun kimde olduğunun delillerini gözleriyle görmelerine rağmen, bir müddet için Yusuf’u hapse atmayı uygun buldular. 36. ayet: Zindana O’nun yanına iki de genç girdi. Bir gün içlerinden biri, Yusuf’a gördüğü bir rüyayı anlattı: “Rüyamda kendimi şarap yapmak için üzüm sıkarken gördüm.” Bunun üzerine diğeri de, “Ben de,” dedi, “rüyamda başımın üstünde ekmek taşıyordum ve kuşlar onu gagalıyordu.” “Bu rüyaların yorumu nedir, bize söyler misin? Doğrusu biz seni çok hayırlı, pek iyiliksever biri olarak görüyoruz” dediler. 37. ayet: Yusuf, “(Bakın, şimdi size yemek gelecek.) Size yemeniz için ne zaman herhangi bir yemek gelecek olmasın ki, onun ne ve nasıl bir yemek olduğunu o gelmeden önce size bildirmeyeyim. Bu bilgi, Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Çünkü benim Allah’a (inanılması gerektiği biçimde) inanmayan ve Âhiret’i de inkâr içinde bulunan bir halkın diniyle ve yoluyla hiç ilgim olmadı. 38. ayet: “Ben, daima atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine ve yoluna uydum. Bizde asla Allah’a şirk koşmak yoktur. (Bu Tevhid inancı ve insanları bu inanca çağırması,) Allah’ın bize ve aslında bütün insanlara çok büyük bir lütf u ihsanıdır; ama gel gör ki insanların çoğu, (böyle bir lütf u ihsandan dolayı Allah’a) şükretmemekte (ve bu çağrıya müsbet cevap vermemektedir). 39. ayet: “Ey benim hapishane arkadaşlarım! (Kâinatın varlık ve idaresini) farklı farklı rablere vermek ve bunlara ibadet etmek mi makûl ve hayırlı olan yoldur, yoksa Tek ve (bütün varlık üzerinde) mutlak hakim olan Allah’a mı? 40. ayet: “O’nu bırakıp da kendilerine taptığınız şeyler, sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım isimlerden ibarettir. Allah, onların ilâh ve ma’bud olabileceklerine dair hiç bir delil indirmemiştir. Şurası bir gerçek ki, mutlak manâda hükmetme yetkisi sadece Allah’a aittir. O, Kendisinden başka hiç bir varlığa ibadet etmemenizi emretmiştir. Budur doğru ve her bakımdan sağlam din. Ne var ki, insanların çoğu bilmemekte ve bilgisizce hareket etmektedir. 41. ayet: “Ey benim zindan arkadaşlarım! Rüyalarınıza gelince: İlk soran arkadaş, efendisine eskiden olduğu gibi yine şarap sunacak; diğeri ise asılacak ve kuşlar başını gagalayacak. Yorumunu istediğiniz konuda artık hüküm verilmiş bulunmaktadır.” 42. ayet: Yusuf, o iki arkadaştan kurtulacağına inandığı kişiye, “Beni, (suçsuzluğumu) efendinin yanında anıver!” dedi. Fakat şeytan, o kişinin bunu efendisine söylemeyi unutmasına sebep oldu da, Yusuf bir kaç yıl dana zindanda kaldı.
İnsanın fikirlerinin ve bakış açısının değişmesi onun canlı ve iradeli şuurlu varlık olmasının gereğidir. Kant mı diyordu hayatta her şey değişir değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Her zaman fikirlerimizi yeni farklı bakış açılarıyla tadil etmek gerekiyor. Ve hiçbir zaman muhatabımızı belli kalıpların içine sokmamak lazım. Ya zaten bu adam böyle dememek lazım, belki değişmiştir. Belki tövbe etmiştir ama sana dile getirmemiştir gibi. Selamlar gençler ❤
Kıymetli Mustafa kardeşim ile sohbet ederken kayıt almıştım. Burada da paylaşmak istedim. Konuları açmadan ilerlediğimizin ve ses kalitesindeki sıkıntının farkındayım. Mazur görmenizi rica ediyorum ☘️
Âmin. Allah razı olsun. Şimdi oğlumla Fenerbahçe maçını seyretmek yerine , okumak istediğim kitabımı okumama sebep oldunuz. Sağolun varolun genç kardeşim.
Belirli manevi okumalarımızın olması gerekiyor. Düzenli olarak okuma ve sohbet dinleme çok kıymetli. Tavsiye edebileceğim okumalar; 1-Kuranı Kerim 2-Hadis 3-Siyer veya hayatüs sahabe. İslam büyüklerinin hayatları da olabilir. 4-Risalei nur gibi iman esasları eserleri. Günlük düzenli okuma yapmazsak gaflete her zaman esir düşeriz. Bunu dışında mutlaka 5 vakit namaz olmalı. Bu en önemli husustur. Yaşam amacımızın büyük bir kısmını namaz teşkil etmektedir kanaatindeyim. Ayrıca namazın ardındaki tesbihleri yapmak ve dualar etmek, akla hayale gelmez hazineler kazandırır bizlere. Rabbim hayat amacımızdan gafil yasamaktan muhafaza eylesin bizleri
Namaz ile hint yogasi surya namaskar arasindaki iliski hakkinda cok yorumlar ve tartismalar var ozellikle Hindistan Ve Pakistan arasinda..Bununla iligli bir video olabili rmi? Tskler.
