İnternetinin ırzına geçildi, kütüphanenin (kaçak) internetini kullanmak zorunda kaldı; Kulaklığının tekini asfalttan elleri ile kazıdı;1 TBlık bellekten kaydettiği dosyasını bulmaya çalıştı ama en önemlisi ise yılmadı! Biliyoruz yoruldun abi ama bu dava sensiz olmuyor, youtube trende sokmuyor diye kaliteli insanlar video çekmekten yorulmaz! **dombra fon müziği girer**
Dombra açtım, vileda sopasını (#reklamdeğil ) bacaklarımın arasına koydum. Ata biner gibi yapıp yorumu okuyorum.😂 Teşekkür ederim çok güldürdün akşam akşam. Hdhdhddh
@@mustafaturkoglu97Rica ederim abi yalnız vileda sopası kalite... Ben çalı süpürgesi ile kendimi Harry Potter yapmıştım anaokulunda iken. Birde reklam demişken, 3:43'de bardağın markası Paçi mi 🫣🫣🫣🫣
@@mustafaturkoglu97 Marka gözükmesin diye kafayı sıyırırken, ben de "Marka gözüken bir yer var mı?" acaba diye kafayı sıyırarak dikkatli dikkatli izledim her saniyeyi abi 😀
Evet tam bir olay gerçekleşiyor ama daha önce yaşanmış bir olayla ilgili olduğu için en başa dönüyoruz. Tam eski olayı sindirmeye çalışırken günümüze dönüp yeni olayı çözmeye çalışıyoruz. Biraz karmaşık bir kurgusu vardı.
2. Sınıfta 2015 yılı olması lazım bu kalem 2 li paketler olarak 2.5 tl ye satılıyordu birsürü almıştık hatta hala elimde bu kalemden var çok kaliteli lduğunu söyleyemem hatta uç kısmınplastik zamanla beyazlaşıyor uygun fiyatlı bir kale olarak kullanılabilir.
Bugün ilk defa Pensan'ın silgisini aldım denedim. Hemen gidip her rengini aldım. Harika siliyor. Normalde Faber'in mavi sınav silgisini kullanırım. Silme performansı olarak ikisi arasında fark yok. Sadece Faber kadar iyi topaklanma özelliği yok (ama yine de toz bırakmıyor gayet güzel topaklanıyor). Fiyatları ise Faber: 27 lira ama pensan:10 lira. Boyutları aynı. Şuanda Pensan neon renk serisini aldım onu kullanıyorum aşırı memnunum. Kullandığım uç: 2B Donga ceramics 0,7 ve 0,5 uçtur.
Bayağı hissettiriyor kendini. Kullanmadan önce ve sonra daha fazla tekrar ve daha yüksek kilolara çıkabildim. Ama plesebo mu bendeki bilmiyorum sanki saçlarım çok güçsüzleşti ve dökülme yaşadım kullandığım dönem.
Boş yatak olan odaların numaraları ve blokları veriliyor siz gidip bakıyorsunuz genelde. Ama bam diye herhangi bir oda da verilebilir dönem başı olduğu için.
Abi yarın yurda bir kitap götüreceğim ama iki kitap arasında çok kaldım, sana sormak istedim :D Biri Bahaeddin Ögel'in "Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi" diğeri Ahmet Cevizci'nin Felsefe Tarihi kitabı. Cevizci'nin kitabında Sofistlerden Aristo'ya kadar sadece bir kısmı okuyacağım ama Ögel'in kitabını tamamen okuyacağım çünkü Hunlar ilgimi en çok çeken Türk kavmi. Sence hangisini yanıma almalıyım?
