bu konuşmayı ara ara açıp seyrediyorum.O kadar çok şey öğretiyor ki hala.Cumhuriyet tarihinin son 35-40 yılı içinde yapılmış en enerjik,en etkileyici ve en öğretici konuşmalardan biri,belkide birincisidir.Görüyoruz ki böyle devlet adamlarını tekrar yetiştiremezsek işimiz çok ama çok zordur.Nurlar içinde yat sevgili Süleyman Demirel.
Ağzına Yüreğine Sağlık Koca Çınar ... Söylediklerinin Her Biri İbretlik her biri ezberlenip özümsenecek cümleler. Işıklar içinde uyuyasın büyük insan .....
Abi Prompter Cihazı yok hazırlanmış ezbere yalan metinler yok Rahmetli gayet kendi mantığı ile konuşuyor hemde akıcı dikkatli konuşuyor Cumhurbaşkanı böyle olur işte. Hayran kaldım valla Nur içinde Yatsın
''TBMM, iktidarların ayak bağı değildir'' Süleyman Demirel.. Söylediği herşey sanki bugünü anlatıyor.. CHP'li bir aileden gelsek de her zaman saygı duyduğum gerçek bir devlet adamıdır. O dönemlerdeki TBMM'nin önemi, niteliği ve kalibresi ne kadar yüksekmiş.. Bir de bugünkü meclisimize bakın. İnsan üzülüyor.. Saatlerce konuşsa dinletme kabiliyetine sahip ender kişilerdenmiş. Nur içinde yatsın, Allah rahmet eylesin.
Muhalefette oldugunuz icin konustuklari sizin isinize geliyor yada su konusmayi chp de veya diger muhalefet partilerinde konusabilecek bilgi ve birikimde hatip olmadigindan duygulariniza tercume oluyor bence bir öz elestiri yapipta chp nin b1sin1 boyle bir lider neden yok deyip degisime kendinizden baslayin daha isabetli ve anlamli olur ve bu konusma tam bir siyasi ve ekonomik bir manifestodur mekanin cennet olsun koca demirzl
80 yılîn zifiri karanlık meclisi yok sayan sekűlezim Laiklik dekanlar Ûniversiter sanatçılar vesayet odakların işlemiyen parlamenter sistemi bitmiyen darbeler soygunlar kîrizler hortumlar 20 sene boyunca şunu anladım isedigin kadar yol kőprű Űniversite havalimanî Organize sanayi hızlı tirenb metro yap űlkeye çag atlat muasır medeniyetler seviyesine getir istegin kadar Milli Tank Tűfek Halikopter Ucak gemisi Deniz altı iha siha ne űretirsen űret havada karada Denizde Mavi Vatanda Asyada hak ve menfaatlerimizi savunur hale getiren yerli insan űretmedimi satar vatanı CHP Tûrk siyasetine atılan nifak tohumudur kendilerinden başka dűşúnceye tahamul edemiyen Kemalist yopazlar bu ûlke dikil agacınız yok dikileni sőken onursuzlar Laiklik elden gidiyaaa giden vatan millet ulan
Devletin vücut bulmuş haliymiş resmen Rahmetli işte zaman hayat bu kadar kısa 100 yıl da yaşarsanız yinede kısa bir süre gelip geçiyoruz bu fani dünyadan
Demirelin meclis konuşması Klasik müzik gibi. Herkes klasik müzik dinlemez. Şimdiki siyasetçilerin konuşması pop müzik gibi. Genel olarak herkesin dikkatini çeken zevkle dinlenecek konuşmalar.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun nur içinde yatsın adam gibi adam kimseyi terslemiyor bay Kemal bay Kemal demiyor kıymetini bilemedik o yılların
taksiratı hep türkleri düşünmesi hep müslümanların önünü açması hep demokrasi özgürlük nurcuları savunması hep gerçekleri söylemesi alavere dalavere bilmemesi hz Allah'ın yeryüzündeki islam kahramanı- savunucusu-hatta peygamber nazi mesleği -sahabevari konuşmaları- biraz risale okusanız bu tufaya düşmezdiniz. Deccal çıktı hanım yermisin?