Aslında kendimizi, yaptıklarımızı küçük görüyoruz ve bunun neticesinde de diğer hedeflerimize ulaşmak için güçlü adımlar atamıyoruz. Büyük hedefleri olanlar büyük adımlar atarmış , biz de onlara o güzel insanlara benzemek için yolda olmaya , yolda kalmaya gayret edeceğiz inşallah. Teşekkürler tekrardan abi, çok sağ olun 😇
İmkanı ve gücü yetenlere 9 gününde de tutmak tavsiye edilir, müstehaptır. Ama mutlaka en azından arefe günü tutmak gerekir. Efendimiz sav “Arefe günü tutulacak orucun önceki ve sonraki senenin günahlarına kefaret olacağını Allah’tan ümit ediyorum.” (Müslim, Sıyâm, 196-197 [1162]) buyurmuş
7 Haziran 2024 cuma başlayacak olan zilhicce ayına hazırlanalım: Zilhicce ayının 10 gecesi ve ilk 9 günü, Kur’an’ın üzerine yemin ettiği bir zaman dilimidir. Rahmet, mağfiret ve bereket günleri olan bu özel zaman dilimlerini Efendimiz (sas) bize şöyle anlatmıştır: **“Allah (cc) katında çokça ibadet edilecek ve salih amel işlenecek günler içerisinde, Zilhicce’nin ilk on gününden daha hayırlısı yoktur.”** (Buhari, İdeyn, 11; Ebû Davûd, Savm, 61; Tirmizi, Savm, 52) 6 Maddede Zilhicce’ye hazırlık adına aktif bir duruş sergileyelim: 1) Zilhicce geceleri, Ramazan’dan sonra en kıymetli zaman dilimlerinden biridir. Bundan dolayı, bu geceleri karşılarken sevinelim. 3 aylara girerken masamın başına astığım notlardan birinde “Çok mutlu ol” yazıyordu. 2) Dualarla, oruçlarla, infaklarla gün ve geceleri ihyaya çalışalım. 3) Hac mevsimi, sağanak sağanak rahmetin ve makbuliyetin yağdığı bir mevsimdir. Çok dua edilmelidir. 4) Hz İbrahim ve Hz Hacer’in mücadeleleri bolca tefekkür edilmeli. Onlar anılmalı. Ve hayatımız mücadele noktasında muhasebe edilmelidir. 5) Dilimizin, zihnimizin, kalbimizin zikri ve tevbesi artırılmalıdır. 6) Kurban bilinci yaşanmalı, haramlarımız, keyiflerimiz, nefislerimiz Allah yolunda kurban edilmelidir 7) İnfak bilinci yaşanmalı, şartlar zorlanarak; Allah’ın en sevdiği ibadetlerden biri olan infak adına güzellikler ortaya konulmalıdır.
@@TefekkurMevsimi Sahabelerin, peygamberlerin hayatlarını okuyoruz. Ama sanki o okuduğumuz kitaplar , bir hikaye veya bir masal gibi geliyor bize. Çünkü etrafta onlar gibisi yok ve biz de öyle değiliz, çevremiz öyle değil. Çoğu şeyi biliyoruz, yanlış yaptığımız şeylerin de genellikle farkındayız . Ama neden düzelemiyoruz , neden harekete geçmek noktasında çözümü bulamıyoruz . Ya da bulduğumuzu düşünsek de yapamıyoruz . Bunu demek istemiştim abi.. Çünkü çoğu sorunun, sorun olduğunun bilincindeyiz ama çözüm bulup uygulamak da bence eksiğiz. Ne yapabiliriz sizce ?
İhtiyacım olan video.. Bazı zamanlar öğrendiğimiz şeyleri anlatmak istiyoruz ama çevremize baktığımızda yapayalnız olduğumuzu ve yüreğimizdeki heyecanı kendi kendimize yaşamak durumunda kaldığımızı görüyoruz. Ne olursa olsun mücadeleye devam.. Her an imtihanda olduğumuzun bilincinde olursak daha mutlu oluruz.. Bu arada teşekkürler..
Âmin. Bir de iç seslenişle dua var ki bu sıralar namazda ve herhangi bir zamanda, içten geçirmenin dua olarak kıymetli olduğu kanaatindeyim. O zamanı yakalayamadığını düşünüp üzülmekten çok güzel bir formül gib geliyor bana iç sesleniş. ( Allah’ım bu genci umduğuna nail eyle gibi)