YALNIZLIĞA TERK EDİLMİŞ BİR EZİDİ YERLEŞİMİ; MAĞARA KÖYÜ / İDİL
Merhaba ben Abdulvahap Demir. Türkiye şartlarında bisikletimle seyahat etmekteyim. Bu kanalda gezdiğim yerleri sizlerle paylaşacağım. Farklı insanlar , farklı kültürler görmek hepimizin hakkı. Güzel yollarda, güzel mekanlarda görüşmek dileğiyle.
Hayat gezince güzel.
Kanalıma abone olmayı unutmayın!♥️
İnstagram: @vahap4782
Twitter
Facebook
Asıl ismi Kiwex olan köyün ismi, bölgedeki çok köy gibi değiştirilerek, jeolojik konumundan esinle ‘Mağara’ oluyor.
Bölge yani Şırnak, Mardin ve Batman üçgeni, zamanında yüzlerce Ezidi köyünü barındırırken, günümüzde ise iki elin parmaklarını geçmiyor. Ezidilerin yani Ezidi inancındaki kişilerin oluşturduğu köylerin büyük bir bölümü, ‘başkaları’ tarafından yaşanılan yerleşimlere dönüşürken, onlarca köy de terk edilmiş.
Mağara Köyü de o terk edilen köylerden biri.
Daha doğru deyimle 1985 yılında boşaltılan bir köy. Bölgenin içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal konum, diğer azınlıklar gibi Ezidiler’e de hep acı olarak yansımış. Elbette bu konuda devletin yani resmi ideolojinin yok eden ya da görmezden gelen siyasal bakış açısını atlayamayız. Bu bakış açısı Ezidilerin ya yurtdışına göç etmelerini ya da metropol kentleri seçmelerini sağlamış.
Köye doğru hafif kıvrımla ilerleyen yol, köyün giriş kısmında bulunan mezarlığın önünden uzanıp gidiyor. Yolun iki tarafında karşılıklı olarak bulunan köy mezarlığı ziyaret edilecek kadar davetkâr. Zira mezarlıkta bulunan mermer lahitler oldukça görkemli gözüküyor.
Mezarlığın girişinde bulunan kemerin üzerine Melek Tavus yerleştirilmiş ve bu beton kemerin altında sadece eğilerek geçebileceğiniz küçük bir demir kapı bulunuyor. Demir kapı kapatıldığında ise ‘güneş’ figürü gözüküyor. Ezidiler için kutsal olan başka bir ayrıntı da güneş oluyor. İbadetlerini günde iki defa yönlerini güneşe dönerek yaptıkları gibi, mezarlıkları da doğuya yani güneşin doğduğu yere kuruluyor. Güneş figürünü yine kutsal mekânlarında görmemiz olası.
Demir kapının hemen yanında yer alan ‘ kara yılan’ figürü, inanca göre ‘Nuh’un gemisi’ bir delikten su almaya başlayınca bu deliğe girerek tıkayan yılanı tasvir ediyor. Mezarlığın içindeki mermerden inşa edilmiş irili ufaklı, görkemli ya da sade tüm mezarların üzerinde güneş ya da Melek Tavus’u anımsatan figürler bulunuyor. Bazılarında yer alan melek ya da tavus bibloları, küçük kandiller vb mezarlığın görselini zenginleştiriyor. En yüceleri Melek Tavus olarak bilinen tavus kuşu meleğinin de aralarında bulunduğu yedi büyük ruhu temsilen büyükçe bir görsel dikkati çekiyor. Köy sakinlerinin hepsi şu an yurtdışında yaşıyor olmalarına rağmen, yaşamlarını yitirenler oradan köylerine getirilip bu mezarlıkta defin ediliyormuş. Yine her yıl gerçekleşen adaklarını da burada yapıyorlarmış. Mezarlık dışında inşa halinde olan ‘taziye evi’ de bu alandaki canlılığın göstergesi oluyor.
Üstelik köy görüntüsünün tam tersi şeklinde.
Dağın yamacında yer alan onlarca taş ev, pencere ve kapılardan yoksun bir şekilde boşluğa bakıyor gibiler. Dikkatli bakıldığında, penceresiz ve kapısız bu evlerin aralarındaki mağaralar görülebiliyor.
Söylentiye göre, bin 200 yıl önce kurulan bir köyün içindeyiz. İsimlerinin Şero, Simo ve Miso olduğu bilinen üç Ezidi kardeş kurar Kiwêx Köyü’nü. Üç hane iki yüz haneye ulaşınca, bu köyden altı köy doğar; Baxnim, Awşe,Şekrin,Sewlitk, Geliye, Mazre ve Sora.
....
Ezidilikte, Tanrı Dünyanın sadece yaratıcısıdır ve asla sürdürücüsü değildir. Tanrısal iradenin kimliği açısından Melek Tavus sadece aracı konumunda olup, gururlu bir melek olarak Tanrı’ya isyan etmiş ve ceza olarak 40.000 sene orada yanmış, sonunda döktüğü gözyaşları bu ateşi söndürmüştür. Artık tanrıyla barışıktır. İnsanın inanışına ve yaşayışına göre Dünya Cennet’e de Cehennem’e de dönüşebilir. Melek Tavus, bütün bu işlerin denetleyicisi ve tanrının bu Dünya'daki gölgesidir.
Tam sayıları bilinmemekle birlikte, kıyımlar nedeniyle Ezidi nüfusunun Dünya üzerinde azaldığını biliyoruz. Alışa gelmemiş inançları ve gelenekleri nedeniyle hep korkutulmuş, acı çekmiş ve iftira atılmış bir kavimden söz ediyoruz.
Yüzyıllar boyu süren eziyetlere rağmen, inançlarını ve en önemlisi kimliklerine bağlı olan güçlü karakterlerinden asla vazgeçmeyen Ezidilerin, bir gün kendi topraklarına dönüp inançlarını ve kültürlerini özgürce yaşamalarını umuyorum.
Hüseyin Avni KUNDURACIOĞLU (Köşe yazısı)
4:48
Melek û sura wan
1. Derdyîl = Melek Şêxûbekir
2. ‘Irafîl = Melek Şêxesen/ melek Şêx Hesen
3. ‘Ezazîl = Şêxadî/ Tawisî Melek
4. Cibrayîl = Melek Sicadîn/ Şêx Sicadîn
5. ‘Izrayîl = Melek Nasirdîn
6. Mîkayîl = Melek Fexridîn
7. Şemqayîl = Melek Şemsidîn
Sura van Milyaketa li erdê
1. Şêxûbekir
2. Şêx Hesen
3. Şîxadî
4. Şêx Sicadîn
5. Şêx Nasirdîn
6. Şêx Fexridîn
7. Şêşims/ Şêx Şems
Etiketler;
#kiwex #mağaraköy #idil #ezidixan #êzîdî #ezidisch #mezopotamya #kadim #goristan #midyat #mardin #şırnak #lalish #lalishq #şerfedin #dinlertarihi #dinler
3 окт 2024