Rabbimiz bizi affedip hidayet istikamet versin. Bütün bela musibet beddua lanet sihir büyü nazarlardan cin şeytan şerlerinden şeytanlaşmış insan şerlerinden kurtarsın korusun daimi ve ebedi. Gazabindan kurtarsın ve korusun daimi ve ebedi. Rızasına kaydeylesin daimi ve ebedi. Rahmetiyle muamele eylesin daimi ve ebedi. Cehennemden azad eylesin. Cennetine Cemaline kavuştursun. Peygamberimize Aleyhissalatü Vesselâm komşu eylesin. Dünyada ve Ahirette Dostlarıyla beraber eylesin daim ve ebedi. Tüm şerleri Hayra tebdil eylesin. Seyyiatimızı Hasenata tebdil eylesin. Yakın ve uzak dünya ve Ahiret tüm Hayırlari lutfeylesin. Dünya ve Ahiret yakın ve uzak tüm şerleri def eylesin. Dünya ve Ahiret ve Dini ve dünyevi ve maddi ve manevi tüm Hayirlı razı olduğu muratlarımizi lutfeylesin. İçimize Dışımıza Peygamberimizin AleyhisSalatü Vesselamın Sünnetini Şeriati İslami Nazar ve Nakış eylesin Tastamam. Daimi ve ebedi kılsın. Sevdiklerini sevdirsin.Buğz ettiklerine buğz ettirsin.Cümle niyet ettiklerimizle birlikte cümlemiz Hakkında kabul eylesin Âmin.Âmin. Âmin. Ve Selamün Alel Murselin. Velhamdülillahi Rabbil Âlemin. Âmin
ALLAH U TEALA HAZRETLERI "yeryüzünde kaç sene KALDINIZ"? Kullar : " bir gün yada bir günün bir kısmı kadar kaldık".. acı bize merhamet et bize ve bizi HIDAYETINI ÜZERLERİNE TAMALADIGIN KULLARINDAN EYLE... Amin Amin Amin
ömür geldi geçti biz hala gafletteyiz ahiret için çalışan yok ama istemesekte oraya doğru gidiyoruz biz dünya işlerini çok iyi biliyoruz ama İSLAM'A sıra gelince CAHİLİZ 😔
Ya Ğaffar Ya Ğaffar ur Rahim Ya Allah Ya Allah Ya Allah Ya Erhamerrahimin Ya Erhamerrahimin Ya Erhamerrahimin Bağışla Bağışla Bağışla Ecmain amin amin amin Allahümme Amiiiiiinnnnn
kalpleri güzel hocalardır hepsi fakat ince düşünebilmek o kadar kolay değil o kadar takılma abi güzel insanlardan alman gerekenleri al gerisini boşver ahir zaman bildiğin gibi
İyiligi emretmek ve kötülüğü nehy etmek.islam a davet etmektie.Yani şeriat ve Hilafet e islamı tümü ile yasamaktık.Ferdi olarak bi yere kadar maruf edebilirsiniz.Tefsirlere bakınca sunnette bakınca durum bundan ibarettir
Senin kadar alçak terbiyesiz Bir insan görmedin be sen kimsinki sohbet veriyorsun alçak sefersiz köpek diyorsun adi insan attığın iftiralarda bogulasin
Ve “Sakın müşriklerden olma.” (6/En'âm, 14) بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم قُلْ اَغَيْرَ اللّٰهِ اَتَّخِذُ وَلِيًّا فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَهُوَ يُطْعِمُ وَلَا يُطْعَمُۜ قُلْ اِنّ۪ٓي اُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ اَوَّلَ مَنْ اَسْلَمَ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ De ki: “Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah iken, O doyurur ama (kimse tarafından) doyurulmaz iken Allah’tan başkasını mı veli edinecekmişim?” De ki: “Şüphesiz ki ben, Müslimlerin/şirki terk ederek tevhid ile Allah’a yönelen kulların ilki olmakla emrolundum.” Ve “Sakın müşriklerden olma.” (denildi.) (6/En'âm, 14) Ayetin Tefsiri Ali Küçük Hoca Evet, Allah peygamberine emrediyor ve diyor ki: Peygamberim, de ki, ben Allah’tan başka bir velî mi bulayım kendime? Allah’tan başka bir velî mi edineyim? Yâni ben Allah’tan başka birinin velâyetini kabul edip onun hâkimiyetine boyun mu eğeyim? Allah’tan başka birilerini velî kabul edip de ona kulluk mu edeyim? Boynumdaki ipin ucunu onun eline mi vereyim? Allah’tan başka birisini velî kabul edip de irademi ona mı teslim edeyim? Hayatıma kulluk maddesi alacak, bana hayat programı belirleyecek Allah’tan başka kendime bir velî mi bulayım? Yâni velim olarak, karar merciim olarak, hayatıma yetkili sahibim olarak Allah