Allah kuranda aranızdan iyi işler yapacaklar ile kötü işler yapacak olanları birbirinden ayırtmak amacıyla hayatı yarattığını söylüyor. İnsan gerek yakın çevresine gerek ise gökyüzüne baktığında her şeyin bir amaç doğrultusunda hareket ettiğini gözlemleyebiliyor. Amacın olduğu yerde imtihanın olması gayet makul benim açımdan
Orucun faydasını geçtim zaten sağlığı el vermeyen tutması farz değil ki iş yerinde kaç saat çalışıp üç kuruş para için patronun emirlerine uyup sonsuz cennet için ALLAHIN emirleri bırakılmamalı Ailesinin rızkını temin etmek için ağır işlerde çalışmak zorunda olup da oruç tutmaları sağlığına zarar verenlerin o günlerde oruç tutmayıp daha sonra kaza edebilecekleri, kaza etme imkânlarının olmaması durumunda ise her gün için bir fidye vermeleri şeklinde görüşler vardır .
Peki ya, süre 20 yıl yaşayanla 80 yıl yaşayan Nasıl adil olacak 20 yaşında ölen ateist belki yaşasa inanacak Veya tersi 80 yaşında ölen bir ateist kişide gençken inanıyordu erken ölse cennetlik Nolcak şimdi
1-ALLAH için zaman kavramı yoktur. ALLAH bizim ne yapacağımızı biliyor zaten he şey diye bilirsin biliyorsa neden yarattı bu soru aynı ALLAH IN şekli gibi derken bir takım zaman mekandan münezzehtir biliyoruz cevabını bilemediğimiz bir soru irade ve kader arası bir durum dan ibaret hayat ancak bu duruma yakınsama cevap verilir kesin cevabı zaten verilemez çünkü ALLAH sonsuz diyoruz ve sonsuzu sonlu ile örneklendirme olmuyor . '2- Allah uyarmıştır ne zaman öleceğimiz belli değil her an ölecek gibi de yaşamalıyız sonuçta ölümü ne zaman olacağını biz bilemeyiz . 3-Sen belki yaşasa olacak filan diyorsun belki de olmayacak yani böyle yok şu olursa böyle şöyle olurdu gibi işlerle bir yere varılmaz . 4-Bir de şu var seni yaratan ALLAH hepimizi herşeyi tabiki yoktan yaratmış ona adaletsiz demek de biraz absürt çünkü yaratmasa adalet olmazdı zaten biz olmazdık. onun o adaletini sorgulamak bile bir özgürlük değil mi
Evet, doğru tabi ki. Ama demek istediğim "Asıl önemli olan bu dünya değil, öteki dünya yani ahiret." Lafını çok duymam. Yani kısacası ben "an"da kalmaktan bahsediyorum da diyebilirim ve bence buna önem verilmeli her bakımdan :) @@alimallahcom
Allahın emirleri Prestiji ve vizyonu zenginleşmeyi asla kaybettirmez, kaybedilene gerçek anlamda şükretmek fazlasını geri getirir buna ben defalarca tanık oldum, tabi ağızla şükür değil bu, Rasullerin kıssalarında düşünen Akıl sahipleri için nice ders alınacak ibretler vardır Süleyman ve Yusuf Resuller çok zenginlerdi ve fakirleşmediler.
