Tanzanya'da beni bir işadamı telefon açıp, ofisine çağırdı. Burada Tuvalı hanım var, mutlaka tanışmalısın, dedi. Gittim. Ofiste çekik gözlü, mütebessim bir hanım duruyor. Rusça selam verdim. Şaşırdı, selamımı aldı. Bir süre Rusça konuştuk. Yetersiz kaldığım yerde İngilizce'ye kaydım. Bir süre İngilizce devam ettik. Benim Türk olduğuma kani olunca Türkçe konuşmaya başladı. Bu defa şaşırma sırası bendeydi. Uzun uzun muhabbet ettik. Tanzanyalı birisiyle evlenmiş, ülkenin kuzeyinde bir şehirde yaşıyormuş. Meğer Türkçe'yi ülkesindeki Türk gönüllülerden öğrenmiş. Bugün bu hatıraları dinleyince Sadettin Abi'nin diktiği fidanlardan bir tanesinin meyvesini burada görmek beni mutlu etti. Çok teşekkür ediyorum. İyi ki kaydedip yayınlıyorsunuz. "Tohumun sırrını toprak çözüyor."
Ummanlar gibi geniş gönlünüze hasmâne davrananlarada yer vermeniz, size yakışandı, güzel insan Sadettin Abey.. Rabbim ecrini bol versin. Şimdi sağ cenahtan tuzak kurup, canlarım vefakar ve fedakar Hizmet erlerine büyük zulmü reva görenleri Allah’a havale ediyoruz. O cc tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Kardeşim Türkçe bilmiyor musunuz siz? "Başka bir Türk Vakfı'da Yakutistan'da okul açtı" denmez. Başka bir Türk vakfı da denir. Bir de resmi kanal olacaksınız. Daha böyle şeylere dikkat etmiyorsunuz, resmiyetiniz nerede sizin? Derhal düzeltilmeli, diğer Türkçe hataları ile beraber.
