İsavdersleri kanalında vakfımız İSAV'da haftanın Cumartesi günleri öğleye kadar yapılan tefsir ve hadis derslerine ait canlı yayın programını görebilir, canlı yayın ve sonradan izleyebilirsiniz.
Kıymetli hocam, Nisa 105'teki 'irae'yi nasıl anlamalı? Bunu mühim buluyorum. Adına 'Kur'ancı' denilen kişilerin söylemlerini temellendirmede kullandıkları bir ayetteki bu kavram hangi manadadır?
Kıymetli hocam, Kur'an'da 'Allah ve Rasülü' yanyana bir kalıp olarak sıkça geçmekte. Bu birlikteliği nasıl okumalı? Allah'ın Elçisini onun temsilcisi gibi gören bir anlayış da var, Rasül'ün onun vekili olmadığını söyleyen de.. Bu kalıp içindeki Rasülü bu perspektiflerle yüceltme ya da sıradanlaştırma söz konusu olabiliyor. Sahih bir okuma nasıl olmalı? Saygılarımla..
Nüzul sebeplerini ayetlerin/işaretlerin illetlerini doğru kavrayıp, sağlıklı icma etmek için araştırıp öğrenmeye çalışıyoruz... yani yanlış yerde ayeti uygulamayalım diye
@@cihanturanesc vahyi sebebe bağlamak Allah’ın kudret ve iradesine/ keyfiyetine ters düşmez mi? O zaman birileri de çıkıp demez mi; kuran 6. asırda arapları düzeltmek için geldi,, 20.,21.,30. asıra uzanan evrenselliğini kısıtlamaz mı bu teori?
@husnawoman9139 öncelikle hayrlı bayramlar ...Güzel soru ama bu soru üzerinde çok ciddi tartışmalar yapılmış ,özellikle determinist geleneğin güç kazanmasıyla da çok daha önem kazanmıştır dolayısıyla öyle hocaların '' ccAllah isterse herşeyi yapar '' ilkokul algı seviyesiyle bu budur diyip kenara geçilecek bir mesele değil ...bu meselenin ilintili olduğu başka spesifik konularda var bunları da serimleyip bir şablon, şuur oluşturmak gerek yani Katmanlı Kavramlardan biri ...buradan hemen bir sonuca gidemeyiz ama en azından şimdilik bu katmanlı meselenin iç içe olduğu diğer kavramların bazılarını dile getirelim.... külli cüzi irade, ben bilinci, özgürlük, hakikat-doğru-gerçek,İlah ve insan ilişkisi, ahlak, dua, ahiret hayatı, zorunluluk-mümkün, kesinlik-muğlaklık, ezeli-ebedi, sünnetullah, sebep-illet,tekamül-entropi, denge-kaos, zıtlıklar-özdeşlikler, bilgi-anlam,zeka-akıl, fenomoloji-mantık,evrensel-yerel(lokal) vs ... listesinin böyle uzamasına bakmayın belli bir algoritması var mesai harcayıp usulü yakalayınca bir bütünlük kazanıyor, ondan sonra eklenen edinimler birbiriyle çatışmadan yerine oturuyor....Kitabı Kerim 3 kavramı 3 zaman üzerinden anlatır şöyle ki ''gerçek,doğru,hakikat'' kavramlarını geçmişe,şimdiye ve geleceğe yayarak serimler... Asli olan hakikatlardır ve bu Hakikat duyuların üzerindeki alana karşılık geldiği için kendisini fenomenolojik ilişkiler üzerinden ortaya koyup süreci kurgular yani hakikat, gerçekliği kendisine getirecek olan yön işaretleri olarak kullanır .... gerçeklik üzerinden kendisini anlatır ''oraya takılma ben o değilim beni gör'' der çünkü zihnimizin çalışma prensipleri, meseleleri algılayış şekliyle evrenin yani uzay-zamanın yaradılış prensipleri birebir örtüşür..... aslında karmaşık gibi görünen bu süreç içindeki dinamiklerle doğru bir kavram ağı oluşturduğumuz da şunu anlıyoruz ki ;hakikat zorunluluk iken ,gerçeklik ise mümkün olandır bu sebeple hakikatın