İmtihan şartları adil mi konusunda şeytanın secde etmemesi anlatısı ile ilgili benim aklıma takılan bazı mantık hataları var. Şeytan insana secde emri verildiğinde secde etmedi. Demek ki onun da( ve diğerlerinin de ) özgür iradesi vardı. Burada bir tutarsızlık var. 2. Kısım ise imtihanın adaletli olup olmadığı konusu. Şeytan Allah ın varlığını kendini bilir gibi biliyor , onunla konuşuyordu. Buna rağmen itaat etmedi ve cehennem ile cezalandırıldı. İnsan ise görmediği , bilmediği bir varlığa ve onun tarafından gönderildiğine emin olmadığımız , içinde bir takım sıkıntılı kadın ve ganimet konularında kayırmaların işaretlerini gördüğümüz bir kitaba iman etmez ya da temkinli yaklaşırsak bile cehenneme gideceğiz. Şeytan için herşey çok net iken bir tercih yapmış . Ancak insan için durum böyle değil . Gözleri bağlı , el yordamı ile bulmaya çalışıyor gibi bir durum söz konusu. Ha bu arada insan nefs, çeşitli zaaflar, hayatını idame ettirmek için sarfetmesi gereken yoğun bir çaba harcaması gerekirken Allah ı ve isteklerini gözetecek ihmal etmeyecek. Bunlar da yetmeyecek bir de insanın üzerine şeytani salacak kendine ulaşmamızı engellesin diye. Çok adil görünüyor mu size ? Ha dersen ki güç sahibi o istediğini yapar ama o zaman da adil diyemeyiz.
bu zorluklar karşısında zerre haksızlığa uğramayacağımızıda bize kuran söylüyor belki cenneti, sonsuz konaklamayı kazanabilmenin en adil yolu insana zorluk olan şeytan, çeşitli zaaflar vs vs şeylerdir
@@ahmeterdem6160 Bunlar iman ettikten sonra ki şeyler. Sorun iman etmeden önce karar aşamasında yaşanan tereddüt etmek için pek çok şeyin olduğu. Çok basit bir şekilde anlattığımı düşünüyorum . Burada problem ilk adımda .İman etmenin ( yaratıcıya değil , Kur'an a iman etmenin ) zorluğu .
@@ozlem4882 Senin veya başka birinin kurana imanda zorluk olarak gördüğü şeyleri başka birileri aynı şeyleri okuyarak kafasında kuşku kalmadan inanmış olabilir şeytan her şey bu kadar netken bir tercih yapmış ve sonucu ne olmuş? Kurana iman etmektede şeytanı bir zorluk görüp tereddüt eden birisi bu ayetide okur Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur. Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O'na (Allah'a) ortak koşanlar üzerindedir.'' (Nahl Suresi, 99-100) Yani eğer Samimi bir imanın varsa Kurana, zorluğun yerini (şeytan vesvesesi engellemesi bi güçlük çıkarması) güven alır
West world diye bir film vardı, kendini gerçek insan sanan robotlara çocukları olduğuna dair bilgi giriyorlardı işlemcilerine ve bunlar her öldüğünde yeniden canlandırılıyordu. Daha sonra bilinçlenen robotlar gerçekte aslında çocukları olmadığını gördüklerinde bunun düzmece duygusal yüklemeler olduğunu anlamışlardı. Bu düşünceye göre şüphesiz inanan yani tamamen gerçeküstü yaşayan bir insan herşeyin düzmece olduğuna da inanabilir ve eğer herhangi bir şekilde rüyasında “çocuğunu öldürme” emri aldığını düşündülerse bunu yapar. Hristiyan bir kadın çocukları cennete gitsin diye onları öldürene kadar bir kafese kapatıp işkenceler yapmıştı. Onun inancına göre anlamsız acı ile ölen çocuklar cennete gidiyordu çünkü.