dururken, velâyetimi Ona teslim etmeyeyim de, Onun velâyeti altına girmeyeyim de kendime Ondan başka bir velî mi bulacağım ben? Böyle bir velî bulayım da hayatım nasıl olsun diye sormaya ona mı gideyim? Hukuk düzenim nasıl olsun diye, ekonomik anlayışım nasıl olsun diye, siyasal yapılanmam nasıl olsun diye, ticaretim, işim, aşım, mesleğim nasıl olsun diye, kılık kıyafetim, yemem içmem nasıl olsun diye, çocuklarıma karşı eğitimim nasıl olsun diye, hanımımla münâsebetim nasıl olsun diye sormaya ona mı gideyim? Allah’tan başka kendime bir velî mi bulayım? Ya da hayatımda Allah’la beraber başkalarına da karışma alanı bırakıp, hayatıma Allah’tan başkalarına da karar verme hakkını vererek müşrik mi olayım? O Allah ki göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Göklerde ve yerde ne varsa hepsinin var edicisi, göklerin ve yerlerin tek Rabbi, tek hakimi, mutlak hakimi ve mutlak otoritesidir. O doyurandır ama doyurulmak istemeyendir. O, doyurandır, besleyendir, rı-zık verendir, para verendir, dükkan verendir, at, araba, apartman, arsa verendir, hava su güneş yağmur verendir, elma, armut, portakal verendir ama, kendisi bunların hiçbirisine muhtaç olmayandır. Yâni O doyurulmak istemeyendir. Paramıza, pulumuza, yemeğimize, aşımı-za, atımıza, arabamıza muhtaç olmayandır. Evet işte velî budur. velî kişinin boynundaki kulluk ipinin ucu elinde bulunan ve onun adına karar verme makamında olan varlık demektir. velî bir varlık adına ona danışmadan onun adına tek taraflı karar verme makamında olan varlık demektir. Allah mü'minlerin velisidir. Veli; kimileri bu kelimeye farklı anlamlar yüklemişlerse de veli, velâyet hakkına sahip olan varlık demektir. Bir varlık adına ona danışmadan tek taraflı karar verme makamın-da olan varlığa velî denir. Meselâ ben çocuğumun velisiyim. Onun adına ona danışmadan karar verme makamındayım. Velisi olduğum ve adına ona sormadan karar verme makamında olan ben ona istediğim şeyleri emreder, istediğim şeyleri yasaklarım. İstediğim okulda okutur, istediğim kişilerle arkadaşlık kurmasını sağlar, istediğim kişilerle ilişkisini yasaklarım. Allah da bizim velimizdir. Yâni bize sormadan bizim adımıza tek taraflı karar alma makamındadır Rabbimiz. İstediğini emreder, istediklerini de yasaklar. Öyle değil mi? Meselâ namazı emrederken bize danıştı mı Allah? Zinayı yasaklarken: Ey kullarım! Ben bunu yasak kılacağım! Ne dersiniz? Nasıl düşünürsünüz? Fikriniz nedir bu konuda, diye bize sordu mu Allah? Hayır, Allah bizim velimizdir, velâyetimiz elinde olandır ve bizim adımıza aldığı kararlar konusunda bizlere asla danışmaz. İşte velinin anlamı budur. Vali, vilâyet ifadeleri de buradan gelmektedir. Vali, yâni vilâyette, velâyeti altında bulunan insanlar konusunda onlara danışmadan karar verme makamında olan kişi demektir. Valinin anlamı budur. Ve:"Kâfirlerin Müslümanlar üzerine velâyet hakkı yoktur" ...âyeti de bunu anlatır. Yâni vilâyette vali olarak, Müslümanlara sormadan onlar adına karar verme makamına kâfirler oturtulmamalıdır. Kâfirler mü’minler adına yasa yapacak, onlar adına karar verecek yönetici makamlara getirilmemelidir. "Mü'minler müminleri bırakıp ta kâfirleri velî edin-mesinler..." (Âl-i İmrân 28) Yâni mü'minler müminleri bırakıp da kâfirleri velâyet makamı-na, kendileri adına karar verme makamına oturtmasınlar. Kâfirler ka-rar verip, kâfirler kanun yapıp Müslümanlar da kendilerinden olmayan bu kâfirlerin yaptıkları kanunları uygulamaya kalkmasınlar. Âyetin so-nunda da eğer mü'minler bunu yaparlarsa onların Allah katında en ufak bir değerleri kalmamış, Allah’ın yardımını da kaybetmişlerdir bu-yurulmaktadır. Evet