Hocam elde somut bir infazın iadesi var. T.C. Vatandaşının infazı devralınmış fakat müddetnamelerde mahkemesi İran Mahkemesinin ismi ve esasları yeralmakta ve dahi Ankara Ağır Ceza Mahkemesince bir uyarlama yargılaması yapılmamış. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Uluslararası Hukuk Ve Dış İlişkiler Bürosun yazısına göre infaz ediliyor olması ilginç değilmi.? Şimdi ben bu infaza ilişkin itirazlarımı yapacağım, bu konuda görüşlerinizi almak isterim.
Ben yurtdışından iade geldim. Ama iademe konu olmayan bir şuçtan cezam vardı. Hususilik kuralı gereği cezam bila infaz'a dönüştü. Çünkü hususilik kuralında iadeye konu olan suçtan başka diğer suçlardan dolayı yargılanmaz veya hüküm verilmez maddesi var. Bu normalde müddetnamemde vardı ama ben Cumhuriyet Başsavıcısına dilekçe yazıp hususilik kuralına aykuru oldugunu anlatan diletçe yazdım. Cezam 3 yıl 4 ay dı. Ve sonrasında uyap'ta bu yazıyı gördüm. Cumhuriyet Başsavcılığımıza ait Taşra 2023 yılı devir işlemleri sırasında aşağıdabilgileri bulunan hükümlü hakkında yine aşağıda bilgileri bulunan ilama ilişkin uyap kayıtlarımız incelendiğinde belirtilen ilamın "iş bu cezası Suçların İadesine dair Avrupa Sözleşmesinin 14.Maddesinde belirtilen "Hususilik Kuralı" gereğince yurtdışı iade kapsamında belirtilen kırmızı bültenle arandığı suçları arasında olmadığı anlaşıldığından ve de bu aşamada infazı hukuken mümkün bulunmadığından ; " Cumhuriyet Başsavcılığımızda açık kalan kayıtlarımızın kapatılma işlemine esasen iş bu müzekkere düzenlenmiş olup, ayrıca fiziki olarak gönderilmeyecektir. Bu yazıdan sonra müddetnamemde cezam silindi. Ama bila infaz olarak duruyor uyap'ta. Benim sormak istediğim Suç tarihi 2011. Dava onanma tarihi : Ocak 2016. 3 yıl 4 ay ceza olduğundan 10 yıl ceza zamaaşımı süresi var. Bu süre bila infazdan dolayı duruyor mu? Yoksa devam ediyor mu? Devam ediyorsa Ocak 2026 mı zamanalımı olacak? Bilgi verirseniz sevinirim. Saygılarımla
Ben yurtdışından iade geldim. Ama iademe konu olmayan bir şuçtan cezam vardı. Hususilik kuralı gereği cezam bila infaz'a dönüştü. Çünkü hususilik kuralında iadeye konu olan suçtan başka diğer suçlardan dolayı yargılanmaz veya hüküm verilmez maddesi var. Bu normalde müddetnamemde vardı ama ben Cumhuriyet Başsavıcısına dilekçe yazıp hususilik kuralına aykuru oldugunu anlatan diletçe yazdım. Cezam 3 yıl 4 ay dı. Ve sonrasında uyap'ta bu yazıyı gördüm. Cumhuriyet Başsavcılığımıza ait Taşra 2023 yılı devir işlemleri sırasında aşağıdabilgileri bulunan hükümlü hakkında yine aşağıda bilgileri bulunan ilama ilişkin uyap kayıtlarımız incelendiğinde belirtilen ilamın "iş bu cezası Suçların İadesine dair Avrupa Sözleşmesinin 14.Maddesinde belirtilen "Hususilik Kuralı" gereğince yurtdışı iade kapsamında belirtilen kırmızı bültenle arandığı suçları arasında olmadığı anlaşıldığından ve de bu aşamada infazı hukuken mümkün bulunmadığından ; " Cumhuriyet Başsavcılığımızda açık kalan kayıtlarımızın kapatılma işlemine esasen iş bu müzekkere düzenlenmiş olup, ayrıca fiziki olarak gönderilmeyecektir. Bu yazıdan sonra müddetnamemde cezam silindi. Ama bila infaz olarak duruyor uyap'ta. Benim sormak istediğim Suç tarihi 2011. Dava onanma tarihi : Ocak 2016. 3 yıl 4 ay ceza olduğundan 10 yıl ceza zamaaşımı süresi var. Bu süre bila infazdan dolayı duruyor mu? Yoksa devam ediyor mu? Devam ediyorsa Ocak 2026 mı zamanalımı olacak? Bilgi verirseniz sevinirim. Saygılarımla.