Bu öyle bir cendere ki; hangisini alırsan al yanına, aklın almadığın diğer kitapta kalacak o yüzden bir çılgınlık yapıp "Oo piti piti" yap ve çıkanı al.🙂
@@mustafaturkoglu97 Vallaha çok zor oldu abi. Hani zaman zaman sana "Ya protein tozu videonu izledim, şimdiki videolarına baktım hiç kilo vermemişsin" yazanlar oluyor ya, inan spor salonu falan hikaye, insan bu seçimlerde yeterince kiloyu veriyor zaten toza vesaire gerek kalmıyor. Tarih ilk ilgi alanım olduğu için ve Hun kavmi de en sevdiğim kavim olduğu için Ögel'in iki ciltlik o dev eserine umutla başlamıştım ama üzgünüm seçimim Cevizci'nin Felsefe Tarihi kitabından yana oldu. Tek kötü yanı, Cevizci'nin Felsefe Tarihi kütük bir kitap, ağır değil ama oldukça yer kaplıyor, çantaya zor bela sığdırdım, umarım omuzlarımın üstündeki şu çıkıntıya da sığdırabilirim hepsini 😋 Hun kavmi üzülmesin, geri döndüğümde o kitap için ayrı bir defter tutacağım, hem ileride tezimi bunun üstüne yazarsam faydalı olur hem kalıcı bilgi misss. Bana şans dile abi umarım yarın sınıfta on kişi "OHAAA İSMAİLL BU KİTAP NEEE" diyerek üzerine toz kondurmadığım kitabıma saldırmazlar.
Sınıfında kitabına saldırıp merak edecek arkadaşlarının olması gözlerimi yaşarttı öncelikle.🥺 Benim sınıfımda kitap görünce 'bu ney' diyen çok arkadaşım vardı. Hiç tatmadım kitap kavgası olan bir olayı.😂 Ve akademik konuda da Allah her şeyi gönlünce versin inşallah. Başarılar dilerim yeni dönemde.🙋♂️🙂
@@mustafaturkoglu97 Teşekkür ederim abi. Ne kadar 11'e başlama stresli de olsa ilk haftam beklediğimden daha güzel geçti, kaldığım yurdumda da ne kadar kaza kurşunu doğmuş insan varsa postalamışlar yurt başkanı olarak bu beni epey sevindirdi, uğraşacağım daha az kaza kurşunu insan var şimdi. Sınıfım da bir değişiklik yoktu neredeyse, yeni katılan iki arkadaşla da tanıştık ettik. Favori felsefecim okulun müdürü olmuş en sevindirici haber buydu benim için, artık bir soru sormak istediğimde her yerde hocayı aramaktansa odasına gideceğim direkt :D Ama dersimize girmeyeceği için yeni bir felsefeci atandı ve hiç felsefeci hissi almadım. Felsefe grubu öğretmeni imiş zaten sosyoloji ile daha ilgiliymiş o yüzden yargılamadım çok. Bu arada evet kitabıma saldıran oldu ama saldırmalarının amacı aslında senin yaşadığın ile aynı abi: Alıyorlar, bakıyorlar, bazen sayfalarını jimnastikcilerin yaptığı hareketler misai enine boyuna kıvırıyorlar, sonra "bu ne lan sen mi okuyacaksın" diyorlar :D Gene aynısı oldu ama artık alıştık. Şu hayatta en sevdiğim hocaya Nutuk'un çizgi roman halini vermiştim, üstüne çay dökmüştü, ağlasak geçer mi?
"Memleketinden insan manzaralarını anlat" kısmı çok donukalı oldu abi. Malum daha bugün bir kız çocuğu ölü bulundu. Yazsak roman değil destan olur o derece, hatta daha sonra kutsal bir metin gelir mi Allah bilir ama o metinde Lut kavmi olma ihtimalimiz epey yüksek.
Abi faberin klasik versatil 0.5 ini kullaniyordum ama sürekli kırıldı ben de salak gibi almaktan vazgecmedim dun yine kırıldı ve ben para vermekten bıktım:( Cok pahalı olmauan fiyst performans 0.5 kalem önerebilir misin nolur bir de ben YKS ye hazırlanıyorum cok kullanıyorum dolayısıyla
Yok kardeşim ne hastaneliği. 😄 Daha önce de kullandım epey zaman bir şey yok şükür. Bol su tüketimi ve düzenli/dengeli antrenman yapan biri için problem olacak bir şey değil protein tozu. Diğer sublementler için de benzer ama farklı parametreleri var. Protein tozu özelinde konuşacaksak; et,yumurta tüketmekten farkı yok.
