O GİTTİ DÜNYA YAŞANMAZ OLDU MANEVİ OLARAK HEP BİZİM ŞEFAATÇİMİZ EY SEVGİLİ EN SEVGİLİ DEVRİN İMAMI İMAM İSKENDER ALİ MİHR EFENDİMİZİN HİMMETİYLE AMİN SAV SONSUZ ALLAH A HAMD OLSUN ŞÜKROLSUN AMİN SAV SONSUZ ALLAH A SONSUZ ALLAH
KUL İNNEL HÜDA HÜDALLAHİ DEKİ HİDAYET ALLAH A ULAŞMAKTIR ERMİŞ EVLİYA YUNUS GİBİ MEVLANA GİBİ OLMAYI İSTEMEK FARZ DEVRİN İMAMI İMAM İSKENDER ALİ MİHR EFENDİMİZİN HİMMETİYLE AMİN SAV SONSUZ ALLAH A HAMD OLSUN ŞÜKROLSUN AMİN SAV SONSUZ ALLAH A SONSUZ ALLAH
ALLAH A ULAŞMAYI DİLEMEK FARZDIR ERMİŞ EVLİYA YUNUS GİBİ MEVLANA GİBİ OLMAYI İSTEMEK FARZ DEVRİN İMAMI İMAM İSKENDER ALİ MİHR EFENDİMİZİN HİMMETİYLE AMİN SAV SONSUZ ALLAH A HAMD OLSUN ŞÜKROLSUN AMİN SAV SONSUZ ALLAH A SONSUZ ALLAH
Mutluluk seninde Hakkin ✍🕋🇹🇷📚10/YÛNUS - 64 لَهُمُ الْبُشْرَى فِي الْحَياةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ لاَ تَبْدِيلَ لِكَلِمَاتِ اللّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ Lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhıreh(âhıreti), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu). Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar)vardır. Allah'ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir. KELİME KELİME ANLAMI:1. lehum el buşrâ:onlara müjde vardır2.fî el hayâti ed dunyâ:dünya hayatında3.ve fî el âhıreti: ve ahirette4.lâ tebdîle:değişmez5.li kelimâti allâhi: Allah'ın sözü,kelimesi6. zâlike: işte bu7.huve el fevzu el azîm: o en büyük mükâfat(fevzdir) AÇIKLAMA:Allahû Tealâ, Yunus Suresinin 62, 63, 64. âyet-i kerimelerinde Allah'ın evliyasından bahsetmektedir. Allah, evliyası için: "O Allah'ın evliyasına korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar." diyor. Allah'ın evliyası için cehennem korkusu olmaz. Onlar, Allahû Tealâ tarafından kesin cennetle müjdelenmişlerdir. Cennete gideceklerini kesin olarak bilirler, bu sebeple "Yarabbi, neden onları cennete gönderdin de beni cehenneme gönderiyorsun?" diye mahzun olmazlar. Allahû Tealâ, sonucu onlara kesin olarak gösterdiği için, cennete gireceklerini kesin olarak bildikleri için onlar hem mahzun olmazlar hem de cehennem korkuları yoktur. Allahû Tealâ diyor ki: "Onlar takva sahibidirler." Niçin takva sahibidirler? Âmenû oldukları için. 7 kademe âmenû oluş; 7 kademe de takva vardır:Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişi, âmenû olduğu zaman birinci kademe âmenû olmuştur, burası âmenûlar takvasını ifade eder(3.Basamak).Mürşidine ulaşıp,tâbî olduğu zaman 2. defa âmenû olmuştur, burası mü'minler takvasını ifade eder(14.Basamak).Ruhunu Allah'a ulaştırdığı zaman 3.defa âmenû olmuştur, burası evvablar takvasını ifade eder(21.Basamak).Fizik vücudunu Allah'a teslim ettiği zaman muhsinler takvasının sahibidir ve 4.defa âmenû olmuştur (25.Basamak). Nefsini Allah'a teslim ettiği zaman daimî zikirden sonra,ahsen takvanın,muhlisler takvasının sahibi olur.27.Basamağın sonuna ulaşmıştır. 28. Basamağın 4. mertebesinde kişi irşad takvasına ulaşır. 28. Basamağın 5.mertebesinde bihakkın takvanın sahibi olur.Herbir takvada,bir Allah'ın dostu olma kademesi vardır.Herbir takvada, bir âmenû olma kademesi vardır.Herbir takvada,bir Allah'a kul olma kademesi vardır.Herbir takvada,bir Allah'a teslim olma kademesi vardır.Herbir takvada,bir kurtuluş,felâh kademesi vardır.Herbir takvada,bir hidayet kademesi vardır.Bu insanlar,âmenû olmuşlar ve Allah'a ulaşmayı dilemişlerdir.Ve birinci takvanın sahipleri olmuşlardır.Ve de Allah'ın evliyası olmuşlardır. Ve Allahû Tealâ, bu kademeden daha da uzağı kapsadığını: "Onlara dünyada da ahirette de müjdeler vardır." sözüyle açıklamıştır. Demek ki sadece Allah'ın evliyası olmakla, âmenûlar takvasına ulaşmakla kalmamışlar ve dünyada da müjdenin tamamını almışlar, daimî zikrin sahibi olmuşlardır. Âyet-i kerime, ihlâs takvasına kadar uzanan bir standardı