Bitcoin ile destek olmak isteyenler için: 18WMx47QVyTZ6XipPE65ngyB5FLqazj8XV Patreon ile destek olmak isyenler için: / rusencakir 12 Ağustos 2016 İstanbul
Adalet bakanliğı, içişleri bakanlığı yapmadım, ordaki yapılanmaya hakim değilim, bir şeyler duyuyordum. Başbakan yardımcılığına bağlı bir kaç kurum vardı. Dil tarih kurumunda ne gibi kadrolaşmaya sebep olarak, bu yapıya destek olurum diyor. Peki diğer kurumları niye saymıyor. Örneğin trt de syn arınç döneminde nasıl kadrolaştıklarını biliyorum. Eksik bilgi veriliyor. Birde herkeste bir korku var. Kimse gerçek düşüncelerini söyleyemiyor
Haklıdır haksızdır orasını Allah bilir. Ama dinledikçe Feto'nun darbeden sonra olaylar ile ilgili hiç haberi yokmuş gibi açıklamaları var ya, konuşma tarzını aynı ona benzettim.
Bülent bey sizin herzaman bir dobra yapınız vardı. Biz sizi Bülent abi gibi sevdik. Bu işlerin bu noktaya gelmemesi için elinizde yetkiler vardı. Bu Can'ım ülkemizde biraz karşıt görüşlere değer vermek zormudur. Gelinensen noktadan çıkarılacak ders çoktur. daha demekratik bir ülke iyidir daha hukuku güçlü iyidir bunları kendi menfaatinize değiştirdiniz şimdi size gerekecek ama yok siz değiştirdiniz
Röportajların önemli yerleri işaretlense çok kullanışlı olacak.
7 лет назад
25 Ağustos 2004’deki MGK toplantısı yapıldığında AKP iktidardaki ikinci yılını doldurmak üzereydi. Bildiğiniz gibi MGK, en üst düzeyde asker ve sivil yöneticilerin bir araya gelerek, kurula adını veren milli güvenlik konularının görüşüldüğü, tavsiye niteliğinde kararların alındığı bir toplantıdır. Kararları da mutlaka gizli tutulur. Ancak 2004 MGK kararları birkaç yıldır biliniyor. Bugünkü Türkiye’nin inşası sürecine yaptığı katkılarla maruf Taraf gazetesinde 28 Kasım 2013’de manşetten yayımlandı. AKP-Cemaat savaşının ilk dönemlerinde yayımlanan ve çatışmaların daha da şiddetleneceğinin işaret fişeği olan bu haberle birlikte öğrendik MGK toplantısının kararlarını. 15 Temmuz darbe girişiminden 12 yıl önce yapılan bu MGK toplantısının konusu, Gülen Cemaati’nin gelecekte yaratacağı tehlikeye işaret ediyormuş. Bu nedenle toplantıda, “Fethullah Gülen Grubunun Faaliyetlerine Karşı Alınması Gereken Tedbirler” başlığıyla, Cemaat’e karşı bir eylem planı hazırlanması tavsiye kararı olarak dönemin TSK yönetimi tarafından AKP hükümetine bildirilmişti. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve 5 ayrı bakanın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve MGK’nin diğer asker üyeleri olan kuvvet komutanları Aytaç Yalman, Özden Örnek, İbrahim Fırtına ve Şener Eruygur tavsiye kararının altındaki imzaların sahipleriydi. Önerinin sahibi olan TSK, karar uyarınca oluşturulacak eylem planı çerçevesinde Gülen Cemaati’nin yurt içi ve dışındaki faaliyetlerinin hassasiyetle takip edilerek, ileride yaratabileceği tehlikelere karşı radikal tedbirler alınmasını öneriyordu. Bu tavsiye kararlarında imzası bulunan komutanlardan üçünün kumpas davalarında tutuklandığını anımsatıp hükümetin neler yaptığını anlatarak devam edelim. Haberin Taraf Gazetesi’nde yayımlanmasından sonra AKP’nin de seçmen tabanını oluşturan muhafazakar kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine hükümetten peş peşe açıklamalar yapıldı. Açıklamaların ortak noktası; kararların tavsiye niteliğinde olduğu ve hükümetçe yok sayılarak hiçbir zaman uygulanmadığıydı. Dönemin Başbakan Başdanışmanı olan Yalçın Akdoğan twitter hesabından, “2004’teki MGK kararı hükümet tarafınan yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir bakanlar kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır” açıklamasını yapmıştı. Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da “10 yılda MGK’de kabul edilen hiçbir şey hayata geçirilmediği gibi biz; dindarları, dini grupları mağdur edecek hiçbir şeyi hayata geçirmedik. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin işlevselliğini biz ortadan kaldırdık” demişti. Arınç’ın açıklamasında, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne vurgu yapılması da önemli. Zira, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, devletin iç ve dış tehdit olarak belirlediği grupları tanımlar. Gülen Cemaati de 2010 yılına dek bu belgede, devlet güvenliğine yönelik iç tehdit grupları arasında sayılıyordu. Ancak, Arınç’ın da vurguladığı üzere Gülen Cemaati, bizzat AKP hükümeti tarafından tehdit listesinden çıkarıldı.
