Sohbetin yazıya aktarımı -sadeleştirilmiştir ve açıklamalıdır-: Cenabıhakk’a en yüksek tazim ifadesi, lisanen olsun bedenen olsun namazda mevcuttur. Ve namazdaki hareketleri, yedi gökteki melaike (melekler) bizim yerine getirdiğimiz tertipte, bütün erkânıyla değil de rükün rükün, gruplar hâlinde icra eder. Bir melek grubu vardır ki tamamı kıyamdadır, rükûya varmaz. Rükûda olan, yaratılmalarından itibaren rükûda duran melaikeikiram (mübarek, şerefli melekler) vardır. Yaratıldığı günden itibaren, Cenabıallah’ın azametinin, kudretinin önünde secdeye kapanıp secdeden başını kaldıramayan melaikeikiram vardır. Yaratıldığı günden itibaren Cenabıhakk’ın huzurunda, onun azametinin, kudretinin sonsuzluğunda v... -bu kelimeyi anlayamadım, bilen varsa yazabilir- tecellisine girip de kade hâlinden başka bir durumda olmayan melalikeikiram vardır. Ve Cenabıallah, ümmet-i Muhammed’den kulları için kıyamı, rükûyu, secdeyi ve teşehüt makamında oturuşu cem edip namazı bize ikram eylemiştir. Namazın hakikatini bilmiş olsa herkes dünya işinden kaçıp da “Aman namaz kılayım!” düşüncesiyle namaza âşık olacaktı. Lakin millet namazı odun çiğniyor gibi lezzetsiz bir şekilde, tadını almadan, zoraki kılıyor, tembel duruyor. Hâlbuki namazda olan, hiçbir ibadette yok. Namazda olan feyiz, bereket, nuraniyet (nurluluk), ruhaniyet (ruhun hâkim olması hâli) hiçbir ibadette yoktur. Namazdaki sefa (gönül şenliği), hoşluk, tumaninet [huzur ve iç rahatlığı (?)], itminanülkalp (gönül rahatlığı), emnüaman (emniyet ve güven) hiçbir yerde yoktur. Namazda açılan rahmet, hiçbir yerde açılmaz. Ve secde yerine bakılması emredilmiştir. Süphanallah! Cenabıhakk’ı zaman ve mekândan, hareket ve sükûndan (durma, durgunluk) -yazarın notu: çünkü o, mekândan münezzehtir- tenzih ederiz. “Kırk sene dur ama namaz kılanın önünden geçme.” denir ve şeriat, “Gözunü secdeden ayırma.” der. Bunların hikmetini Muhyiddin ibnü’l-Arabi hazretleri -Allah sırrını takdis etsin- şöyle açıklar: “Çünkü Mevla Taala hazretleri, secde makamında bulunana nazar eder.” Onun için ‘Kırk sene dur ama secde edilen yere basma.’ deniyor. Cenabıhak, secde ettiği yerden kuluna nazar eder. Onun için kişi, nazarını secde mahalline yöneltmek yerine başka bir yere yöneltse hitap gelir: “Kulumuz bizden i.. -bu kelimeyi anlayamadım, bilen varsa yazabilir- etti, gözünü bizden ayırdı!” İkinci defada, “Kulum benden yüz çevirdi!” denir. Üçüncü defada ise tecelli kapanır. Onun için çok dikkat et. Kedinin fare yuvasının karşısında, pişt dense bile gözlerini ayırmaması -bu vazifeyi üstlenmesi- gibi mümin de nazarını Hakk’ın nazarından ayırmamalıdır. Onun için şeriat, oraya bak diye emreder. İşte bu anlattığımız şekilde tecelli kapanır ki bu, mühim bir meseledir. Gözü kontrol etmek... “Gözler zina ederler (hadisişerif).” Göz zinası var. Ve bugün evliyaullah baktıklarında, çoğu insanın gözlerinde göz zinasının zulmetinin (karanlığının) birikmiş olduğunu görürler. Öyle ki on iki bin zinanın zulmetini taşıyan gençler var. Keza diğer insanlarda da oluyor, kişi gözünü zapturapt altına alamıyor. Ne kadar söylense, yazılsa, edilse gözünü kontrol edemiyor. İşte gözünü kontrol edecek o kuvveti, oradan (namazda nazarı muhafazadan) alırsın. Namazda gözünü oraya dikebilen adam, namazın dışında gözünü saklayabilir. Gözün nuru saklandığında kalp gözüne nur verilir. Gözünün nurunu harama bakıp israf edersen kalp gözüne nur verilmez. Onun için kalp gözü nurlanmazsa keşif açılmaz. Namazda secde yerine dikkatle bakan, gözünü oradan ayırmayan kimse buna kırk gün devam etse artık gözleri kendi emrinde olur, hemen çevirebilir, harama hiç bakmaz. Bu nokta mühimdir, bu talimattır. Buna dikkat ediniz. Dışarıda gözü olan kimse, kendi helaline karşı soğuk hâle gelir. Onun için şeriat bunu haram etmiştir. “Bakma, kendi helalinden başkasına bakma!” diyor. Aksi