Türkçe ve Arapça her ikisi de anadilim. Diller arasında geçiş yaptiğimda kişiliğimden, el hareketleri ve mimiklerden ses tonuma kadar her şey değişiyor. Iki dili de konuştuguma şahit olanlar bambaska birine dönüşüyorsun diyorlar hep. Arapça konusurken çok daha kibar ve sicakkanliyim. Daha girişken, rahat ve kolay iletişim kuran birisine dönüşüyorum. Türkçeye kiyasla çok daha fazla mimik ve el hareketleri kullaniyorum. Bir de Arapça konusurken çok daha derinlikli bir ses tonum var. Bu durum iki dil arasindaki fonetik yapi farkiyla ilgili. Arapçada daha umursamaz bir kişiliğim varken Türkçe konuşurken çok melankoliğim.😅 Tabi bu farklarda bu dilleri konuştugum kisilerin ve onlarla olan iliskimin de çok büyük etkisi var.
Birinci ana dilim azerbaycan türkçesi, ikinci türkçe. İngilizce kullandığımda değişimi bariz şekilde hissediyorum. Keza almancaya geçtiğimde de öyle. Gelecek yıllarda öğrenmek istediğim dillerden bir kaç şey de biliyorum. Mesela brezilya portekizcesinde bir kaç cümle söylediğimde onlar gibi çılgınlaşıyorum sanki. İspanyolca cümleler söylediğimde aşk adam oluyorum bir anlık 🤣 Bir lisan bir insan İki lisan iki insan.
Demek ki böyle olan tek kişi ben değilmişim😂 Ortalama seviyedeki ingilizceme geçersem (genelde) aşırı ciddi, mantıksal, gözlemci biri oluyorum. (Sadece 40-50 söz grubu bilsem bile) İspanyolca birşey söylerken istemsizce enerjik, neşeli, kıpır kıpır biriyken, Türkçede Her an her şey olabilir. Ama genellikle konuşkan, aktif, paylaşımcı kişiyim. Dediğim gibi her an her şey olabildiğinden bir anda dış dünyaya kapanabiliyorum. (Sizinde söylediğiniz) Şu sözün doğru olduğu çok bariz: One person one language, two person two language. (Şu an bile o konuşkan, paylaşıma ve anlatmaya açık yapım göz önünde zaten.😅😊)
Bu videoyu izleyince aklıma 1984 kitabı geldi. Aynen bu videoda söylendiği gibi kitap dilin düşüncelerimizi hangi yönde şekillendirdiğini belirtiyor. Kurgunun diktatörü dili kullanarak halkın iradesini elinde tutuyor. Belki hissettiğiniz bu duygudur büyük ihtimalle, bir durumu anlatırken taşı gediğine sokacak o kelimeyi/ kelime grubunu ararsınız ama bulamayıp büyük bir hayal kırıklığıyla düşüncelerinizi farklı bir yolla ilerletmek zorunda kalırsınız. İşte bu durumu kendi lehine çevirme imkanı sunar insana, insanın kelime dağarcığını daraltarak onun düşünme kabiliyetini elinden alırsın ve bir süreden sonra sorgulamayı bırakır. Kitap okuyan insanlar kendini daha ferah ifade eder, işte sebebi bu yüzdendir.
Kesinlikle. Bir dil bir insan iki dil iki insan gibi sözler sadece iletişim kurma anlamında düşünülmemeli, her dil insana bambaşka bir kişilik, bambaşka bir dünya katıyor.
Çok güzel bir video olmuş, ellerinize sağlık. Bu video bana 1984'te Büyük Birader'in belli başlı hükümet karşıtı görüşleri dile getirmede kullanılabilecek kelimeleri ve benzerlerini yasaklamasını ve zamanla da insanların başta bu konu hakkında düşünseler bile o kelimeleri kullanıp düşüncelerini karşı tarafa aktaramadıkları için zamanla onların da unutmasını hatırlattı.