Merhabalar ayni suç tek hareketle oldu 1 er ara ile karşi taraflarin şikayet zamanlari ortalama 1 ay oynuyor yani 1 ay içinde olan ayni suç telefon bilişim banka ile ve dolandiricilik 3 dosya var 1 inden 3 yil 4 ay ceza alindi digerleri hayla devam ediyor ne olur bu hocam yardimci olurmusunuz
Anlatımınız için teşekkür ederiz, CMK vizeme hazırlanmak için dinledim ve çok faydasını gördüm. Volkan hocanın eserini temin etme imkanımız var mı acaba?
Sayın hocam kusura bakılmasın ben sizin ve kanununun aksine düşünüyorum,hatalı bakıyorsam lütfen düzeltin düşüncemi,Bu ayrım hatalıdır hocam,ister tarama olsunister tek atış farketmez failin öldürme amacını ortaya koyan niyeti önemlidir kimin nasıl öldürüldüğü değil,öldürme meydana gelmiş ise taksir değilse kast kasttır hedef önemli değil amaç olan öldürme niyetini var kılan davranışın ortaya konması yeterlidir,bu kanun maddesi kaldırılmalıdır,olası adı üstünde ihtimal manası var,netice varsa artık ihtimal yok niyet öldürme bunda tereddüt yoktur ancak hedef 12 değil 11 dir atış tamamlanmıştır ve öldürme niyeti öldürme ile sonuçlanmıştır,adam ölmez ise suç teşebbüs le karşı karşıyadır öldürme niyeti vuku bulmamıştır ve teşebbüste olur niye olmasın,öte yandan fail bu durumda ,ateş etmediyse o vakit ruhsatsız silah taşımak yada bir başka tehlike suçu oluşabilir bu bakımdan olası kast ayrımı canilerin işine gelen bir düzenlemedir ve kanunun önleme amacı bakımından bu ayrım en kısa zamanda kaldırılmalıdır.öte yandan sık vukuu bulan düğün ve trafik ölümlerinde kanuna bu hususlar caydırıcı özel bir düzenleme getirilmek sureti ile halledilebilir,aynı düşüncem taksirin ayrılmasında da aynıdır taksirde ise öngörme öngörmeme ayrımı hatalıdır taksirin her halinde öngörüyü şart kılmak gerekir ve bu şekilde düzenleme yapılmalıdır
Fiili ileri tarihe taşımak yasak mı ? Geride işlenen bir fiili ileri tarihte işlenmiş olarak kayıt/dava etmek, daha önce az ceza var yada af var fakat ileri tarihte fiile ceza artırılmış af da kalkmış bu suç oluşturur mu ?
Hukuki Bir soru Ceza hukuku ile ilgili okuduğum kitaplarda ve izlediğim videolarda; diğer yargılamaların aksine tüm delil, iddia ve isnatların ispat külfeti iddia makamına ait değildir diyor. Mahkeme kararı var yok ayırmadan her bulduğunu makul şüpheye dosyaya ekleyebilir yani savcı. İspat külfeti sanığa da ait olmayacağına göre bu pirinci kim ayıklayacak? Wittgenstein, "şüphe ancak makul bir gerekçe varsa meşrudur" der. Yargı etiğinin yasal bir müeyyidesi yok mudur? Usul ve yasallık süzgeçinden geçmeyen her bulguyu, sanık mı çürütmek zorundadır? Ya bilgisi ve yeterli müdafi yoksa, soyut iddialara kurban gitmez mi? Bu nedenle önerim odur ki; ceza muhakemesinde, soruşturmanın, kovuşturmaya dönüştürme kararını, bir mahkeme değil, en az beş farklı mahkemenin başkanı oy birliği ile karar vermelidir. İşte o zaman şüpheden sanık yararlandı diyebiliriz. Bir hakimi ikna etmeyen bir iddia, kovuşturmaya dönmemeli, yargı yükü azalmalıdır. Ne dersiniz? Ali Rıza Malkoç
