"Şeb i yeldayi munecimle muvakkit ne bilir.Mubtelayi ğemme(gam cekene) sor ki geceler kaç saat"..Ustadimizi eserine denk gelen bu dizelerle saygi ile aniyorum.🎇🙏🏻
çamdan sakız akıyor kız nişanlın bakıyor koyundaki memeler turunç olmuş kokuyor o yana da dönder sar beni bu yana da dönder sar beni sağ yanımda yaram var sol yana dönder beni dama bulgur sererler çıkma boyun görürler saçın ibrişim teli hançere bağ örerler o yana dönder sar beni bu yana da dönder sar beni sağ yanımda yaram var sol yana dönder beni armut dalda beş imiş tan yerleri ışımış annesi yorgan vermemiş de kar memeler üşümüş ah çinçini çinçini öpem ağzın içini öperken ısırmışım da bağışlayın suçumu
Benim babamın en çok sevdiği türkü bu idi Ben 20 yaşında 500 metrekare işlettim ünlü ünsüz bir sürü sanatçı getirttim isim vermek ayıp olur o dönemde Babam her gün gazinoya gelirdi rahmetli babamla hiçbir zaman sohbet edemedim bu içimde kanayan bir yara birbirimizi çok severdik ama hep resmi olduk babam sevdiği Arkadaşlarıyla beraber gazinoya gelirdi orkestra hep aynıydı sanatçılar değişik babam gazinoya girince orkestra huma kuşunu çalıyordu sanatçı mecbur okuyordu bir gün babamın arkadaşlarına sordum neden babam hep bu türküyü istiyor diye arkadaşları bana dedi ki ben öldüğüm zaman anlar kahroldum Neden öyle dedi diye hiçbir zaman soramadım ama öldükten sonra anladım Bu benim ölene kadar sırrım babam ve annem öldükten sonra her şeyim ablam ablam şimdi aynı zamanda Annem oldu ama babamın ne demek istediğini ölene kadar ablama bile söylemeyeceğim ben bu türküyü şu an 10 kere dinledim çok güzel ağladım Hala da ağlıyorum Kim demiş Erkekler Ağlamaz diye Ben hep güçlü olmak zorunda değilim her gece duam var en büyük duam şu yarabbi İntikamımı almadan canımı alma
Önce parmaklarını kırdılar Santiago Stadyumu'nda. Sonra da işkenceyle katletti askeri cunta kendisini. Unutulmayacak. Sesini ve tüm varlığını emekçilere verenler asla ama asla unutulmaz. Emekçiler farkında olsa da olmasa da!
17 Mayıs 2024 Cuma günü (hemde doğum günüm), bu türküyü değerli müdürüm Murat Hançer ile Denizli-Antalya yolculuğumuz sırasında dinliyoruz. Selametle🙋🏼♂️
Türkiye'den selamlar. Bu şarkı, şarkının söylenildiği ortamın tanıdık sıcaklığı, herkesin yüzündeki kalender, mütevazi neşe ifadesi... Sanki çocukken oradaymışım da büyüyünce uzak kaldığım eski dostlarımızı görmüşüm gibi hissettim. Tarif etmesi zor bi şey. Yunanların Anadolu'dan gitmesine çok üzülen Türklerden biriyim. Benim gibi düşünen, hisseden çok insan var Türkiye'de. Ama bunu açıkça ifade etmezler her yerde. Siz ve biz o kadar aynıyız ki... Nasıl üzülmeyeyim bu ayrılık ve sahte düşmanlığa? Üstelik genetik bakımdan da bir Kazak ya da Kırgız'dan ziyade sizinle daha yakın akrabayız. Sevinme şeklimiz, kızma, üzülme şeklimiz, ezgilerimiz, jest ve mimiklerimiz neredeyse aynı. Bu yazdıklarımı anlayan biri okuyacak mı bilmiyorum ama içimde kalacağına burada dursun. Türklere Yunanları, Yunanlara da Türkleri yeniden ve daha fazla sevdirmek için bir gün elime bir fırsat geçerse o fırsatı kesinlikle kullanacağım. Mübadele uygulaması, yüz yıl önceki savaşlar, mezalimler ve kırımlar... Bunlardan habersiz bir romantik olarak söylemiyorum bunları. Bir yolunu bulabilirdik her şeye rağmen bir arada yaşamanın. Belki bir gün bulacağız da ileride. Yoğurt, baklava, rakı üzerinden dönen tartışmalara gülerek, hafiften eğlenerek bakıyorum. Aman Katerina mou, kuzum Katerina mou derken "aman" ve "kuzum" şarkının sözlerine ayrı bir ruh katıyor, değil mi? O halde bu durumda yarısı benim yarısı senin diye manasız bi didişmeye lüzum var mı cidden? O şey müşterek hale gelmiş olmuyor mu bu durumda? Her neyse. Uzun lafın kısası, bu şarkıya ve videodaki havaya bayılıyorum.
Thank you for the appreciation. The key for everybody is the education and turning a blind eye to politicians. Unfortunately, since the beginning of the world, the few decide for the many. Be well.