Merhaba, bu videonun uzun versiyonunda hangi kitap veya kitaplardan bahsettigimi söyledim. Videolar kısmından bu videoyu bulabilirsiniz veya ismimle aratabilirsiniz. Selam
Gelecekten bir beklentim yok. Başarılı olsam da bu beni mutlu etmez, aile kursam da. her günüm aynı çünkü bana zevk vermeyen hayatımı yaşıyorum. Sorunum yok ailem iyi ama hayat çok boş geliyor sorgulamama sebep oluyor ve sorgulayınca yasamak için bir sebep göremiyorum. Benim icin hayatin amacı mutlu edicek,amacinin olmasidir ama benim ne amacim ne de mutlu olmama sebep olacak birsey var. mutsuz degilim ama mutlu da değilim hayatim siyah beyaz...
cevabini niye ariyorsun ben vereyim cevabini , tanridaki kasit dinler birkere tevrat incil kurnain anlattigi tanri yada arabin allahi yok öyle birsey yok , simdi kurban bayrami gecirdin neden ibrahim oglunu kesmesin diy egökten kurban indi müslümanlar 1400 türkelrde 700 yildir kurban kesip allahim akbul et diyorlar , bu nedir diye arastirinca israilogliu ibrani dina dami tevrata göre yasamis tarihe göre yok öyle biri yahudi hz ibrahim yahudi oglu ismaili kesecekmiste tas kesmemis allah sirf bir yahudi ölmeisn diye gökten kurban koc indirmis produksiona bak tek yahudi icin gökten kurban ama milyonlarca müslüman cocuk öldü yada sadece cocuklar öldü tecavüze ugradi allahtan ses yok , eeeee sana bir yhaudi icin okadar yil kurban kestiren allah bir yahudi eksik olsaydida okadar hayvan telef olmasaydi , o allah a yalvarip dua ediyorsun yahudiyi israili yok et kahret mahfet beddua darmadagin et alalhim amin , ulan deve tek yahudi ölmesin diye sana 1400 yildir kurban kestiren allah bütün israil yahudileri icin ne ister senden aklin mantigin varsa otur düsün, hem okadar yil kurban kabul duasi et sonrada yahudiyi yok et duasi allah hangisini kabul etsin sen bu durum,a göre bir sag bir sol dua ediyorsun , yazdikalrimda falso varmi yok okuyan biri cevap verse kafama takilan su soruda bana bir yanit verse
Saramao'nun çok övülen Körlük eserinde büyük bir boşluk var. Herkes kör oluyor ama sadece doktorun karısı kör olmuyor, bunun bir açıklaması ve nedeni eserde yok ya da en azından ben göremedim.
Merhaba, romandaki bahsettiğiniz olay biraz okuyucunun zevkine, takdirine ve sezgilerine bırakılmış. Bir boşluktan daha ziyade okuyucu için anlamı açısından bir manevra alanına benziyor. Selam
İhsan Oktay Anar, üslubunu ve yarattığı evreni çok özgün bulduğum bir yazar. Bu konuda herkes hakkını vermeli. Fakat, benim büyük bir yazardan beklediğim asıl şey, yarattığı kurguda bir yaşam örgüsü kurmasıdır. İhsan Oktay Anar kahvehane hikayelerini masalsılaştırarak Osmanlı dünyasına uyarlıyor, içine bir takım oyunlar katıyor, kendisi kabul etmese de bazı postmodern tekniklere başvuruyor. Romanlarda gerçek anlamda “insan” diyebileceğim karakter yok. Duygulanımlar, düşünceler ve tavırlar genellikle belli bir mekanik üzerine kurulu. Karakterlerin sürekli bir devinim içinde olduğu romanlara örnek olarak Yüzyıllık Yalnızlık, Sevgili Arsız Ölüm verilebilir. Bu romanlarda konu alınan coğrafyanın figürleri toplanır, karılır ve yeni bir yaşam örgüsü yaratılır. İhsan Oktay Anar’da 1600’lerin Osmanlı’sından belirgin figürleri ve ilişkilerini görüyoruz fakat sosyal hayat ve sosyal hafıza romanlarında bulunmuyor. Benim naçizhane görüşlerim bunlar.