Merhaba kardeşim protein fitnes paketini gördüm de sen günlük mü kullandın 3 ürünü birde hepsini su ile mi yoksa sütlemi içtin? Bende tam olarak satın aldım gelecek bugün
O dönem sağlam bir programlar spora gidiyordum. Ben sütle kullanmayı pek sevmem o yüzden suyla kullandım hep. Protein tozunu antrenmandan hemen sonra, creatin ve BCAA'yı antrenmana gitmeden 30-45 dakika önce içtim.
@@mustafaturkoglu97anladım teşekkürler sütlede bir sakıncası olmaz sanırım mavi içme şişesi ile tüketiriz değilmi hepsini. Etkisi olmuşdur kaç kilo verdiniz üst üste sordum kusura bakmayın :)
Yani o dönem bayağı istediğim bir vücuda ulaşmıştım. Fazla video atmadığım için belli olmadı.😄 Bayrağıdır antrenman yapmıyorum şimdilik. Sütle de içilebilir tabii ama laktoz intoleransınız varsa şişkinlik yapabilir bu da antrenmanı tam performanslı bir şekilde yapamamanızı sağlar.
Ajandadan öte bence herhangi bir amaç için defter tutmak çok güzel bir şey. Hem fiziksel hem de o kalem hissiyatını Eskişehirspor'un tekrardan 2. lige çıkması bile veremez. Kalemleri çok seviyorum gerçekten, o olmadan hiçbir şey olmazdı, hem benim için hem de insanlık tarihi için. O kalemin kağıda değişi ve benim düşüncelerim ile renklenen bir yaprak, düşündükçe musmutlu oluyorum içime yeni bir nefes doluyor. Aktif olarak kullandığım üç defterim var: Şiir defterim, günlüğüm ve Kur'an defterim. Daha önce de sayfalarını bitirdiğim bir tane günlüğüm ve şiir defterim var. Yaklaşık iki yıl önce günlük tutmaya başladım, o günden bu yana yazmanın ne kadar değerli bir şey olduğunu anladım. Fark ettim ki yazı yazmak sandığımdan çok daha güzel bir şey, kağıt bomboş ve her satırına hükmedebilirsin, içini dökebilir ve yazabilirsin, nitekim öyle oldu. Günlüğüm benim en iyi arkadaşım çünkü ona her şeyi en samimi şekilde anlatabiliyorum, beni de hiç kırmıyor ve her zaman dinliyor. Günlük tutmak şu yogacıların bağdaş kurup huzura ermesi veya tarikat üyelerinin "Hu Allah, Hu Allah" diye zikir çekip saçma sapan hareketler yaparak "Oyy bu bize iyi geliyor yiğenim Allah aşkı ile sarhoş oluyoruz" demesi gibi bir şey benim için, ne zaman dopdolu olsam elime binbir farklı güzel kalemimden birini seçip o güzelim sarımsı sayfalarına içimden seller boşalırcasına yazıyorum, hiç duraksamıyorum, bir dakika bile düşünmüyorum, çünkü biliyorum içimdekini en güzel açabileceğim şey o sayfalar. Kısaca "Yazı Yazarak Motive Oluyorum" diyelim:) Benim için tarihsel meseleler epey önemlidir, günlüğümde en çok dikkat ettiğim şey tarih ve saat yazmam. Asla şaşmam dakikası dakikasına yaşadıklarımı not ederim. Çünkü geri dönüp baktığımda o anı tekrar yaşıyorum, geçmiş ne kadar can sıkıcı olabilse de bazen ibretlik edebiliyor. Dedemin öldüğü gün ona yazdığım son mektubu yazdığım günden beri dönüp hiç okumadım, o sayfayı açmaya utandım hep, halen de açmam. Bir arkadaşımla arkadaşlığımı bitirdiğimde elim titreye titreye sanki karşımda biri varmış gibi defterime kaydettim. Arkadaşımla gece etüte kaldığımda onun imzasını ve o an ne hissettiğini yazmasını istemiştim