Sesli Kitap
ARTHUR SCHOPENHAUER - Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine
İçindekiler:
SEÇKİNLİK VE SIRADANLIK .....................................
SEÇKİNLİK VE SIRADANLIĞIN DOĞASI .................. 00:45:55
SANAT VE SEÇKİNLİK .............................................. 01:38:03
EĞİTİM VE SIRADANLIK............................................ 01:53:27
SEÇKİNLİK VE SIRADANLIĞIN İNSAN
ÇEHRESİNDEKİ BELİRTİLERİ ................................... 02:05:26
GÜRÜLTÜYÜ KANIKSAMA NEYİN BELİRTİSİDİR? ..... 02:39:20
"...Ancak insanda bilgi, yani salt öz-bilinçten farklı olarak
başka şeylerin bilinci yüksek bir dereceye varmış ve
aklın ortaya çıkmasıyla öngörü ve dikkatlilik dediğimiz
düzeye yükselmiştir. Neticede onun hayatını tek başına
varoluş doldurmaz, onun hayatının içinde bilginin de
yeri vardır ve bu belli bir ölçüde kendi kişiliğinin dışında,
başka varlıklarda ve şeylerde bir ikinci varoluş demektir.
Fakat insandaki bilginin büyük bölümü dürtülerle sınırlıdır
ve bu dürtüler her ne kadar uzaktaki şeyleri içerse de
herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın alındığında
"yararlı bilgi" adıyla anılır.
Diğer taraftan serbest bilgi, bir başka ifadeyle, belli bir
amacı veya hedefi olmayan bilgi onda genellikle anlama
merakının ve eğlenme arzusunun ötesine geçmez;
ama yine de herkeste en azından bu ölçüde belirgindir,
ne var ki eğer bu dürtüler ona belli bir rahatlama yahut
gevşeme sunacak olursa hayatının büyük bölümü
safi varoluş çemberinin dışına çıkmayacaktır.
Böylesine yaygın ölçekte tesadüf ettiğimiz sadece
şaşkın şaşkın bakınma ve boş vakit geçirme bunun
belirtisidir; esas olarak başka insanlarla ya aşırı derecede
sefil ve kıymetsiz sohbetle ya da bu kadarına bile
teşebbüs etmeksizin birlikte olmaktan ibaret olan
dostcanlılık da bundan farklı değildir.
Gerçekten insanlann çoğu, her ne kadar bunun açıkça
farkında olmasalar da, kalplerinin en derinlerinde düşünceye
hayatlannda mümkün olduğunca az yer vererek idare
etme kararındadırlar ve bu onların davranışlanna yön
veren en temel düsturdur, çünkü onlar için düşünme
en zahmetli yüktür. Dolayısıyla onlar uğraştıkları işin
gereklerinin kendilerini başka çıkış yolu bırakmaksızın
düşünmeye zorladığı kadar düşünürler ya da çeşitli eğlence
türlerinin, her ikisinin de en asgari düşünceyle idare
edilebilecek şekilde düzenlenmiş olduğuna
hükmedebileceğimiz gerek oyunların gerekse çene
çalmanın zorladığı kadar düşünürler ancak.
Ne var ki boş vakitlerinde böylesi imkânlardan mahrum
kalacak olurlarsa ellerine düşünce güçlerini zorlayan
bir kitap almak yerine, cam kenarına kurulup en
önemsiz olayları saatlerce ağzı açık seyredecekler
ve böylelikle bize Ariosto'nun "cahilin can sıkıntısı" deyişinin
canlı örneğini sunacaklardır.
Ancak akıl ya da düşünme melekesi gerekenin ötesine
geçtiğinde bilgi az veya çok, bizzat kendisi için kendinden
ötürü bir amaç haline gelir. Dolayısıyla herhangi birisinde
aklın, kendi doğal işini, yani iradenin amaçlarına hizmeti,
dolayısıyla şeylerin salt ilişkilerini kavramayı bırakıp da
kendisini bütünüyle nesnel bir tarzda meşgul edecek
duruma gelmesi tamamen sıradışı bir hadisedir.
Fakat asıl sanatın, şiirin ve felsefenin kökeni tam da
burada aranmalıdır ve bu yüzden bunlar öncelikle
bu iş için tasarlanmamış bir organ tarafından yaratılırlar.
Dolayısıyla akıl aslında efendisi, yani irade tarafından
zahmetli bir işe koşulan ve sabahtan akşama kadar
meşgul edilen, sürekli emre amade tutulan bir ırgat,
bir ücretli işçiden başka bir şey değildir.
Fakat bu ağır işlerin ırgatı bir saat boş kalsa,
hiçbir zorlama olmaksızın hemen kendi işini yapmaya
koyulur, sadece kendi zevki ve tatmini için yapar bunu,
öyle ki hiçbir çıkar, hiçbir şahsi ilgi onu buna zorlamaz,
işte o zaman bu hakiki sanat eseridir ve eğer ulu yüceliklere
çıkacak olursa bir deha eseridir.
...
Hayatlarında bir kez olsun bir latife veya nükteli her
hangi bir şey onları canlandırıp neşelendirmemiştir; tam
tersine herhangi bir şey, en alt düzeyde bile düşünceyi
gerekli kılsa, bu onların nefretini çekmesi için yeterlidir.
Olsa olsa en kaba, en bayağı şakalar gülmelerini sağlar
onların; diğer zamanlarda her biri ciddi görünüşlü birer
hayvandır, bunun tek sebebi ancak öznel bir ilgiye güçlerinin
yetebilmesidir. Tam da bu yüzden kâğıt oyunları, elbette
para karşılığında, onlar için en uygun eğlencedir,
çünkü bu tıpkı müzik, dram, sohbet vb. gibi iradeyi sadece
bilgi alanı içinde tutmaz, harekete geçirir ve devingen
halde tutar, ki asıl olan ve ister istemez her yerde
karşılaşılan da budur. Kalan zamanlarda onlar iş adamıdır,
beşikten mezara alım satımla uğraşanlar, hayatın
getir götür işlerini yapanlardır. Zevkleri bütünüyle bedenidir,
çünkü başkaları için duyarlıkları yoktur..."
7 фев 2021