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ BEĞENMEYEN DEFOLUP GİDEBİLİR BU ÜLKEDEN ULU ÖNDERİMİZ BAŞKOMUTANIMIZ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜN ASKERİYİZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ARAPLARA YOBAZLARA BIRAKMAYACAĞIZ NE PAHASINA OLURSA OLSUN DİRENİŞ DİRENİŞ YA İSTKLAL YA ÖLÜM ANDIMIZ KORKMA İSTİKLAL MARŞINI YENİDEN YAZARIZ
Yavuz Selim Hocam tartışmayı dinleyip (aslında dinlediğini anlayamayıp) tepkisel davranan cahil kitle ve tepkileri yüzünden tartışma zeminlerinden uzak durup, geçmişte bazı felsefecilerin de (istisnaları daha çok) yaptığı gibi sadece monolog yazı ve programlarda konular üzerinde etkileşimsiz olarak durmak, amaç gerçeğin bulunması ise pek sonuç vermez. Karşılıklı diyalog ve tartışma bir Kuran yöntemidir. Kuran, Kuran"ın ve Allah"ın bizatihi kendisi olmak üzere hiçbir konu üzerinde tartışmayı engellemez, istisnasız her konunun konuşulmasını, gerekirse de karşılıklı tartışılmasını ister. Bugünkü müslümanların anladığı İslam'dan değil, Kuran'ın anlattığı İslamdan söz ediyorum tabi. KURAN METNİ DIŞINDAKİ KAYNAKLARDAN GELEN PEYGAMBERLER VE OLAYLARLA İLGİLİ TARİHSEL BİLGİLER ÇELİŞKİLİDİR BAĞLAYICILIĞI YOKTUR Kuran, tüm Kuran, başka bir şey değil, sadece Kuran… Kuran metni inananlar için tarih üstü bilgidir. Kuran metni dışındaki, tarihsel kaynaklardan alınan Peygamber bilgisi ya da herhangi bir tarihi bilgi güvenilir değildir. Kuran metni dışındaki tüm siyer bilgileri tarihsel rivayetten ibarettir. Teyidi imkansız bilgi külliyatıdır. Geçerliliği ve bağlayıcılığı yoktur. Kuran yeterli ve apaçıktır. Tarihi bilgi konusunda da, her konuda da. Kuran ayetleri, tüm Kuran ile tefsir edilir. Başka ilave bir bilgiye (siyer, hadis, tarihsel rivayet vb) ihtiyaç yoktur. Kuran metninde ne Ayşe var, ne Ayşe’nin yaşı var, ne Hatice var, ne recm var, ne baş var, ne saç var (kadın bireyler örtülerini yakalarının üstüne örtsünler ayeti, saç örtüsü haline gelmiş rivayet kültürü ile). Gerektiğinde çıkarın, boşanın ayeti darb edin haline getirilmiş uydurulmuş rivayetlerle. Kuran metninde anlatılmayan tarihi hiç bir bilginin doğruluğunu ya da yanlışlığını kanıtlamak imkansızdır. Kuran herkese yeter. Manipülasyona açık olan bu tarihsel bilgileri tartışmaktan faydalı bir sonuç da çıkmaz. Sadece Kuran metnindeki bilgi kaynaktır, diğer gelen tüm bilgi (hadis, sünnet, siyer, tarihsel rivayet) teyidi imkansız tarihsel külliyattır, İslam’da kaynak değildir… Kuran’ın bildirmeye gerek duymadığı tarihi bilgilere İslam için ihtiyaç yoktur. İnsan olan Peygamberin hayatıyla ilgili gerekli ve yeterli bilgi Kuran metninde mevcuttur. Tarihsel bilgilerle ilave din üretmek malayani boş iştir. Müslüman dünya bugün düşüncelerinde net değildir. İman, ibadet, düşünce alanlarında neyin doğru, neyin yanlış olduğunun tam bir cevabı; bilginin kaynağının ne olduğu sorusunun cevabının yanlış olması nedeniyle net olarak bilinememektedir. Belkide bir çok olay tarihte anlatıldığı gibi olmadı, başka türlü oldu ya da hiç olmadı, nereden bileceğiz. Kuşku ile bilgi olur mu. Din rivayet üzerine kurulur mu. Önce hurafe bir din uyduruluyor, sonra da uydurulan bu din tartışılıyor. Gerçek din ise Kuran metninde. Ya diğer tüm külliyat içinde çözümsüzlük, ya da sadece Kuran metnindeki mutlak bilgiyle Allah’a ulaşmak. Aslında tüm bu kavram kargaşasının olması da şüphesiz ki Allah’ın takdirine uygundur. Varlığı varlıkta durduran, aklın ve düşüncenin imkanını Mutlak Bilgi olan Kuran Metni ile gösteren Allah’ın şanı yücedir.
