He will always be remembered dearly for this role...he became the real sultan...he was beautiful...he took the series to another dimension....big fan of his work...❤ Metin Akdülger, from India, Kolkata.
When you obey quran and sunnah and bring shariat law in your lands then people like murad are born in that land to stable and bring justice in every country ❤
@@tugbasevim9417 democracy is infidelity where there is no freedom for anyone but just by name those who country who claim to be democratic and free are slaves of rotschild they own you and other countries too where they banned islamic rule like your country if you dont follow America or west they will not give you money or they will stop trading with you 😂
They will hate you Murad brother when you are in right way and give justice many hypocrites and betrayers of Islam call us terrioist and kafir but our fight was for justice and peace and against infidels and for bringing shariat law we are proud of you brother 🇦🇫🏴🏳️
*Sultan Murat eğer erken vakitte vefat etmeseydi hiç şüphesiz ki, İran'ı, Turan'ı ve Hindistan'ı alırdı. Osmanlı Devleti'nin Son Gerçek Mareşali, Doğunun Son Sahib-i Kıranı, Eğer yaşasaydı tarih bir Timur daha görürdü. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet ruhu şad olsun.*
Irani bilmedimki Turan ve Hindistani alamazdi çunku Turanda hala guçlu hanliklar vardi ve Hindistanda Baburiler vardi Eger yaşarsa evet Osmanlini çok buyuturdu ama turkun turke meydan okup ne olacagini tarih gosterdi soylersem kendin bilersin Osmanlida bir Timur olsa Turanda bir Tohtamiş han ve Hindistanda bir Yildirim Beyazit olurdu ve ne olurdu sonu Emir Timura benzettigin sultan Murad 4 vefatindan sonra Tohtamiş olan Turan yeniden ruslara bagli Yildirim Beyazit olan Hindistan Avrupaya ve ortada kazanan yeni Çin olurdu
@@yusufyunus3796 sen ne anlatıyorsun? Dünyanın görmüş olduğu en kudretli handı 4.Muradhan. Belki de dünya ondan daha güçlü bir insanı daha görmemişken Toktamışla Timurla mukayese edilecek biri değildir. Hem askeri zekası hem fiziki güç olarak bambaşkadır haşmetli sultan MuradHan
Sultan Süleyman han dan sonra ilk kez sefere çıkan padişah ama ne yaziki cuntaci paslar yznden ömrü yetmedi daha çok tahta kalmaya ama çok kalsydi tahta Sultan Süleyman han çağını yasrdi Sultan Murad Osmanlı'nın son padişahı
İmam-ı Azam türbesinin bulunduğu kısım surların dışında olduğundan daha önceden ele geçirilmişti. Sultan IV.Murad Han'a, Bağdat Kalesine girmeden önce dediler ki: ''Padişahım önce İmam-ı Azam Hz.'nin türbesini ziyaret edelim.'' Sultan buyurdu ki: ''Ehli Sünnetin reisi mezhep imamımızın kabrini hangi yüzle ziyaret edelim.'' ..Önce Bağdat'ı fethetti sonra ziyaret etti. Tarihçi Hammer'a göre imparatorluk topraklarında âsîlik ve hainlik eden 20 bin kişiyi idam ettiren bir padişah...
