Hacı. Bu adamlar sabah akşam saz ellerinde içki içip şamata etmemiş bi nesil. Birinci cihan harbi görmüş, evvelinde balka savaşı görmüş. Aç kalmış , ekmiş , biçmiş, kurtuluş savaşı görmüş öyle o günlere gelmiş. Bade içip halk ozanlığına nefes olmuşlar. Bu türküler ne süslü pis kokulu sarhoşların kurduğu operalarda, nede bira içilen rack konserlerinde yazılmadı. Konservatuar olsaydı emin ol daha güzel çalıp okurlardı...
Bu değerli sanatçıları şimdiki virtüözlerle kıyaslamak doğru olmaz. Bu sanatçılar akademik eğitim almamışlar. Bulundukları ortamda hiç bir kaynak döküman hatta çalacak saz bile doğru dürüst yokken yokluk ortamı içerisinde ayırabildijleri zaman dilini içerisinde bağlama çalmış daha önemlisi eşsiz eserler ortaya çıkarmışlardır. Aşık Veysel'de de aynı şeyi görürsünüz. Onların ortaya çıkardıkları eserler eşsiz ve sanat değeri çok yüksektir. Bağlama icralarını, tüm zamanlarını bağlama eğitimi ve çalışmasıyla geçiren şimdiki şimdiki bağlama virtüözleriyle kıyaslamak doğru olmaz.
Neşet Ertaş ne ise, Aşık Veysel ne ise, Hisarlı Ahmet de odur... Kıymeti pek bilinmeyen önemli bir değer. Kütahyalılar rahmetli Hisarlı Ahmet'i ülkemize ve dünyaya çok daha iyi tanıtmalı