Dursun nerden geleysun eczaneden geleyrum temel fadimenin dişi agriyi agri kesici aldum oğa eve gotureyimda vereyim bir an once iyilessin ertesi sabah olur dursunla temel yine karsilasirlar fadimede yanindadur el arabasinda oturan fadime yuzu gozu kapalidur ula dursun yine nereye gideysun hastaneye gideyrum fadimenin agrisi gecmedi bi otobuse binsrydin el arabasiyla olurmi dun butun parami eczaneye verdim para yok bende mozot benzin yakmadigi icin boyle bi care buldum nasil neyy
Susuyorsam kızma nutkum tutulduğundandır. Ellerim soğuksa heyecandandır. Gözlerim kaçıyorsa gözlerinden telaştandır. Henüz bir acemiyim ben. İlk kez aşık oluyorum da ondandır.
Hocam orda kıyıdan istavrit avı nasıl yapilıyor.biz boğazda akıntıya göre 50 gram 125 gram arası çapari atıyoruz köstek sayısı 10 veya 15 genel olarak 10
Hem rızık olan nimetlerde gayet güzel süslü suretler, gayet güzel kokular, gayet güzel tatmaklar; şükrün davetçileridir, zîhayatı şevke davet eder ve şevk ile bir nevi istihsan ve ihtirama sevkeder, bir şükr-ü manevî ettirir. Ve zîşuurun nazarını dikkate celbeder, istihsana tergib eder. Nimetleri ihtirama onu teşvik eder; onun ile kalen ve fiilen şükre irşad eder ve şükür ettirir ve şükür içinde en âlî ve tatlı lezzeti ve zevki ona tattırır. Yani gösterir ki: Şu lezzetli rızık ve nimet, kısa ve muvakkat bir lezzet-i zahiriyesiyle beraber daimî, hakikî, hadsiz bir lezzeti ve zevki taşıyan iltifat-ı Rahmanîyi şükür ile kazandırır. Yani: Rahmet hazinelerinin Mâlik-i Keriminin hadsiz lezzetli olan iltifatını düşündürüp, şu dünyada dahi Cennet'in bâki bir zevkini manen tattırır. İşte rızık, şükür vasıtasıyla o kadar kıymetdar ve zengin bir hazine-i câmia olduğu halde, şükürsüzlük ile nihayet derecede sukut eder.. Bediüzzaman said nursi
Serpme suda yere kapanacak, kurşunlar tabana oturacak, balıklar ağın torlarina dolacak ondan sonra ağı çekeceksin ki balık çıksın dostum. Acele çekiyorsun agi