@@BurakKalkan-kj8ur din manasında. Mesela en basit örnek: 2 kişi var ikiside ateist ikiside 20 yaşında bir tanesi 20 yaşında hayatını kaybediyor diğeri halen yaşıyor ve müslüman oluyor sonra da 21 yaşında hayatını kaybediyor ve sonuç olarak bir tanesi müslüman öldü bir tanesi ateist öldü şimdi ilk adam cehennemde tüh ya şansım olsaydı da bir yıl daha yaşasaydım ve müslüman olsaydım cehenneme gitmezdim yaa diyebilirmi ve demesi sorun teşkil eder mi
ikisine de bir ömür biçilmiş ve ikisine de ömürlerini ne doğrultu da harcayacaklarına dair özgürlük verilmiş. 1 yıllık eksiklik özgürlüğü yani seçim hakkını elinden aldı diyemeyiz. Çünkü 100 yaşında müslüman olan olduğu gibi 101 yaşında gayri müslüman olarak ölen de var. Biz bize verilen ömür süresinden değil ömrümüzü nasıl haracadığımızdan hesaba çekilecez. Bu sebepten bir şans faktörünün sirayet ettiğini düşünmüyorum ki kaldı ki şansa da inanmam. Umarım düşüncelerimi doğru bir şekilde ifade edebilmişimdir.@@domatez
bilmiyorum. Kaldı ki müslüman bir ailede doğdum diye müslüman olarak kalacağım ya da müslüman olarak öleceğim de belirsiz. Diyelim ailemin ve çevremin etkisi altında kalarak müslüman olarak kalıp yine bu şekilde vefat ettim. Allah ın böyle bir imanı kabul edeceği ne malum?. Çünkü Allah kuranda insanlara Hz. İbrahimin imanını örnek gösterir ve bizden de öyle bir iman ister yani hanif inancı. Tahkiki iman. Alimler bu konuda ikiye ayrılmıştır: kimi alimler takliti imanın geçerli olduğunu kimileri ise tahkiki imanın geçerli olacağını iddia eder. @@Benhuroz
Bilim buldukça ilim haklı çıkıyor çünkü bilim bilinenin bilgisini,ise bilinmeyenin bilgisini onaylar. Umarım yok oluruz diye bir şey olamaz çünkü her şey enerjiden oluşmuşdur enerji ise yok olmaz ancak form ve boyut değiştirir.
Allahın bizim için özel sınav hazırladığına inanmıyorum.Neden sonuç yada tesadüfler sonucunda başımıza birseyler geliyor bunların tamamına verdiğimiz tepkiler bize eksi yada artı olarak hanemize yazılıyor ben böyle inanıyorum.
Başına bişey geliyorsa tesadüfen gelmez bu olayın 2 türlüsü vardır birincisi kişinin kendi yaptığı fillerden oluşan başına gelenler iyi yada kötü bide çevresel faktörlerden dolayı gelen sen her nekadar o faktörü istesende istemesende gelen faktörler vardır mesela sen x başkanı desteklersin onun senin yöneticin olmasını istersin ama başka insanlarda başka x başkanı destekler ve senin desteklediğin mağlup olduğu zaman bir nevi senin istediğin yönetim şekli gerçekleşmemiş olur ama bunada tesadüf denmez onunda bir nedeni koşulu var neticede çünkü hayatın merkezi sen değilsin sen sadece kendi hayatının merkezisin
Bakara Suresi 155. Ayetin Tefsiri "Mallarınızdan, canlarınızdan ve ürünlerinizden eksilterek sizi biraz korku ve biraz açlıkla yıpratıcı bir imtihandan geçireceğiz; bundan kaçış olmaz. Sen sabır gösterenlere müjde ver."(Bakara 2/155) Bir önceki ayette sabır ve ibadet ile Cenab-ı Haktan yardım isteme tavsiyesinden sonra, Bakara 155. ayette bu sabrı gerektiren imtihanın nasıl olacağı bilgisi verilmektedir. Her şeyin yolunda gittiği, her isteyenin istediğine kavuştuğu yer dünya değil cennettir. Dünya ise imtihan yeridir. İster peygamber olsun, ister sıradan birisi, isterse çok yüksek bir mevkide zengin ve ulaşılmaz görünen bir kişi olsun her insan yaşadığı sürece değişik yönleriyle bu yıpratıcı imtihandan geçecektir. İmtihanı kazanmanın yolu bu sıkıntılara sabretmektir. Kişinin imtihanı gerek kendisi, gerek yakınları üzerinde mal ve can noksanlığıyla, yani fakirlik, hastalıklar, bazı organların kaybı veya sevdiklerinin ölümü ile hayat boyu sürecektir. İşte tam bu sıkıntı zamanları, kişinin Allah'a olan teslimiyetinin ortaya çıktığı zamanlardır. Nitekim insan başına gelen çaresizlik karşısında Cenab-ı Hakkın emirlerine aykırı yöntemlere mi başvuracak, O'ndan ümidi kesip kendisine yardımda bulunamayacak aracılara mı yalvaracak sıkıntı anında belli olacaktır. Allah-u Teala şöyle buyuruyor: "Mallarınız ve canlarınız konusunda yıpratıcı bir imtihandan geçirileceksiniz. Sizden önce Kitap verilenlerden ve müşriklerden de çok sayıda üzücü söz işiteceksiniz, bundan kaçış olmaz. Eğer sabreder ve korunursanız bilin ki, bunlar kararlılık gösterilmesi gereken işlerdendir."(Ali İmran 3/186) Müminlerin her durumda ne olursa olsun yapması gereken şey Cenab-ı Hakka teslim olmuş halde, sabretmek ve Kuran-ı Kerim'in sınırlarının dışına çıkmamak olmalıdır. Hayatının roman gibi olduğunu söyleyen kişiler sadece kendi imtihanlarını zor zannederler, her kişi kendi yaşadığını bildiği için böyle hissetmektedir, gerçekte ise herkesin imtihanı zordur, sadece şekli olarak farklılıklar göstermektedir.
