Efendim bunları günümüz insanı için, hap bilgi şeklinde, bu zamanda normal maaşlı çalışan bir insan neleri yapabilir, neleri yapamaz diye özet, madde madde bilgiler verebilirseniz, hepimiz için çok makbule geçer. Çoğu insan teorik bilgiler içinde bey, şira, mebi, semen... boğulup kendini uzak tutuyor.
Hoca kurana gore konus menkibe anlatma, menkibelerin cogu insi seytanlarin kendilerini yucelten aktarimlaridir. Buyuk dedigininde bir yerinden poh cikiyor. Bir tane ayet aktarmadin. Imani insana ram olun seklinde anlattin. Insan insanin kurdudur atasozunu hatirlatirim. 😢
İşte bu zatlar Resulullah'ın şeriatı ve tarikatı ile amel ederler, Allah'u Teala'ya sevilirler. Bunlara hem zahir ilmini, hem de batın ilmini verir. Yalnız şeriatla amel edip tarikata kulak asmayanlar bu sırra, bu hikmete eremezler. Yukarıdaki ayetlerde arayınız dediği bunlardır. Bunlar Resulullah'ın halifeleridirler. İşte burada (Hakka Vuslat) haberlerini veriyor. (Hakka vuslat Allah'u Teala'ya kavuşmaktır.) [1] Ramûzu'l-Ehadis, Hadis No: 2726, Sünen-i Darimi, Hadis No: 372, Musannef ibn-i Ebi Şeybe, Hadis No: 60, Marifetname, s. 869. [2] Sûre-i Bakara, Ayet 269, Ramûzu'l-Ehadis, Hadis No: 3925.
Rasûlullâh (s.a.v): “-İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o vakit müminin kalbi tuzun suda eridiği gibi eriyecek!” buyurdu. “-Niçin eriyecek yâ Rasûlallah?” diye sorulduğunda: “-Kötülükleri görüp de onları değiştirmeye güç yetiremediği için” buyurdu. (Ali el-Müttaki, Kenz, III, 686/8463) * Rasûlullâh (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki bütün endişe ve gayretleri karınları (mîde ve şehvetleri) için olacaktır, şerefleri malları ile ölçülecektir, kıbleleri (fâsık) kadınları olacaktır, dînleri de dirhem ve dînârları olacaktır. İşte onlar mahlûkâtın en şerlileridir. Onların Allâh katında hiçbir nasîpleri yoktur.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, XI, 192/31186; Râmûzu’l-ehâdis, “ye” harfi) * “İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, şimdi sizin aranızda münafığın gizlendiği gibi, mü’min gizlenecek” (Ali el-Müttakî, XI, 176/31111) * Rasûlullah r Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, câmilerin çokluğuyla övünürler de onlara çok az devam ederler.” (Taberânî, el-Mucemü’l-Evsat, VII, 301) “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, onların mescidlerindeki konuşmaları dünya işleri ile alakalıdır. Allah’ın onlarla işi yoktur. Onlarla sakın oturmayın!” (Musannef İbn Ebi Şeybe, 8/268) “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, onlar mescidlerde toplanırlar da tüm himmetleri (arzuları, gâyeleri) sadece dünyadır. Allah’ın onlarla işi yoktur. Onlarla sakın oturmayın!” (Hâkim, Müstedrek, IV, 359/7916) * “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, uzun süre ayakta beklerler de kendilerine namaz kıldıracak bir imam bulamazlar.” (İbn-i Mâce, İkâme, 47) “Mescid ehlinin birbirlerini öne sürüp de kendilerine namaz kıldırabilecek bir kişi bile bulamamaları kıyametin alâmetlerindendir.” (Ebû Dâvûd, Salât, 60/581) * “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, gök yağmurunu indirir ama yer bir şey bitirmez.” (Hâkim, el-Müstedrek, IV, 559/8567) * “Kişiye, malının zekâtını vermesinin çok zor geleceği bir zamanın gelmesi yakındır.” (Taberânî, el-Mucemü’l-Kebir, XVII, 105) * “Kur’an’ı öğreniniz ve onu insanlara öğretiniz. Ferâiz ilmini öğreniniz ve onu insanlara öğretiniz. