Sizi tanıdığım güne sonsuz şükrediyorum!Modern çağın, beyin yakan tasavvuf anlayışını(saçma sapan kamplarda dönerek aşka gelmek, ve kendi bulmak vb.gibi)yıkarak.Siz videolarınız ve seminerlerinizde kişiyi provoke ederek! Zaten dönüşmeye hazır olan beşeri, basamak basamak safiyete hazırlıyorsunuz! Teşekkür ederim!seyr,ü sülük’un da bana kattıklarınıza🙏🏻Aşk’la💜
Çilingir sofrası neyin kapısını açtı diye sorsalar bana, işin özünü veren bilginin kapısını açtı. Ruh, beden arasındaki ilişkinin yanlış bilinenleri kısmı bizi yine gerçekliğe davet etti. Çok teşekkürler.
İyi niyetli düşünüş ve davranışın Erdemli ağırlığından ( Satva ) güç alıp yükselerek aydınlanmaya kanatlanmak ( en ince element akaşa’yı parçalamak- evrenin damını yırtmak ) diyor kadim metinler yani modern bakış açısıyla kuantum sıçrama yapmak .
Maharishi'nin yüksek bilinç durumları hakkındaki açıklamalarını ; Atman ( Özbenlik, Transandantal bilinç, Turiya) farkındalığı sonucunda Brahman'ın tezahür etmiş yönünü ( Saguna Brahman'ı) takdir ederek ( Tanrı bilinci) onunla Bir hissetmek ( Birlik bilinci) olarak anladım ben. Kundalinin en tepeye yükselimi sonucunda tamamen aydınlanma bilgisinde ise Saguna Brahman ( tezahür etmiş yön, doğa yasaları, yaratıcı zeka , Allah'ın sıfatları ) ve Nirguna Brahman ( tezahür etmemiş yön, Allah'ın zatı) ayrımı karşımıza çıkıyor. Ki kadim dönemlerde hangi Brahman daha üstün kabül edilmelidir tartışılmış uzunca bir süre dinsel filozoflar- rishiler tarafından. Kundalini yükselimi ve Atman'ın Brahman'da erime bilgisine göre sıralama şu şeklide tezahür ediyor. Atman ( Özbenlik, Transandantal Bilinç, Turiya ) farkındalığı sonucunda kişi , saguna Brahmanı takdir ediyor ( Tanrı bilinci ) ancak dış dünya ile Bir hissetmek yerine neti neti , övgü, şükran, saf sevgi, şefkat ilahi aşk, feda, adanma duyguları ile doluyor yani kandisi bir adak hayvanı haline dönüşerek bir nevi Yagya- Puja nesnesi haline geliyor. Kişinin Atman'ı ( Özbenlik'i) ve kılıfı Jivası ( beden - zihin - akıl- kalp ) kime adanıyor sorusu akla geliyor haliylen . Tabi ki Nirguna Brahman'a ( Tezahür etmemiş mutlak alana, Öz'ün de Öz'ü olana, bilincimizin de bilinci olan en yüce ilahi Varlık'a, Allah'ın zatına ) adanıyor. Öze dönüş ( meditasyon- ibadet ), adanma ve arınması nihayetine erince de kök çakrada uyuyan Kundalini enerjisi yükselerek en tepe çakradaki Nirguna- Gunasız Brahman'ın içerisine bir yağ gibi dökülerek eriyor. Tabi ki bu erime her tür sınırlı - kozalı Ben- Benlik ( Atman ) duygusunun , Evrensel Benlik'te ( Nirguna Brahman'da) erimesi olduğu için aslında ben ötesi tarifsiz bir bilinç durumu. Ki dünya gözüyle en yakın tarif olarak da sonsuz mutluluk ve ışık okyanusunda erimek, doğum ve ölüm döngüsünden kurtulmak, Birlik ve gerçek zafer olarak nitelendirilmiş.