Hakkımızda Anadolu Aydınlanma Vakfı, dil, din, ırk, cinsiyet, uyruk ayrımı yapmaksızın, aydınlanma amaçlı bir Sürekli Bilgi Topluluğu oluşturmayı görev edinir. Aydınlanmayı Evrensel İnsan Toplumu Ülküsü doğrultusunda, farklı kültürler ve uygarlıklar bağlamında ve tarihsel sürecinde ele almak, incelemek, eleştirmek ve yorumlamak için 1996’da, İstanbul’da kurulmuştur.
Amacımız Vakfımızın amacı Anadolu’nun kültürel yapısı içinde oluşan düşünce ve kavramların farklı boyutlarıyla anlaşılmasını ve diğer kültürlerde yer alan kavramlarla ilişkilerinin kurulmasını sağlamaktır. Böylece düşünce yönetiminin ve araçlarının tanımlı, işlevsel kılınması sağlanarak, bireyin ve toplumun kendisini yeniden üretebilmesine ve gerçekleştirebilmesine katkıda bulunmaya çalışılır.
Ahmet Bey kocaman prof.tiriyle, kendinin ilgi alaninda olan bir konuya ait olan,modernlik kavramin once tanimini yapmasi gerekirdi. ne aciki sayin Arslan bu kavramini tanimini yapamadi.Demekki, kafasinda bu kavramin anlami ve kapsama alani net bir sekilde ortaya cikmamis.anlasilan sayin Aslanin bu konuda kafasi karisik.Peki kafasi karisik bir kafa, baskalarini bu konuda nasil bilgi sahibi yapacak,nasil aydinlatacak????😊😊😊😊
Yahudilik monolatri bir din olarak dogsa, Musa'nin Firavunu tek tanriya davet etmesi ve Tevratin tek tanri yani temel Ehad inanci olmamasi veya sonradan eklenmis olmasi gerekir. Oysa monoteizm inancin bizzat özü ve bel kemigidir. İlk monoteist Athon inancini doguran Misir topraklarinda dogan Tevratin ve yahudi dininin monoteist degil monolatrik bir din oldugu görüsüne katilmiyorum Ahmet hocanin. Zaten din konusundaki donanimi hakkinda ihtiyatli hakli olarak.
Hak ve görevi sibstitut olarak sunmus. Kesinlikle katilmiyorum. Her hak bir görevden (statü de oradan beslenir) dogar. Modernite tabana dogru daha fazla hak paylasiminda bulunuyor sadece. Cok basit bir örnek olarak modern kategorisine konan tek bir toplum yoktur ki görevini (fonksiyonunu) yapmadan, isciyse maasini yani "hak edisini" karsiliksiz alabilsin. Sadece insan oldugumuz icin bize taninan evrensel haklar kadar sadece insan oldugumuz icin bize yüklenen görev ve sorumluluklar da vardir. Zamanla degisen. Moderniteyi zamanla degisen hak ve sorumluluklarin (vazifenin) icerigi ve paylasimi. Bunlarda statüyü belirler. Modern toplum, eski yunandan farkli olarak, "esitlik varsayimi" üzerine kuruluysa ve eski yunanda bu "varsayimin" olmamasi toplumsal düzene tehdit idiyse, modernite de temelinde güvenlik kavramini esas almis oluyor. Oysa güvenlik kavraminin yerini özgürlük ikame etti modernite de savini bu tespiti göreceli hale getirdi.
Bir gören olmadan, olan her ne ise kemaline erebilir mi? Anlatımlarınızdaki bütün ögeler, sizin bilincinizin aynasında kemallerine eriyor.. Bize de nasibimizce idrak ve şahitlik edebildiklerimizin zevki kalıyor, nimet olarak..