defterime, onuna hatrı kalmıştı benimde, bu yorumumu görmez muhtemelen ama Çetin iyi ki varsın be dost, sen olmasan müdürün odasında kendimi asmıştım herhalde. Hayatımda ilk defa açıldığımda O'na söyleyemediğim tonla şeyi defterime söylemiştim, aynı şekilde reddedildiğimde de yüzüne söyleyemediklerimi defterime söylemiştim. Geri dönüp o yazılarıma baktığımda dedem öldüğünde, arkadaşımla arkadaşlığımı bitirdiğimde, reddedildiğimde ne hissedip yazdıysam tekrar yaşıyorum, aynı film şeridi gibi izleyip iç geçiriyorum. En sevdiğin kahveyi de öğrendim artık abi:) Deftere kaydetmek aynı şunun gibi: Şimdi bir bardağa Kuru Kahveci Mehmet Efendi koy ve iç. Tadı gayet güzel geliyor demi? Çünkü etrafı çevrili ve tadını bozacak bir etken yok, tabi çevrende henüz ilişkini kesmediğin mizahşör bir arkadaşın onun içine tükürmediyse. Birde Guatemala Attilan'ı denize dökerek içmeyi dene, eğer malum partili bir amca içine işemedi ise şükret. Tadı neredeyse gelmeyecektir çünkü deniz upuzun bir düzeleme sahip. Deftere bir şey kaydettiğinde o kaydettiğin dört kenar arasında güvende, istediğin zaman açıp yararlanabilirsin. Ama onu yazmayıp zihninin denizine bırakığında yok olmaya doğru gidecektir, en sonunda hatırlamaya çalıştıkça daha da unutucaksındır. İşte böyle! Geçen Temmuz ayında Kur'an-ı Kerim'i tekrar okumaya başladım. Aslında büyük bir kısmını okumuştum ama ne not aldım ne sorguladım, açıkcası biraz da önyargılıydım ne yalan söyleyeyim, facebook ateistinden farkım yoktu. Kur'an'ı cidden önemsiyorum çünkü İbrahimi dinler arasında ciddiye alınacak tek din bence. Bizzat ziyaret amacı ile gittiğim kilisede Tevrat okuması yapıyorlardı ve Tevrat'da ki Tanrı'nın "Tanrı" sıfatından ne kadar uzak olabileceğini o an anlamıştım, ulan Tanrı nasıl kuluna öfkelenbilir? Neyse. İncil'e geçtiğimde ise yaratan ve yaradılan o kadar birbirine karışıyordu ki inanamazsın, tamam "Tanrı'nın oğlu" sadece bir benzetme olsun böyle varsayalım, her sayfada mı "Oğlum" diye sayıklar Tanrı? Tanrı'nın neden oğlu olsun? Kur'an bunların aksine yaratıcının mükemmel olduğu ve Tanrı sıfatına uyduğu bir Tanrı'ya sahip. Bu sefer Kur'an için defter tuttum ve ilgimi çeken ayetleri not ettim, yorumladım, üstüne düşündüm, diğer ayetlerle kıyasladım birnevi kendi tesfirimi çıkarttım vs. ve uzun süre sonra Allah'a inandığımı hissettim, seni ortalama 150 sayfadan oluşan bir defter dışında dinleyen bir varlığın olması o kadar güzel bir his ki, anlatamam. Bunu Kur'an'ın apaçık bir kitap olarak kimsenin açıklamasına ihtiyaç duymayıp herkesin anlayabilecek düzeyde olmasına ve tuttuğum defterime+kalemime borçluyum. Bana kalem gibi bir icadı verdiğin ve bilinç aşıladığın için teşekkür ederim Rab! ( Bkz. Alak suresi 4. ayet) Eğer kadavrayı tercih etmez isem vasiyetim: Defterlerim, kütüphanem, kalemlerim ile gömülmek olacak. Ben hayatıma onlarla başladım, onlarla bitirmek istiyorum. İyi ki varlar. Unutmadan anlatayım şunu da: Bir coğrafyacımız vardı Aydan Hoca. Emekli olacaktı ve son yaptığı sınava kanal tedavim yüzünden