HİÇ KENDİMİZ İÇİN YAŞAMADIK Kİ KENDİMİZ İÇİN ÖLELİM.NE ACAYİP ÖLÜRKEN BİLE HEP BAŞKALARINI DÜŞÜNÜYORUZ SABAHATTİN ALİ'nin Kürk Mantolu Madonna romanında da buna benzer bir konu işlenirKahramanımız Tercümandır Almanca kitaplar üzerine çalışır ama KENDİ KABUĞUN AÇEKİLMİŞ YAŞAMAYAN YA DA YAŞAYAN BİR ÖLÜDÜR.Oscar Wilde'ın da dediği gibi YAŞAMAK ÇOK NADİR RASTLANAN BİR DURUMDUR.çoğumuz aslında sadece var oluruz. Belki de kimse gelip sormadı.Arkadaşın SEN OLMAK İSTİYORSUN DİYE? Sadece İŞ MESLEK YA DA EVLİLİK için sormuyorum.Senin HAYALİN NE?ÇOĞUMUZ MUTSUZ VE UMUTSUZ VE GELECEĞE DAİR AŞIRI KAYGILI ÖZELLİKLE DE BİZ GENLER GALİBA ARTIK HİÇ KİMSE HAYAL KURMUYOR.NURİ BİLGE CEYLANIN DA DEDİĞİ GİBİ #UMUTETMENİNYORGUNLUĞU KİMİ SEVDİĞİNE KAVUŞAMAZ KİMİ İSTEDİĞİ MESLEĞİ YAPAMAZ YANİ ANLAYACAĞINIZ HERKES MUTSUZ VE DE UMUTSUZ GALİBA HAYATLARIMIZ DOSTOYEVSKİNİN ROMANLARINA DÖNDÜ HAVA SOĞUK VE İNSANLAR BEŞ PARASIZ VE ÜZGÜN ...
Siz nasıl bir zamana şahit olduğunuzun farkında değilsiniz ancak futbol tarihi 1000 yıl sonra bile bu rekabeti tarihin en iyi 2 oyuncusu bu dönemde oynadı diye konuşacak , ikisininde yaşamları ve futbolu , derslerde okutulacak zeka , yetenek ve çalışmak ancak bu kadar yaşanabilirdi , bize öyle güzel zamanlar yaşattınız ki ikinizinde yüreğine sağlık..
"Sabaha kadar namaz kıl ne fayda? Ahirette sormazlar mı adama bu garip de senin çocuğun diye?" Hiçbir söz beni bu kadar yakın anlatmamıştı, yaralamamıştı. Suçu her zaman kendimde aradım. Onun istediği bir çocuk, evlat olamadığım için hep kendimi suçladım. Gözüne girmeye çalıştım. Ama o her seferinde evlat ayırdı. Ben ona davrandığı gibi bana da davransın istemedim. Bu kadar ilgiye alışık değildim çünkü, garipserdim. Bana sadece insan gibi davransın istedim. Anlayış göstersin, kıracak şeyler söylemesin istedim. Ama o tam tersini yaptı. Onun başını okşadı, onu sevdi, onu düşündü. Dışarı çıkınca onunla vedalaştı, eve gelirken onu selamladı. Beni görmezden geldi. Bizi görmedi. Onu aslan oğlum diye sevdi, beni hayatımda bu kadar cins bir insan daha görmedim dedi. Hiç yerine koydu. Görmezden geldi. Aynı çatının altında hayaletmişim gibi davrandı. Gördüğü zamanlar kızdı. Yok yere kızdı, yok yere laf etti. Bu çocuk ne düşünür, neler hisseder diye düşünmedi. Ben kendimi yük gibi hissedip onlar için üzülürken o bunları görmedi, bilmedi. Kendi çocukken ne yaşadıysa, nasıl sevgisizlik gördüyse aynısını kendisi yaptı. Her şey için hakkımı helal ederim ancak yalnızca bunu etmiyorum baba. Bir mutluluğu, sevgiyi bana çok gördün. Kendimi insanlara karşı özgüvensiz hissediyorsam, insan içine girmeye çekiniyorsam, kendimi sevmiyor eksik hissediyorsam bunların hepsi senin yüzünden. Hiçbir şey istemedim. Ne telefon, ne kıyafet herhangi bir şey. Sizi zora sokmamak için çabaladım. Ama bunu bilmek istemedin. Hayatının sonuna kadar mutlu ol, huzurlu ol, sağlıklı ol, her zaman ailenin yanında ol. Tek istediğim bir gün ne yaptığının, yaşattığının farkına var. Ben seni sevmek istedim, sen buna hep engel oldun ama ben yine de buradayım. Umuyorum ki bir gün, sadece bir gün umursamadığın çocuklarını nasıl kötü hissettirdiğinin farkında olursun. Çünkü ben seni sevmek için çabalamaktan çok yoruldum. Ama yine de bırakmayacağım. "Günah be günah, ne yaptı bu çocuk sana? Adam mı öldürdü, ev mi yaktı, ne yaptı? Yalvarıyor, bi' elimi tut diyor, başımı okşa diyor, iki doğru laf söyle diyor. Yardım istiyor."