@@mahmutocak1352 1974’de 636 olan anonim şirket sayısı 1977 yılında 1584 olmuştur. 1975- 1977 yıllarında yıllık ortalama büyüme yüzde 6,5 ve ortalama enflasyon yüzde 15 idi. 1965-80 döneminde GSMH yılda ortalama yüzde 6 büyümüştür. Kişi başına milli gelir 258 dolardan 6 kat artarak 1,570 dolara çıkmıştır. Enflasyon oranı (GSMH deflatörü) yıllık ortalama yüzde 19,7 olmuştur. İhracat 6 kat büyümüş ve 464 milyon dolardan 2,9 milyar dolara yükselmiştir. Sanayi mallarının toplam ihracat içindeki payı yüzde 19,6’dan yüzde 36’ya çıkmıştır. Türkiye’de 1965 yılına kadar ekilen arazilerin artışı ile üretim artışı sağlanabilmiştir. Esas verimlilik artışı, 1965 yılından sonra başlamış ve 1980 yılına kadar önemli ürünlerin verimlerinde yüzde 50-70 oranında artış olmuştur. Buğday üretiminde yüksek verimli Meksika menşeli tohumların Türkiye’ye girişi, 1967 yılında bir kampanya şeklinde başlamıştır. Daha sonra SSCB’den getirilen yüksek verimli Besozta tohumu ile uygulama genişletilmiştir. Bu uygulamanın yapıldığı bölgelerde verimin büyük oranda arttığı görülmüştür. Tohumculuğun bugün ulaştığı seviyenin temelleri o günlerde atılmıştır. 1965 yılında 800 bin ton olan kimyasal gübre kullanımı 1980 yılında 7,5 kat artarak 6 milyon tona ulaşmıştır. 1965 yılında Türkiye’de 300 bin ton dolayında gübre üretilirken, 1980 yılında tüketilen gübrenin üçte ikisi yurt içinde üretilir hale gelmiştir. Kütahya, Samsun, Elazığ, İstanbul, Akdeniz ve Bandırma Gübre Sanayileri 1965-80 arasında kurulmuştur. 1965 yılında 500 bin hektar dolayında olan sulama alanları 1980 yılında yaklaşık 4 kat artarak 2,0 milyon hektara ulaşmıştır. 1965 yılında 54.668 olan traktör mevcudu 1980 yılında 8 kat artarak 436.369 adede ulaşmıştır. 1965 yılında elektrik enerjisi üretim gücü 1940 Mw olup, üretim 5 milyar Kwh’dır. 1971 yılında kurulu güç 2.578 Mw’a, üretim ise 9,8 milyar Kwh’ya ulaştırılmıştır. Bu tarihlerde başlatılmış olup devam eden projeler sonucunda 1980 yılında kurulu güç 5.118 Mw’a, üretim ise 23 milyar Kwh’ya çıkarılmıştır. 1980’deki kurulu güç, 1965’in 3,4 katı olmuş, 1980 yılında üretim 1965 yılı düzeyinin 4,7 katına ulaşmıştır. 1965-1980 döneminde büyük projelere başlanmış, 54 baraj ve HES işletmeye alınmıştır. 1965 yılında Türkiye’nin 35.850 köyünden yüzde 1’ini teşkil eden 375’inde elektrik vardır. 1980 yılında elektrik ulaştırılan köy sayısı 18 bin 345’e çıkmış ve köyde yaşayan nüfusun yüzde 80’i elektriğe kavuşmuştur. Türkiye 1965 yılında 23.815 km’lik bir enerji nakil hattına sahiptir. 1980 yılında toplam şebeke uzunluğu 206.128 km olmuştur. 1965 yılında Türkiye’nin, Karabük ve Erdemir’ olmak üzere iki entegre demir-çelik tesisi vardır. 1966 yılında üçüncü entegre tesis olan İskenderun Demir Çelik Tesislerine başlanmıştır. Bu tesisin işletmeye alınması ile, 1980 yılında ham çelik üretimi 2,5 milyon tona ulaşmış ve 1965 yılı üretiminin 5 katına çıkmıştır. 1965 yılında 15 fabrikada 3,2 milyon ton çimento üretilmektedir. 1980 yılında çimento üretimi 4 kat artarak 13 milyon tona ulaşmış ve Türkiye, dünya ülkeleri arasında 13 ‘üncü sıraya yükselmiştir. 