işte bu yüzden iyi çalan birini gördüğümüzde "aynı Arif Sağ gibi çalıyor" diyerek sözümona benzetme yapıyoruz :) .. Ah Arif üstad, bir eşin daha gelmez.
@@HYLI-ux7gu Halk müziği dinlerim, bağlama çalıyorum...milletçe alkış hastalığından muzdaribiz. bunun hoş görülebileceği durumlar da vardır elbet, ama eşlik etmekten çıkmış gürültüye evrilmiş bir durum var burada, müzik heba olmuş, Arif Sağ bir virtüözdür, popüler kültürün bir parçası değil. Benim görüşüm bu yönde. Aşağıda sözde cevaben yorum yapan edepsizlere ise doğrudan yanıt verme gereği bile duymuyorum. Farklı düşüncelerimizi insanca dile getirmekten bile aciziz.
Allah tarafından üstün yetenekleri olan bir sanatçı arif sağ yerinin doldurulması bana göre imkansıza yakın bir sanatçı adam müzik için yaratılmış sanki saza kattığı güzellikleri kimsede bulamassınız can kulağıyla dinlediğinizde bu farkı hemen anlarsınız herkesten ayrı bir yeteneği olduğunu farkedersiniz
Yabandan gel kara gözlüm yabandan Güzelim bir danem sevdiğim haydi Aldım haberini de garip çobandan Sevdiğim bi danem yeri Amman yeri yeri Kostak yeri yeri Çapraz yeri yeri Yeri yeri yeri Kız pınar başına yatmış uyumuş Güzelim sevdiğim bir danem gel gel Ela gözlerini de uyku bürümüş Sevdiğim bi danem yeri Amman yeri yeri Kostak yeri yeri Çapraz yeri yeri Yeri yeri yeri Kız pınar başında desti doldurur Güzelim bir danem sevdiğim haydi Destinin kulpuna da şahin kondurur Sevdiğim bi danem yeri Amman yeri yeri Kostak yeri yeri Çapraz yeri yeri Yeri yeri yeri
Eee yaradan herkese bir yetenek vermiş . Kimimiz böyle mükemmel işler yapıyoruz kimimiz boş işlere kafa yoruyoruz. Ellerinize yüreğinize sağlık Arif hocam . Sağlıcakla kalın✋
Sanattan, estetikten, incelikten anlayan seyirci kitlesine sahip değiliz ne yazık ki. Avrupada böyle klas bir sanatcı sahne alsaydı salonda uçan sineğin vızıltısı duyulurdu, bizimkiler maç izler gibi izliyor ve alkış tutuyor. Alkışlama demiyorum alkışla hemde var gücünle ama eseri bitirsin sonra..!
Emre Dayıoğlu İsmail Tunçbilek sohbetinde bu konuyu Tunçbilek çok iyi özetliyor. Bizim halkımız sanat istemez. Hele evlat oradan çal hele bir oyun havası...
Müzik, ülkemizde yoğun duygu ile ve coşku ile dinleniyor. Yani çalan şeyin pek önemi yok. O anki ritimlerle gitmek istediği yere gidiyor insanlar. Bu hareketli veya ağır müzik olsun fark etmiyor. Yani halkımız sanatı sanat olduğu için dinlenmiyor. Tadını alamıyor. Gözlerini kapatıp ruhunu veremiyor. Sürekli müzik anında geçmişle kavga ediyor. Ya acılarına ağlıyor yada sevinciyle düşmanını çatlamayı. Kendimi örnek vermek istiyorum. 32 yaşına kadar türküleri duygu yoğunluğundan ezber bile edemiyordum. O an çok çok başka yerlere gidiyordum. Duygu yoğunluğu ile gurur duyuyordum. Fakat sonra değişim oldu ve sadece aşık olmadan, acı çekmeden, kimseyi dert etmeden sanattan zevk almaya başladım. Sanatı sanat olduğu için öylece sevmeye başladım. Yavaş yenilen lezzetli bir yemeğin tadını alır gibi oldu... şimdi anlıyorum kendim için dinlemek ile sanat sevmek arasındaki farkı. Bizim arabesk kültürümüz ve özellikle 60-90 arası çekilen filmler, bize istemsiz sanatı unutturup ya acı çekmeyi ya acıya nispet yapmayı ezber etmiş.