@@Aysegulerfm Herşey Allahtan gelir. Tabii ki ama dolaylı olarak ; o herşeyin sahibi olduğu için. Bana yada sana Tanrının bakalım şuna bir bela vereyim tepkisi ne olacak demiyor bence.Böyle bir Tanrı pagan inançlarında olur ; yukarıdan bakıp olayları değerlendiren elinde asası olan bir Tanrı.
Peygamber efendimizin en büyük mucizesi Kur'ani kerim varken Allah'ın varligindan tam nasıl emin olunamaz.İnanan insan için Allah'ın varlığı kesin bir bilgidir inanmayan insana ne mucize göstersen zaten inanmaz
@@tuncaycnar6685kesinlik olmayan bir yerde imtihan neden olmalı mesela? Kesinlik yoksa imtihan da saçmadır değil mi? Üniversite gibi düşün. Köpek gibi çalışacaksın mezun olacaksın iş garantisi yok. Sence mantıklı mı? Tabii ki de değil. Ama sana iş garantili sunulsa üniversite , üniversite için çalışmak da mantıklı olur. Allah hiçbir şeyi boşu boşuna söylemez.
@@ufukgundogar41 Ama ahit nerede? Sözleşme kısmı nerede? Bakara’da israiloğulları ile sözleşmiştik diye geçiyor. Yahudiler buna ahit diyor. Benim cevap aradığım soru burası. Elma yada cennet meselesi değil
@@Felsefenin-B-Vitamini Şu kadar söyleyeyim Cemre'nin inandığı ve büyük ihtimalle kendisine sorsan anlatacağı şekli şu. Diyor ki ben Kur'an'a inanıyorum Allah'a inanıyor di mi? E o zaman inandığım o sonsuz güç seni imtihan ediyorum, dediklerimi yaparsan Cennet yoksa Cehennem vaad ediyorum, haberin olsun diyor. Yani senin dediğin e ben kendi isteğimle girmedim bu imtihana kısmı boşa düşmüş oluyor. İnandığı sistem çerçevesinde insanın bulunduğu konum bu, istersen reddet imtihanı, o zaman da Cehenneme gidersin İslam hak din ise eğer. Bilmem cevabım tatmin etti mi seni, etmediyse söyle.
@@ufukgundogar41 Onu anladım, ama Bakara’da israiloğulları ile sözleşmiştik ama onlar sözünde durmadı diyor. Hatta Yahudilerde “ahit” dedikleri şey Tanrı ile sözleşme meselesidir. Yani israiloğullarına gelince bir sözleşmeden bahsediliyor ise, sonraki farklı kabilerle de sözleşme olması gerekmiyor mu? Bir de dağa taşa teklif ettik onlar kabul etmedi ama insanoğlu bunu kabul etti diyor…”teklif ettik” diyor…Buralardan hareketle aklımıza takılan bu soru ortaya çıkıyor…Aceba Adem veya sonrasında bir sözleşme mi var? Bizim atalarımız bu sözleşmeye evet mi dedi? Dikkat ederseniz “emir” demiyorum “sözleşme” yani rızaya dayalı ve iki taraflı…Bunu vahiyle karıştırmayalım. Sorum dinsel değil felsefik ve ontolojik bir soru….Yoksa bahsettiğim kısmı ben de biliyor ve anlıyorum.