1965 yılında bir kağıt fabrikası ile 98.300 ton kağıt üretimi olan Türkiye, 1980 yılına kadar Çaycuma, Dalaman, Aksu, Afyon, Silifke, Balıkesir kağıt kompleksleri ve özel sektöre ait 27 kağıt üretim tesisi ile toplam üretimini 470 bin tona ulaştırmıştır. 1965 yılında 3 rafineride 921 bin ton üretim yapılabilmektedir. İpraş Rafinerisi’nde yapılan tevsiatın yanında, Aliağa ve Kırıkkale Rafinerileri ile yılda 12 milyon ton rafinaj kapasitesine ulaşılmıştır. 1965 yılında 312 bin ton suni gübre üretim kapasitesine sahip olan Türkiye, 1980 yılında Elazığ, Samsun, İskenderun, Akdeniz Gübre, Bagfaş, Gemlik ve İGSAŞ gübre tesisleri ile 10 gübre fabrikasına sahip olmuş ve yıllık üretimini 4 milyon tona çıkarmıştır. Türkiye’de 1965 yılında 600 bin ton şeker üretilmekteydi. 1980 yılına gelindiğinde şeker üretimi, 20 fabrika ile 1 milyon tona yükselmiştir. 1965 yılında otomotiv sanayii üretimi 10 bin 450 adet olup, bunun 6.419 adedi traktördür. 1970’li yılların sonlarında otomotiv sanayii üretimi 150 bin civarına çıkmıştır. Kurulduğu dönemde dünyanın en büyük alüminyum kompleksi olan Seydişehir Alüminyum Tesisleri 1967 yılında gerçekleştirilmiştir. 40 bin ton blister bakır kapasiteli Karadeniz Bakır Tesisleri, bu yılların eseridir. 33.500 ton metal çinko üretim kapasiteli Kayseri ÇİNKUR tesisleri 1977 yılında Süleyman Demirel tarafından işletmeye alınmıştır. Ayrıca, Türkiye Aksaray Motor Fabrikası, Eskişehir Lokomotif Fabrikaları, Sivas Vagon Fabrikası, Kayseri Takım Tezgahları Sanayii, Diyarbakır Elektro Mekanik ve Türbin Sanayii AP Hükümetleri döneminde gerçekleştirilmiştir. 22 Eylül 1969 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Tuzla’nın Aydınlı Koyu’nu Gemi İnşa ve Yan Sanayi Bölgesi ilan edilmiştir. Böylece modern anlamda Tuzla Tersanesinin kurulması sağlanmıştır. Pendik Tersanesinin temeli, 29 Mayıs 1969 tarihinde atılmıştır. 1965- 1980 döneminin en belirgin özelliği, köy ve köylüye dönük politikaların ağırlık kazanmasıdır. Nitekim, köy yolları 1980 yılında 172 bin km’ye ulaşmıştır. Demiryollarında, güç kaynağının sıvı yakıttan elektrifikasyona dönüştürülmesine başlanmıştır. Ankara - İstanbul Hızlı Demiryolu, Yatırım Programına 1976 yılında alınmış, ancak, sonraki hükümetler bu yatırımı durdurmuşlardır. Atatürk Havaalanı tevsi edilmiş, buna Çiğli, Adnan Menderes, Dalaman, Gaziantep, Erzurum, Kars havaalanları eklenmiştir. Telefon abone sayısı 1 milyon 180 binden 1980 yılında 12 milyon 500 bin adede ulaşmıştır. İstanbul Birinci Boğaziçi Köprüsü ve çevre yollarının temeli 1970 yılında atılmıştır. 1965’te yüzde 42’si ancak radyo dinleyebilen Türkiye’nin, 1980’de yüzde 100’ü radyo dinleyebilir hale gelmiştir. Ülkemizde TV yayınları 1968 yılında başlatılmıştır. 1965 yılında 10 bin 895 olan doktor sayısı 1980 yılında 27.241 ‘e, 1932 olan diş doktoru 7.077’ye çıkmıştır. 1965 yılında 416 olan sağlık ocağı sayısı 1.467’ye, 621 olan hastane sayısı 827’ye çıkmıştır. 