Bu şiiri dinledikçe Gazze'de ki çocuklar geliyor gözlerimin önüne vallahi öldüğümde dünyadaki insanları ALLAH'a şikayet edeceğim demişti bir tanesi 😢😢😢
Çilekli yulaflı yogurdugumu kaşıklarken dinliyorum.. 25 yasindayim ve artik severek gidip geldigim bir işim olsun istiyorum.. 'Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni bastan' dizelerinde buluyorum kendimi....
Hiç baba sevgisi görmemiş onca insanın gözleri dolar bu şiirde çünkü kendi kendilerine ben babamın yaptığı hataları yapmadan evladımı işte böyle kucaklayacağım diyecekler dinlerken içten içe.. Unutmayın ki babalık zordur evde her şeyden en son sizin haberiniz olacak, duygular en az size gösterilecek iyi ya da kötü. Her şeye rağmen dik durmanız gerekecek bu toplumda babalara ağlamak yasaktır. Hep içlerine atarlar bütün duygularını. Böyle böyle taşlaşır bi adamın kalbi. Ben sevmedim hiç babamı büyüdükçe tanıdım onu tanıdıkça uzaklaştım kendisinden, umarım siz seversiniz babanızı..
Bugun sinavima 13 gun kala seni dinliyorum ustad Heyecandan mi bilmem bi aksaklik var bu aralar calismalarimda Rabbim emeklerimi biliyorsun beyaz onluğu nasip et...
'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin 'bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet. Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya; -bir ceset gibi- gömülü kalbim. Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede? Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam, kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün, boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın. Bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın, aynı mahallede kocayacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına. Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka bir şey umma- Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte, öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
haydi abbas, vakit tamam; akşam diyordun işte oldu akşam. kur bakalım çilingir soframızı; dinsin artık bu kalb ağrısı. şu ağacın gölgesinde olsun; tam kenarında havuzun. aya haber sal çıksın bu gece; görünsün şöyle gönlümce. bas kırbacı sihirli seccadeye, göster hükmettiğini mesafeye ve zamana. katıp tozu dumana, var git, böyle ferman etti cahit, al getir ilk sevgiliyi beşiktaş'tan; yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
"Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın. Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın. Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı, Beni bensiz bıraktın, beni sensiz bıraktın."
Caddeden sokaklara doğru sesler elendi, Pencereler kapandı, kapılar sürmelendi. Bir kömür dumanıyle tütsülendi akşamlar, Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar... Son yolcunun gömüldü yolda son adımları, Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları. Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda: Yanan alnım duvarda, sönen gözlerim camda, Yuvamı çiçekledim, sen bir meleksin diye, Yollarını bekledim görüneceksin diye. Senin için kandiller tutuştu kendisinden, Resmine sürme çektim kandillerin isinden. Saksıda incilendi yapraklar senin için, Söylendi gelmez diye uzaklar senin için... Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle, Saatler son gecemin geçti cenazesiyle, Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü, Sokaklardan caddeye doğru sesler döküldü...