Çok yalnis bir görüş sergiliyorsun...diamond altı bos hiç bir cümle kurmuyor..bu çocugu melih Gökçek gibi boş bir davulla karşılaştırman bile hata...ne yapsın insanlar tüm dünya birikim ve bilgilerini saklayıp sussun mu?! Elbette tartışmalar olsun elbette bilen konussun ve insanlarda faydalansin...ben diamond gibi insanların bu ülke için büyük bir değer olduğunu düşünüyorum...çocuk yemiş yutmuş bu kitapları ,bilgileri ve ozetleyip insanlara sunuyor..bu cok değerli birşey...gercdkten boş bir konuşma olmuş kusura bakma..yani ez cümle diomand boş ve çok konuşan biri değil gerçek bir deger bunu izleyen her bilinçli birey görecektir zaten
tartışmayı ağzı laf yapan kazanır sözünü çok duydum ama bu sözün içeriğini hiç düşünmediğimi video sayesinde fark ettim. herkesin ilgisini çeken popüler bir olay üstünden bu gerçeği göstermek çok vurucu olmuş:) gerçekten enfes bir gerçeği heybeme attım. beğeni atmakta cimriyimdir. ama bu kanal kendine zorla hayran bıraktırıyor:) emeğiniz çok lezzetli devamını iştahla bekleriz
fikret beyin kanalına da bakayım dedim. orada kuran ve hadisin üslup farkının bir delil olduğu vardı. bu dikkatimi çekti. üstüne düşünmeye değerdi. bir kişinin arketip kullanımı sayesinde seri katilin bulunmasını konu alan bir dizi izlemiştim. Unobomber. bulunamayan bir seri katilin felsefi bir metin kaleme alıp niyetini açıklıyor. buradaki kelime kullanımından o adamı buluyorlar. peygamberimiz okuma yazma bilmiyordu. bu bilinen bir şey. okuma yazma bilmeyen biri iki farklı arketip(üslub) ta kendini ifade edebilir mi? bir kişi iki farklı arketip kullanarak kitap yazabilir mi? veya ne noktada tıkanır . bu takıldı kafama. ne dil bilimci ne dini konularda yeterli değilim. siz epey kitap ile haşırneşirsiniz. sizce böyle bir şey mümkün mü. yani şairlerin üslubundan kendilerini yakalayabiliyorsak, biri kasten farklı arketip üstünde çalışıp doğallığını koruyabilir mi? sizin düşüncenizi duymak ayrı bir güzel olurdu. bu delil olarak peygamberden verilen bir örnek olasada bir başkası da bunu yapabilir mi? arketip kavramı reflex midir yoksa kullanımını sevdiğin cümlelerin seçiminde öncelemek midir? kitap okuma, çalışılan işteki teknik terimler arketipi etkilerse örünün farklı evrelerinde yazılan kitaplar farklı üslub sergilemesi şart mı? felsefeciler veya yazarlar sizin gözleinizde kelime kullanımında bu tür değişimler sergiliyor mu
Kardeş, baştaki açıklaman eksik. Diamond yaklaşık 5 yıldır, okudukları kitapları farklı konularda çeşitli zamanlarda youtube da paylaşıyordu. Kuantumdan tut, felsefe, dini, tarih vs. Onun takipçileride birde şu konuyu anlatırmısın talepleri olunca, oda gidip kitaplarını alıp. Üzerinde çalışıyor ve onu paylaşıyor. Ve dinleyicilerine, okuduklarıda çok iyi aklında kaldığı için gayet güzelde izah eden bir youtuber. Gel zaman git zaman dinciler buna saldırmaya kalktılar. Ve sürekli saldırdılar. İşte bunun üzerine kalktı geliniz