1965-80 döneminde ilkokul sayısı, 29.585’den 44.296’ya, ortaokul sayısı, 861’den 4.103’e Fakülte ve yüksekokulların 87’den 347’ye ulaştırılmıştır. 1965-1980 döneminde kütüphane sayısı 226 dan 517'ye çıkarılmıştır. İstanbul Kültür Sarayı’nın temeli 1969 yılında atılmıştır. Spor Bakanlığı kurularak il ve ilçelerdeki spor merkezlerinin sayısı artırılmıştır. 1965 yılında spor kulüplerine kayıtlı sporcu sayısı 20.364 iken 1980 yılında 184.244'e çıkmıştır. 1963’te trizm geliri 7 milyon dolar iken, 1980’de turizm geliri 326 milyon dolara yükselmiştir. Demirel hükümetinin göreve başladığı 1991 yılında, büyüme yüzde O,4’e inmiş, işsizlik artmış, enflasyon yüzde 60’lar seviyesine çıkmıştı; yatırımlar yavaşlamış ve mali denge bozulmaya yüz tutmuştu. En önemli sorun ise 1984 yılında silahlı eyleme başladığında, hafife alınan, “üç-beş çapulcunun işi” denilen bölücü bir hareketin bölgenin dağına taşına yerleşmiş, ülke sınırları dışına taşmış olması idi. Hükümet, bir devlet sorunu haline gelen terörle mücadelede her şeyden önce bir toplumsal mutabakat oluşturulmuş, halkıyla, parlamentosuyla, basınıyla, meslek kuruluşlarıyla tüm Türkiye bu meselenin çözümü etrafında bir araya getirilmiştir. Ülke bütünlüğü ve millî birlik üzerinde titizlikle durularak, terörle demokrasinin ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde başarılı bir mücadeleye girişilmiştir. Bölge halkına şefkatle yaklaşılması, kan dökenlerin tesirsiz hale getirilmesi stratejisiyle yürütülen mücadele başarıyla yapılmış, önceki dönemlerde kan dökerek korku salmayı başarabilen bölücü örgüt, devletin kararlılığı karşısında gücünü kaybetmiştir.
@@indireliniköle Demirel türk siyasi tarihinin Lawrence idir.Dünyanın hiçbir yerinde bir lider yalan söyleyip sonra "DÜN DÜNDÜR BUGÜN BUGÜNDÜR" lafını kullanmadı.Halk yıllarca türban başta olmak üzere pek çok sorun yaşarken elinde yetki olmasına rağmen umurunda olmadı.Asla bir sağ parti gibi davranmadı halkı hep kandırdı.Sayfalarca rakam versen ben 1991-1993 ü çok iyi hatırlıyorum uzun resmi notlar halkın dramını unutturmaz.28 Şubat kararları alınırken bir hükümet darbe ile devrilirken güya demokrat Demirel cumhurbaşkanıydı.Bu ülkede enflasyonun mimarı Demirel'dir.Bu ülke %130 enflasyonu onunla tanıdı.Çok güzel konuştu ama eleştirdiği enflasyon hiç değişmedi.Şeytanında ilmi var ama kötülüğe çalışır.Rakamlar aldatıcıdır.Kim ne veriyorsa 2 fazlasını verir Demirel babamız :D 5 defa başbakan olum düzeltemediiği ülkeyi 500 günde düzeltmeyi vaad etti tabi yalan yalan yalan
Eski siyasetçi bir ağabeyim tavsiye etti nefes almadan izledim rahmetli bir devlet nasıl yönetilir izah etmiş ve ülkenin bu günlere geliş şeklini ortaya koymuş ne diyar dönün sanayiye üretime indirin enflasyonu bütçe yetkisi ve vergi salma yetkisi bir kişiye ve zümreye verilemez bu yetki sadece mecliste kalmalıdır verilir ise batılır . ...
Tarih ve Rakamlarla konuştuklarının altını doldurarak bilgi ve belgelerle konuşmuş.O dönemde Boşuna Dememişiz yeter yandığımız kurtar bizi baba diye Büyük devlet adamı Baba Nur içinde yatsın mekanı cennet olsun.
