Ya tüylerimi diken diken ettiniz. Çok duygulandım en çok etkilendiğim kısım bu oldu. Bir sürü filmden eserden esinlenerek filme uyarladınız ama bu başka ya bu o yetim çocuğu taşlara isim veren arkadaş edinen beyaz gemi kitabında ki çocuğu canlandırmış resmen.
İng edebiyat post modern dönem çalışırken absürt drama örneği olan Samuel Beckett 'in waiting for Godot'a odaklanmisken bı an aydinlandim, acaba İsmail abi karakteri ile buraya gönderme mı yapıldı? Çünkü godot ile kastedilen acaba tanrı miydi, bilmeyen beklenti miydi yoksa umut muydu aslında? Kafamda deli sorular😅