Beni her seferinde başkalarıyla kıyasladın. Senden çok bir şey istemedim. Tek istediğim dünyaya getirmeye karar verdiğin o lanet çocuğunu sevmekti. Onu yok saymak, her seferinde anlamsız konulardan yok yere atarlanman, sinirlenmen, bağırman, aşağılaman değil. Ben senin canın sıkıldığında aşağılayacağın biri değildim. Çocuğundum. O çok sevdiğin oğlunun ilerleme kaydetmesini, yeme içmesine sebep olan, ona iyi gelen, ona arkadaşlık eden, ona yardım eden bendim. Ama sen hiçbirini görmedin. Görmek istemedin. Ulan hiçbir şey istemedim senden. Canım kızım demeni bile istemedim hiç. Sadece benimle ilgili herhangi bir şeyde sorun çıkarma istedim. Adamakıllı kahvaltı yapmak istedim. Sen her seferinde onu bile bana çok gördün.
İlkokulda her kitabın kapağının arkasına 'ailemi çok seviyorum' yazan insandan 'en yakın zamanda bu evden defolup gitmek istiyorum' diye düşünen insana çevirdiniz. Bunu bana siz yaptınız. Ben çabaladım. Çok değil, geçen sene sorsalar ailenden ayrı eve çıkar mısın diye 'hayır' derdim tüm kararlılığımla. Siz bana bunu bile çok gördünüz. Şimdi ne oldu biliyor musun baba? Madem beni bu kadar sevmiyorsun, önemsemiyorsun, günlerce konuşmuyorsun, ben de en yakın zamanda çekip giderim diyorum. Neresi olursa. Üzülür müyüm? Deli gibi. Çünkü ben tek başına yürümek ne demek bilmiyorum. Ama öğrenirim. Özlerim, üzülürüm, ağlarım ama böyle devam etmektense bun yaparım. Kim bilir, belki de uzak olmam aramızı bir gün düzeltir. Mesafeler belki de neler yaptığını, nasıl davrandığının farkına varmanı sağlar baba. Madem senin için en iyisi bu, madem hayat bunu gerektiriyor, giderim ben de. Defolup giderim de sen de sevdiğin insanlarla daha mutlu olursun baba.
Müziğin girişi harika dedektif gibi sanki yıllardır merakla aradığım bulmacanın cevabını öğrenecekmiş gibi oldum bir an ve sonra asla cevabı bulamayacağımı anladım
"Aslında başka şeyler hayal etmiştim tabii, ama olsun.. Var mı öyle pat diye hayale ulaşmak. Neler yaşadım, ne insanlar tanıdım. Çoğunu unutmuş olsam da unutuşun bile bir cazibesi var bence. İnsan biraz da zamanın içinde süzülmeli, iyi ve kötü anıları birbirine karışıp belirsizleşmeli ve silinip gitmeli. Silinmeyecek olanlar da var tabii." "Zamana bir çentik atmak."
İşiniz gücünüz müslümanı kötü göstermek. Namusuz kripto yahudi seni. Bilginer kriptosu, biz müslümanlar çocuklarımızı iyi günde kötü günde Allahın izniyle sahipleniriz, zulüm yapmayız. Ama zulüm denince senin kavmin parmakla gösterilir. Kapiş? Hayatın Allah düşmanı filmler yapmakla geçti, bir an evvel cehennemi boyla da dünya bir pislikten temizlensin.
Çağ Narsist insanların Çağı olmuş ! İnsanlar vicdanlarının sesine Sağır olmuşsa İnsanlar hep BEN , hep BANA , hep PARA diyorsa İnsanlar DİN’in ticaretine soyunup her türlü haltı yiyip ardından da ona buna yargı dağıtıyorsa Bir anca kıyamet kopsun be kardeşim !
okadar iyi rol yapıyorlarki kadının kemiklerini kırasım geldi yemin ederim ne küfür saydım be tabi değerli oyuncumuza değil oynadığı role saygıyla egiliyorum oyunculuk budur
Taşradaki her genç erkeğin sorunsalıdır. Babanı aşmak konusu gerçekten inanılmaz iyi işlenmiş. Uzunca bir eleştiri evresi, benimsememe ve kendin olma çabası ve ardından kabullenme ve affetme. Babanızı kabul edip affettiğinizde ise sizin yetişkinliğinizin başlangıç noktasına geliyorsunuz.