Composing is always a form of improvisation: with ideas, with musical particles, with imaginary shapes. And it is in this sense that the artistic itinerary and the world-view of the Turkish composer and pianist Fazıl Say should be understood. For it was from the free forms with which he became familiar in the course of his piano lessons with the Cortot pupil Mithat Fenmen that he developed an aesthetic outlook that constitutes the core of his self-conception as a composer. Fazıl Say has been touching audiences and critics alike for more than twenty-five years in a way that has become rare in the increasingly materialistic and elaborately organised classical music world. Concerts with this artist are something else. They are more direct, more open, more exciting; in short, they go straight to the heart. And the same may be said of his compositions.
ben kendisni guzelmdanatlar lisesi ogrencilerine pianoda eser calmayı anlatırken izledim. mırıldanmak ne kelime besteyi yasamayı anlattı. mırıldan dalgalan uza kısal diyordu. tabi içinden kesin ceza soyluyor
KIRK ASKER KOMUTAN ARAP KEN IKI ET GENİ İSTEMİŞLER O COCUKLARA OLMUYOR BIZ SHLAK GÖSTERIP AİLEDE GEN INI OLUŞUR BELKI BENDEN ÜST OLUR O YÜZDEN O COCUKLSR ÖLDÜM BENDEN ÖNEMLİ DUALSR SLACAKLAR DOGUŞLARI ARD ARDS ÜÇ İÇ BIT NOKTA YEMEĞİMİ SAYGI ANLAYİÇLI OLMAYI ONLAR ALSIN VR YENIDEN DOĞSUNLAR AMİN DUALARIMDALAR HZXXPPPP ASKERİ YURTA BOYA BILGISIYLE BSĞLANSINLAR BIZLEN YAVUZ SULTAN SELIME OSMANÖİLARS SMİN HXXPŞ KUAFÖR NİTE ŞAMPUAN DA AMİN HZXPP
BABASINI BANA GÖSTERMİŞ EVEDE DEPREM SYŞE ZEYNEP HASAN HÜSDYIN DELIRTMEYE SOYLAN GELMİŞLER BUNLAR NE İSTIYOR OGLUMU KIZ BENI ERKEK OL TAK YUNUSUU VE YUSUFA NIKAH KOYLALİM SONRA YUNUSU BANA NIKAHS GÖNDER BEDUASI ZÜLEYHA BUNLAR OTURUP KALKIP BEDUA ETMİŞ ŞÜKÜR YUNUSUN DUASI TERS ETMİŞTIR HER ETIKLERİ BEFUS ONLARA GİTSIN SONRA ÖGRENDIM MEHDI MESIH BU BEDUALAR ÇİKİP SOY EVLILIKLER CENET CEHENEM KAPİLARI AVKLIYOR HER BILGI GELECEK KAPILAR AKRABA BIR BIRINE ULSŞİP DOĞRU YU ANLSTSRAK ANLATSIN FARKLI DUA EDIP SENIN DİŞİNA ÇİKABILIR HXXXPPPPPP
GÜL BİAN SULTAN ZİN PEYGAMBER OLANLAR SULTAN SOYU NİŞAN VE YÜZÜK BEKO ZAZALAR ORDA ÖLEN BEKO YEZOTIN AMCASI OĞLU KARDEŞ GİBİ DEĞER VERİYOR VURDUĞU ÖLDÜRDÜĞÜ KARDEŞİM DEDİĞİ AMCASI OĞLU ONU ALDATAN EVLENMEK İÇİN KARISININ KOCASİ HEM AŞ KARIN OLSUN HEM KOCASİ ALDATIYOR EVİN İÇİNDE DUYGULAR ALDIM HZXPPP
İlk okul şiirini getirmiş, çiçek, böcek, güneş vs.. Sıralamış Milli hiçbir kelimeye yer verilmemiş, AtaTürk'ü derken bile Türk dememek için Atam demiş bunu da Devletimizin 100. Yılına armağan marş diye yutturmaya çalışmış zavallı bir orgcusun
Muhteşem ötesi, ruhum beslendi. Nazım büyük şair, Fazıl büyük besteci, Genco Erkal büyük aktör, orkestra çok büyük........ ❤ Teşekkür ederim Genco Erkal ruhun şad olsun
The only version I've heard that sounds absolutely perfect -- and the brisk tempo is spot on! Everyone else sounds like they're dragging the music around! No-fear Turkish March, that's the way to go!
