Arzum Onan… O doğduğunda takvimler 31 Ekim 1973’ü gösteriyordu… Memur bir ailenin tek çocuğu olarak Ankara’da dünyaya geldi.
Sessiz sakin bir çocuktu. Yaramazlık ve haylazlık ona göre değildi. İlkokul eğitimini Ankara’da aldı. Ortaokul ve liseyi ise İstanbul’da okudu.
Sanat için ilk adımını lisede attı. Ümraniye Endüstri Meslek Lisesi Yapı Ressamlığı Bölümünü bitirdi.
Sıra üniversiteye gelmişti. Ancak o dönem hem parasızlık hem de babasının sağlık sorunları nedeniyle üniversite okuyamadı. Uzun boyu ve duru güzelliğiyle her zaman göz önündeydi. 1992’de Gaye Sökmen Ajans’ına kayıt oldu. Ancak üniversite okuyamamak içinde ukde kalmıştı.
"En büyük hayalim mimarlık okumaktı" diyen Onan, "Üniversiteye gidemeyince apar topar ne olduğunu anlamadan modelliğe başladım. Devamında oyunculuğa geçiş yaptım. Ama mimarlık içimde hep ukde kalmıştır" demişti.
Mankenlikte henüz yolun başındaydı ve podyumda yürümeyi bile bilmiyordu. Ancak hızlı bir giriş yaptı. Kendisini geliştirebilmek için Nisan 1993’te yapılacak olan Miss Turkey yarışmasına katılmaya karar verdi. Yarışmaya katıldığında aklından birinci olmak gibi bir amacı yoktu ama, güzelliğiyle zirveye oturdu.
Ailesi onun hep destekçisi olmuştu. Aynı yıl temmuz ayında babasının da isteği üzerine Miss Europe yarışmasına katıldı. Arzum Onan burada da Avrupa Güzeli unvanını elde etti.
Yarışmadan sonra babasını kaybetti. Annesiyle arkadaş gibiydi babasıyla olan ilişkisi anneye göre daha mesafeliydi. Özellikle çocukluk yıllarında evin tek çocuğu olmasına rağmen babasıyla güçlü bir bağ kuramamıştı. Ünlü sanatçı, babasıyla arasındaki mesafenin nedenini Şafak Yavuz’a şöyle anlatıyor;
“Babam sevgisini gösteremeye bir adamdı. Ben de o sevgisini gösterebilsin diye girişken bir çocuk değildim. Babamı kaybettiğimizde 19 yaşındaydım. Yaklaşık 1 sene süren ağır bir hastalıktan sonra kaybettik. O süreçte babamla çok yakın olduk. Beni sevdiğini bilirdim ama babam sevgisini göstermeyi bilmezdi. Şimdi olsa babama sürekli sarılırdım.”
Arzum Onan başka bir röportajında ise “Babanız şu an gelse ona ne söylerdiniz?” sorusunu verdiği yanıtla babasına olan hasretini özetliyordu…
“Seni çok seviyorum derdim. Ben babama ölene kadar siz diye hitap ettim. O da bana diyemedi bunu.”
1994 yılında gittiği bir iş görüşmesinde Mehmet Aslantuğ ile tanıştı. Daha önce kendi film şirketini kuran Aslantuğ, bir gün Arzum Onan’ı arayarak ona iş teklifinde bulundu.
Onan bu teklifi kabul etti ve ertesi gün Mehmet Aslantuğ ile bir araya geldi. Mehmet Aslantuğ, tescilli güzele hayran kalmıştı. Bu hayranlık sadece güzelliğine değildi tabii. İki gün sonra yeniden Mehmet Aslantuğ ile buluşan Arzum Onan evlilik teklifi almıştı.
İkili bir süre kendilerini tanımaya karar verdiler. Arzum Onan’ın önünde kariyer yapma fırsatı varken evlilik kararı aldı ve 1996’da Mehmet Aslantuğ ile nikah masasına oturdu. Ünlü çift, mutlu evliliklerini Can adını verdikleri erkek çocuklarıyla taçlandırdılar.
Mehmet Aslantuğ ile evlendikten sonra oyunculuk kariyeri başladı. 1997’de Yeni Bir Yıldız dizisinde ilk kez birlikte kameraların karşısına geçtiler. Ancak ünlü çift asıl başarıyı, 1998 yılında yayınlanmaya başlayan Sıcak Saatler’de yakaladılar.
79 bölüm süren Sıcak Saatler dizisinden sonra birçok sinema ve televizyon programında birlikte yer aldılar. Genç yaşta nikah masasına oturan Arzum Onan’ın Mehmet Aslantuğ ile arasında 12 yaş fark vardı. Ancak o bunu hiç önemsememişti. Hatta bu evlilik onun kendini bulup keşfetmesinde önemli bir rol oynadı.
Çocukluğundan beri güzel sanatlara ilgisi vardı. Başarılı geçen oyunculuk ve mankenlik deneyiminin ardından, gözlerden uzakta yaşamayı tercih etti ve heykel sanatıyla ilgilenmeye başladı. Ünlü sanatçı, heykel sanatına nasıl adım attığını şöyle anlatıyor;
“Güzel sanatlara hep ilgim vardı. Sanırım zaman içinde kendimi ifade etme biçimi haline geldi. Oyunculuğu ve mankenliği çok severek yaptım. Ama heykelde bireysel olmanın gücü ayrı bir zenginlik. Heykel benim için duygularımı ifade etme biçimi”
#ArzumOnan #MehmetAslantuğ #ArzumOnanKimdir
5 сен 2024
