Aynen usta, öyle devşirme dönme bozkurtlar gibi her önüne gelen bizden Kürtlerden olduğnu söylememeli* Kuzeyde iri gözlü Ermeniler, Güneyde koyu tenli gür kaşlı Hintler, geniş alınlı yuvarlak kafalı Araplar gibiler sırf Kürtçe bilyor diye Kürt olmamalı

Kardeşler, insan tiplerini küçük görmeyin, bakımsız inaanları küçümseyin

Kardeş senin kafan çok karışık yahudilik bir kere din değil ırktır müsevilik dindir İbrahim nemrutun öz yeğenidir ve bir kürt prensidir tamam İbrahim küfüse gitti ama kavmi ailesi urfada kaldı tek tanrılık kürtlerde ezidi inancında vardı zaten ve Ezidi inancının da Hazreti Adem'in dini olduğu söylenir

Mesut hocam bir dine mensupmusunuz çok merak ettim cevaplarsanız çok sevinirim 🌼

Hahaha süpersin hoca

Anlatma şekliniz çok güzel 👍 boş birsey anlatsaniz bile dinlerim😂

🍒🍇🍓🍈🍉🫐🍅🍊🍎🍍

Gerçek Kürtler Akdeniz esmeri olur yanı İtalyan Yunan anatolia İspanyol tarzı Arapa benzeyenler Kürt değil Kürtler Aryan ise Neden hinduya,Arapa benziyor

Rahmetli Büyük babamın söylentisine göre, islama geçmeden önce yahudi- ezidi- zerdüşt inançlarına sahip olduklarından söylerdi… ve biz Kürt Alevilerin hem yahudi- hem ezidi hemde zerdüşt inançlarını almış ve islama geçmiş olsalar da hep inançlarına günümüze kadar insanlıklarından taviz vermemişler hep Rablerine layık yaşamışlar ve günümüze kadar Alevi olarak yaşamlarını koruyabilmişler , iyilikten başka kimselere zararları dokunmamıştır, barşçıl ve sevgi saygı dolu bir topluluk dan geldiğimiz gibi kimsenin inancına , ibadetini eleştirmeyiz , kınamayız… “Herkesin inancı- imani kendinedir.. Ne ekersen onu biçersin…önemli olan “insanca yaşamak için İNSAN olmaktır” Verdiğiniz Bilgiler için teşekkürler 🙏 ♥️🌹🤗 Siz değerli İnsanlar sayesinde üstü kapatılan doğruları duymak huzur verici yaşama sevincimize yeniden kavuşmak, korkmadan , saklanmadan yaşamak ne güzel olurdu 🙏♥️🌍

Daha tam müslüman olmadan ölüm yaklaştı. Şimdide Bahadi mi deneceğiz!! Niye bunu deniyorlar insan Mantık ne? Kitap ne? Neyi biliyorlarda diğerleri bilmiyorlar? Huda haş versin