veli, vali budur. Çünkü vali karar verecek ve Müslümanlar da kendi adlarına bu valinin verdiği kararı uygulayacaktır. Öyleyse müminlere velî olacak, vali olacak, idareci olacak insanların mutlaka müminlerden olması emrediliyor. Bu mânâları unutturmak için mi? Yâni mü'minlerin başına kâfirlerin de idareci olmasını sağlamak ve böylece müminleri köleleştirmek için mi bilmiyorum insanlar bu velî kelimesini çok çarpıtmışlar. velî deyince bugün insanlar hiç de bunu düşünmüyorlar. Veli, işte gökte alan, yerde yiyen, gaybı bilen, eteğine yapışılan, cennet olur-layan, cehennem sınırlayan birileri anlaşılıyor şimdi. Hep böyle an-lattılar çünkü. Bu anlamı şeytana nasıl yükleyecekler bunu merak ediyorum. Yâni eğer velî deyince bunlar anlaşılacaksa o zaman Allah bir âyet-i kerîmesinde şeytanın velî olduğunu haber verir: "... Muhakkak ki şeytanı inanmayanların velisi kıldık" (A’râf 27) Yine aynı sûrede: "Onlar Allah’ı bırakıp da şeytanı kendilerine velî edindiler." (A’râf 30) ...buyurulmakta ve şeytanın velî olduğu anlatılmaktadır. Eğer velî kelimesini az önceki mânâda anlayacaksak şeytana nasıl velî diyeceğiz? Ama Allah’ın anlattığı son derece açıktır ki şeytan kâfirlerin velisidir. Yâni şeytan onların hayatında onlara danışmadan karar alma makamındadır. Ya da onlar şeytanı kendi hayatlarında kendileri adına karar verme makamına oturtmuşlar. Şeytan karar vermiş onlar uygulamışlar. Bakın bu âyet-i kerîmenin devamında da yine tâğutların kâfirlerin velisi olduğu anlatılıyor. Eğer velî kelimesine az evvelki anlamı yükleyecek olursak acaba tâğutlara nasıl velî diyeceğiz? Allah tâğut-lar için velî diyor. Yâni bu tâğutların gaybı bilen gökte uçan denizde yürüyen Allah’ın ermiş kulları olduklarını nasıl söyleyebileceğiz? Ama veliyi Kur’an’ın ifade ettiği biçimde velâyet anlamına anladığımız zaman bu tâğutların kâfirler adına karar verme makamında veliler olduklarını anlamakta zorluk çekmeyeceğiz demektir. Yâni kâfirler tâ-ğutları kendilerine velî edinmişlerdir. Bu tâğutlar velâyeti altında olan bu kâfirler adına karar alırlar ve bu kâfirler de kendileri adına karar alan bu tâğutların kararlarını uygularlar onların yasalarına teslim olurlar. Demekki Allah peygamberine ve peygamber yolunun yolcusu olan bizlere şöyle dememizi emretmektedir: De ki, ben Allah’tan başka birilerini kendime velî mi edineceğim? Ki o Allah doyurandır, kendisi de doyurulmaya muhtaç olmayandır. Bakıyoruz dünyada insan-ların velî kabul edip, aldıkları kararlara boyun büktükleri, kanunlarını uygulamaya çalıştıkları, arzularını yerine getirmeye çalıştıkları insan-lar kendilerine bel bağladıkları varlıkları, velâyeti altındaki kullarını, kölelerini, vatandaşlarını doyurmak ve beslemek şöyle dursun onlardan beslenmek durumundadırlar. Kullarını korumak şöyle dursun kullarının korumasına sığınmaktadırlar. Kullarından aman beni koruyun! Beni yıkmak isteyenlere karşı aman beni koruyun! diye onlardan korunma talep etmektedirler. Öyle değil mi? Hiçbir Firavun kullarından, metbularından vergi almadıkça ayakta duramaz. Hiçbir Firavun kullarından destek almadıkça hayatta kalamaz. Hiçbir put kendisine tapınanlardan kendisine bir mozole istemedikçe tapınılmaya değer görülemez. Hiçbir sistem bağlılarından oy istemedikçe, kullarından kabul istemedikçe yaşayamaz. Hiçbir âdet, hiçbir töre, hiçbir moda bağlılarından talep görmedikçe yaşayamaz. Evet tüm yapay tanrılar, tüm sahte veliler hayatlarını sürdürebilmek için hizmetçilerine, kullarına muhtaçtırlar. Kullarına ihtiyacı olmayan, tüm kullarının kendisine muhtaç olduğu velî sadece Allah’tır. O Allah ki kimsenin yardımına, kimsenin desteğine muhtaç değildir.