yani Kitabı Kerim in geçmişte şimdide ve gelecekte kullandığı kullanacağı değişmesi kaçınılmaz olan gerçeklik işaretleri yani objeler var, bu onun insan ve evren kitabına uygun olmasının sonucudur yani Resulullah ın uzamsal anlığın daki ''şimdi''yi şimdi yapan gerçeklik değişip ''geçmiş'', ''gelecek'' ise ''şimdi'' oldu ....hakikat değişmez ama gerçeklik değişir, doğruluk ise hakikata bağlı kaldığı sürece yaşamını sürdürebilir... gerçeklik hakikatın kabuğudur, bu kabuğun akli selim kişilerin fikirlerini ortaya koymasıyla zamana bağlı değişmesi gerekir yani aklı olanların din(borç) günü gelmeden akıl diyetini ödemesi gerek.... sorduğun sorudan anlıyorum ki akıl diyetini ödeme derdi olan birisin ne güzel... daha ayrıntılı konuşmak istersen cihanturan%h.....' a ileti at zaman buldukça açalım süreci... hakikatla, çokluk uyumsuz iki kavramdır yani eğer hakikatsa o eylediğin insanların ya anlamaması ya da anladığını düşünmesi gerek...diğer insanlar hiyaraşi piramidinde ki rollere gelen kişiler ... mesela ccAllah'ın belli bir frekanstan direk iletişim kurabileceği halde melekleri kullanması veya yaratırken kuvvetini değilde gücünü kullanıp algımızın kavrayamayacağı bir sıçramayla ''ol'' diyince oldurmaması gibi hiçbir aşama boşluk kabul etmez, kaçınılmaz bir hiyaraşiye sahiptir, bu olmayan boşluklar sebep görünümlü kişi,obje,olay ve olgular tarafından doldurulması gerek hani sanki buradan cehennemin neden dolması gerektiğini de anlamış oluyoruz ....( bunlarda ayrı bir konu kuvvet ne, güç ne ,ol diyince olmak ne,İlahi zaman-mekan ne,insani zaman-mekan ne, zaman mekan ve olgular doğrusal mı eğrisel mi spiral mi.....) şükür mevlaya ilim yoldunda olmayı gerektirecek ne kadar çok sebep,mesele var... Mevla bilmediklerimizi öğretmeyecek,bildiremeyecekse en azından içimizden bu aşkı almasın inşallah...ama o ilmin en yalın katıksız haline haizdir, ilmin küçük bir numinesini verme cömertliğini gösterir, ilim yolundakini koymaz bir başına....
@@cihanturanesc hayırlı bayramlar Beyefendi.Kıymetli vaktinizi sorumu ciddiyete alarak cevap vermek için tasarruf etmişsiniz, çok teşekkür ediyorum . Bu çok kıymetli. Hüsn-ü zanlarınız İçin de ayrıca teşekkür ediyorum. Kuvvetle muhtemel birikiminize kıyas yapacak bir vasfım olmamakla beraber, mütevazi kelimelerimle, cüretkar bir talep peşinde olduğum aşikar. Hakikat ile zanlarımız arasında, gerçeğin perde olduğunu düşünmüştüm, çok da nasıl izah edebileceğimi bilmeden. Rahlenize açık kapı bırakıyor olmanıza da ayrıca minnettarım. Not edeceğim. İnşallah sözün kıymet bulacağı bir zaman diliminde yönelirim. Kolaylıklar ve bereket dilerim çalışmalarınızda.
Kıymetli hocam, din-dünya ayrımı yapılmalı mı, yapılmamalı mı ve yapılırsa sadece din konusunda mı yoksa tüm hayatın tanziminde mi Kur'an/Kur'an -Sünnet rehber edinilmek zorundadır, sanırım bu nokta ulema arasında ihtilaflı. Din-dünya hepsinde Rasül'e itaat farzdır diye ısrarla vurgulayan da var, rahmetli Ali Özek gibi düşünen de.. Bu meseleyi delilleriyle izah eden makale, tez var mıydı acaba? Ya da yazsanız okusak ne güzel olur.. Allah ilminizi artırsın. Saygılarımla..