Konya'daki Reşîler Lilite Pîrka Hêl diyorlar. Konuyu yazmiştim... ******************** Mitolojik karakter ve hikayeler bir toplumun geçmişteki düşünceleri, inançları ve korkuları hakkında önemli veriler sunabilirler. Aynı zamanda farklı kültür ve toplumlar arasında geçişkenlik gösterebilir, farklı bir isim ve versiyon ile yeniden dile gelebilirler. Teyzemin bu videoda anlatmış olduğu mitolojik Pîrka Hêl karakteri gibi. Bizde yeni doğmuş bebekleri öldüren Pîrka Hêl karakteri, farklı mitolijilerde farklı isimlerle betimlenmektedir. Örneğin Yunan Mitolojisi'nde Lamia, Türk Mitolojisi'nde Alkarısı, Mezopotamya Mitolojisi'nde ise Lamaştu veya Lilit olarak geçmektedir. Bu mitolojik karakterin yeni doğmuş bebekleri öldürmenin yanında, bir de şehevi özelliği bulunmaktadır. Sözkonusu karakter Yahudilerin Babil sürgünü döneminde, Yahudi mitolojisine Lilit olarak geçmiştir. Babil’de şehvete hükmeden dişi ruh ve Fırtına Tanrıçası olarak kendisinden korkulan Lilit, Yahudilik'te dişi bir Şeytan'a dönüşmüş ve kötülüğün zirvesine oturmuştur. Sözkonusu karakterin Yahudilik'ten sonra Şeytan kavramı ile özdeşleşmesi, bizim için de önemli bir noktayı teşkil etmektedir. Zira, her ne kadar teyzem bu videoda değinmemiş olsa da, Anadolu Kürtleri arasında, erkeklerin erotik bir rüya neticesinde kadın görmeleri, "Şeytan pê keniya" deyimi ile ifade edilmektedir. Sözkonusu deyimin içerisinde Şeytan sözcüğünün geçmesinden dolayı, halk arasında genel olarak bunun Islam dinindeki Şeytan olduğuna inanılmıştır. Oysa bu gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü, Kuran'da buna dair spesifik bir betimleme sözkonusu değildir. Yahudi mitolojisine göre konu Adem ile Havva'nın yaratılış hikayesi ile başlatmaktadır. Tevrat'ın Yaratılış 2:7 ile 3:7 kısımları arasında, Tanrı'nın önce topraktan Adem'i, daha sonra da Adem'in kaburga kemiğinden Havva'yı yaratması anlatılır. Buna mukabil Tevrat'ın Yaratılış 1:27 kısmında ise, Tanrı'nın insanı kendi suretinde, erkek ve dişi olarak aynı anda topraktan yaratması anlatılır. Tevrat'taki insanın yaratılışına dair bu çelişkili durum, Yahudiler tarafından tartışma konusu olmuştur. Bu çelişkili durum, Yahudi din adamları tarafından, Mezopotamya mitolojisinde Lilit olarak bilinen karakter ile çözülmeye çalışılmıştır. Konu, Tevrat yorumlama kitabı olan Ben Sira Alfabesi'nde şu şekilde detaylandırılmıştır; "Tanrı Âdem’i yarattığında erkeğin yalnız olmasının iyi olmadığını gördü ve topraktan tıpkı Adem’i yarattığı gibi yekpare bir kadın yarattı. Adem bu kadına Lilit adını verdi. Bu kadın birdenbire Adem’le tartışmaya başladı. O, kendisinin Adem’le eşit olduğunu iddia ediyor ve birleşme esnasında onun altına yatmayı reddediyordu. Adem de bir erkeğin üstte olmasının daha uygun olacağını iddia ediyordu. Bu tartışmada Tanrı Âdem’in tarafını tutunca, Lilit Tanrı’nın ağza alınamaz adını (YAHVE) dile getirerek oradan kaçtı. Adem’in şikayetleri üzerine, Tanrı üç melek göndererek Lilit'i geri getirmelerini istedi. Tanrı onlara, eğer Lilit geri dönmeyi reddederse her gün onun yüz çocuğunu öldüreceğini bildirmelerini emretti. Melekler Lilit'i Kızıl Deniz kıyısında buldular ve geri dönmesi için ona yalvardılar fakat Lilit bunu reddetti. Kendi çocuklarının öldürüleceği haberini alan Lilit, bu olaydan sonra Âdem soyuna düşman bir Şeytan'a dönüştü. Fakat Tanrı’nın gizli adı olan YAHVE’yi bildiği için ölümlü olan Adem’in aksine o artık ölümsüzdü. O noktadan itibaren geceleri erkeklerin rüyalarına girip onları ayartmayı ve bebekleri öldürmeye kıyamete kadar devam edecekti." Inançlı Yahudiler günümüzde hala tıpkı teyzemin anlatmış olduğu gibi, yeni doğum yapmış olan kadınları ve bebekleri, Lilit yani Şeytan'dan korumak adına, geceleri yalnız bırakmıyorlar. Yataklarının altına Muska, bıçak veya makas koyuyorlar. Ben Sira Alfabesi'ndeki alıntıdan da anlaşıldığı gibi, yeni doğmuş bebekleri öldüren ve rüyalarında erkeklere musallat olan karakter Lilit şahsında birleşirken, bizde iki ayrı karakterde ifadesini bulmuştur. Pîrka Hêl karakteri günümüzde bir masal karakterine indirgenmişken, erkeklere rüyalarında görünen kadının Şeytan olarak nitelendirilmesi ise, hala dini içeriğini korumaktadır. Ne var ki bu, inançlı Yahudiler tarafından Lilit olarak kabul edilen dişi Şeytan'dan başka birisi değildir. Bu durumda sorulması gereken soru şudur; Kürtler ve Yahudiler arasında ne etnik ne de dini açıdan bir bağ sözkonusu değilken, Kuran'da hiçbir şekilde geçmeyen bir karakter, kendini Müslüman olarak gören toplumumuzun inanç dünyasında, nasıl yer edinir ?