bir kaç gün sonra girmiştim. Mantıken son sınav yaptığı öğrencisiydim. Öğretmenler odasında sınav olurken bana, öğretmenime verilen bir defteri vererek hediye ettiydi. Ama görmen lazım defter nasıl bir defter, kapağı kenarları her tarafı muazzam bir defterdi. Ben o an sınavı bıraktım, zaten kolaydı da 95 almıştım, öğretmenime teşekkür etmeye başladım çokca, defterimin ilk sayfasına da imzasını istemiştim, bana küçük bir not ve imza ile geri vermişti. Ben de öğretmenime Tolstoy'un "İnsan Ne İle Yaşar?" kitabını hediye etmiştim. O defter dolabımın en güzel yerine duruyor halen, arada açıp okuyarak musmutlu oluyorum. Varolun Aydan Hoca'm, Allah sizden raz olsun. İşte böyle Mustafa abi, buraya kadar okuyup vaktini ayırdığın için teşekkür ederim. Biraz içimi dökmek istedim, bunları da mutlaka günlüğüme kaydedeceğim hatta bir önceki yazımı nasıl bir aptallık edrek sildiğimi yeni yeni başlıklar yazarak anlatacağım! Yazmak dünya üzerindeki en güzel eylem gerçekten, şu an eski tablet kalıntılarına ulaşıp çevirebiliyorsak bu sayededir. İleride eşim ve çoccuğum olursa defterimden seçe seçe anlatacağım bolca anım olacak, senin kanalını da es geçmem tabi ki abi:)
Bu nasıl bir kalem, nasıl bir anlatımdır ya hu!! İçim gitti okurken. Eline, emeğine sağlık.🫶 Yazı o kadar benim düşünce yapım ve yaşam tarzımı anlatıyor ki, bir an ismini kontrol etme gereği duydum. 😄 Biz kalem ve defter sevdalıları olarak bayağı iyi yerlere geleceğiz galiba ya. Ya da aslında çoktan geldik o iyi yerlere ki, birbirimize bu kadar benzer insanlar çıkıyor karşımıza. Çok teşekkür ederim bu güzel yorumun için tekrardan. Ekran görüntüsü aldım, RU-vid yok olsa bile kaybolmayacaktır artık. İyi bak kendine Allah'a emanet ol 🙋♂️🙂
@@mustafaturkoglu97 Buraya paragraflarca şey yazmıştım abi ama lanet olsun bir tuş yüzünden hepsini sildim yanlışıkla, hevesim kaçtı, moralim düzeldiğinde geri gelip tekrar ve daha güzel yazacağım.
Abi öğrenciyim haliyle masa başında fazla kalıyorum aklımdaki modeller penac tlg 107 ve zebra delguard hafif elimi yormıyacak ve konforlu bir uçlu kalem arıyorum zebra delguard düşünüyorum fakat kalemi tuttuğumuz yerde silikon olmadigi için penac tlg107 yi de düşünüyorum sence hangisini almalıyım şimdiden teşekkür ederim ☺️
İkisi de güzel bence ama beni iyi tanıyan biri bir bakışta anlar hangisini seçeceğimi. 😄 Penac'ta uç kısımdaki meral içeriye gitmiyor ya heh işte bitiriyor beni. Bir kalemde metal uç gövdeye dik geliyor ve dışarıdaysa ufak bir düşmede bile zarar görebiliyor. O yüzden tercihim Zebra Delguard, silikon kısım olmasa bile inanılmaz rahat bence. Şimdi diyeceksin 'E! Onda da uç içeriye girmiyor.' Cevabım: ' düşme ve çarpma durumunda yamulacak ya da kopacak bir bölüm yok uçta. Bu yüzden alınabilir.' Kendim sordum kendim cevapladım nasıl ama. Hdhdhdhdd Kalem söz konusu olduğunda kendimi bile ikna edebiliyorum.😂😂
Ama bence öğrenciysen Faber Castell 1347 veya 1345 de fazla uzun süre kullanılan ve iyi bir kullanım sağlayan kalemler. Ben öğrenci olsam hala onları kullanırım.