Edebiyata ve kitaplara dair aradığınız her şeyi bu kanalda bulabilirsiniz. Kitaplar hakkında nitelikli yorumlara, yazarların yazınsal yaşamalarına ve okuma listeleriyle okuma alışkanlığına ilişkin her şey bu kanalda olacak. Abone olmayı bildirim zilini açmayı unutmayın.
Değerli bilgiler için teşekkürler Kars'ı anlattınız fakat Kars'ta tiyatro vardı 11-12 yaşında annemin elinden tutup Məşədi ibat tiyatrosuna gitmiştim. Çok değerli yöresel tiyatrocular vardı. Halk eğitimde tiyatro gösterileri olurdu.
Hocam zannedersem ayni cagdasiz.Tabii hocamin tespiti reform niteliginde.Teshis konmadan ilac verilmez verilirse bugunku sorunlari yasariz.Yalniz sunu belirteyim uzulerek soyluyorum.Okumak isteyen kizlarimiza sonsuz destek, okumak istemeyen veya herhangi bir meslek sanati onemsemeyenleri de toplum disina iteceksin iteceksin ki fuzuli masraf da olmasin ve ahlakli caliskan namuslu onurlu bir nesil yetistirelim.saygi ve sregilerle.Meyve vermeyen agaci sulamaya gwrek yok tarih bunu gosteriyor.
Öğrencinin bilip bilmemesi, öğretmen için önemli mi? Çoğu için önemli değil. Memleketin geleceğini düşünen kim? Önemli olan maaşı. Her şey öldü. Yapay zeka yakın bir zamanda bütün Dünya'yı kaosa sürükleyecek. Hoşça kal eski Dünya.
Ama kurmaca metinleri yazarlar yazar ve kurmaca metinler doğası gereği iyi bir dil akıcı bir anlatıma sahip olmak zorundadır.(yazar bunu ne kadar başarır bilemem) Kurmasanız kendine has yaratıcılığı ve doğası vardır.
Araştırmacı yazarlar da yazar diye değil sizin dediğiniz gibi “araştırmacı yazar” diye anılırlar. Onların yaptıkları belgelere dayalı metinler ortaya koymak. Bu da herkesin yapabileceği iş değil, zordur yani, kanımca. Burada da bir kurgu var ama kronik zaman ve bilinenler/bilinmeyenler sıraya konur. Tartışmaya doğrulanmaya/yalanlanmaya açıktır. Oysa bir yazar “ben böyle yazdım ve bu benim eserim, benim doğrum,” diyebilir.
@ders6853 'e Elimden geldiğince net ve nesnel cevaplar vermeye çalışacağım. Ayrıca Şahin Hocamı çok severim ama onun avukatı falan değilim. Amacım gerçek anlamıyla tartışmak. 1. Hoca kendisini bu ülkenin en aydın insanı saymıyor. Hatta burada yetişmiş birçok yazara büyük saygısı var. Eleştirdiği kişiler parasını verip iki kitap bastırınca kendisini "olmuş" sayanlar ve bir kursla yazarlık vaadinde bulunanlar. Kendisi dışındaki yazarlara saygı duymama gibi bir durum da söz konusu bile edilemez. İstersen videoyu baştan izleyebilirsin. 2. 1-2 kitap yazdı diye kendisini "ermiş" ilan etmedi. Gelişmenin sınırı olmaz diye kendisi söylüyor. 3. Evet herkes genellikle istediğini yapar. Hoca kimseye kesinlikle benim dediğimi yapacaksınız, demiyor. Burada bence boş bir özgürlük propagandası yapmaya çalışmışsın. 4. Kendisini niye Sunay Akın zannetsin. Ayrıca video kapağını ve hocanın düşüncelerini beğenmemiş olabilirsin. O zaman iğrenç demek yerine yapıcı bir eleştiri yapabilirsin. Belki hoca sana hak verir ve daha iyi bir şey ortaya koymaya çalışır. 5. Eğer zaten birisini kendi kalitesi yerine kamerasına bakıp izliyorsan izlemene gerek yok. 6. Kaç kişinin izlediği önemli değil. İzleyen 1 kişi bile olsa 20dk boyunca ilgisini çekmese izlemez. İzleyenlerin neyi oluyorsun ki onlara acıyorsun? 7. Telaffüz konusunda belki haklı olabilirsin. Sonuçta Şahin Hoca edebiyat ögretmeni ama bu onun asla yanlış yapmayacağı anlamına gelmez. 8. Eğer videodan kendine tükürük geldiğini düşünüyorsan halüsinojenik bir madde almıs olabilirsin. LSD gibi mesela veya kahve... 9. Sırf kendin hocayı linçliyorsun diye diğer insanların da böyle yapacağını sanma. Hoşuna gitmediyse beğenmediğin yerleri yapıcı bir eleştiri ağzıyla söyleyebilirsin. Dediğim gibi Şahin Hoca' nın dersine giriyor olmam beni onun müridi onu da benim tarikat liderim veya şeyhim yapmaz. Sadece olumlu eleştiri yapmak istedim. Dilersen tartışabiliriz. Belki benim de yanıldığım noktalar vardır.
Zaten köy enstitüleri kapatıldığından beri eğitim denen şey yavaş yavaş yok oldu. Toplum iyice cahilleşti ve sosyal medyayla birlikte iyice geri kaldık. Bunlar bitmeye daha cahilleri gelmeye başladı. Bunlar (yeni nesil) şimdi köy enstitüleri nedir onu da bilmezler ya... İnsanlar hiçbir bilgisi olmadığı, ki bunların zaten pek bir bilgisi yok, konularda ileri geri konuşuyorlar. Diyelim ki karşımdakine İdil Biret’in ilk kez Beethoven senfonilerinin Liszt tarafından yapılan uyarlamalarının tamamını seslendirmişt olduğunu; Frederic Chopin'in bütün piyano eserlerini, Johannes Brahms'ın bütün solo piyano eserleri ve konçertolarını, Sergei Rachmaninoff'un bütün piyano eserlerini kayda aldığından, Chopin yorumları nedeniyle Polonya Cumhurbaşkanı tarafından "Üstün Hizmet Nişanı" ile onurlandırılmış olduğunu ve daha nicelerinden bahsediyorum. Karşımdakinin dediği şey şu: “Abartılacak bir şey yok” Her şeyi o kadar basit görüyorlar ki! Zaten en fazla 250 kelimeyle konuşup bütün günlerini Instagram ’da geçiriyorlar. Keşke şu an bir karakter tasavvur ediyor olsam ve onu eleştiriyor olsam ama gerçek. Verdiğiniz örnekte de olduğu gibi 2 kitap okuyup, bir şeyler karalayınca, yazarlık kurslarına gidince bir de üstüne yazarlığı basit bir şeymiş gibi görüp başka bir uğraş bulamıyor ve parayla kitap bastırınca yazar olduklarını sanıyorlar. Hatta olduklarını, zirveye ulaştıklarını düşünüyorlar. Dediğiniz gibi gelişmenin sınırı yok ve herkes bir şeyler yazabilir ama herkes yazar olamaz. Bunlar ne tutkudan anlar ne de tutku sonucu elde edilen utkudan. "Dolu" bir video olmuş (bunun kararı tabi bana düşmez. Sonuçta benim yaşımın 2 katından fazla öğretmenliğiniz var) ve çok güzel bir noktaya değinmişsiniz. Çöp. Hem sosyal medya hem de kullanıcıları. İyileri de var ve onlara ulaşmak için bu çöplüğü biraz karıştırmak gerek. Benim öğrendiklerim bunlardı hocam. Teşekkürler.