Anadolu’ya gelerek yerleşen kavimler arasında Turani ya da Aziyenik tabir edilen Türklük ve Türklerle bağlantılı çok sayıda kavim de yer almaktadır: Sumerliler, Subarlılar, Kutlar, Elamlılar, Kaslar, Hurriler, Hattiler ve Urartulular veEsik Kurganı'ndan çıkan Gümüştas'ın yaşı 2500 yıl, üzerindeki yazının oluşumu içinde bir 2500 sene daha lazım, yani en az 5000 yıl Ama bize ne öğretiyorlar? Bakınız Anadolu'da Türkün tarihi çok eskidir. Örneğin Sümerler (MÖ. 4000-2350 ) Subarlar (MÖ. 3000) Hattiler (MÖ. 2500-1750) Ve Yine; Saka-İskit Konfederasyonu var MÖ.9 yy Sakalar/İskitler, MÖ. 625 yılında Zile'de ki savaşı Perslere kaybedene kadar da bütün Anadolu'ya İskitler hakimdi der, Herodot Tarihi Prof Dr İ. Durmuş; Anadolu’ya gelerek yerleşen kavimler arasında Turani/Aziyenik tabir edilen Türklük ve Türklerle bağlantılı çok sayıda kavim de yer almaktadır Sumerliler, Subarlılar, Kutlar, Elamlılar, Kaslar, Hurriler, Hattiler ve Urartulular sayılabilir, der Son yıllarda eski Türk tarihiyle özellikle daha yakın tarihli Saka/İskitlerle ilgilenen çok kişi var. Bunda son yıllarda yapılan araştırmalar ile arkeolojik buluntuların etkisi büyüktür. Tarihçiler, Erzurum'dan, Urfa'ya, Denizli'den Filistin'e kadar nerede bir Türk görseler onlara İskit demişler Türk ismi yerine İskit ismi kullanılmaktaydı Homeros'un Odysseia 'sından başlayarak eski kaynaklarda, MÖ. 8. Yy dan beri Anadolu'da İskit Türkleri var. MÖ. 6. Yy da da var MÖ. 2. Yy da da var, MS. 50 yılında da İncil'de geçer İskitler, her yerde varlar yani Yine bu kaynaklarda MS 190'da da Doğu ve G.D.Anadolu'da İskitler var. Bir yere de gitmiş değiller Atatürk Ankara'da bir bölgeye İskitler adını koymuştu. Anadolu en az 7 bin yıldır Türk beşiğidir diyen Atatürk'tür. Sümerbank, Etibank, İskit isimlerini bilmeden koyması düşünülebilir mi? çünkü Prof Dr O. Karatay'ın aktarımı:t.co/zL6ndMEnU2 Batılı tarihçiler MÖ4. Yy dan beri Anadolu'da varlığı tespit edilen Karamanlılar'a da, MÖ. 5. Yy dan beri Anadolu'da varlığı tespit edilen Kıpçaklar'a da İskit demişler Uzlar'a, Peçenekler'e, Komenler'e, hatta 1071 de Malazgirtten gelen Türkmenler'e ve Oğuzlar'a da İskit demişler İskitler ile ilgili en eski kaynaklar; Cengiz Özakıncı aktarımı likte, t.co/3CdaUAthEm Bizans Ordusu'ndaki Türk unsurlar Malazgirtte Alparslan'ın ordusunun İskit / Türk ordusu olduğunu anlayıp Alparslan'ın ordusuna katılmış; Bizans kaybetmişti birbirinini hiç görmeyen bu askerler, her iki tarafında İskit&Türk olduğunu nasıl anlamışlardır? Çünkü; 'kültür millidir Alparslan, o gün beyaz atına binerek atının kuyruğunu topuz yapmıştır. Uzlar, Peçenekler, Çar İskitler'de savaş zamanı atlarının kuyruklarını topuz yaparlardı Bizans ordusundaki Uz'ların da atlarının kuyrukları aynı şekildedir Karşıdakilerin Türkler olduğunu böyle anlamışlardır. Bu ayrıntıyı bizim tarihçiler pek bilmez! Ama Attaliastes gibi Bizans tarihçileri Uz'lar ve Peçeneklerin bu yüzden yer değiştirdiklerini yazmıştır 2020 de gazetelere yansımıştı Erzurum'da Kıpçaklara ait bir Taşbaba bulundu ve tarihi MÖ. 5. Yy da tarihlendi Haberin detayı t.co/fHyTZvvxyF… kipcaklarin-mezar-t… Prof Tellioğlu'nun 'Doğu Karadeniz Kıpçakları' kitabı konuya ışık tutmaktadır Rum/Ermeni diye bildiklerimizinde aslında Hırıstiyan Kıpçak olduğu ortaya çıktı. Gitmedik, erimedik kaybolmadık da, lakin sürekli din değiştirmiş Atalarımız neredeyse dünyada girmedikleri din kalmamış, şu toleransa bakın Ama şimdi ki Türkler'de maalesef 'T'si kalmamış o teleransımızın Karamanlılar gibi Kıpçaklar'da sonradan Şamanizmi bırakıp Ortadoksluğa girdiler. Doç dr H.Tarcan'ın Urumlar aktarımı; t.co/JSNfY6bxZ Pontus Rum'u MÖ. 311'de Yunanlı değil, Turanlı Mihridat'ın oğlu ile kuranlar da İskittir O dönem Şaman Tengrici olan bu İskitler,Kıpçaklar sonradan çeşitli sebeplerle Şamanizmi bırakıp H Ortadoksluğa geçtiklerinden, ibadet dili olarak Rumcayı da ögrendiler Rumca konustukları için biz bunları Rum sanmışız ve mübadeleye şartları gereği 'dini teba' konu edilip Yunanistan'a gönderilmişler Oysa bu Kıpçakların da anadili Çağatay Türkçesiydi Yunanlı, Bizanslı ve Romalı tarihçilerin eserlerinde geçtiğine göre İskit/Türkleri'nden Kıpçaklar'da bir diğer kol idi Yine Karamanlılar da böyledir Kapadokya ahalisi de böyledir, Kilikya da böyledir Din değiştirince bunların ikinci dilleri yani ibadet dilleri de olmuştu. Din değiştirip, İslama geçince dualarımızı okumak için, Arapça öğrendiğimiz için, Arap mı olduk? Bitlis, Ahlat ve civarlarında Armanşahlar Hırıstiyan Kıpçak devleti vardı, ama biz onları Ermeni sanmışız ve hala daha bilmiyoruz Oysa Balballar ortada Prof Dr. O. Belli, "Türklerde Taş Heykel Ve Balballar" t.co/LxZx6tOV7 Hakkari Taşbabalarının tarihi de en az 2500 yıl geriye gider Bunlar hakkında, Prof. E. Memiş, Prof F. Agasıoğlu, Prof V. Sevin hoca da "Hakkari Taşları" kitaplarını yazdılar Türkün Hırıstiyan geçmişini bilmeden tarihimizi öğrenemeyiz diyen, dünyanın sayılı Türkologlarından Azerbaycanlı Prof. Dr F. Agasıoğlu'nun aktarımıt.co/uSeGc3DYpk Bu ve benzer çok konu var Biz tarihimizi maalesef bilmiyoruz Anadolu'ya da 1071 de geldiğimizi sanıyoruz. Oysa Herodot tarihi 4. Kitap baştan sonra İskitler'in özelliklerini anlatır Kan kardeşliğini, Kısrak sağmalarını, Kımız içmelerini vs kültürel özelliklerini anlatır. 7 parçaya ayırmış İskitler'i Herodot yönetici boya Çar İskitler demiş, diğerlerine; Doğuştan keçe, savaşçı İskitler, ekici İskitler, çiftçi İskitler, Göçer İskitler, aynı dili konuşan İskitler, İskit giysisi giyen kavimler, Helen dili konuşan iskitler gibi çeşitli yönden ve detaylı özelliklerini incelemiştir Ve yine; Altın Elbiseli Adamla, Esik kurganından çıkan 'Gümüş TAS 'daki Orhunca yazının tarihi MÖ. 4.-5. Yy.'a tarihlenmiştir Yani 2500 yıl önce Türkler yazıyı kullanıyorlar Detay link; t.co/n1uMlWfloA…/ Yazının da bu hale gelmesi için geçmesi gereken öncesinde bir üç bin yıl daha var. Müfredat bize ne diyor? Türkler Orhun Yazıtlarıyla ilk kez yazıya geçti yani MS.732 lerde! Göktürkler'de, Uygurlarda herkes okuma yazma yaygın bir şekilde biliyor matbaa bile kullanılıyordu demiştik. t.co/rQhVL2EheI Kaynaklarından aktaran Azerbaycan Eski Başbakanı H. Hasanov'un oğlu Dr. Z. HASANOV'un İSKİTLER kitabı tam bir başyapıttır O. Karatay hocanın tabiriyle; Alper Tunga'nın ordusu, Persler'e yenilene kadar bütün Anadolu'ya İskitler hakimdir O savaşta bir hile ile tuzağa düşürülüp öldürülen Alper Tunga'nın destanı. İskit kraliçesi Tomris Khatun'da, Kiros'tan intikamını almış, andını yerine getirip tarihe geçmiştir Tomris için link:t.co/OFqFJoUgpE Tomrisin Almanya Dresden'de bir parkta büyük heykelleri vardır! İskitler ne Fars, ne de Yunandır Öz be öz Türk’tür Anadolu'da halk edebiyatı gelişmiştir ama Osmanlı sarayında ise divan edebiyatı mevcut idi Farsça dediğin dil de, Özbekistan ve Samanyabgular'ın Tacikler eski saray dilidir ve 1922'lere kadar da İran'da yaygın değildir. Detay için lütfen, R. Cavadbeyli'nin "Türk İran'a Persliliğin Dayatılması" kitabına bakınız. Geriye gidersek tarihte Yunan diye bir millet yoktur. Öntürk kolu Pelegler ile Kuzey Batı Avrupa'dan gelen Dorlar'ın karışımdan doğarlar ve sonradan diğer Öntürk Mekadonlar ve Trakların karışmasıyla oluşmuştur Grekler Grek'in manası da Latince hırsız olduğundan bu ismi artık kullanmak istemiyorlar; Esik Kurganından çıkan Gümüştas'ın üzerindeki Orhunca yazının tarihi 2500 yıldır, öncesindeki 3 bin yıllık yazı oluşum sürecini de katarsan 6 bin yıllıktır Varın bunun yorumunu siz yapın bakalım İran'da,Türklerin tarihinin, Persler'den kaç bin yıl geriye gittiğini İranlı Antropolog, Tarihçi Dr B. Cavanşir'den dinleyin. İran'da en az Anadolu kadar Türk coğrafyasıdır t.co/f9tmWXzEbo - Peki tarihimizle ilgili esas sorun nerede? Rus tarihçiler tarihimizin 17 Yy.'lar da değiştirildiğini ortaya koydular. Türklerin Anayurdunu da ortaya çıkarttılar Rus Matematikçiler de Eski ve Orta Çağ'ın Skaliger tarihinin kökünden yanlış olduğu ortaya koydular. Tarihimizin kasıtlı olarak tahrif edilmiş olduğu ortaya çıktı Fomenko; t.co/Jwiqs9vDSe SONUÇ mükemmel işleyen özgün bir eğitim sistemlerinin olmasıydı. Somuncuoğlu/Gökyüzü Atları Osmanlı Devleti, 1900 'lere geldiğimizde Anadolu'da neredeyse okuma yazmayı sıfırlamıştı ve 1850'lerden itibaren Tanzimat Aydınları, Saray ve Nazırları bu alfabe bizi cahil bıraktı diyerekten alfabe değişikliğini tartışıyorlardı 1850 lerden itibaren ve bu tartışmalar 80 sene sürdü Arnavutlar'da 1908 de ll. Abdülhamid zamanında Alfabeyi değiştirmiştir Bu uzun tartışmalardan sonra, ancak, gelen yeni bir devrimle değiştirilebilmişti alfabeyi “ t.co/jX5zPFgMmv Göktürkler'de, Uygurlar'da okuma yazma çok yaygındır Osmanlı 1726'larda ancak Matbaayı kullanmaya başlamış yaşı MÖ.5. Yy. idi Avcılarına gözleri kamaşmasın diye güneş gözlüğü yapan, yönetici Kağanlarını Mısır'da olduğu gibi mumyalayabilen bu yüksek uygarlığa sahip Türk