Bağdat seferi öncesi Hz.Ömer'in kılıcını kuşanması, Irak topraklarının önemli bir kısmı Hz. Ebu Bekir döneminde Halid ibni Velîd komutasındaki İslam ordusu tarafından fethedildi.Irak'ın tamamının fethi ise¸ Hz. Ömer zamanında gerçekleştirildi.Tarihte önemli birer ilim ve ticaret merkezi görevi üstlenmiş olan ve günümüzde de bu özelliklerini koruyan Basra ve Kufe şehirleri ise Hz. Ömer zamanında kurulmuştur.Müslümanların dördüncü halifesi Hazreti Ali'nin kabri Necef'tedir (Kufe).Oğlu Hazreti Hüseyin Kerbelâ'da şehit düşmüştür.Bağdat'ın birçok özelliklerinin yanında en önemli bir özelliği de velîler ve evliyalar diyarı olmasıdır.Birçok İslam büyüğü Bağdat'ta metfundur.Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife¸ büyük mutasavvıf Abdulkadir Geylani Bağdat'ta medfun bulunmaktadır. Padişahın yapmış olduğu sefer hazırlıkları o kadar mükemmel ve zengin ve o kadar ihtişamlı idi ki bunlar kaynaklarda sahifelerce anlatılmaktadır.Nefi kasidesinde bu hususu belirtirken şöyle demektedir: ''Osmanlı ordusu şehirlerden tam bir nizam ve disiplin içerisinde geçerek Konya yoluyla Haleb'e doğru hareket etti.Ordu Birecik'te iken Sadrâzam Bayram Paşa vefat etti.Padişah bu kıymetli devlet adamının vefatına çok üzülüp ağladı.Sadarete Tayyar Mehmed Paşa getirildi. Osmanlı Ordusu¸ seferin yüz doksan yedinci günü olan 16 Kasım 1638'de Bağdat önlerine geldi.Bağdat Kalesi kırk gün boyunca kuşatıldı ve kahramanca çarpışmalar yapıldı.Sultan Dördüncü Murad¸ genel saldırıya geçilmesine karar verdi.İmam-ı Azam türbesinin bulunduğu kısım surların dışında olduğundan daha önceden ele geçirilmişti.Padişaha öncelikle İmam-ı Azam Hazretlerinin türbesini ziyaret etmenin iyi olacağı söylenince genç hükümdar ağlamaklı bir şekilde: "Bağdat şehri sapıkların pis ayaklarıyla kirlenirken yüce İmamımızın kabrini ziyarete gitmekten hayâ ederim.” cevabını verdi. Padişahın otağı Dicle'ye yakın bir tepenin üzerinde¸ İmam-ı Azam Kalesi karşısına kuruldu.Ancak Murad Han otağına girmeden her gruba bulunacağı yeri göstermek üzere asker arasına karıştı.Daha önce Hafız Ahmed Paşa Bağdat'ı¸ aşağı tarafındaki Karanlık Kapı'dan ve Hüsrev Paşa ise İmam-ı Azam Kapısı tarafından kuşattıklarından bu mevkiler daha ziyade tahkim edilmişti.Vezir-i azam Tayyar Paşa bu durumu padişaha arz ile kuşatmanın¸ pek muhkem olmadığı¸ kuşatmanın Ak Kapı tarafından yapılmasını arz eyledi.Mütalaası kabul olunarak hemen o gece asker siperler kazıp metrislere girdi.Diğer kale kapıları da kuşatıldı. Muhasaranın 37. gününe gelindiğinde hendekler dolmuş kale duvarları pek çok yerden yıkılmış bulunuyordu.Genç padişah vezir-i azamını huzuruna davet ederek; “Hendekler doldu niçin yürüyüş edilmiyor?” diyerek tekdir etti.Sadrazam: “Padişahım¸ sabrederseniz¸ yakında şehir fethedilir. Yürüyüşe zaman vardır.Acele ile askeri kırdırmayalım.” deyince Padişah: “Senin namın¸ dilâverliğin ve şecaatin bu mudur? Tehirin manası nedir?” deyince Vezir-i azam: “Ben canımı padişahıma feda etmişim.Tayyar kulun ölmekle bir şey olmaz.Hemen Cenab-ı Hak ihsan buyursun.” sözleriyle ertesi gün kaleye yürüyüşü başlattı. Bütün gece Osmanlı askerlerinin gözüne uyku girmedi.Geceyi dua¸ niyaz ve yakarışla geçirdiler.Sabah namazını kılıp güneşin doğması ile beraber Allah Allah' sedalarıyla yayından fırlayan ok gibi Bağdat üzerine atıldılar.Vezirler¸ yeniçeri ümerası¸ beylerbeyi ve sancak beyleri hendeklerden çıkarak en önde kuleler üzerine gittiler.Şiddetli çarpışmalar sonucunda bazı kuleler ele geçerek bayrak dikildi.Tayyar Paşa da daima ilk safta olmak üzere kılıcıyla Acemlerin başlarını uçurmakta iken¸ alnına bir kurşun isabetiyle şehid düştü. Sultan Murad bunu duyunca teessür içerisinde kalarak: “Ah Tayyar! Bağdat gibi bin kaleye değerdin.” dedikten sonra vezirine rahmet ve minnetle anmıştır.Tayyar Paşa, İmam-ı Azam türbesinde¸ eskiden Bağdat valisi olan pederinin ayakucuna defnolundu.Naima onun için “Said olarak yaşadı¸ şehid olarak öldü.” ifadesini kullanmaktadır.