Hani derler ya: "Ne anlıyorsunuz bunlardan; hep taş, hep kaya?" Sen görmesen de, göremesen de, Hep aynı gözler, aynı beton kapanıp kaldığımız. Ben alışamadım bu dünyaya, Bazen alırım ayaklarımı ve kalbimi, vururum kendimi taşlara kayalara. Kimler düşündü, kimler söktü dağın kalbini, Ne umutlar, ne korkularla; kaç günde... Bu duvarı bitiremese, onu ve onun gibileri insan dahi saymadan deşmeye hazır canavarların dizi dibinde. Yaşamak için çekiç hep sallanmalı! Onu insan olarak görmeyenlerin, anlayamadığı hayallerini kazımalı taşlara kayalara. Milim milim, santim santim işlemeli ki, sahibi mutlu olsun ve mutlu etsin; O da başkalarını, onlar da başkalarını… Ne umutlar, ne korkular kazıldı o taşlara kayalara, Şimdi sen önündeki küçücük bir taşı kaldıramasan da.
Ben bu işlenmiş taşlara bakarken buranın üstünün çatı ile kaplı ve duvarlarının mermer kaplı olduğunu, ortada bir kürsü olduğunu, bu basamaklardaki şiltelerde oturan meclis üyelerini görüyorum.
ALLAH REHMET ELESİN ÇOX Vatan sever ve gerçekler iyin mucadele etdi yer asla dolurulamaz bizleri boyle bir Millrt vekiline ihdiyacimiz var hasiyetsiz ciblerini düşünenlere diyil
Çok teşekkürler hocam. Bu yaşıma kadar (65) bilmediğim şeyi öğrendim. Üzüntü verici bir durum, ben Dumlupınar muharabelerini ayrı bir zamanda oldu sanıyordum. Televizyonda Dumlupınar ve 30 Ağustos sözcüklerini yan yana görünce şaşkınlıkla " o da mı aynı tarihteymiş" dediğimi hatırlıyorum. "Büyük taarruz 26 Ağustosta Kocatepe'de başlamış, 30 Ağustosta Dumlupınar'da bitmiştir" cümleniz, şimdiye kadar bu şekilde neden anlatılmadı diye hayıflandığım durum. Ben her şey Kocatepe'de olup bitti sanıyordum. Elinize dilinize sağlık hocam.
Bütün çocukluğum burada geçti dayılarım burada bekçilik yaptı çok güzel bir yer tekirova ve fasalisin denizin içinin karış karış bilirim çok zıpkınla balık tuttum. Emeğine sağlık hocam