Videolarında "Kürdistan" dememek için gösterdiğin gayrete ve çabaya hayranım.

R1a ise Türklerde oranı yüksek bir haplogruptur. R1a, % 50-70 oranında Orta Asya Türklerinde % 50-60 oranında Ruslarda, Ukraynalılarda, Polanyalı, Sorblarda yüzde 50-60 oranında Afganlarda, Pakistanlılarda ve Küzey Hintlileinde % 20-60 oranında Macarlarda; % 52 oranında Aşkenaz Yahudilerinde, %15-30 oranında iskaninav halklarında, %30 Finliler, Estler, Laponlar, Baltıklılarda, % 15- 20 oranında italyanlarda ve İspanyanın küzeyindeki bazı bölgelerde % 25-60 Dravidlerde, yüzde 10-15 oranında Tibetlilerde, % 15 -20 Küzey Cinlilerde, % 15-30 oranında Almanlarda, %30-40 oranında Balkan Halklarında %20-30 oranında Kafkas, Anadolu ve Iran halklarında bulunmaktadırBilindiği gibi günümüzde DNA geneloji erkekten geçen Y-DNA'lar ve kadından geçen mtDNA'larla belirlenmektedir. Halklar arası genetik akrabalıklar da, eğer baba soyu dikkate alınırsa YüDNAların analizi ile belirlenmektedir. Y- DNA'lar dikkate alındığında, Türk halklarının hepsi tarafından ortak olarak taşınan DNA'lar P, Q, R DNA'larıdır. Bunlar dışındaki DNA'lar Türk halklarında ortak olarak bulunsa da Ortak DNA lar dağildir.40.000 yıl kadar önce orta Asyada Ortaya çıkan P (Y-DNA) Orta Asya, Avrupa, Kuzeydoğu Asya, Amerika ve alçak düzeylerde de Güney Asya'da ortaya çıkan Q (Y-Dna) da Orta Asya, Amerika'da, Doğu Asya'da, Batı Asya'da, Batı Asya'da, Avrupada'da Yalnıçca Macaristan ve Norveçte bulunmaktadır.Dravid, Kafkas, Ural, Paleo-Sibirian, Amerind, Nadena, Kore, Japon Türk, Tibet, Tunguz, Moğol, Macar, Bask, Maya, Inka dillerini konuşan halklar ile Avrupa dillerini konuşan halklarda ortak olan tek DNA ise R (Y-Dna)'dır. Bu DNA, Avrupa, Orta Asya, Güney Asya, Amerika, Kafkasya, Yakındoğu, Batı Cin, Sibirya ve kimi Afrikalı halklarda yüksek oran görülmektedir. Bu DNA'nın 30 bin kadar yıl önce Orta Asya'da Ortaya çıkmıştır. Bazı Afrikalı halklarda da bu DNA'nın görülmenin nedeni ise binlerce yıl önce Avrasya'dan Afrikaya gerçekleşen tersine göçle açıklanmaktadır.R (Y-Dna)'lar Avrasya ve Amerika'daki birçok halkda yüksek düzeyde bulunmaktadır. R (Y-DNA), 27 bin yıl önce R2 ve R1 olarak iki alt guruba ayrılmıştır. Seyrek görülen R2 kromozonuna Güney Asya ve Orta Asyada rastlanmamaktadır. R1 kromozonu da R1a ve R1b grublarına ayrılmaktadır. R1 kromozonu taşıyan halk 20 bin yıl kadar önce Orta Asyanın Batısında birbirinden ayrılmaya başlamış ve böylece R1a ve R1b olmak üzere ikiye ayrılmıştır. R1a; Orta Asya, Kafkasya Pakistan, Küzey Hindistan, ve kimi avrupa halklarında yüksek düzeylerde; Türkiye, İran, Süriye ve Irak halklarında ise orta düzeyde görülmektedir. R1b ise yüksek düzeylerde Batı Avrupa ile bazı Afrika halklarında ve alçak düzelerde de Urallardaki bazı Türk halklarında görülmektedir.Bugün yaygın olan ve Avrupalı bilim adamları tarafında kabul edilen tez; R1a alt grubunun 'Hint Avrupalıların ortak geni, R1b alt grubunun da Türklerin ve diğer Orta Asyalı halklarla Fin-Yuğra halklarının ortak geni olduğu tezidir. (1- Anatoly A. Kyosov) Oysa R geni, tüm haplogrubları ile birlikte tek bir gendir ve bir 'Türk genidir.' R1b alt grubu aslında yüksek oranda Batı Avrupada'da ve orta oranda Orta Avrasya'da ve Sub-Sharan Orta Afrikada, Doğu Avrupada, Batı Asya'da ve Orta Asya'da bulunmaktadır.R1b alt grubu %80 oranında irlandalılarda, İskoçlarda ve Gallerlerde; yüzde 50-60 oranında ispanyollarda, Portekizlerde, Fransızlerda ve ingilizlerde; %25-50 oranında Almanlarda, Hollandalılarda Danimarkalılarda ve Norveçlerde; % 25-40 oranında italyanlarda; %25 oranında İsveçlerde ve Norveçlerde; % 15 oranında Balkan halklarında; %10-15 oranında Polanyalılarda %10 oranında Ruslarda ve Ukraynalılarda %10 -15 oranında Anadolu Türklerinde (karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde %25 ve % 15-25 oranında Kğrtlerde bulunmaktadır. Orta Asya Tğrklerinde ve Fin -Yuğra halklarında Rb1 oranları çok düşüktür ya da hiç yoktur.İspanya ve Fransadaki İber ve Aquit gibi Ön Türk Halklarını ve daha küzeydeki Fin Halklarını düşük düzeyde asimile etmiş olan Kelt, Cermen ve Latin halkları arasında Rb1 alt grubu oldukça yüksektir. Bu Oran Örneğin Britanya ve İrlanda adalarındaki % 60-80 oranındadır. Fin halklarını yoğun olarak asimile etmiş iskandinav halklarında R1b oranı %25 gibi görece düşük bir düzeydedir.Rb1 Slav ve Balkan halklarında da % 10-15 gibi düşük bir orandadır. Rus, Ukrayna Polanya, halklarında ise bu oran %0-10 arası gibi çok düşük bir düzeydedir. Macarlarda da bu oran %0-10 arasındadır. Avrupa Avarları kökenli Hırvat ve Peçenek kökenli Boşnaklarda da bu alt grup % 0-10 arasındadır.Anadolu Türklerinde R1a ve ondan daha düşük oranındaki R1b dışında C, H, I, J, K, O, Q, T kromozomları da