diye meydan okudu. Yani durup dururken kendisi din konularına girmedi. Asla demagojici değil, bildiklerini çok iyi kitaplardan derlemiş ve akıl ve mantığı yattığı yerdeki tarafı savunuyor. Verdiğin örnek çok yanlış. Akıl ve mantık süzgecinden geçirmediği birşeyi konuşmaz. Yaşar Nuri en sonunda Deist oldu. O bile eğitim gördüğü branşın adaptasyonunu yapmaya çalıştı. Çünkü modernleştirmeye çalıştı. Olsa olsa böyle olmalı diye adaptaston yaptı ve sonunda dinlerin uydurma olduğunu da kendisi ikna oldu. Onun için söylediklerinin hiç biri doğru değil. Eksik değerlendirme yapıyorsun. Çünkü sen dinin etkisinde kaldığın için doğru değerlendirme yapamıyorsun, Çünkü oluşan sistemin oluşma şeklini, akılı, mantığı bilmediğin için inanç çerçevesinde kalıyorsun. Bu benim düşüncem. Fakat hakkaniyet açısından yapılan haksızlığı da belirtiyorsun. O kısımda dürüst olduğunu söyleyebilirim. Fakat laf ebeliği yaptığı tarafı yanlış. Kolay gelsin.
Boş boş konuşmayın. Buyrun canlı yayın. İstediğiniz tv kanalı, istediğiniz sunucu olsun, istediğiniz kadar kitap alın yanınıza. Biz sadece kuranla gelicez. Hodri meydan
daha ataist ile baş edemiyorsunuz. Kalkmış lak lak yapıyorsun. Boş boş.. Hodri meydan istediğiniz adamı da siz seçin. Buyrun edip yüksel bekliyor sizi.. Seslenin tüm insanlara hodri meydan kardeş
Cahilsin. Tartışma olmucaksa, doğrulardan korkanlar korkaktır zaten.. Edip yüksel herkesi davet ediyor. Tüm alimleriniz gelsin hodri meydan canlı yayın olacak tek şartımız bu
Cübbeli ahmet in ağzı iyi laf yapıyor. Buyursun edip yüksel davet ediyor konuşmaya. Canlı yayın olacak ama şart bu. Babayiğitler gelsin. Kuranla sadece gelicek. Hodri meydan.
8 günde 200.000 abone kazanıp 1 milyonu geçen bu videonun kazananıdır. Ayrıca Fikret Çetin videonun sonunda hazırlanmaya yeterince vaktim olmadı dedi. Hatta "Sorular önceden verilseydi daha iyi olurdu" diyerek kendi yetersizligini kabul etti. hadislerle ilgili sorulardan kaçmak için ’% 80 süreyi tüketti.
Bende tartışma hakkında dediklerinize katılıyorum.Ama bunu diamond temanın bilerek yaptığını düşünüyorum çünkü kendisi felsefenin f sinden anlamayan birisi.Zaten diamond temanın ne zaman videolarına reddiye gelse hemen çirkinleşti.Karşılık veremedi.Kendisi sadece kitleye oynuyor.
Bıraksana Sen Yasar Nuri öztürkde ayetleri güzelleme yapıp takla attırıyordu kapı gibi Buranin hadisleri ve kuran ayetleri var siz yok böyle demiyor böyle demek istiyor diye kuranı dininizi kurtarmaya calışın zira kimsede yemiyor artık Internet cahında insa oglu herseye ulaşıyor
Üstün anlayışlı kişi, yaptığım videoların yanında ayrıca kullanma kılavuzu da vermem mi gerekiyor? Ne düşündüğümü ne söylediğimi çok merak ediyorsan Şeriat hakkında videonun açıklama kısmındaki ilgili videoları tıkla ve oradan öğren. Diğer türlüsünü yapman biraz zor. Ancak üstün anlayışınla beni bir şekilde anlayabileceğini düşünüyorum. işimiz zor. Kendine dikkat et..