Abi videoyu ilk izlediğimde Arif hocayı dinlemenin mutluluğuyla o alkışları fark etmemişim senin yorumunu gördüğümden beri hayatım karardı ajajsja bu yorumu okuduğum an alkışları duymaya başladım maalesef o andan beri izleyemiyorum ben de her ota boka alkış tutulmasından nefret ederim hayatımda bir kez o alkışları duymadan mutlulukla parça dinlemişim onda da sayenizde farkına vardım ... :))
Her bok dediğin şey ARİF SAĞ'ın türküsü! Ayrıca o alkış sesi de türküye çok önemli bir katkı sağlamış. Bu bir konser. İzleyiciye ne hakla hakaret ediyorsun?
@@ardaadnankalkan Birincisi bu türkü Arif hocanin degil. Ankara yöresine ait bir türkü. Arif hoca bu türkünün müziği ile çok uzun seneler çalışıp kendine has bir tarz çıkardı. İkincisi izleyiciye hakaretten bahsediyorsun ama sen sanatçıya saygi duymuyorsun. Sana bir iki ornek vereyim. Hey 15 li turkusu bir ağıttır ve 15 yaşında savasa gidip sehit olan cocuk askerleri anlatır. Oysa türkülere senin mantikla bakanlar bu ağıtta oynarlar. Keza bir diger ornek de rahmetli Neşet Ertaş turkulerinden olan yolcu adlı parçadır. "Ben bu turkuyu insanla ogut alsin doye yazdim onlar oyun oynadılar" demistir. Simdi Neşet Ertaş da mi dinleyiciye saygisizlik etmiş?
Alkış tutan insanları yadıgamıyorum, bizim insanlarımız sonuçta annemiz babamız da böyleydiler. Enstrumani dinlemek isteyen icin tabi hos degil fakat bu bizim kulturumuzde olmayan birsey.Saz söze eslik eden bir alet sadece, enstruman olarak deger kazanmaya baslamasi yeni sayılır.
Kostak yeri arif sağ performansı trt orjinal nota sı üstüne ara geçişlerde özel bir yorum katış duygu ..gümm diye nota basma vs saymakla bitmez. . .. Erdal erzincan ve erol parlak da bu ekolü bir adım daha ileri götürmüş olsalar da arif babadaki karizma onlarda yok . Tolga sağa gelince o da bu türküyü oğlu olduğu halde sanki türkü barda çalan herhangi biri gibi çalıp söylüyor ki oğlu olmasa profesyonel sahneye bile çıkarmazlardı.
Şu Bağlama ya Jack takılıyor ya O zaman enstrümanın gerçek o mistik sesi gidiyor yerine elektro bağlama geliyor sanki.O yüzden kim olur ise olsun hiç izlemek gelmiyor içimden
"yeri" değil, "yürü" veya " yörü ", artık dilin hangisine dönüyorsa "kostak yürümek" , bir yürüyüş tarzıdır. Adam diyor ki " kostak kostak yürü , aman yürüi yürü" haaa, dili dönmeyenler " kostak yörü" der. "kostak yeri" diye bir yer yoktur. CHP gençlik kollarında hayranlıkla dinlediğim Arif Sağ'ın bu yanlışı sebebiyle, o kadar güzel çalmasına rağmen, paylaşmıyacağım.
Türkünün orijininde "yeri" olarak söylenebilir. Fakat TRT repertuarına kabul şekli "yörü" biçiminde olmuş. Net bir kanaate varabilmek için yöre sanatçılarından dinlemek gerekir. Arif hoca kolay kolay yanlışa düşecek bir sanatçı değil.