bulunmaktadır. Türk Halkları içindeki en yüksek olan gen R Y-DNA'dır. (R1a ve R1b) Daha sonra J Y-DNA gelir. J Y-DNA, yaklaşık 30 bin yıl önce arabistan yarımadasında ortaya çıkmış olan Arapların ve Semetik Yahudilerin yüksek oranda taşıdığı bir gendir ve J1 ve J2 olarak 2 alt gruba ayrılmıştır. Türk kökenli Aşkenez yahudilerinde bu oran %20 gibi düşük bir düzeydedir ve bu geni Semetik yahudilerle karışarak almışlardır. Anadulu Türklerinde % 10 oranında %20 olarak da J2 alt grupları bulunmaktadır. Azerbaycan en Iran Türklerinin genetik kompozisyonu Anadolu Türkleri gibidir. Türkmenistandaki Türkmenlerde ise R1a daha yüksektir ve J kromozonu Anadolu ve Azerbaycan Türklerinden daha düşükken O ve Q kromozomları daha yüksektir. Orta Asya'daki Türk halkları arasında R1a % yüzde 70 oranıyla en yüksek KırgızTürklerinde bulunmaktadır. Bunu % 50-60. KazakTürks, UygurTurks, ve ÖzbekTurks, MoğolTurks ve TibetTurks bu oran %10-15 dolayındadır. Orta Asya halkların tümünde C, I, J, K, O, Q kromozomu bulunmaktadır ama J kromozomu bu halklarda çok düşük düzeydedir. Ancak C Kromozomu KazakTurks, MogolTurks, KırgızTurks, UygurTurks ve ÖzbekTurks lerde oldukça yüksek düzeylerde bulunmaktadır. Bu kromozomu taşıyan diger halklar ise Tunguzler, Koreliler ve Japonlardır. Tibetliler Ayrıca yaklaşık %40 gibi D kromozomu taşımaktadırlar. Bu kromozom çok düşük oranlarda diğer Orta Asya Halklarında bulunmaktadır. Bu kromozomu Tibetliler gibi yüksek oranda taşıyan diğer bir halk ise Japon adalarının en eski halkı olan Aynolardır. avrupalı bilim adamlarının kafasını karıştıran konu R1a alt grubun Ruslarda, Ukraynalılarda, Polonyalılarda, Pakistanlılarda; Afganistanlılarda ve küzey Hintlilerde çok yüksek düzeyde olmasıdır. Bu da gayet doğaldır aslında. Bu halkların oturdukları topraklar, Türklerin Yüzyıllar boyu güçlü topraklar kurdukları eski toprakraklardır. Eğer bu Türk devletlerinin haritalarına bakılırsa bu haritaların R1a haritalarıyla örtüştükleri rahatça görülür. Bu halklarda yüksek düzeyde R1a bulunmasının tek nedeni budur. Bu topraklarda oturan Türkler devletleri dağılınca buralardan göçmemiş diğer halklarla karışarak yeni halklara dönüşmiştür. Avrupalı bilim adamlarının R1a alt grubunun 'Hint-Avrupalıların' ortak geni, R1b grubunun da Türkler ve Diğer Orta Asyalı Halklarla Fin-Yuğra Hlakların Fin, Eston ortak geni olduğu tezi neye dayandırdıkları bilinmez ama Türk ve diğer Orta Asyalı halklarla Finik halklarda yüksek olan gen R1b değil, R1a alt grubudur. R1b ise çok düşük düzeylerdedir. Bu 'tuhaflığı' ise Avrupalı bilim adamları 'Türklerin Orta Asyadaki Iranlı Halkları 4. ve 11. yüzyıllarında asimile ettikleri için R1a yüksek oranda taşıdıkları' bi çimde açıklamaktadırlar. Oysa Türklerin 4. ve 11. yüzyıllarında 'Orta Asya İranlıları' tarihten sildiklerine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Eğer bir tane kayıt, kanıt vs gösterebilirse tabiki çok yerinde olur. Ayrıca R1a yalnızca Türklerde değil Kafkasyada oturan Kafkas halklarında ve Hindistanın güneyinde oturan Dravid halklarında da yüksek düzeyde bulunmaktadır. Ayrıca R1a, bir Türk geni ise neden İngilizler, Fransızlar, İspanyollar, ve Keltlerde % 60-80 oranında bulunmaktadır? Avrupalı bilim adamlarının Orta Asyadaki İranlılardan kast ettikleri Ahhunlar Saka, Kuşan diğer bir adıyla Tagarlar (Toharlar) olsa gerektir. Tağarlar MÖ 300-MÖ-20 yılları arasında Cin'in bugünkü Shanxi ve Kansu eyaletlerinde güölü bir devlet kurmuşlardır. Ancak Avrupalı tarihçiler Tagarların 'Hint-Avrupalı' olduklarını iddia etmektedirler. Ne MÖ 300 yıllarında ne de sonraki yüzyıllarda Orta Asyada herhangi bir 'Hint-Avrupalı' devlet kurulmamıştır. Bunu kanıtlayan herhangi bir arkeologik bulgu da yoktur. yalnızca kuru iddialar vardır. MS 500 yıllarında Hindistanda bugünkü Güney Türkistan'a (Afganistan'a oradan da doğu Türkistana yayılmış ve sonrada uygurlar arasında erimiş sayıca az, Hint kökenli bir halk var olmuştur yalnızca. Bu halktan MS 500 ila MS 700 arasındaki dönemden kalan Brahmi alfabesinde yazılmış olan metinlerden soyu tükenmiş olan bir hint dili konuştukları anlaşılmaktadır. Avrupalı tarihçiler ve arkeologlar orta asya da bulunan binlerce yıllık mumyalarında kumral sarışın olmaları ve giysilerinin Kelt halklarının giysilerine benzemeeri nedeniyle 'Hint-Avrupalı toharlardan kaldıklarını iddia etmektedirler. Oysa Toharlar dedikleri Hint kökenli Halk kumral sarışın değil, günümüzün Hintlileri gibi karaşın bir halktır ve Orta Asya'ya göç ediş tarihleri çok geçtir. Bu mumyalar Türklerden Kalmadır. Ayrıca Türklerin bu en eski giysilerinin, bir erken Türk halki olan Keltlerde görülmesi doğaldır. Türklerin diğer halklarla karışmadan önce kumral- sarşın olmalarında şasılacak bir yan yoktur