hocam biri bana bıçakla saldırdı ben saldırdığı bıçağı elinden aldım şahit var ve bıçağıda kendim parmak izleri bakımından sakladım olay emniyete intikal etmedi bıçak halen benim muhafazamda ve olay bir yıl falan oldu bana saldıran kişi benim onu dövmem nedeni ile hakkımda şikayetçi olmuş ben kendi muhafazamda olan bıçağı delil olarak sunabilirmiyim bunu nasıl usulüne uygun yapabilirim dönerseniz çok memnun olurum sayın hocam
Öncelikle merhabalar ben karsi taraf yaralanmali bir trafik kazasi gecirdim karsi tarafın bacaginda kirik var ktk 57 1 c sagdan gelen araca geçiş ustunlugu vermemek trafik kazasindaki sucuum onunda 52 1 a kavsaklarda hizini Dusurmemekten sorumlu oldu polis tutanaginda bu sekilde yazıyor acilacak ceza davasinda bana basit taksirden yoksa biliçli taksir midir dava nasil.acilir ( alkol yok ehliyetim var olay yerinden kacmadim herhangi bir ışık ihlali yok
Ders anlatımı bu kadar mı tatlı ve güzel olur ? Olurmuş evet. Hocam muhteşem tarzınızla saatlerce dinletebilirsiniz kendinizi, emeğinize sağlık. Saygılar.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ,YASALARIN KALİTESİNE,YASANIN KALİTESİ YASAMANIN KALİTESİNE ,YASAMANIN KALİTESİ,HALKIN KALİTESİNE BAKAR BU SİSTEME GÖRE,SONUÇ OLARAK HER HUSUSTA KALİTE HALKIN HANGİ DEĞERE GÖRE YETİŞTİĞİNE BAĞLIDIR,SALT KURU HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ BİR VARSAYIMDIR,HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ HALKIN HAKKA OLAN BAĞLILIĞI İLE ÖLÇÜLEBİLİR VE SÖYLENEBİLİR.HAKKA BAĞLILIK İSE AKIL VE VİCDAN BAĞLAMINDA TAŞA YA DA MADDEYE TAPAN BAKIŞ AÇISI İLE DEĞİL HAKKI DA VAR EDEN HAKKA KULLUK BAKIMINDAN BAKILINCA BİR MANA İFADE EDER........BİRAZ DAHA MESELEYİ GENİŞ AÇI İLE ELE ALACAK OLURSAK ÖRNEĞİN ELİMİZE BİR ÇAKMAK ALALIM VE BİR ELİMİZ İLE ÇAKALIM ,DİĞER ELİMİZİ DE ÜSTÜNDE TUTALIM ATEŞ SİZİ YAKMIYORUM YAKMAYACAĞIM SİZE ACIYORUM VEYA ACIMIYORUM DEME GİBİ BİR POZİSYONDA DEĞİLDİR.HAYATINIZ OLDUĞUNDAN ACI DUYARAK HEMENCİCİK ELİNİZİ ATEŞTEN ÇEKERSİNİZ AYNEN ÖYLEDE BİR NUMUNESİNİ AKLA DELİL OLARAK SUNAN HAK SİZE AYNISINI GÖKTE HER GÜN YAKARAK GÖSTERMİYOR MU,GÜNEŞ SİZİ NE BİLİR ATEŞİ AYARLI IŞIĞI AYARLI ...O VAKİT BU AYARI ORTAYA KOYANI DİNLEYECEKSİN YA DA KENDİN AKIL ÜRETECEK VE HAKİKATİ GİZLEYECEKSİN,İŞTE BÜTÜN MESELE BUDUR.........
500 KİŞİLİK BİR HUKUK FAKÜLTESİ SINIFINDAN MEZUN OLANLARIN TAMAMI HAKİM VE SAVCI OLAMAYACAĞINA GÖRE EZİCİ ÇOĞUNLUKLA AVUKAT ÇIKACAKTIR DAHA BAŞTAN NİTELİK BURADA HEZİMETE UĞRUYOR ZATEN
SAVUNMA DEYİNCE YÜZLER İSTER İSTEMEZ KÜÇÜMSEYİCİ BİR GÜLÜŞ ALMIYOR DEĞİL MAALESEF,BENCE BU MAKAMIN NE İŞ YAPTIĞI DEĞİL FONKSİYONEL OLUP OLMADIĞI ÜZERİNDE DURULSA DAHA TERCİHE ŞAYAN OLUR
@@emirc.arslan3408 sizin ifade ettiğiniz taksirin bir türüdür oysa benim ifade etmeye çalıştığım olası kast deyimi yerine taksirin kasta yürüyor olması nedeni ile 'kasta götüren taksir' dense şeklinde bir görüş beyanıdır.Neden olur neden olmaz şeklinde değerlendirme yapılarak mesele ele alınırsa uygulama bakımından maddi gerçeğin saptanmasında fayda olur mülahazasındayım.teşekkür ederim
insanı başıboş bir varlık olarak ele alan yanlış anlayış nedeni ile dir ki hukukta olduğu gibi hayatın bir çok şubesinde teorilerle hareket etme şeklinde birer kişisel düşünce olabilecek yargılarla bir yerlere varılmaya çalışılmış sa da düzeltme yerine bozma inşa yerine yıkım olarak insanların hayatında ciddi etkilerin birebir yaşandığına çoğu kez şahit olunmaktadır.