Bu arada Betül çotuksöken’in bu arada bir faşist olduğunu burada belirtmek isterim. Kendisi Kürt şivesi ile konuşan arkadaşlarımıza derslerinde söz aldıklarında, önce Türkçe öğrenmelerini söylemiştir. Kendisini bu vesile ile kınıyor ve lanetliyorum
Bu nasıl bir deha, bu nasıl bir hizmet, bu nasıl bir aşk?? Her seferinde tekrar tekrar hayran oluyorum, bilincimde yepyeni ufuklar açılıyor, yüreğim doluyor taşıyor.. Kapasitemce şahitlik edebildiğim INSAN'a, daha fazlasına şahitlik edebilmenin zevkine erişeyim diye kendimi aşma ve genişleme arzusuyla dolup taşıyorum. Rabbime bu zevki nasip ettiği için ne kadar şükretsem az, hiç bir fikrim dahi yokken sezgilerimle bu yola baş koyan kendime ne kadar teşekkür etsem az.. Ve INSAN'ın ne olduğuna kabımın aldığınca canlı delil olsan size; ne söyleyebilirim ki? Gönlüm aşkla minnettar size..
ilk söz alan arkadaş eğer bunu okuyorsan bir daha böyle bir sunumun soru cevap kısmını sohbet edip kendinden bahsetmek için kuklanma kardeşim yaptığın şey çok yakışıksız görgülü olun biraz
Canım öğretmenim 1980 DTGSYO girişliyim. O kadar şanslıydım ki Abdullah Hoca'm ve Siz ile Temel Sanat Eğitimi dersini aldım. O kadar şanssız ki YÖK kuruldu. Okulumuzun adı dahi değişti. Fırtınada gemiden denize düşmüş filikalarda gibi yol aldık. Ne farkedildik ne farkettik. Ama o fırtınada bile bir fenerin ışığı gibi idi varlığınız ve işlerimizle ilgili konuşmalarınız. Ergenlerin hem yeni kent, hem yeni sosyalite dili, hem de gelecek kurgusu içinde sanat aracı ile kendilerini nasıl gerçekleştirecekleri hem de nasıl para kazanıp yaşayabileceklerinin sorsunu ve yapamadan var. Olduğu zamanlarda tüm hayatı kapsayyacak şeyleri farkettirdiğinizi, bizimle değil işlerimiz üzerinden ürünlerle bağ kurduğunuzu ve bu bağın çok sağlam düğümler (❤) atılmış düğümler olduğunu bu video aracılığıyla ile size iletebildiğim için çok şanslı hissediyorum. Umarım okuyabilirsiniz. Sizi çok seviyorum. Varlığınıza minnetarım. İyi ki bizim mentörümüz oldunuz. Saygıyla ellerinizden öperim
Selâm... Derslerde dinlerken çok keyif aldığım saygın hocamı buradan izlemek de çok keyifli.( derslerdeki kadar olmasa da)yine hızlı hızlı not aldım...kitap tavsiyeleri harika...sunumlarının devamı gelsin inşallah...sağlıcakla kalın Zeynep hoca
Aydınların genel halkın aydınlanmasındaki önemini, rolünü Ahmet Aslan ile karşılaşana kadar hiç anlamamışımdır. Bana aydınlar kendi aralarında konuşup birbirlerine "ne kadar da bilgiliyiz değil mi?" diyen insanlar gibi gelirlerdi. Zaten öyleler. Ahmet Aslan gibi insanlar ise topluma, insana dair daha iyi bir gelecek önermesi ile bir döşümün mümkün olacağına benim gibi sıradan insanları inandırıyor ve motive ediyor. Bir de hocanın retoriğinin hastasıyım. İyi ki felsefeci olmuş yoksa peygamber ya da şeyh olabilirdi. Konferanslarında bir çeşit vaaz tonu var.
Çok kıymetli bir yayın büyük bir keyifle izledim dinledim…bilmeden bozamazsın sözünüz üzre aynı anda şöyle demek geldi. Kendini bilmeden bozamazsın🙏💜eyvallah