face book grubu the origins of indian society beklerim hepinizi The Formation Of Sanskrit Language. The very first Tatar kingdoms İn India is the: (and all of them were Turkish administrations with their Real Tatar/Turkish Names. Never in Hindistan History Others then the Turks Ruled. Delete also the words Mongols, Persians, Chinees, Slavs, Celts, Europeans.. out of your memory... actually the list is much longer.. These were/are all Turks Kuru Khanate, then the Sixteen (16) Khanate, (after the union of the smaller khanates). Magad Khanate. Morya (Maurya Empire) Khanate, Satavhana (includes the word Han) Khanate, India Sak (Saka/Scythian Turks) Khanate, and then The KusHan or Kuşan Khanate. Then, AK Hun Khanate.. More precisely AK Kun (Sun/Day) Khanate.. Watka Khanate, Kurça Khaganate, After the..... .. Khanate, The Delhi Sultanate, The Halac period, The Tugluks period, The Sa(E)yyids period, the Bengal Sultanate, the Baybarli Sultanate, Then the British colonialism and frauds are coming, they are doing their best not to call/count them as Turks.. Politics of erasing Tatars/Turks from history.. (I will add a summery of what exactly the Brits did how long these dynasties lasted why they ended and why and when an other arrised) I will add later writing/articles passages from books about their religion similarities with Tengrism religion, exactly the same: evolved much later in to (actually just called Hinduism and after Budha Buddhism.. and articles of each of those khaganates and a summery from Turkish historians.. I have gathered already tens of articles adding to this narrative for who want to know more about it pls check my group The Turkic Origin of Indian societies and the formation of their languages for more articles about this subject. ×××××××÷ From Arif Cengiz Erman's book. The location of the BMAC, Andronovo and Yaz Tepe civilizations (camera translation) The Dravidians were the indigenous people of the Indian subcontinent. As the Turks spread from the Indus Valley into the interior of India, the Indian elgini (ethno) was formed in northern India from a mixture of fair-skinned Turks and dark-skinned Dravidians. However, this mixture did not emerge in a short time, but as the result of a process that developed over centuries. The Dravidians in southern India, on the other hand, retained their bee identity. Today there are approximately 245 million Dravidian native speakers of Dravidian languages ​​such as Kannada, Malayalam, Tamil, Telugu and Brohi, making up the majority of Southern India and Sri Lanka. There are also small Dravidian communities in Pakistan, Bangladesh and Nepal. It is higher among South Indian societies with about 17-19. It (Y-DNA) originated in Southeast Asia. This gene is restricted to Austro-Asiatic-speaking populations in India and is found among Tibeto-Burmese males in the Himalayas and Northeast India. Austro-Asiatic languages ​​are the majority languages ​​of Southern China, Thailand, Vietnam, and Cambodia. Sanskrit and its contemporary forms, the Indian languages ​​spoken in India, Pakistan, Bangladesh, Nepal, and Sri Lanka, can be considered a distant branch of the Turanian language cluster. In contrast, Dravidian languages ​​spoken mostly in South India are not closely related to languages ​​outside India. Evidence of a long-term communication between speakers of these two language clusters in India is evident from the fact that a large number of Dravidian words are found in ancient Hindu hymns such as the vedas. The Vedic Age, between 1500 BC and 500 BC, is the period when the Vedas, the oldest sacred hymns of the Hindu faith, were created. Aften vidy ('veda'), which means 'science' / 'knowledge' in Sanskrit, has been transformed from the Old Turkic word bitig, which means bitik (book), writing, document. This word is derived from the root biti, which means 'to write' in Old Turkish. Da Rigvid, which means 'the knowledge of counsel' in Sanskrit, was composed in the Punjab region around 1500 BC. Erig, meaning 'advice' in Old Turkic, has been transformed into Sanskrit as rig with this meaning. In Old Turkish plum, it means 'to warn', 'to advise', 'to suggest', 'to encourage'. Hence, Old Turkic Erig Bitig has been transformed into Sanskrit as Rig Vidy. Rig Vidy consists of 1028 composed poems clustered into 10 chapters ('mandala'). Mantal, which means 'değre' (circle) and 'region' in Old Turkish, has transformed into Sanskrit as aisct mandal, which also means these things. 27 The old Turkish word "mantal" is derived from the root man, which means 'banmak'. The two great Indian epics, the Mahabharat and the Ramayan, also appeared during this period. However, in later periods, it was transformed into a sacred literature by being rewritten and arranged and the heroes of the epic were sanctified. Thus, although they are important to literary and religious tradition, they cannot be genuinely identified with a historical period. Set in the Upper Ganj region, the Mahabharat describes the war between two related tribes. Ramayan also describes the life of Rama, an epic son of the Kosal Khanate in the Middle Ganj region. The word bag/bay/bey, which means 'big', 'great', 'sublime' in Turkish, means aimaha (big) in Sanskrit; The Old Turkic word banT, meaning 'all' / 'whole', also translated into Sanskrit as Bharat, which means 'Hindistan(India). The Sanskrit word rama has no direct meaning, but zaffera ramaniyetoa means 'delicacy'. Therefore, the word 'rama' has been transformed from the word arim /erim, which means 'behavior', 'attitude' in Old Turkish. Auryan, meaning 'journey', 'trip' and '