Kaynağını bilmiyorum fakat bana vakti zamanında bu sorunuza cevap olarak şöyle demişlerdi " Berzah aleminde ruhlar yaratıldı ve burada bu imtihana girip girmeyecekleri sorulmuş ve insanlar buna evet demişler. İmtihan gereği bu an ve sözü hatırlayamıyoruz." Hatırladığım kadarıyla aldığım cevap buydu. Vir iki eksik unuttuğum ve tam hatırlayamadım kısımlar var. Bu dediklerimden yola çıkarak internette araştirsaniz belki sorunuza daha net ve kaynaklı bir cevap bulabilirsiniz. Eğer diyeceksen sen ne diye araştirmiyorsun ; öyle veya böyle bize bu sorumluluk verildi yada aldık ne olursa olsun bu kısım değişmeyecek o açıdan üzerimize vazife olan işi yapmak daha mantıklı geliyor
E duyusal verilerle kanıtlayamıyoruz. Deney ve gözlem yoluyla kanıtlanamaz. Akli çıkarımlarla Allah'ın olduğunu çıkarımlayabilirsin o başka ama kanıtlama şansın yok
@@gelecek35 Hadisleri tamamen reddetmemekle birlikte hadisten, sünnetten hüküm çıkarılmasına karşıyım. Yasa koyucu sadece allah. Peygamber sözü mü olup olmadığını nereden anlayacağız orası da meçhul.
Ben şöyle düşünüyorum hayvanların gereksiz acı çekmesinde problem yoktur çünki Allah zaten onları yaratmakla onlara merhamet etmiş oluyor mesela geyik 1 yıl rhaat yaşadı yedi içti keyfine bakdı sonra 5 dakikad aslan tarafından öldürülmesi ona adeletsizlik olmuyor zaten uzun süre keyif aldı 5 dakika acı çekse nolur yine Allah merhametli oluyor bu konuda
1. ıbrahıme oglunu kesmesini emretmedi surekli görülen rüyayı İbrahim peygamber oyle yırumlamıştır peygamber efendimize gelen rüyayı sadıkaların vahiy zannedilmemesi onündeki engel gibi 2. Allah kötü birşeyi emretmez burdaki temel soru kötü olan ne bizim kötülük tanımımız çok önemli zahir görünen kötü bizim kötüye yordadıgımız tam olarak anlamına vakıf olamadıgımız mesela bunu Hızır Musa kıssası olarak düşünebiliriz 3. özgür irade görüşüne katılıyorum ki mantıklıda ilk 5 dk izledim elinde sürekli sigara alkol hatta gecen kız arakdaşını dövüp gündem olan şu adamı evliyaullah diye heryerde paylaşmayın
Bu itici adamın din konuşması Aşko kuşko pembe saçlı kızların askerlik hakkında konuşmasından daha abes Arada güldürüyor ama fikirlerini ciddiye alamıyorum artık Nasıl ki her sülalede milletin hakkını yiyen dayılar varsa Nasıl ki gel şu işe girelim deyip batıran eniştelerden farksız değil Samimi değil yapıp ettikleriyle söyledikleriye bir değil O olaylardan sonra kemik kitlesini mürit olmayanları kaybetti ztn
Evet , hayvanlar sık sık birbirlerine tecavüz ederler ama bizim etiğimiz ilgilenmez umurunuzda değiller Bizim yaptığımız kötülüklerde Allah’ın etiği ile örtüştüğünü nasıl bilebiliriz ki? Benim kötülük problemine cevabım