DEVRİM ATEŞİ VE ATATÜRKÇÜLÜK Dünya Halkları' nın kardeşliği için, Çalışan devrimciler, İnsanlığın geleceğine ışık tutan, Kültür yolunu aydınlatan, Baskıdan, zorbalıktan uzak, İnsan yaşantısına karışılmaz, Bilinci üstüne kurulan, Atatürkçü fikir ve düşünce sistemi. * * * * Bir arkadaşımla akşamdan başlayan, Sabaha kadar süren konuşmalarda, Beni sessizce dinleyen ilk zamanlar Tamirci arkadaşımın, Gecenin bir vakti aniden beliriveren Çakmak çakmak bakışları: Kimse karışamaz yediğime, içtiğime Bu konuda teklif bile sunulamaz, Dediğini unutamadım. * * * * Kırtasiye dükkanımın yanına Tamirci dükkanı açtığında, Hayatın akışına kapılıp, Savrulup gitme durumu vardı. Zamanla gerçekleri öğrendi, bilinçlendi. Araştırdı, anlattıklarımın doğruluğuna inandı. Atatürk, en büyük devrimcidir, dedi. Devrimciliğin önde gelen savunucusu oldu. Sonraki konuşmalarda bir ben söyledim, bir o anlattı. Anlattıklarıyla kültür yolunu aydınlattı. * * * * Aradan 5 yıl geçti. Arkadaş, o dükkandan taşındı. Ben anılardan rahatsız oldum. Hesap ettim ayları gün diye Ben de dükkanımdan taşındım. * * * * Sonradan görüşmemiz devam etti. Genelde ben arkadaşı yeni dükkanında rahatsız ettim. Konuşmamız devam etti akşamdan sabaha Engelleri yıktık, kötüleri cezalandırdık. * * * * 1994-95-96 yıllarında İstanbul'a gittim. Yayınevleri beni pas geçti. İngiliz, fransız olsan Kitap olarak basardık hikayelerini Türk'sün, yazdıklarını çöpe at, dediler. * * * * 3-Eylül-1997 yılında Ayla ile evlendim. 38 yaşındaydım, internet böylesine yaygın değildi. 1999 yılında oğlum Serkan dünyaya geldi. Tamirci evime geldi birkaç ay sonra Araba almış, yanında 4 işçi çalıştırıyormuş. Bankada param var, iki katlı villa aldım, dedi. Nasıl böyle zengin oldun, dedim. Hep senin anlattıkların, Soruları cevapladım, olayı çözdüm, dedi. * * * * Ben soruların cevabını bulamadım. Babam öğretmendi, zor geçiniyordu. Ben şimdi zar-zor geçiniyorum. Gün gelir bir somun ekmek bana yeter. Ben devrimciyim ve Atatürkçü kalmak istiyorum. * * * * Neden bunları yazıyorum? Önemli olan, insanlığın geleceği. Hiçbir canlı isteyerek dünyaya gelmez. Milliyetini, dinini seçme şansı yoktur. Bütün dinler, taraftarına cennet vaat eder. Her din kendi dininin en üstün olduğunu öne sürer. * * * * Şu son 3 yıldır sadece Atatürk Şiirleri yazıyorum. Kıyısından, köşesinden olaya girmek zorundayım. Bazı konularda yapılan hataları onarmak zorundayım. İnsanlığın geleceği üstüne yapılan kurgunun ayarını yapmak zorundayım. Bu fikirleri yüzlerce, binlerce insana ulaştırmak zorundayım. SON -------------------------------------------------- BİR MUSTAFA KEMAL YARATMAK Gerçeğinin tıpatıp benzeri Beyni akıl dolu, oldukça zeki Yaşadığı çağın çok ilerisinde Dünya durdukça ışığıyla Evreni aydınlatacak Bir Mustafa Kemal yaratmak. * * * * Yurduna saldıran düşmanlara karşı koyan Biz bu sınırlar içinde özgür ve Bağımsız yaşamak istiyoruz diyen Kurtuluş Savaşı'nı başlatan Kaybolmayan onca yokluğun arasında Yoktan var eden Türkiye Cumhuriyeti'ni Savaş meydanlarının yenilmez armadası Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük komutanı olan Bir Mustafa Kemal yaratmak. * * * * Bir kurtarıcı olarak Çanakkale'ye gelmek İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden ziyade Bir buçuk yıl acımasız doğa koşullarıyla ve Karla, kışla mücadele etmek Tabancasından çıkan tek bir kurşunun izini sürmek Düşman gemilerini Çanakkale'nin Karanlık sularına gömmeden Yağmur ve kar bulutlarını Paramparça eden Bir Mustafa Kemal yaratmak. * * * * Kağıt önümde, kalem elimde Yeni bir şey yok dünümde, bugünümde Aydınlık yarınlar vardır geleceğimde Adım Serdar Yıldırım der, coşar, çağlarım. SON