Hindistanlı diye bişey yok dotum hint inglizce boşuna turkey degildir hindistanı varlığından beri Türk ten başka hiökimse yönetmemiştir son 150 yıldır ingilizlerin kuklaları onlarda Türktür. HYDE CLARKE entitiled "THE TURANIAN EPOCH OF THE ROMANS, AS ALSO OF THE GREEKS, GERMANS, AND ANGLO-SAXONS, IN RELATION TO THE EARLY HISTORY OF THE WORLD", published in "the Transactions of the Royal Historical Society", Vol. VIII, 1880, p. 172 -222. Let me cite just one paragraph from the research of Hyde Clarke: "My own researches, as laid in detail this year before the Philological Society, fully establish the character of the Etruscans as a Turanian language, belonging to one great group, or family of families, allied to the languages of all the nations of early culture, the pre-Hellenic, Thracian, Phyrigian, Lydian, Carian, Georgian, Canaanite, the Akkad of Babylonia, and Egyptian. Among modern languages the analogues are with Basque, Ugro-Altaic, Georgian, many languages of India and Further India, Japanese, Coptic, and the languages of higher culture of Central, Western, and Southern Africa, and many languages of North, South, and Central America." This revelation is a mouthful. Here we observe that the writer Hyde Clarke also referring to many Indian Languages being from the family of Turanian languages. Both the historians and linguists should take note of it. It is surprising to see that the worlds historical and linguistic writers ignored this Turanian fact of the ancient world so far and in fact intentionally buried it into darkness. In view of the above citing, when I say that the ancient world was a "House of OGUZ", I am absolutely correct! After all, I base my conclusions of my studies on a lot of different sources as I have indicated in my writings. Polat Kaya.