Bu kisinin devletin en ust kademelerinde olan bir sahsiyet olarak sadece uc yil once soyeldikleri methiyeleri, darbeci diye nitelenen insanlara verdigi her turlu destegi goz onune aldiginizda yeri burada degil, yakin dostlariyla hapishanede olmasi gerekirdi. Ancak hukukun tum kurallarinin da bu ve bu adamin patronlarina da uygulanmalidir.
Bülent Arınç sanırım kurnaz kasaba kültürünün en iyi örneğidir. Eminim onu örnek alan taklit eden çok insan var. Maalesef kurnazlık kredi yapıyor gibi göründüğü için günlük yaşamın kopmaz bir haline gelmesi ile içinde bulunduğumuz açmazın temelinde. Çok daha dürüst çok daha düşünme ve duygu derinliği olan insanlarımız yetişir diye diliyorum. Zayıf bir ihtimal olsa da . Bir akıl yürütmüş. "Onlar da düşünmemişlerdir ben de düşünmedim" :) mantık silsilesi nasıl ama :) Bunu da türkçeyi "daha iyi bildiği" kaydı ile belirtiyor. İşte bu, Ortaokul seviyesi mantık dersi almamış olduğunu ifşa eden sözlerdir. Buradaki büyük eksikliğine rağmen ilahiyat konusunda uzmandır . Nasıl olacak şimdi bu? Ben bir mana veremedim. Eminim "ağzı laf yapan" ünü ile de mantık yürütmede gene bu ülkede kimsede olmadığı kadar "mantık silsilesi" yorumlarına da devam eder ve bol bol dinleyen "pek kurnaz" insan çıkar.
Yani öyle bir anlatıyor ki kendisi bigünah, tertemiz, adeta bir melek... inanılır gibi değil.. belagatine bu kadar mı güvenir bir insan... şunları aynaya karşı kendi gözünün içine baka baka gülmeden söyleyebilir mi acaba
Bende Bülent Arınç ile aynı görülşteyim. Bunca yıl cemaatin içinde en önemli kadrolarda yer almış kişiler bugün itirafçı olup aklanılmış oluyor ve tebrik ediliyor ama Bülent Arınç yerden yere vuruluyor. Hani sizin adeletiniz? Hele o Hüseyin Gülerce yok mu... Bu adam Zaman Gazetesi nin yöneticiliğini yapmış ama ben lise yıllarında cemaatin subay yetiştirdiğini biliyorken bu Hüseyin Gülerce hiçbirşey bilmiyormuş. Olacak iş mi! Hüseyin Gülerce de diğer tüm itirafçı olan cemaatçilerde ve bu cemaate göz yuman iktidarda bu suçlara ortaktır. Darbeyi engelmekle yapılan bir suç örtülemez.
Velev ki bunlar ortaya cikmadan ahirete gocersen... Yapilan zulumleri gormedin mi sorusunun cevabini nasil vereceksiniz... Üc günlük ömür icin deger miydi...
Sayin Arinc, milli gorus geleneginden gelen herkes sizin ne oldugunuz ne olmadiginizi bilir ve sesli olarak soylemese veya soyleyemese de seviyesiz insanlarin sozlerine kiymet vermez. Uzuluyoruz size yapilanlara.. Ben nacizane 40 yillik mucadeleniz icin sukranlarimi sunup helallik diliyorum..
Bulen bey bol bol hikaye anlatiyorsunuz. Hic inandirici degilsiniz.En azindan durust olun. Laf salatasi sizi hakli yapmaz. Mulakati izledim. Bulent Arinc her konuda hakli....! Devamli bir savunma icinde.....Bunlar lafla dogruyu egri, egriyi dogru gosteren kisiler. Huseyin Celik denen polemikciyide izledim. O da ayni.
ben bu inSani samimi buluyorum. bir ara gulen furiasi cogu siyasetciyi etkilemistir. ve adamcagiz herkez gibi bende 15 temmuzda ogrendim diyor. cogumuzdada oyle olmadimi..
Bilemiyorum pek çok sinyaller vardı. Hatırlıyorum sayın Cumhurbaşkanı bir iç savaştan söz edildi sanırım "Çıksın ezer geçeriz " demişti ve o zaman derin bir kaygıya kapılıp "Aman Tanrım bir iç savaş mı?" diye düşündüğümü çok iyi hatırlıyorum..