hâlde göz zinası olur ve bunun en edna zararı, kendi helaline karşı muhabbetin düşmesi, soğukluk oluşmasıdır. Bu, mühim bir meseledir. Yalnız buradakilerin değil, bütün ümmetin muhtaç olduğu bir talimattır bu. Çünkü bakışlar çok ehemmiyetsiz sayılıyor. Hâlbuki nazar fitnenin başıdır, zinaya çeker. “Göz, zinanın postacısıdır.” derler. Yani göz, büyük zinaya çekebilir. Onun için gözüne mukayyet olamayan, daha büyüğününe (zinaya) düşer. Gözüne sahip olan ise hem kalp gözlerini takviye eder -nuru artar- hem de zina belasından kendisini muhafaza altına alır. Kıyamet gününde, gözlerde birikmiş olan zinanın zulmetini dışarı atmak için, gözlere ateşten çiviler çaktırılır. Bunun tedavisi budur. Gözler temizlenmedikten sonra Hakk’a nazar edilmez. Sen, kendileriyle Hakk’a bakacağın gözlerini harama baka baka karartırsan mahşer günü ateşten çiviler aracılığıyla o zulmet (karanlık) akıtılır. Gözlerin, ancak temizlendiğinde Hakk’a nazar şerefini alabilir. Onun için hem tövbe hem de nazara sahip olmak lazım, işte bunun yolunu söylediler bize ki bu sahipliğin yolu, namazda secde mahallinden gözünü ayırmamaktan geçer. Kırk gün bu talimata riayet et, yolu bulursun. Yazarın notu: Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Kanalımda Cübbeli Ahmet Hoca’nın sohbetlerinden kesitler paylaşıyorum. Dilerseniz bakabilirsiniz, Allah razı olsun!
Ben aciz bir kulum allah'ım, tesadüften Şeyh Nazmi Kıbrıs hocasının videosunu dinledim. Sonra araştırmaya başladım ve bazı videolarını dinledim, izledim. Hayatım 1 hafta da değişti. Allah bana nasip etti ki bende dinime, islamima, namazima, giyinmeme dikkat ediyorum. Çocuklarıma dinletiyorum, birlikte dinliyoruz. Ey Allahım günahlarımızı affet. Çocuklarımı senin sevdiğin kullarında olmayı nasip eyle. Bu videoları bize hazırlayan sunan herkesten ALLAH razı olsun. Dualarınızda bizi unutmayın
Allah Şeyhimizin makamını arttırsın. Ne muazzam bir zât! Sohbetlerini dinlediğimde hiçbir derdim kalmıyor. Üstümdeki bütün negatif enerjiyi alıyor. Şu an berzah aleminde olduğu halde bu kayıtlı sohbetleri bile hâlâ insanları etkiliyor. Gerçekten de Allah dostu Şeyh Nazım Kıbrısi. İyi ki Rabbim tanımayı nasip etmiş. 🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷
Bunu hiçkimseden duymadım diyen müride nerden duyacağız ben de duymadım şeklinde espri yakarak sizin bereketinize konuşuyorum dedi. Evliyalar ilhamla kelâm eyler. Canım. Onlar Allah'ın güzel kulları.
Kim Allah'a kavuşmayı dilerse o gün mutlaka gelecektir diyor ankebut süresinde kim gönülden Allah'ım ruhumu sana ulaştırmayı diliyorum diye dua ederse Allah onu sıratı mustakime ulaştırır ve kişi takva sahibi olur nefsi emmareden kurtulur
Hocam benim anlamasığım bir şey var şimdi biz kıyamda secde yerine bakıyoruz sonra rüku yaparken ayaklarımıza bakıyoruz, ben öyle öğrendim, sonra secde yaparken de burnumuzun ucuna bakıyoruz yani secde edilen yerden gözümü ayırmış oluyoruz. Acaba Şeyh efendi Namazın sadece belli yerlerinde mi secde yerinden gözümüzü ayırmamamızı istiyor?
Kumar, içki yasağı ile birlikte şu âyetlerle yasaklanmıştır: “Ey iman edenler! İçki, kumar, tapmak için dikilen taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” [1] Maide 90 Cenabı Allah böyle cehennem yollarından tüm inananları muhafaza eylesin.
@Intruderben de Allah razı olsun diyememiştim içimde kalmıştı yazacaktım baktım silmişsin yorumunu, şimdi daha iyi anladım çok iyi bir örnek vermişsin Allah razı olsun
Şeyh Efendi hazretlerinin Melhameyi Kübra sohbetlerini yükler misiniz? Önümüz Melhameyi Kübradır. Bu fitnelerin temizleyicisine az kaldı,herkes uyanık olsun. Çok ağlarız sonra.
Ülkemiz ve dünya bu kadar karısık ve yorucu iken bu evliyayı dinlemek bize dayanma gücü pompalıyor. Film olması gereken bir sahsiyet. Halit Ergenç oynayabilir. Rolunden etkilenip muridi bile olur, niye olmasın.