Cok teşekkür ederim emeğine sağlık 👍🏻

dedesinin,ebesinin,babasının,anasının birinden hikayeler dinleyen çocukların hepsi başarılı oluyor. maşallah sen hepsinden dinlemişsin. negüzel..

Videoyu açmadan reklamsız azıcık izleyeyim dedim; bir solukta hepsini izleyiverdim. Çok güzel konuşma, çok güzel türkçe, çok güzel içerik; ÇOK ÇOK TEŞEKKÜRLER.

Hocam agziniza, emeginize saglik. Lilit ile ilgili kitaplar okumustum ama kupeyle Lilit arasinda baglanti olmasi cok cok ilginc geldi bana.

Abi videoların çok merak uyandırıcı ama çok çok kısa biraz belgesel tadında daha geniş konu ele alırsanız tadından yenmez spas

😂dedemin kulaği da delinmişti . Mardin Qoser

Çok keyifliydi çok sağ olun ❤

🧿

Reis sanki varsayımların biraz yanlış gibi. Ben kendi hayatımda herhangi bir insana hükmetmeyi seven bir insan değilim. Suyumu kendim alırım yemeğimi kendim yaparım. Ama bana kalırsa kadınların istediği şey bu değil. Hükmeden oturaklı bir erkek istiyorlar gibi görünüyor

Erkek çocuĝu ölmesin yaṣasın diye yaptıklarına şahisim.

Videoların içerikleri harika, müktesebatınız gayet dolgun; lakin videolardaki ilk 25 saniyemiz boşa gidiyor 😅

Babamın küpe taktığımı görmesinden sonra yaptığım tarihsel savunma

İrmik helvası ile kuymak arası bir şey olmuş sanki :)

Her şey bir Abrakadabra'dan ibaret yani 😏

yahudiler yaramaz insanlar yaptıkları ortada.

Gelde kaçak kazı yapma😂😂

Kazı yapmak değilde yüzeyde dedektör le birşeyler aramak için izin gerekli mi ?

Heval, bildirim gelmedi :(

Sihhatler olsun hocam tras olmussun 🥸

Sipas Kaka gyan.

Mesut hocam desene eskiden beri erkek çocuklarını korumak türlü türlü koruma yöntemleri nazardan koruma 😅 falan hiç unutmam ilk çocuğum kızdı kayınvalıdem nazardan korkmadı ikinci oğlan olunca yuzunu kimseye göstermek istemezdi sarı yazmayı da koydu yüzüne sarılık olmasın diye türlü türlü koruma rüütüelleri😅

❤❤❤

Hocam oğlumla aramızda konuşarak bir mantığa oturtamazdik . Sayenizde bir mantığa vardık. Emeğinize sağlık teşekkürler 🙏🙏

Ne muhteşemsiniz.

Biz iç anadolu kürtlerinde var bizim evde sadece bende var anne annem delmiş doğduğumda kiloluymuşum damağım düşmesin diye yapmış annemi aradım sordum.

Eski punkçı 😂

ahahaha sonunda kahkaha attım

Benim kızkardeşimin evde ki adı da Lulu 😂babam adı nı öyle koymuş.

Kürdistan Kartalı olarak bilinen Yado Beg'in sağ kulağında gümüş bir küpe bulunurmuş. Katledildiğinde, askerler Yado'nun kafasını kesmiş ve diğer öldürülen Kürtlerle birlikte kesik başlarını jandarma karakoluna yollamışlar. Ancak, eşine gösterilen başlarda gümüş küpe olmadığı için, Yado Beg'in gerçekten öldüğüne inanmamış.

Küçük çocuklar yattıklarında ağızlarını oynatırlar sanki, Anne memesini emiyor gibi yoksa, Lilit mi musallat oluyordu? Çok merak ettim. Spass dikim✌️

👍👍👍

Merhaba 👋

Bizdede köyde üç gece doğum yapan kadının yanında kalırlardı hiç uyumadan oyunlar oynanır yemekler yenir eylenirdı birde bunun yanı sıra kadını ve bebeyi 40 gün yanlız bırakmazlar kötü lüklerden korumak için yanlız kalırsa Alkarısı gelir derler🍀sivas taki kürtler den🌾👋

ahahahhahaha :) hele bu tipi görüpte Türkçe konuşsan bile bu şiveyi duyupta kürd demeyen de ne bilem