Hocam, dikkatimi çekti; Peygambere itaat ile ilgili bugün o hayatta olmadığı için elimizde olan Kur'ana bakıcaz dediniz. Bu, geleneksel algıya ters. Gelenekte malumunuz Allah'a itaat için Kur'an'a, Peygambere itaat için hadise, sünnete bakılır. Bugün kendilerine Kur'ancı denilen insanlar da Peygambere itaat için Kur'an'a bakılır diyor ve böyle söylemekle gelenek dışına çıktıkları için kendilerine iyi gözle bakılmıyor. İtaat ayetlerinin böyle de anlaşılabilirliği var gibi. Ayetlerin delaletleri içtihadi, zanni olabiliyor. Böyle olduğu halde bu tavrı nasıl anlamalıyız anlamalıyız? Bu, geleneğin ya da ehl-i sünnetin sultası, tahakkümü müdür? Bu din sahasında sadece benim borum öter mi demek istiyor sanki?
www.isav.org.tr - İskenderpaşa Mah Kamil Paşa Sokak No:5 Kıztaşı Fatih Cumartesi Günleri 08:00 - 10:00 Prof. Dr. Halil İbrahim KUTLAY - Hadis Dersleri 11:00 - 13:00 Prof. Dr. Murat SÜLÜN - Tefsir Dersleri
@@isavdersleri269 Başlangıç ve bitiş tarihlerini yazabilir misiniz? Yazın devam etmiyor sanırım. Haziran sonu bitip Ekim başında mı yeniden başlıyor? İstanbul'a geldiğimde mutlaka katılmak isterim.
Allahin veli kullari var ne guzellikler e sahit oluyorlar Ki Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem i gördü yasadi o gunki sahabe Melek Peygamberden üstün mü ? haşa. İnsani kamil olmus kula suan da ve daha ince ruya veya gercek yolla Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem gelip gorunuyorda Kul hazirsa Allah da dilerse olur.
Murat hocam dersin 39. dk.da içinizde münafıkları savunan adam var. siz adamlar hala israile gemi ile ticaret yapmaya devam ediyorlar diyorsunuz. o zat da cahilce onların elinden bişey gelmiyor diyor. Bu zat mavi marnara olayını bir incelesin..dönemin başbakanı mavi marmara davası düşürülmesine yardımcı olduğu gibi isralle uluslararsı ticaret yolunu da açtı. Ayrıca Türkiye hala azerbaycan üzerinden israile petrol veriyor. devlet hala ticaret yapmaya devam ettiği gibi hala diplomatik ilişkilerini bile kesmedi...
hocam siz ''usulu fıkıh müslümanları geri bırakmıştır diyorsunuz ve usulu fıkıh aristo mantığına dayanır '' diyorsunuz . ben usulu fıkıh kitaplarını okudum aristodan yunandan bahsetmiyor . arapçadaki sigaları inceliyor emir sigaları bundan farzı çıkartıyor nehy sigalarını açıklıyor buradan haramları çıkartıyor bunun yunan ile ne alakalsı var ? tam bir ezherlisiniz . mezhepleri ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz . usul temel demek temeli çekince bina yıkılır .
Sayın hocam derslerinizden istifade ediyorum. Allah razı olsun. Dersin son kısmında “sabır” konusunu müzakere ettiniz. Acizane sabır konusunda birkaç kelam etmek istiyorum. Sabır; dinin ve vahyin doğru olarak ortaya koyduğu ve doğru olduğuna şeksiz şüphesiz iman ettiğimiz konuların icra ve ifası esnasında karşı karşıya kaldığımız bütün olumsuzluklara ve sıkıntılara rağmen doğru bildiğimiz şeyi vazgeçmeden sonuç alıncaya kadar yapmaya devam etmektir. Peygamberimiz من صبر ظفر buyuruyor. Başa gelene razı olmakla değil, doğru olduğuna inandığımız şeyi ısrarla yapmaya devam etmekle zafere ulaşmak mümkündür. Klasik sabır anlayışına göre hareket edildiğinde yani başa gelene razı olunduğunda zafere ulaşmak mümkün değildir. Lokman suresi 17 nci ayetinde Allah Teala “يَٰبُنَيَّ أَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ وَأۡمُرۡ بِٱلۡمَعۡرُوفِ وَٱنۡهَ عَنِ ٱلۡمُنكَرِ وَٱصۡبِرۡ عَلَىٰ مَآ أَصَابَكَۖ إِنَّ ذَٰلِكَ مِنۡ عَزۡمِ ٱلۡأُمُورِ (١٧)" buyuruyor. Bu ayetten de anlaşılacağı üzere Allah’ın emirlerinden olan namaz kılma ve emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker’e dair sorumluluklarımızı yerine getirirken başımıza bazı şeylerin gelebileceği ancak başımıza ne gelirse gelsin “sabır”la namaz kılmaya, iyiliği emretmeye ve kötülükten nehyetmeye devam etmemizi ve bunların kararlılık (sabır) gerektiren işler olduğu Allah Teala tarafından biz kullarına hatırlatılmaktadır.