Kuraklık, yoksulluk ve açlıkla mücadele gibi alanlarda korunmaya ve yardıma muhtaç insanlara yönelik çalışmalara destek olmak. İnsan, hayvan ve çevre sağlığını korumak, su kaynakları ve toprak verimliliğinin korunması, geliştirilmesi ve toprağın çoraklaşması riskini önlemeye yönelik Ar-Ge proje çalışmaları yapmak ve yapılan projelere destek vermek, tarımın çeşitli kollarına (iyi tarım, akıllı tarım ve organik tarım) katılımını arttırmak amacıyla etkinlikler düzenlemek, projeler uygulamak ve bilinçlendirme çalışmaları yapmak. Belediyeler arasında bölgesel ve uluslararası ilişkiler ve iş birliği oluşturmak ve geliştirmek. Yerel yönetim alanında Ulusal ve Uluslararası Tarım ve gıda konularında seminer, konferans ve benzeri etkinliklerine katılmak veya bu etkinlikleri birlikte düzenlemek. çalışma yürüten uluslararası birlik, dernek, vakıf ve iletişim ağları ile eğitim ve araştırma kuruluşlarına üye olmak, iş birliğinde bulunmak, ortak projeler yapmak.
Keçi yetiştiriciliği yapıyorum bana işletme nosu vermiyor, parası olana imkan parayla açılan çiftlik leri goruyoruz desdek vermesin kostekte olmasın,yeni yol hari tasinda kimse gelmedi köye kurbandan kurbana gubrey görüyor insanlar, istersen bal dağıt boş
Zıraat bankası direkt bu konuya yoğunlaşmadığı için tam olarak vakı f olmayabilir. Siz en ayakın tarım il /işçe müdürlüklerine gidip oradan bilgi alabilirsiniz
abicim selamlar öncelikle güzel bir video olmuş eline sağlık. yol haritası da gerçekten başarılı duruyor ama hayat geçme konusunda insanın aklına şüpheler gelmiyor değil. inşAllah bu yol haritasını güzel bir şekilde uygulayıp hayvancılığı kalkındırma anlamında somut adımlar atılır.
İnşallah bizde öyle ümit ediyoruz. Hayvancılıkta destekler uzun vadeli olmak zorunda yapısı gereği.Biyolojik bir bariyer var,bu da zaman bağlı. Bugün başlarsanız bu desteklemelere en az 2 -3 sonra sonuç alırsınız. Diyelim ki inek.Bugün döllendi,yarın çıkmıyor hemen buzağı. 9ay sonra ürün çıkıyor. En az 1,5 2 yıl da o buzağının yetişmesi için geçen süre. Nereben bakarsanız 2,5-3 yıl sürüyor. O yüzden bu desteklemelerin sonuçları uzun vadede çok iyi olacağını düşünüyoruz.