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelmesi yakındır ki, iki kişi ferâize dâir bir mesele üzerinde tartışırlar da aralarında hüküm verip meseleyi halledecek bir âlimi bulamazlar.” (Heysemî, IV, 223) * “İnsanlar üzerine, iyiliğin emredilmediği, kötülüğün nehyedilmediği bir zamanın gelmesi yakındır.” (Heysemî, IV, 223) * Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Yakında öyle bir fitne zuhûr edecek ki ondan kişiyi ancak Allah Teâlâ kurtarır bir de boğulmak üzere olan kişinin duası gibi bir duâ…” (Beyhakî, Şuab, II, 367/1077) * Huzeyfe (r.a) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o zaman ancak denizde boğulmak üzere olan biri gibi dua eden kişi kurtulabilecektir.” (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VI, 22/29173; Hâkim, IV, 471/8308) [1] Tirmizi, Fiten 38/2210. [2] Tirmizi, Fiten 38/2211.
Ey Müminler! Allah (svt), şeytanın kölesi olmuş Ahir Zaman alimlerine lanet okumuştur. Peygamber Efendimiz (asvs), Hadis-i Şerifinde bildiriyor: “Öyle bir zaman gelecektir ki İslâm'ın yalnız ismi, Kur'an'ın ise kelimeleri kalacak. Mescidleri görkemli bir şekilde döşenmiş olacak, fakat içleri hidayetten mahrum olacak. Onların alimleri gökkubbe altındakilerin en şerlileridir; fitne onlardan çıkıp, yine onlara dönecektir.”
Abdullah bin Ömer (r.anhüma)’dan rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdu: “Rüyamda dişlerimi misvaklıyordum. Yanıma biri diğerinden daha yaşlı iki kişi geldi. Ben misvağı küçüğüne vermek istedim. Bana: ‘Büyüğe ver!’ denildi. Ben de büyüğe verdim.” (Müslim) Peygamber (s.a.v) Efendimiz, günlük işlerde dahi ilim ve fazilet sahibi kimselere ve yaşça büyük olan insanlara öncelik verilmesini, bu vesile ile bir kere daha açıklamış olmaktadır. Yaşça büyük olanlara her hususta öncelik hakkı tanınmalıdır. Bir Hadis-i şerif’lerinde de şöyle buyururlar: “Saçı sakalı ağarmış müslümana saygı göstermek, Allah-u Teâlâ’ya duyulan saygı ve ta’zimden ileri gelir.” (Ebu Dâvud) Müslüman olarak yaşadığı bir ömrün sonlarına gelmiş, saçı sakalı ağarmış olan kimselere saygı göstermek hem insanlık hem de İslâmlık görevidir. İçlerinden Allah’a karşı saygı duyan insanlar, yaşlı insanlara saygılı davranırlar. Halk arasında saygı bağlarının kopması, Allah-u Teâlâ’ya karşı beslenmesi gereken saygının kalplerde nüfuzunu kaybetmiş olmasının sonucudur.
annemde var bende evlendikten sonra aldım bildiğim için yakınlarıma ve soranlara gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum . evimi tadilat ettirdikten sonra tozları pislikleri çok güzel temizledi tıkanma vesaire olmadı 👏👏👏
Kalbin terbiyesi her gün ayeti okuyup anlayip düşünüp aklımızı kullanıp din adına duyduklarını Kur'an'a arz edip sorgulayıp Kur'an'ın anlamına göre hayatımıza almalıyız gerisi rivayet. Bir ayetin anlamını bilmek tüm Kur'an'ı ezbere okumaktan daha eftaldir.