Dün, "Devran Dede" isimli bir youtube kanalında: "Agnostisizm Dilemması ve Diamond Tema'ya Sorular" başlıklı videoyu, bir kaç defa izledim. İhtiyarın üslubu, izlettiriyor. İçerik de, ilginç olunca... Videoda, İmmanuel Kant'ın: "Tanrı'nın varlığını bilemeyiz. Çünkü Tanrı, deneyim alanımız(sınırlarımız)ın dışında/ötesindedir." sözü, dikkatimi, en çok çeken söz oldu. Hz. Ali: "Ben, gör(e)mediğim Allah'a, inanmam." derken, İ. Kant'ın sözünü ettiği "deneyimlemek"ten söz ediyor, olmalıdır. Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam: "Allah'ın, zatı hakkında değil, sıfatları(esması) üzerinde düşününüz." buyuruyor. "Düşününüz" derken, "düşünce yoluyla deneyimleyiniz" demek istiyor. Başta, insan vücudu olmak üzere, bütün evren, Esmaü'l-Hüsna ile mücehhez haldedir. Ancak, sübtil ve soyut oldukları için, fark edilememekte, dolayısıyla, deneyimlenememektedir. Bir şekilde, ruh-i mücerred hale gelenler, ancak... İsmet Özel'in: "Aşk ve ölüm, bana yeniden yorumlandı" dizesini de, bir aşkınlık(İlahi olan) deneyimi olarak... Bir sohbetimizde, bana: "Ben, ihtida edip Kelime-i Tevhid'i söyledikten sonra, Allah'la aramda, bir halavet oluştu." demişti. "Aşk/İlahi Aşk nedir?" diye sorana: "Ben ol da, bil." diyen Hz. Mevlana, İ. Kant'a da, cevap vermekte, "Ben ol da, bil yani deneyimle" diye, ünlemektedir. Not: Acele yazıldığı için... Sabri Altuntaş, 28. 07. 2024 *** Agnostisizm Dilemması ve Diamond Tema'ya Sorular | Felsefi Meseleler B1 ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-WIRif8dEIl0.html...
Tam bir betonarme duvarsin. Oglum sanattan gram anlamıyorsun bari belli etme. Nazimin şiir yazdığı göründüğü şey o kişiden ibaret degil. O aradaki nesneler kişiler birer metafor. Nazım birseyleri aracı ederek başka şeyleri anlatır veya anımsatır şiirlerinde.
Millet olarak CHP'ye çok şey borçluyuz. Şairlere ve düşünürlere dünyayı dar etmeseydi, hapislerde süründürmeseydi, böylesi duygulu şiirlerden mahrum olacaktık. Dışarda tembelliğe alışmasınlar diye, bütün şair, yazar, çizer, düşünür kim varsa hepsini hapishanelerin güvenli ortamında toplayan CHP, bu vesile ile onlara bol vakit ve çalışma imkânı sunmuştur. CHP aynı iyi niyetini bugün dahi muhafaza etmektedir. iktidara gelirlerse kendi gibi düşünmeyenleri nasıl hapishanelerin güvenli ortamında toplayacaklarını, nasıl süründüreceklerini televizyonlardan avaz avaz haykırıyorlar.
Ne güzel şey hatırlamak seni. Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine: bir çekmece bir yüzük, ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım. Ve hemen fırlayarak yerimden penceremde demirlere yapışarak hürriyetin sütbeyaz maviliğine sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım… Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinde, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken…”
Nazım sizi etkiliyor Hem siz istesenizde kominist olamazsıniz ülkücülerin gizli gizli Ahmed kaya'yı dinlemek gibi çünkü sizin kokuşmuşluklar içindesiniz .....
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının, güneşli bir rahatlık ve etin daveti: kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık... Ne güzel şey hatırlamak seni, yazamak sana dair, hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek: filanca gün, falanca yerde söylediğin söz, kendisi değil edasındaki dünya... Ne güzel şey hatırlamak seni. Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine: bir çekmece bir yüzük, ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım. Ve hemen fırlayarak yerimden penceremde demirlere yapışarak hürriyetin sütbeyaz maviliğine sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...
Yazmayı ertelediğim bir anımı yazacağım. Yıl 2019 lise 1. sınıftayım. Çok sevdiğim bir edebiyat hocam var neyse. Günlerden cumaydı sanırım, telefonu yakalatıp kınama yemiştik. Neyse işte edebiyat dersi geldi, hoca birilerine şiir okutturuyor, bana da bir cesaret geldi "verin hocam ben okuyacağım" dedim. "Ne güzel şey hatırlamak seni" diye başladım, sınıftan çıt çıkmıyor. Okuyorum falan ama gözümün önünde Nazım Hikmet canlanıyor, bir de heyecanlanlıyım ağlayacağımı hissediyorum. Kendimi sıka sıka şiirinin sonuna yaklaştım "özgürlüğün süt beyaz maviliğine sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım" dizesinde çok kötü oldum, Nazım Hikmet'le bir anda aynı cezaevinde hissettim kendimi. Sınıfa göz ucuyla baktım herkes çok etkilenmiş, hocam dedi ki "Melike bugün bizi şaşırtıyorsun" neyse ben yerimden fırladım ağlıyorum tuvalete gitmek için hareket ettim. Hocam önüme geçip dalga geçiyor ağlıyor musun diye djdkdkd. Liseden daha yeni mezun oldum ama çok özlem duyuyorum. Bu şirin yeri bende çok ayrı. Nazım Hikmet'in yeri bende çok ayrı. Murat Hocama buradan selam olsun, beni gerçek şiirle tanıştırdı. Sahra Kübra ve Eylüle de selam olsun. Yıllar sonra bu yoruma bakıp bir sigara yakarım. Ve sonuç olarak "öyle bir geçer zaman ki" 21.06.2023
burda ney ve ince sazı çalan kişinin Kurtlar Vadisi müziği yapan Özel Özel olduğunuda belirtmem lazım, meşhur Elif Türküsü Acem kızı ve bir fırtına tuttu biziyi yapan ekiple aynı..