Dün gece dücane Cündioğlu da bi video yayınladı sizin dediklerinize yakın şeyler söyleledi ve hatta şunu dedi biri çıkmış ben kazandım diyor bu tür tartışmalar da kazanan olmaz dedi daha çok retorik üreten kazanmış gibi olur ama keşke mantık öğrenseler dedi
Merhaba bahsettiğiniz videoyu izlemedim. Ancak edebi fifi ve dini geleneği bilenler münazara adı verilen tartışma yönteminin işlevsel olmadığını ve çoğu zaman taraflardan en az birine çok zarar verdiğini biliyor. Sanırım tarihsel perspektiften olaya bakmış ki doğru bir bakış ben de oraya vurgu yapmak istedim. Binlerce yıldır süren bir yöntem ve çoğu zaman kim kimi yendi kim kimi Parçaladı gibi ifadelerle karşılanıyor. Selam
Fikret bir çok kere köşeye sıkıştırdı. D.t. sanki bu konuda önceden eğitim almış gibi keskin bir şekilde Hayır öyle değil böyle dediği bir çok kavramda yine hayır kelimesiyle böyle değil öyledir 'e getirdi. Ergenlerden ve gençlerden D.t yi cozebilenlenler var. Özellikle çok kitap okuyanlar artık saçmaladığını düşüyor. Yani bir insana iki bekar kız onerilmesine rağmen, 53 yaşındayken, 2. Eş olarak 5 çocuklu sevde annemizle evlenen birine bu ithamlar, kimin degerini düşürür. Ki din tüccarlığı üzerinden 1 milyon aboneye ulaşan birinden bahsediyoruz
@@kaansmith2980 bugün bile savaş yada başka bir nedene bağlı kalmadan kadın oranı artsa en akıllıca çözüm yine bu olurdu. gelelim sorunun cevabına: Akrabalık bağı çok önemli özellikle bunda 20 sene önce ve 1400 yıl boyunca savaşın izlerini ileri gelenlerin evlilikle kuracağı bir akrabalık bağı özellikle o dönem bir anda ortamı yumuşatıyordu. Ki evliliklerinin nedeni 53 yaşından sonra fetih edilen topraklarda o beldenin önde gelen aileleri akrabalık bağı kurmak, ki bunu bizim köy ile komşu köy arasında çıkan çok büyük bir kavganın önlenmesinde ne kadar büyük bir rol oynadığına şahit oldum. O ki sadece öğretmenlere, komutanlara, ebeveynlere, işçilere,... örnek değil aynı zamanda devlet adamlarına da örnekti... Abdulhamit şeriat açısından 4 ü ile evli kalıp diğerlerini sarayda misafir ederek, kırım, boşnak, kürt, arap.. gibi farklı tebalardan evlenerek akrabalık bağı kurmuş, yıkılmak üzere olan osmanlıyı hiçbir aksiyon almadan 30 yıl ayakta tutmuştur. Tabi sana göre bunu uçkuru için yaptı.
