İnsanın söylemek isteyip de hani söyleyemediği sözler vardır ya, ne bileyim böyle bir kanser gibi hani. Büyüdükçe büyüyor büyüdükçe büyüyor anladın mı? İşte seni gördükten sonra Leyla, öyle büyüdün ki içimde her yanım sen oldu, anlıyor musun? Sonra ben sensiz olamadığımı anladım. Yalanlar söyledim sana. Bir sürü yalan söyledim sana, evet. Bu yalanlar öyle büyüdü ki kaçıp gideceğinden korktum. Hep böyle bir korku vardı içimde. İşte sen içimdeki o korkuydun Leyla. Senin yanında mutsuz olmaya bile hazırdım ben. Hani dünyaları verseler, anladın mı, dünyaları verseler vazgeçmem derler ya... Öyle olmuyormuş işte, o kadar basit değilmiş Leyla. Birinin çıkıp başkalarını da düşünmesi gerekebiliyormuş yani anladın mı? Onların mutluluğunu, sevgilerini, acılarını ne bileyim. Bazen sevmek Leyla, fedakarlık yapmayı gerektirebiliyormuş. Anlıyor musun? Ben seni hep beklerim. Bir saat de beklerim bir ömür boyu da beklerim...1:23:05
Ben ona olan sevgim sayesinde bağ kurdum bu hayatla. Sevemesem de yaşamaya değer dedim. Sevilmek değildi istediğim. Tatmadığın bi şeyi istemez, beklemezsin zaten. Onu sevmek güçlü yapmıştı beni. Daha çok sevip daha çok barışıcaktım kendimle. Fazla sevgim bıktırdı. Hastayım ben zaten. Ancak hasta bir insan bu kadar sevebilirdi. Boşlukta olduğum için değildi ona tutulmuşluğum. Daha büyük bir boşluğa sürüklenmiştim çünkü. Uzay boşluğunda sonsuzluğa süzülüyormuş gibi hafif, özgür, bağımsız, öylesine tarifi zor bi şeydi yaşadığım. Ona layık olmak için uyuyup uyanıyordum. Benim en büyük zaferim gözlerinin parlak ve canlı bakmasıydı. Bana değil. Aşkla baksın. Bana değil. Ama yüzü hep gülsün. Olsun. Görmesin beni, görmeyeyim onu. Zihnimin duvarlarına asılı yüzündeki tebessüm hâlâ. Boşuna yaşamadım. Onu sevdim. Benimle savaşma!! Kazanırsan kaybedersin demişti Hakan Günday Azil kitabında. Senin hakkındaki her seyin dehası, kendi hayatımın delisiydim ben de. Evet sen kazandın. Ama kaybettin. ~~~ Onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin. Titreme daha fazla kalbim. Bağışla kendini artık onu da Bırak gitsin. O senin ezel gününden kaderin Sen onu nasılsa bin kere daha seveceksin. -Birhan Keskin
Hala yorum atanlar var mutlu oldum bilmiyorum. Hayat çok tuhaf Leyla ile Mecnun dizisi bizden sonraki nesile aktarılmayacak belkide bizim ölümümüzle birlikte unutulmaya mahkumdur. Bizden önceki çoğu şey nasıl unutulduysa buda unutulacak. Her şey unutulmaya mahkumdur sözü ne kadar doğru hayatta ne yaparsak yapalım bir şekilde unutulağız büyük bir şey bulmadığımız sürece kendi çapında yaşayan bir insan olarak unutulacağız böyle düşününce her şey gözümde değersizleşiyor o kadar değer biçtiğim her şey bir anda anlamsız geliyor.
Özlemler birikti içimde çıkmazlar birikti sana yürüdüğüm sokaklarımda Hasretler birikti aşk takvimimde Hayaller birikti yaşanması mümkünken şimdi sadece hayal olan Ve sen biriktin içimde gördüğüm ama kördüğüm olan Şimdi bütün birikenleri topluyorum avucumda ne kadar ağır olsada bir sen etmeyen