Biz kaydı dinliyoruz onlar performansı deneyimliyor. Performans sırasında çoşkuyu göstermek gayet makul. Seyirci orada deneyimlemek ve deneyimlerini yansıtmak için var; kayıt sürecinin parçası olmak için değil.
Daha çok yanda dikilen yapım ekibinden birinin hadi el çırpılacak komutu ile hareket ediyor ordaki dinleyiciler. Neşet babanın konserinde görürüz genelde coşkuyu. Biri Allah bağırır, biri Babaaa bağırır. Mesela zara ve gülayın sahne önünde izlerken makyajlarının aktığını görmüştüm Neşedi dinlerken. Öte yandan Haydar-Ali Ekber Çiçek daha çok akademik bir çalışma. Oradaki seyircilerin %1 i ancak anlıyordur içeriğini. Çetin hoca kral hoca gibi çalmış alın bu böyle çalınır demiş o ayrı ama kubatın bile sonunda Eyvallah diye bağırması da yine aynı şekilde seyirciyi coşturma maksatlı. Böyle bir hoca sonuna kadar dinlenir. Sonunda hangi tepki veya coşkuyla alkışlıyorsan alkışlanır. tabi bu bizim düşüncemiz. Ama tarihe bunlar ders niteliğinde düştüğü için. Dersin ortasında zırlayan öğrenci dersi bölmüş oluyor. Haliyle anadolunun küçücük bir kasabasında bunları temiz ders kaydı olarak almak ve öğrenmek isteyen ve öğretecek kimsesi olmayan bizler de haliyle hoş karşılamıyoruz. Eline sağlık...
Ali Ekber Cicek'in TRT'deki kaydi o kadar senfonik, hizli ve temiz ki. Tezene ile tek tek o teller arasinda cok hizli gectigi icin oyle bir butunluk sagliyor ki insan hayret ediyor gercekten. Bu eserin ne kadar zor oldugunu buyuk ustadlari bile zorlanirken gordugunde anliyorsun sanirim.
Ortada bir performans sunumu yapiliyor ve bu isten gercek anlamda anlayan insanlar dinliyor. Alkisla gurultu yapilarak dinleyenlerin hakki gasp ediliyor
Arkadaşlar bağlama çalanlar bilirler ki bu eseri çalmak çok zordur. Rahmetli Ali Ekber Çiçek çok uzun zaman sonra bu eseri büyük bir emekle meydana getirmiş. Tabi müzik ona ait elbette o daha iyisini çalacak diyenleriniz olacak. Ben bu eseri 2 yıl çalıştım rahmetlinin çalışına benzetmek için. Ama rahatlıkla söylemeliyim ki asla onun gibi çalamam. Bunu anladım ve artık çalmıyorum. Son olarak şunu söylüyorum bazı eserler vardır icracısından başka bir kişiden dinlenildiğinde tat vermez. Tıpkı bu eser, Aşık Veysel'in tüm eserleri ve Arif Sağ'ın Dolap adlı türküde açışı gibi. Bir kere çalındı ve yetti.
Çetin Akdeniz'in sazı konuşturmasına her zaman hayran olmuşumdur ve bu video da en azından 10 yıl önceye ait Bir de o zamanlar hasta olduğum Özlem yok mu? iyi ki varsınız.
Bir de dinlemeyi , beğeni alkışlarını icra sona erdiğinde yapmayı öğrenebilsek , taverna eğlencesi ile özel dinletileri ayırabilsek..ne kadar güzel olur kimbilir..
Muhteşem kelimesi,elinizden ve dilinizden çıkan en değerli kelime olsun da her yerde ,herseye ve herkese kullanmayın. .Ben ilk hakkımı burda kullanıyorum : MUHTEŞEM
Özlem Özdilin 09.sn. Bakışı yıllar önce rahmetli Yusuf hayaloğlunun programında yapmıştı yine çetin Akdeniz vardı aynı şekilde oturmuşlardı orada topalı dehşet çalmıştı usta 👏👏👍
arkadasim su kadar yil saz calisiyorsun, o kadar emek vermissin, bi gün de basini cevir de elestirenleri bi dinle, ama yok, oldum demek iste bu yüzden bu kadar tehlikeli bi sey, tangur tungur caliyorsun, zerre duygu yok, ama böyle devam nasisa bizim milletimizde bi kabiliyet görünce sonuna kadar alkislamak var. Bu yetiyor arkadasa
Çetin Akdeniz gibi bi usta yanlış notaya basabiliyosa ve duygusuz çalmayı öğretiyorsa öğrencilerine yazık vallahi... Ne okumasında ne de çalımında duygudan zerre eser yok..