evrendeki varlıkların, özellikle doğanın ve yaşamın bir döngü içinde olduğunu ve bu döngüde kemal (olgunluk) ile zeval (bozulma) süreçlerini içerdiğini anlatıyor gibi görünüyor. Kemal ve Zeval: Kemal, bir varlığın ya da şeyin en yüksek olgunluk seviyesidir. Zeval ise, bu olgunluk seviyesinden sonra başlayan bozulma ya da azalma sürecidir. her şeyin kemaline ulaştıktan sonra zevale yönelir. Kısa Ömür: Kabarcıkların kısa ömürleri olmasına rağmen, bu kısa ömürde bile kemaline ulaştığı ve ardından zeval sürecine geçer, Tohum ve Meyve: Tohum ve meyve, bir ağacın kemaline işaret eder. Tohum, yeni ağacın başlangıcıdır ve bu döngü içinde yeni bir yaşam formu ortaya çıkar. Ezelilik: Hiçbir şey ezeli (sonsuz) değildir; her şey bir döngü içinde var olur. Kemal noktasına ulaştıktan sonra, bu döngü devam ederken yeni bir döngü ya da evre başlar. doğanın ve varlıkların sürekli bir dönüşüm içindedir, her şeyin olgunlaşma (kemal) ve bozulma (zeval) süreçlerinden geçer. Bu süreçler, hem doğal döngülerde hem de varlıkların yaşamlarında gözlemlenen bir olgudur.
kabarciklarin bir an kendilerini mukemmel bir kabarcik olarak gostermesi onun kemalidir. cok kisa bir omru olsa bile kemale ulasir sonra zevale yoluna devam eder, herseyin fitri yaradilisinda kemaline ulasmak vardir ancak kemal in son noktasindan sonra zeval baslar ve Kudret i ezeli nin aynasi olur ve zevale dogru ylculugyna devam eder,
tohum ve meyve bir onceki agacin kemali dir . yeni agacin baslangicidir, hic bir sey ezeli degildir . kemalden sonra ,en mukemmele ulastiktan sonra nobet degisimi baslar,
Salavatin tercümesi: "Rahmân-ı Rahîm olan Allah'ın, Furkan-ı Hakîmi Arş-ı Azîmden üzerine indirdiği zât olan Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.) ümmetinin iyilikleri adedince milyon salât ve milyon selâm olsun." "Risâletini İncil, Tevrat ve Zebûr'un müjdelediği; nübüvvetini doğduğundan hemen önce ve doğumu ânında meydana gelen hârikulâde hallerin, cinnî hâtiflerin, insanlardan evliyâ ve kâhinlerin haber verdiği; işaretiyle ayın ikiye bölündüğü Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.) ümmetinin alıp verdiği nefesler sayısınca milyon salât ve milyon selâm olsun." "Çağırmasıyla, ağaçların yanına geldiği, duasıyla yağmurun süratle yağdığı, bulutun sıcaktan korumak için başında gölge yaptığı, bir kilelik yiyeceğinden yüzlerce insanın doyduğu, parmakları arasından suyun üç defa Kevser gibi aktığı; Allah'ın kertenkeleyi, ceylanı, kuru hurma direğini, koyun paçasını, deveyi, dağı, taşı ve çakıl taşlarını onun için konuşturduğu; Mi'racın ve 'Göz ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı.' (Necm, 53/17) âyetinin sahibi Efendimiz ve şefaatçimiz Muhammed'e, (a.s.m.) Kur'ân'ın ilk indiği andan itibâren kıyâmete kadar her okuyanın okuduğunda hava dalgalarının aynalarında Allah'ın izni ile temessül eden her kelimesindeki her harfi sayısınca salât ve selâm olsun. Bu salâvâtların her birisi hürmetine bizi bağışla, bize merhamet et, Ey İlâhımız! Âmin."
Bu 6. Ders olmalı Anlattığınız örneği kuran ayet denetleri 91. Ders 2. Bölümde anlattınız,ama tekrarlamamızla daha bir pekişti. Allah razı olsun,bu anlattıklarınız beni çok heyecanlandırıyor. Melaike kavramı daha iyi oturuyor…
selamun aleykum abiler ne güzel mütalaa yapıyorsunuz ama nurcuları eleştirmeden bunu yapsanız ne güzel olur zaten mevcut yapıdan tatmin olmayanları Rabbim sizler gibi abilerle tanıştırıyor yani sizlerin yaptığı iş başkasının kusuru üzerine kurulacak bişey değil elbette bu maksatla yapmıyorsunuz ancak konu bi şekilde eski hayatınızda olan nurculuk hatıralarına geliyor . böyle olunca insicam bozuluyor hatta o çok sevdiğimiz ve yolunu takip etmeye çalıştığımız Üstadımız da bu durumdan razı olmaz diye düşünüyorum sizleri çok seven bir kardeşiniz
Böylece her nebiye ins ve cinn şeytanları düşman yaptık. Onların kimileri kimilerine aldatıcı yaldızlı sözler vahyederler. Eğer Rabb'in dileseydi bunu yapamazlardı. Onları iftiralarıyla baş başa bırak. وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُواًّ شَيَاط۪ينَ الْاِنْسِ وَالْجِنِّ يُوح۪ي بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُوراًۜ وَلَوْ شَٓاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ Ve kezalike cealna li kulli nebiyyin aduvven şeyatinel insi vel cinni, yuhi ba'duhum ila ba'dın zuhrufel kavli gurura, ve lev şae rabbuke ma fealuhu fe zerhum ve ma yefterun.
yunus abi ye katılıyorum risaleden delilim de var. içinizde kuvvetli, metin, genç çok Saidler bulunduğuna ve bu bîçare, ihtiyar, hasta, zaîf Said'den çok ziyade Risale-i Nur'a sahib ve vâris ve hâmi olacaklarına kanaatım geliyor. Şualar ( 310 )
Bayram tebrikiyle beraber herbirinizi derecesine göre birer Said ve birer vârisim ve benim yerimde Nurların birer bekçi muhafızı olarak, manevî bir hatıraya binaen kabul ettiğimi haber verdiğim gibi şimdi de size beyan ediyorum. Emirdağ Lahikası-2 ( 6 )
Yani insanin yaratılışını, kainat icindeki cisminin küçüklüğüne bakarak hafife alamayiz. Insana kainati ve yaraticisini düşünme anlama denilen bir şey vermis insana. Ve kainati kapsayabilecek bir ubudiyet yapmaya kapasiteli yaratılmış.