Yeryüzünü insanlığı ifsâda götürmede tüm çağların liderliğini önde götüren bu zalimler kutsalı bile kendilerine yontup arzın tahribatında bu bozuk inançlarını da delil göstererek hem ırklarını üstünleştirme hem de verilen nimetin ana kaynağını unutarak nankörlükte de en ileri seviyede olan lânetli mahlüklar yahudiler😡😡😡
Çok faydalı ve farkı bir bakış açısı. İsrail’in bu dünyaya vermiş olduğu zararın tüm yönleri ile araştırılması ve belgelenmesi gerekmektedir. Sizin yaptığınız çalışma bu minvalde başlangıç olması temennisiyle…
Benim hep hayalim dikip yetiştirmek ve üretip satmak hala sertifikamı dahi aldım antalya il tarım müdürlüğünden ama devletin bana kırsaldan arazi verirmi çünkü yarlam olmadığı için yapamıyorum gırişimci olmak bin ikibin fidan dikip üretmek istiyorum yardımcı olunmasını istiyorum lütfen
GENEL OLARAK YAZMIŞTIM PROTEİNLERİN GÖREVİ DİYE; Proteinler, insanın hayati fonksiyonların korunabilmesi için zaruri yapılardır.Proteinler , hücrelerde en fazla bulunan makro moleküllerdir. Hücrenin tüm fonksiyonlarında proteinler rol almaktadır. Genlerin çalışması, kasların kasılması, sinirlerin elektriği iletmesi ve embriyonun gelişmesi proteinler sayesinde olur. Proteinler yaşam için hayati öneme sahiptir. Buğdaydaki protenin adı da glutendir.Buğdayda 4 çeşit protein vardır. Bunlar A-Suda eriyenler;Albumin ve globumin B-Suda erimeyenler;Gliadin ve glutenin Glutenin insan vücuduna olan faydaları şunlardır. Tahıl tüketimi diyabet ve felç hastalığı riskini azaltır. Gluten insanların bağırsaklarında bulunan iyi bakterileri besler. Gluten bakteriler için bir probiyotik görevi görür. Bağırsak hastalıklarının engellenmesinde yardımcıdır. Bu bilgilere ciddi ve bilimsel yayın yapan dergi ve makalelerden de ulaşabilirsiniz
Şu paylaştığınız bahçelerin fotoğraf ve videolarıyla bir de california bahçelerinin fotoğraf ve videolarını karşılaştırın. Dağa taş badem dikilmez kardeşim. Bunun mekanizasyon zorlukları hasat zorlukları vs. kimse bahsetmiyor. 15 yıl önce fidan sataktan başka derdi olmayanların yanlış yönlendirmeleri neticesinde yanlış tozlayıcıların kurbanı olmuş ben, şimdi de kitap satmaya çalışan sözüm ona mühendisleri dinliyoruz. Bu iş öyle verimsiz bayır kıraç taşlık arazilere badem dikmekle olmuyor. Badem ağaç olarak yetişebilir ancak sadece ağaç olarak kalır. Kimseyi kandırmayın.
Öncelikle şunu söyleyeyim;burası ticari bit müessese değil,ne tohum,ne fidan ne de kiatap satışımız yoktur. 13 TANE BÜYÜK ŞEHİRİ BELEDİYESİNİN KURUCU OLDUĞU ŞUNDA 18 FARKLI ÜLKEDEN 270 ÜYESİ OLAN BİR BİRLİK.Programın adında anlaşılacağı gibi ekilmeyen hiçbir alanımız kalmasın,atıl hiçbir toprağımız olmasın diye küçük işletmelerin bu küçük alanlarını değerlendirmeye yönelik bir çalışma. Evet sizin dediğiniz dağda taşta mekanizasyon ve hasat sorunları çok büyük alanlar için sıkıntılıdır,el hak doğrudur.
Öncelikle uslubunuzu düzeltin ve tanımadığınız insanları eleştirmeden önce araştırın. kitapçığı üretici arkadaşların ısrarı ve ihtiyacı üzerine 20 yıllık bir araştırma 15 yıllık tecrübe üzerine hazırladım. ayrıca baskı masrafını bir gübre firması ve irtibatta olduğum üreticiler karşıladı. şimdi almak isteseniz dahi yok bulamazsınız. sizi bir fidancı veya zirai ilaç bayi kandırdı diye herkesi sorumlu tutamazsınız. 2017 yılından bu zamana kadar sosyal medyada ücretsiz bilgi paylaşımı yapıyorum. siz kandırılmak için sıraya girmişsiniz faydalı olmak için ücretsiz bilgi dağıtan kişilerle karşılaştığınızda ne yapacağınızı ne diyeceğinizi şaşırmışsınız.
öncelikle hazırlamış olduğumuz kitapçığı üreticiler talep etti ve basım ücretini karşıladılar hiç kimseye kitapçığı satmadık. zaten kitap şeklinde değil bahçe günlüğü şeklinde hazırladık. siz yaşadıklarınızı not etmiş olsaydınız burada eleştiren değil çözüm ulaştırmaya çalışan koltuğunda olurdunuz
8-10 yaşlarında bir ağaç 8-10 kg vermiyor kardeşim. Bu boynunda atkı olan şahıs bol keseden sallıyor.... 13 yaşında bahçem var daha ağaç başı 3 kg. görmedim 13 yıl önce internet sitelerinde kopyala yapıştır bilgilerin hepsini almış hala bu gün okuyorsunuz. Bi kerede üreticiyi konuşturun be kardeşim.