1987 yilinda bu yayını canli olaraka televizyondan izlemistik. Butce görüşmeleri cok izlenene yayinlardandi ve cok atesli tartismalar sahne olurdu. Artik o izleyenlerden çoğu da yok.
Bugünü anlatıyor gibi olmasının yanı sıra, devlet-parti bütünleşmesi ve Khk ile ilgili dedikleri hem siyaseten hem hukuken önemli. Ancak kendi devrinde olanları özellikle 70'ler için ayrı bir konuşma da yapılır.
1980 sonrası Arcayürek kitaplarının tümünü okumuştum ve adama büyük haksızlık yapıldığını düşünmüştüm. O kitaplar öncesi adamı hiç sevmezdim. Ancak sonrasında Özal husumeti ile her şeye husumetle karalayıcı olarak yaklaştı. Özal tütüne ne verirse ben 5 bin fazla vereceğim sözü popülizmin zirvesi idi. Ardından 28 şubat sürecinde kendini inkar etti. O kadar ki Cumhurbaşkanı iken (bu davanın reddedileceğini biliyordum elbet) ama hakaret davası açılmasını planlamış ve vatana ihanetle suçlayacaktım. Sonrasında çok bilinen bir siyasetçi olan avukatım boşver demişti. Kendisine o kadar kızıyordum ki ölünce 3 gün oruç tutacağım demiştim. Ammmaaaa.... Gelen gideni aratır. Şimdi dönüp bunları izleyince TÜM KUSURLARINA RAĞMEN, KENDİSİNE RAHMET OKUYORUM. - MORİSON SÜLEYMAN ABD ÜSTLERİNİ KAPATTI. İKİ KEZ BATI DIŞINDA KALKINMA İÇİN FON ARADI DİYE DEVRİLDİ. VE RANTİYEYE DEĞİL ŞANTİYEYE (AMA YANDAŞ ÜZERİNDEN ARSIZLARA HORTUM MODELİ İLE) ÇEVİREN ADAMDIR. - EVET KOCAELİ'NDE MEŞHUR SU SIZDIRMAYAN BARAJI İLE YAP İŞLETİ MİLLETE ÖĞRETEN KENDİSİDİR. MAALESEF - ÇİLLER ve DEMİREL'İN HAZ ADAMI BİR ESKİ BAKAN KIRMIZI BÜLTENDE ADI GEÇMİŞTİR. - İLK KEZ KAMU İMKANLARI UYUŞTURUCU TİCARETİNDE KULLANILMIŞTIR. HERŞEYE RAĞMEN KALİTE ZEKA VE VATANSEVERLİKTE MEVCUDU GÖRÜNCE RAHMET DİLİYORUM.
O güzelim çimento, kağıt, demir çelik üzerine gübre, limanlar, şeker,ptt.... hepsini bu hükümet ...... bir güzel sattı sayın Demirel bir güzel sattılar yol yabdık dediler, onu bile gene millet geçiş parasi ödüyor.
Kokusmuşluk yolsuzluk özalla başladı sonradan gelenler onun devamiyiz dedi.Adam gibi efendi efendi tartisip karsilikli konusulabilinen dönemler bu günkülerin karsi goruslu yada muhaliflerle tartistigini hic görmedik neden Cünkü kapasite bilgi kültür yok.
İktidarlar o günün şartlarına göre hizmet eder çok bilmiş ..Türkiye bir tarım ülkesi tarım için ne lazım su lazım barajda onun için yapılır..Doğuda çıkan mahsulün büyükşehirlere gelmesi için ne lazım yol özalda yol yaptı..Sen onu dusunecegine şimdi yapılanlar yollar ,köprüler neden 10-15 katına yapılıyor onu sorgula..
O dediklerini yapan şirketlerin kuruluş tarihlerine bir bakın isterseniz. O şirketleri kimler kurmuş. İlk İHA'yı, SİHA'yı bu kurulan şirketler mi yapmış? Şu sizden öncekilerin yaptıkları işleri, kurdukları sistemleri sahiplenmeyi bırakın. Tarihi kayıtlar açık..Kimseyi aldatamazsınız.