ifade ediyor. Nitekim, spektrumun bihakkın takvaya kadar ulaştığı görülmektedir. Çünkü Allahû Tealâ: "İşte bu fevz-ül azîmdir." diyor.Fevz-ül azîm, en büyük mükâfat demektir. Bütün sahâbe bu en büyük mükâfatın sahibi olmuşlardır: 9TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu). O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayırlarda yarışanlardan salâh makamında iradesini Allah'a teslim ederek irşada memur ve mezun kılınanlar):Onların bir kısmı muhacirînden (Mekke'den Medine'ye göç edenlerden) bir kısmı ensardan (Medine'deki yardımcılardan) ve bir kısmı da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandı(Sahâbe irşad makamına sahip oldukları için onlara tâbî olundu).Allah, onlardan razı ve onlar da O'ndan (Allah'tan).razıdır. Onlara Allah, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı ve orada ebediyyen kalacaklardır. İşte bu, en büyük (azîm)mükâfattır.Sahâbe, bihakkın takvaya ulaşmış, Allah'ın irşad makamına tayin ettiği kişilerdir. Fevz-ül azîm onlarındır. Bihakkın takva ile fevz-ül azîm, eşdeğer bir müesseseyi ifade etmektedir. Yunus Suresinin 62, 63 ve 64.âyet-i kerimeleri Allah'ın evliyasını anlatmaktadır. Bu âyetin içerisinde evliyanın:Âmenû olduğu,Takva sahibi olduğu, Takvanın sonuna kadar ulaştığı yer almıştır. Allahû Tealâ: "lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi)" "Allah'ın kelimelerinde, sözünde değişiklik yoktur." diyor.Allah'ın sözü değişmez. Allah'ın yaratmasında da değişiklik yoktur. 30/RÛM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).Artık hanif olarak kendini (vechini) dîn için ikame et, Allah'ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun üzerine (hanif fıtratıyla) yaratmıştır. Allah'ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.İşte Allah'ın sözünde de değişiklik yoktur. Allah, bir tek dîn yaratmıştır. İster "Hz. İbrâhîm'in hanif dîni" ister "İslâm dîni" deyin, bu Hz. Nuh'un, Hz. İbrâhîm'in, Hz. Musa'nın, Hz. İsa'nın, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)'in, bütün peygamberlerin değişmeyen dînidir. Onun için Allahû Tealâ: "Allah'ın sözü değişmez, Allah'ın sözünde değişiklik olmaz." diyor. Allah'ın sözünde, kelimesinde değişiklik olmaz, fıtratında değişiklik olmaz, dilinde değişiklik olmaz.Allah bütün insanları hanif fıtratıyla yaratır. Sadece kâinatın tek dîni olan hanif dînini yaşayabilecek özellikte yaratır. Allah'ın ne dîninde değişiklik yapması ne de insanları hanif dîninden başka bir dîni yaşayabilecek özellikte yaratması mümkün değildir. Bu sebeple dîn, ezelî ve ebedî olan hanif dînidir. İnsanlar da hep bu ezelî ve ebedî dîni yaşayabilecek özellikle yaratılacaklardır. Yunus Suresinin 62, 63 ve 64. âyetleri, üçü birarada mütâlea edilmesi lâzım gelen üç âyettir ve bütün Kur'ân-ı Kerim'i özetler. 3. basamaktan 28. basamağa kadar bütün basamakları, bu üç tane âyet-i kerime ihata etmekte ve bütün velâyet kademeleri bunun içinde yer almaktadır.🕋🇹🇷🌍✍
Yav kardeşim kürt halkı devletine bağlı bayragına baglı böyle birşey yok 1 kişi çıkmış boş boş konuşuyor Kürt Türk kardeştir Bu iki etnik unsur et ile tırnak gibi kız alıp kız vermiş bir bütün olmuştur ayrılamaz bölünemez boş yapmaya gerek yok Bizi biz bölmeyiz dış güçler bölmez ister
O Allah dostu sahte peygamber değil ...Allah ona sahte peygamber diyenlere lanet ediyor...Siz Allahtan korkmaz mısıniz .. Geç olmadan Allaha ulaşmayı dileyin...Dünyanin üzerindeki azap niye var zannediyorsunuz
Oğuzhan Bey Kızımızın Çocuk Doktoru Harika bir Hekim 🧑⚕️ Bursa’nın Değerli Doktorlarından Bursa için bir değerdir kendisi 🙏 Oğuzhan Beyle kızımız 4 yaşında iken yollarımız kesişti şu an kızım 6 yaşında Sağlığına kavuşturdu kızımızı kızımız sağlıklı bir çocuksa Oğuzhan Bey sayesinde 🧑⚕️Harika bir yayındı Başarılarınızın devamını diliyoruz Oğuzhan Bey Harikasınız