Kürtçe konuşurken seslerin birebir uyumunu hissediyorum, bu yüzden Türkçe'ye geçince buz gibi soğuk konuştuğumu hissediyorum. İngilizce'de ise bi' sistemsizlik hissediyorum, Kürtçe ve Türkçe'deki o bilmediğin kelimeyi türetebilme ihtimali yoktu. Ta ki Latince öğrenmeye başlayıncaya kadar 😅 Düşünceye etkisine gelince... İngilizce düşünürken daha kreatif olduğumu hissediyorum. Türkçe konuşurken kullanım esnekliğinin tadını çıkarıyorum. Kürtçe konuşurken kullandığım sesleri değiştirsem bile anlaşılabileceğimi biliyorum çünkü direkt sesleri hissediyorsun, karpuzun, elmanın, kavunun, soğanın Kürtçe'lerini duysaydınız "oha olum karpuzu ısırırken çıkan ses bu" derdiniz 😂 Video kaliteli bu arada, eline sağlık üretici ❤
Hititce norveç ce ingilizce ermenice almanca rusça fransızca kürt fars afgan Beluc peştun afgan hepsi ortak kökten gelir hepsinde kelimeler erkek dişi dır örnegin kürtçe Lo - le ,fransızca La - lie - les artikeller almanca der die das ... Dilleri birbirine benzer kelimer aynı dır telaffuz farkı var ...
@@Allah-iyileri-odullendirir Fransızca öğrenirken pek çok kelimenin Kürtçe'dekiyle birebir olduğunu gördüm. Dil yapısı da benzer, akademik Kürtçe öğrenmek, Latince öğrenirken de keyif veriyor. "Nomen mihi ...", "benim adım ..." demek. Ve ek yapısı aşırı benzer. Güzel yani :)
4 dili sohbet edecek seviyede konuşabiliyorum benim için geçerli bir durum. Ama ekleme yapmak isterim ki dilleri öğrenirken taklit usulünü çok fazla kullaniyoruz dolayisiyla dilden çok o dili öğrenirken taklit ettiğim ,örnek aldığım, ana dil kullanıcısının benzeri bir karaktere sahip oluyorum.
“Interlocutor effect” deniyor bu duruma. 😊 Çoğu zaman konuştuğumuz kişiye benzeriz evet ama zamanla kendimizden de bir şeyler katıp ilerleriz. O yüzden de dil eğitimde olabildiğince çok native, yani anadili o olan konuşmacılara maruz bırakmak gerekir.
Əlinizə sağlıq,çox məlumat cerici videodur.Sondaki sualdaysa bəli fərqli dilləri bilirəm.Ən yaxşı bildiyim Azərbaycan və Türkiyə türkcəsidir.Onlardan sonra İngilis və rus dilləri gəlir.Sizində dediyiniz kimi fərqli dillərdə danışanda elə bil in ki,xasiyətim dəyişir.
Daha önceden duyduğum bir örnek geldi aklıma. Şuan ki hastane kelimesi eski zamanlarda darüşşifa (şifa-evi) olarak kullanılıyordu. "Hasta evi" ve "Şifa evi" kavramları oraya giden insanlar üzerinde elbet farklı etkiler yapıyordur. Algıyı etkilemesi bakımından böyle örnekler çoğaltılabilir.
Türkçe haricinde orta seviyede ingilizce konuşuyorum. Birşey diyeceğim zaman, o mana olarak bende duruyor, dilden diyeceğime uygun olanı seçiyorum. Manayı dile uydurmaya çalışmıyorum. Dilden bendeki manayı ifade edebilecek şeyleri alıp söylüyorum. Yani, ingilizce konuşmaya geçtiğimde de tamamen aynı kişiyim. Daha on dil konuşsam da hiçbir şey değişeceğini sanmıyorum. Ama tabii sürekli edilgen cümleyi ön planda tutan dil özneyi unutturur, soyut kavramları olmayan dil de, konuşanın düşüncesini basitleştirir.
Ben kendimi belli bir bölgeye hitap etmek için değil evrene hitap etmek için geliştirdim. Benim dilimi herkes anlar. Çizer, çalar, yazar ve söylerim. Yazı belli bir kesime hitap etmiyor mu derseniz; şiirden bahsediyorum. Şiirden herkes bir şeyler anlar şiirde tınısıyla bu evrensel dile hayat veren bir olgudur. (Şöyle de yağlıyayım kendimi, tembellikten öğrenemedim diyemiyorum) 😋
Maalesef ülkenin önem verdiği şeyler biraz üzücü. Eğitim/Bilim hep eğlenceden geride kalıyor. Kaliteli eğlence de değil, birinin suratına tükürsem videolarda daha çok izlenirdik sanirim.😅 Ama umarım kısa zamanda büyüyeceğiz, inanıyorum. 😊
Eşim Polonyalı, kanalı birlikte yönetiyoruz, bazen bir Slav öfkesiyle Kurwa dediğim oluyor. 😂 İngilizce öğretmeniyim, acı hafifse ouch çıkıyor ağzımdan. Acı seviyesine göre dil seçimi yapıyor bazen beynim. 😄
İngilizceye geçince daha çok az bilen masum role geçiyorum öğrenme meraklı biri gibi sanki birinin yardımına muhtaçım gibi , Türkçede ise asabi bir duruşum var. Kürtçeye geçince sanki daha cahil duruyorum daha sert , arapça da ise daha radikal
Bence bu konuyla ilgili çekilmiş en iyi filmlerden biri "Arrival"dır. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Yeni bir dil öğrenmenin, evreni nasıl algıladığımız üzerindeki etkisini çok iyi anlatıyor.
