En kısa şekilde inanç propagandası misyonerlik kavramının tanımı ve genel anlamda Hıristiyanlığı yayma faaliyetleri çerçevesinde düşünülse de günümüzde bu yelpazenin farklı dinlerin de eklenmesiyle daha da genişlediğini görmekteyiz.
Misyonerlik hareketlerinin dini propaganda için kullanılan yöntemlerden sadece birisi olduğu unutulmamalıdır. Gerek siyasi gerekse ekonomik ayağı en güçlü silahlarıdır. İlk başlarda dini vaaz ve eğitim boyutunda olan asimilasyon çalışmaları giderek inancı ahlak dışı ve maddi kazanç sağlama amacına dönüştürmüşlerdir.
Misyonerlere destek veren, devletler, kiliseler, siyasiler, holdingler ve bilim çevreleri vardır. Bu güç yardımıyla dünyanın birçok ülkesinde yerli din tüccarları misyonerlikle görevlendirilmişlerdir.
Dış güçler, misyonerliği ekonomik çıkarları uğrunda sömürgecilik için bir basamak olarak kullandığı asla unutulmamalıdır.
Misyonerler; İslâm’dan soğutmak, kendi kimlikleriyle çatıştırmak, devletimize ve milletimize düşman unsurlar yetiştirmek suretiyle, Türkiye’de azınlık ırkçılığını ve bölücülüğü yaygınlaştırmak için gayret göstermektedirler.
Geçmişte bu faaliyetlerini gizli yürütmüş olsalar da günümüzde aleni bir durum söz konusudur. Bu yüzden bunlara karşı en etkin mücadele, kendi kültür kaynaklarımızı, özümüzü ve değer yargılarımızı yurttaşlarımıza, gençlerimize en akılcı ve bilimsel bir yöntemle öğretmektir. Millî ve ahlâkî değerlerimizi kazandırmaktır. Misyonerlik ve asimilasyon çalışmalarına daima karşı olup uyanık kalmalıyız.
Güzel ülkemize gelebilecek en ufak tehdidi savuracak gücün damarlarımızdaki asil kanda olduğunu unutmamalıyız.
22 авг 2024