Bu programın konsepti gereği ilk bölümde teknik bilgiler 2 . bölümde üreticiler kouşıyor.Siz 2 . bölümde konuşan,işin içinde olan,üretici,tecrübeli bir yetiştirici olan Celalettin beyi dinlemediniz sanırım."Bi kerede üreticiyi konuşturun be kardeşim" demişsiniz ya ona istinaden söylüyorum
ön yargınız çok. kafanızı elinizin arasına alın ve düşünün ben badem yetiştirmeyi ne kadar biliyorum diye, sonra badem konusunda uzmanlaşmış kişilerin bilgilerinden istifade edin sonra üreticileri ziyaret edin dinleyin en son olarak bütün hepsini analiz edin
Kıymetli kardeşim bu verimli açıklamalar için teşekkür ediyorum…Özel bir isteğim var şöyle ki tarımsal ilaçlar konusunda ve özellikle genetiği ile oynanmamış her çeşit tohumların Türkiye genelinde artırılması konusunda daha kapsamlı bir çalışma ve bu çalışmaları kamuoyu yoluyla duyurarak , destekleyerek yaygınlaştırılmasını istiyoruz..Aslında bu iş sadece tarım alanında değil tüm giysi ve temizlik ürünlerinde de insana zarar vermeyen tüketim ürünlerinin artırılması ve en esaslısı da bunların kalitesinin dış bağımlısı olduğumuz başta İsrail ve diğer ülkelerin üretimlerinden daha kaliteli olmasını sağlamak da devlet ve millet olarak hepimize düşüyor…Rabbim bilinçli bir birey bilinçli bir toplum olmayı nasip etsin 🤲🤲🤲
GDO konusunu daha önce işlemiştik. Detaylı bilgileri buradan takip edebilirsiniz. ▶ru-vid.com/video/%D0%B2%D0%B8%D0%B4%D0%B5%D0%BE-OmfqVFOquO0.htmlsi=9QUkPVab680tHFnz
"Türkiye'de GDO'lu hiçbir gıda ürününün üretimine ve satışına izin verilmemektedir" Türkiye'de GDO ve ürünlerinin gıda amaçlı olarak kullanılması ve GDO'lu üretim yapılması da tamamen yasaktır. Ülkemizde GDO ile ilgili işlemler, Biyogüvenlik Kanunu ve bu Kanun kapsamında oluşturulan Biyogüvenlik Kurulu'nun almış olduğu kararlar çerçevesinde yürütülmektedir. Ancak hayvan yemi olarak kullanımına müsaade edilmektedir. Resmî Gazete'de yayınlanan son kararlar ışığında Türkiye'de kullanımına izin verilen GDO'lu soya çeşidi 13, mısır çeşidi 23 ve enzim çeşidi 3’tür. Ülkemizde GDO Mevzuatı GDO'lu ürünlerle ilgili işlemler; 26 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren 5977 sayılı "Biyogüvenlik Kanunu" ve yine aynı tarihte yürürlüğe giren "Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik" hükümlerine göre yürütülmektedir. Biyogüvenlik Kanunu kapsamına giren ürünler ile ilgili olarak; • GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın piyasaya sürülmesi, • GDO ve ürünlerinin, Kurul kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, • Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi, • GDO ve ürünlerinin Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı, • GDO ve ürünlerinin bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır. Bugüne kadar gıda amaçlı olarak onay verilmiş bir gen bulunmadığından GDO ve ürünlerinin gıda amaçlı olarak kullanılması yasak olup gıda amaçlı GDO'lu ürün ithaline de izin verilmemektedir. GDO'lu Gıdaların Etiketlenmesi "Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik" in "Gıdaların etiketlenmesi" başlıklı 18nci maddesinde Yönetmelik kapsamında yer alan gıdaların Bakanlık tarafından belirlenen eşik değerin (%0,9) üzerinde onaylanmış GDO'dan elde edilmiş olması veya onaylanmış GDO'dan elde edilmiş bileşen içermesi veya GDO içermesi veya GDO'dan oluşması durumunda Türk Gıda Kodeksinde yer alan gerekliliklere ilave olarak etiketlemenin nasıl yapılacağı ile ilgili hususlar yer almaktadır. Ancak bugüne kadar gıda amaçlı olarak onay verilmiş bir gen bulunmadığından ve bu sebeple piyasada bulunan tüm gıdalar GDO'suz olduğundan gıdaların etiketlerinde GDO bulunmadığına dair bir ifadenin yer alması şu an için uygun görülmemektedir. Biyogüvenlik Kanunu Gerekliliklerine Uymayanlar Hakkında Yasal Süreç Biyogüvenlik Kanunu'nun 15’inci maddesi kapsamında sorumlular hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmakta ve ürünlerin piyasaya arzı engellenmektedir. Savcılık kararı doğrultusunda 1-12 yıl arası hapis cezası, 200 bin Türk lirasına kadar idari para cezası veya 10 bin güne kadar adli para cezası verilebilmektedir. Gıdalarda GDO Analizleri Bir ürünün GDO'lu olup olmadığı sadece laboratuvar analizleriyle anlaşılmaktadır. GDO'ların analizi; genetik modifikasyon sonucu oluşan yeni molekülün (DNA, RNA veya protein) tespit edilmesi esasına dayanır. GDO tarama ve miktar analizi yapabilen Bakanlığımızca yetkilendirilmiş Kamu ve Özel Laboratuvarlar bulunmaktadır. Bakanlığımız GDO analizi yapan laboratuvarlar, uluslararası standartlarda çalışmakta olup, AB laboratuvarlarının analiz stratejisini uygulamaktadırlar. GDO ya karşı bir olumsuz tavra gerek yoktur. Türkiye GDO’lu ürünler konusunda kendi araştırmalarını yapmalı, teknolojisini kendi üretmeli. İnsan sağlığına zara vermeyecek GDO’lu üretimin imkanlarını araştırmalıdır. Jilet katilin elinde silaha dönüşür ve bir hayatı sonlandırır, aynı jilet bir hekimin elinde bir hayat kurtarır. GDO’da aynen bu şekildedir; bunu nasıl kullanacağımıza biz insanoğlu karar verecektir. Sonuç olarak en başta sorduğumuz soruya gelelim; GDO’lu Ekmek mi yiyoruz Hayır GDO’lu ekmek yemiyoruz. Ekmek konusunda da şunu tavsiye ediyorum: Kesinlikle tam buğday ekmeği yiyin. Tam buğday ekmeğinin içi simsiyah olmasın. Ekmeğin içi, doğal un tadında sarımsı, kahverengimsi bir renk olsun. Ekmeğinizi kendiniz yapacaksanız mutlaka un fabrikalarının lüks ve birinci sınıf unlarını almayın. Tam tersi un fabrikasındaki fiyatı en düşük olan tip 850 ya da eskiden tip5 dediğimiz yüksek oranda kepek içeren fabrikacıların lavaşlık-pidelik dediği unları alın ve onlardan ekmek yapın/yaptırın.
Hangi noktadan ele alırsanız alın her kalkınmanın mümkün olduğu düzen; adil ve eşit bir düzendir. Adalet, eşitlik, kardeşlik ve merhametin mutlak manada pratiğe ulaştığı tek düzen ise Allah cc bizim için razı olduğu islam düzenidir. Herkes gelişmenin ve büyümenin yollarını farklı sistemlerle ortaya koyar. Büyüme eğer derin ve köklü olacaksa(maddi ve manevi) bu içinde bulunduğumuz düzeni Allah'a has kılmak ile olur. Vesselam.