'Yâ Rabbi aşkın ver bana' en sevdiğim müzikti. Ne diye seninle bir ettim ki. Ne diye senden defalarca dinlemek istedim ki. Ne diye son konuşmamızda söylemeni istedim ki. Ne diye kendime bu eziyeti ettim. Sen unuttun, bitirdin, gittin. Ben kaldım. Bana dua et demiştim. Allah'ın aşkıyla iyileşeyim diye. Her satır da daha yanıyorum. Çâhe düşdüm Yusuf gibi, derde düşdüm Eyyub gibi Ya Rabbi. Aşkınla gönlümü doldur. Beylerbeyi Sarayı Bahçesinde Bu Aşk Bir Bahri Ummandır'ı söylemiştin bana. O bahr da boğdun beni.
Yarabbi aşkın ver bana efendim Yarabbi aşkın ver bana efendim Hu diyeyim Allah Allah döne döne Aşkın ile yana yana efendim Aşkın ile yana yana efendim Hu diyeyim Allah Allah döne döne Çahe düştüm, Yusuf gibi efendim Çahe düştüm, Yusuf gibi efendim Derde düştüm Allah Allah Eyyüp gibi Ağlayayım Yakup gibi efendim Ağlayayım Yakup gibi efendim Hu diyeyim Allah Allah döne döne Mevlam koma beni bana efendim Mevlam koma beni bana efendim Al gönlümü, Allah Allah senden yana Müştakın oluben sana efendim Müştakın oluben sana efendim Hu diyeyim Allah Allah döne döne Seyyid Nizamoğlu kuldur efendim Seyyid Nizamoğlu kuldur efendim İster güldür Allah Allah ister öldür. Aşkınla gönlümü doldur efendim Aşkınla gönlümü doldur efendim Hu diyeyim Allah Allah döne döne
Caape bu tür musikileri ve türk müziğini yasakladı. Yerine frenk müziği dinletmeye zorladı. Bu aşağılıklar sürüsü ve bunların destekleyicileri vatan haini değil de nedir?
Molla ne bilsin Mehmet Ali Hilmi Dedebaba’nın dem-i vahdetini… Âli Allah’ın yücelik belirten bir ismidir. Onu ebu Talib’in oglu olarak anlayan tarikat değil şeriat ehlidir. Marifet softalarında buluşmak niyazıyla. Kucaklıyorum tüm Hak Muhammed Ali yoluna. Ehl-i beyt yoluna…
Ey sonsuz varlık güneşinin parlak ay ışığı, Ey yüce olanın tek yansıması, Senin varlığın kutsal olanın özüyle birlikte, Dillerde adın Allah ile anılır. Sen ümmi peygambersin, Hakk’ın kemalini bilen, Zatının kemalini yalnız Allah bilir. Hakikati gösteren bir aynasın, tevhid ile parlıyorsun, O mutlak güzellik, senin nurunla cilve yapar. Sonsuz aşk sahipleri varken, ey Peygamber, Sen Allah’a tek sevgilisin. Senin asr-ı saadetinde gelmek nasip olsaydı, Allah’ı görmeyenler bile Allah’ı görmüş olurdu. Güzelliğin yanında ay, sönmüş bir kandile benzer, Leyla gibi güzeller, senin yanında gölgede kalır. Ey kainata yayılan sevgi dalgası, Senin aşkınla en yüce Allah aydınlanır. Bin yıl çalışsa bir ibadet eden, sevgilisine ulaşamaz, Senin aşkın, Hakk’a ulaşmanın tek rehberidir. Bütün aylar, gökte parlayan bir levha gibi, Senin Veda Haccını hatırlatır. Yüce adın, ey sevgili, arş-ı izzetin üzerine yazılmış, Allah’ın ayetleri seni çevreler. İnkar edenlerin yüzünde cehennem ateşi yanar, Müminlerin yüzünde senin nurun parlar. Sensin her gece ruhumun yoldaşı, Seninle yalnız kalmak vuslatın zevkidir. Rüyada iltifatın bana miras olmuştur, Lütfen, uyanıkken de temiz cemalini göster. Ayak tozun olsam, Allah’a yol bulurdum, Derim ki, ben Peygamberin yolundayım. Rakibi olmayan sevgiliye ben de özlem duyarım, Mutlu ayaklarının izleri vardır. Ben, aşkının fakir hizmetkarını, devletten uzak tutma, Ey yüce Rabbim, senden bu aşağı kulunun tek dileği budur. Başım eğik, yüzümde günahlarım ağlardı, Ayaklarını tekrar tekrar öperdim gözyaşlarımla. Sen seçilmiş sevgilisin, peygamberlerin sultanısın, Aşıklarına rehbersin, ey şefaatçı.
Bir bahar günü Tarik-i Cerrahiyye'den mürşidi Fahreddin Efendi Hazretleri ile beraber çıktığı bir ada gezintisinde söz edebiyat ve şiire gelir. Fahreddin Efendi Hazretleri, Sîret Bey'e der ki; "Sîret Bey, hoş, iyi şâirsiniz ama neden Peygamber Efendimize'e dâir bir şiiriniz yok?" Sîret Bey cevâben; "Efendim, malumunuz biz realist bir edebî mektebin içinden geliyoruz, ancak gördüğümüzü yazarız. Görmedim ki ne yazayım?.." deyince Fahreddin Efendi Hazretleri mütebessim; "Öyleyse gör o zaman" buyururlar. Ertesi gün sabahın erken saatinde soluğu Fahreddin Efendi Hazretlerinin devlethânesinde alan Sîret Bey, kapıyı açan Fahreddin Efendi'ye elindeki kağıdı uzatır; "İşte şeyhim, gördüm ve yazdım" der. Kağıtta dinlediğimiz, okuduğumuz na't-ı şerîf vardır.