Anadilim gibi 4 dil ve akıcı konuşabildiğim, okuma yazma yapabildiğim 8 dil var. Dediklerinizin çoğuna katılıyorum Hocam, bilgilendirici bir video olmuş, kişisel olarak heyecanlı olduğum anlarımda İspanyolca, tartıştığım zamân Almanca ve Türkçe, depresif hissettiğim zamân Rusça konuşuyorum ve konuşma eğilimi gösteriyorum. Bunun gibi birçok konuda diller ayrı bir sınıflandırmaya karar kılıyor beynimde. Böyle videoların devâmını görme dileğimle, saygılar❤
bosuna denmiyor bir lisan bir insan diye, dil o kadar önemli iste! seni bambaska birine dönüstürebilir bambaska bakis acilari kazandirabilir. Bunu Türkce almanca ingilizce cince ve arapca bilen birisi olarak söylüyorum
çok güzel bir konuya değinmişsiniz. cümkle kurulumu ayrık kelkimlerle yapılan dillerle daha otomasyonvari düşünüldüğü için teknik konularda daha iyi gelişşme beklenebilir. sondan baştan eklemeli dillerde bu daha zor olacaktır. yazılımda ingilizce kullanımı bu açıdan tesadüf olmasa gerek.
bu hayatta çok merak ettiğim diller en az bilinen diller mesela Anaka dili Sentinelce dili Kusunda dili Ongota dili bunların konuşma tarzını yada konum tarzı.
Osmanlıca Türkçesinden günümüz Türkçesine geçtiğimizde memleketin dincilerinin iddia ettiği gibi " geçmişle bağın kopartılmasının " yanı sıra aptallaşıp aptallaşmadığımız konusuna bir başka pencere açtığınız için teşekkürler.
Dinci tabirini üstüme alındığım için cevaplamayı ihtiyaç hissediyorum. Öncelikle Osmanlı halkının konuştuğu Türkçe, şuankinden çok daha zengin bir dildir, evet Arapça kelimeler çok yoğundur, lakin bir kelime bizim malımız olduysa, onu çöpe atmak ahmaklık olur. Bugün kullandığımız Türkçe'de bile pek çok arapça kelime mevcud. Lakin böyle giderse dilimiz yok olmanın ve önemini yitirmenin eşiğine sürüklenebilir. Ama tabiki bunun zararlarından birisi de geçmişle bağımızın kopmasıdır.
Yorumunuz eleştiri mi yoksa övgü mü tam anlayamadım. :) Tabi uzmanlar yıllardır açıklamasını yapıyor bu durumun ancak benim görüşüm şu: Osmanlı Türkçesinden geçiş yapıldığında, dilin yapısında bir değişiklik yaşanmadı. Dilin ağırlığı da derinliği de eski videolarda, metinlerde gördüğümüze göre bir şey kaybetmedi, dil oldukça düzgün ve zengindi. Alfabe ve dilin de aynı şey olmadığını iliştireyim son olarak yorumuma.
Hayır,övgü de sövgü değil aslında.Sadece 100 yıldır sürdürülen tartışmaya benim adıma başka bir bakış açısı kattınız.Ben açıkçası Türk milletinin sanat ve bilimde geri kalmasını teembelliğine bağlıyordum.Tabi bu video beni " Acaba gerçekten Dil Devrimi'ne sallayanlar haklı olabilir mi?" sorusuna yönelttiği için önemli.
@yolcu_yolunda_gerek... O zaman sevindim bi açıdan. Çünkü farklı açılardan önyargısız bakmak, araştırmak, düşünmek gerek. 😊 Tabi uzmanların da aynı yaklaşması lazım konulara ki bence bizim ülkede eksik olan bir durum bu.
@@sproutstürkiye Hocam Türk Dilinin yapısında bir değişiklik yapılmadı zaten, lakin 19. yüzyılın sonlarından itibaren avamın konuştuğu Türkçe fakirleşiyor, arkadaşın dikkat çektiği nokta burası sanırım.