@@allahallaah9802 evi kümese çevirmeden allah dini ayakta kalamıyorsa zaten yıkılsın.. tanrını insanlarla kıyaslayarak acizleştirme.. adamın +10 eşi ve sayısız cariyesi var. Haticenin otoritesinden kurtulur kurtulmaz başlamış ayşeler cüveyriler safiyeler.. kıskançlıgından da ben öldükten sonra hepsi ananız demiş. Ne diyoduk bunlar siyasi demi :) sanırım hatice varken savaş olmuyordu
@@kaansmith2980 1. si o dönemde tüm dünyada yaş farkı ve küçük yaşta evlilik vardı, yüz yıl öncesine kadar bu avrupa ülkeleri içinde geçerli, bugün evlilik yaşı 30-40 kadar çıktı yada yaş farkı şu kadar olur gibi sınırlandırmalar yapmak etik değil. 2. olarak Akrabalık bağı üzerinden devam edelim, ne kadar önemli olduğunu yukarıdaki posttan anlamışsındır, ki peygamberimizin en yakın arkadaşları olan Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer de bu bağı kurmak istemişti, Hz. Zeynep annemizde ailesi de birçok sahabede bu devletin hayalini kurdu. 3. olarak anam babam sana feda olsun başlığı altında bunun bir slogan olmadığının en büyük kanıtlarından biride Hz. Zeyd idi. Babası ve amcası o dışarda oynarken onu satın almak için peygamberimizi bulmuşlar, annesinin durumunun vahimliğinden bahsetmişler, efendimiz onlara kendisinin peygamber olduğunu onlarla gitmek isterse paralarının da onların olmasını söyledi. Hz. Zeyd anam babam sana feda olsun senden ayrılamam deyip efendimizin ayaklarına sarılıp ağladı.... 4. olarak Hz. Zeynep annemizin anne babası isteme merasimini efendimizin kendisi için olduğunu düşünüp heyecan içinde iken kastın Hz. Zeyd olduğunu anlayınca efendimizi de geri çeviremediler. Biliyorsundur evlilikleri 1 yılı aşmasına rağmen zifaf olmadı ve efendimiz ne kadar aralarını kurmaya çalışsa da sonuç olarak, ilk niyet baskın çıktı. Hz. Zeynep ve Hz. Zeyd evlenmiş olamadılar. Sonucunda peygamberle akraba olma talepleri; oluşan 1,5 yıllık maduriyeti lehlerine kullanarak akrabalık bağı kurulmuştur. 5. olarak Bunlar benim zamanında araştırmalarım, gerek kendin araştır, gerekse takvalı olduğunu bildiğin bir hoca ile konuşmanı tavsiye ederim.
Dijital kitaba geçme çabalarim maalesef olumsuz sonuçlandi. Iki yil içinde satin aldigim Kobo cihazini elime 10 defa almamisimdir. Çok yapay ve duygusuz geliyor. PDF/Dijital kitabin en büyük tehlikelerinden biri de, satin aldiginiz kitaplarin siz farkinda olmadan güncelleniyor, degistirilebiliyor olmasi. Yasadigim ülkede buna dair örnekler vuku buldugu için çok mesafeliyim. Klasiklere dahi, bir nevi sahipsiz olduklari için, dokunuyorlar, '' inclusivity '' adi altinda belirli ideolojik degisimler yapiliyor metinlerde.
Çoğu tartışma dediğiniz şekilde ama bazen bu münazaralar faydılı olamaz mı? Mesela geçen bahsettiğiniz Yalçın Küçük ve Alev Alatlı tartışması gibi. Kitle önünde yapılan tartışmalrı demogoglar kazansada, bireysel tartışamlar insanın bilgi eksikliğini farketmesine yardımcı olamaz mı?
Merhabalar, bence çok güzel bir örnek vermişsiniz. Ancak böyle durumlar nadir görülüyor. Çoğu kişi sizin baktığınız gibi bakmıyor bu tartışmalara. Bir kişinin başka bir kişiyi tepelemesi parçalamaası yok etmesi gözüyle bakıyor. Sanki bir arenada gladyatörler savaşıyormuş gibi. Selam
Çok iyi oldu. Çok da güzel iyi oldu. İkisi arasında bir fark vardı. Kızanlar anlamadı ama kızmayanlar anladı. Cenabı rabbel alemin öyle demiştir ama aslında öyle dememiştir.
Her kafadan bir ses çıkıyor, işin ilginç yanı bu çocuk genel manada dine karşı söylemlerde bulunmuyor muydu? Şimdi bu şeriat filan nereden çıktı? Rahmetli Şahin Ağa'nın (!) ifadesiyle söyleyecek olursak, bu ülkede izinsiz rüya gören veya bu rüyayı tabir eden olamayacağına göre bu çocuğu konuşturan kim?
