Abone olunuz, sevgiyle kalınız 💛...👇🏻
1997 yılında, Genç Tv de canlı yayınlanan sıradışı röportajın kayıtları...
Kanat Güner 1970 yılında Muş'ta doğdu, 11 yaşında ailesiyle birlikte Malatya'ya taşındı. 17 yaşına kadar burada yaşadıktan sonra 1987 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni kazandı ve İstanbul'a taşındı. Üniversite hayatı devam ederken amatör düzeyde tiyatroyla ilgilendi, eroin bağımlısı oldu, uzun süreler bağımlılıkla mücadele etti. 1997 yılında yaşamından ilham alarak Eroin Güncesi kitabını çıkardı. Çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı. 4 Nisan 1998'de Eroin Güncesi kitabı için Taksim İş Bankası Sanat Galerisi'nde imza günü düzenlendi. Güner, aynı günün akşamı Beyoğlu Sineması'nın tuvaletinde aşırı dozda uyuşturucu madde alarak intihar etti. Ölümünden sonra kız kardeşi Sonat Antepli'nin yardımıyla Ada 4-4910 isimli kitabı çıktı. Ada 4-4910 kitabının adı Kanat Güner'in mezarının parsel numarasından gelmektedir. 2007 yılında Eroin Güncesi kitabı Şekip Taşpınar tarafından tiyatro oyununa uyarlandı, Adana Tiyatro Derneği tarafından sahnede oynandı.
(KAYNAK: WIKIPEDIA)
Henüz 28 yaşındaydı. Zeki ve başarılı bir genç kızdı, ama yalnız ve korunmasızdı. Çocukluk düşlerini gerçekleştirmek üzereydi, tıp fakültesinde okuyordu; ama yıllardır eroin bağımlısıydı. Beş yıl çabaladı, kurtulamadı. ‘‘Yanımda kal, beni bırakma. Elimi tut. Öyle tut ki bütün korkularım bitsin’’ diye sesleneceği kimsesi yoktu. Gençlere örnek olmak için eroinin, yani kendi hayatının kitabını yazdı. Eroinden kurtulmak için verdiği amansız mücadeleyi ve kaçınılmaz sonu anlattı kitabında. ‘‘Bir tuvalet köşesinde öleceğim’’ demişti. Gerçekten de öyle öldü...
Türkiye, Kanat Güner'i ve yeniden uyuşturucu batağını konuşuyor. Özellikle gençlerin yaşamına sinsice giren eroinin son kurbanı Kanat Güner, uyuşturucu ticaretini, bu ticaretten kazanılan kara paraları ve korunmasız kurbanları, toplumsal eksiklerimiz ve yanlışlarımızı, yeniden masaya yatırdı...
Talihsiz kızın ölümü, uyuşturucuya yeni başlayanlara, başlamayı düşünenlere ibret olsun diye yazdığı ‘‘Eroin Güncesi’’ adlı kitabını önceki gün Taksim İş Bankası Sanat Galerisi'nde imzalamasından bir kaç saat sonra geldi. Saat 21.00'de Beyoğlu Sineması'nın tuvaletine giden genç kız, burada dizine şırıngayla ‘‘Altın Vuruş’’ yaptı. Yüksek dozda eroin damarlarında yayıldı ve Kanat Güner, bir daha kendine gelemedi. Cesedini kapıdaki erkek arkadaşı buldu.
Tam 11 baskı yapan kitabının ilk sayfasında Kanat Güner, ‘‘Yaşam şeklim sayesinde veda etmem gereken pek kimse yok’’ diyordu. Sözünü tuttu Kanat, kimseye veda etmeden, senaryosunu önceden yazdığı gibi, bir tuvalet köşesinde, kimseye veda etmeden gitti. Cesedi, Taksim İlkyardım Hastanesi'nden Adli Tıp Kurumu Morgu'na götürülürken de yapayalnızdı.
Kanat Güner, geçen ay yayınlanan röportajında, paçavraya dönen kollarında iğne vuracak yer kalmadığını şu alaycı sözlerle dile getirmişti: ‘‘Kaza geçirsem, kolumda serum takacak yer bulamayacaklar.’’
Eroin konusunda kimilerine ‘‘Bıraktım’’ diyordu, kimilerine ise ‘‘Bırakacağım’’ diye konuşuyordu. Öldüğünde cebinde 5 kullanımlık eroin, iki kullanımlık esrar, 1 kullanılmamış enjektör ve eroin eritmekte kullanılan 2 kaşık bulundu.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi son sınıfta kaydını donduran kızının eroine başladığını üç yıl önce öğrendiğini söyleyen baba Cevat Antepli, şu açıklamada bulundu:
‘‘Önce alkole başlamış. Ardından hap ve eroin. AMATEM'de 10 gün tedavi gördü. Sonra tedaviye cevap vermiyor diye kovdular. Annesi ve ben, ona gereken tüm ilgiyi gösterdim, ama eroini bırakamadı. Kitabı yazmasını biz önerdik. Yazdıklarını kaleme alsın, böylelikle bırakır diye düşündük. Bize karşı çok saygılı ve dürüst bir evlattı. Kandırdığı tek konu eroindi...’’
Kanat Güner'in 28 yıllık kısa yaşam öyküsü, toplumsal ve bireysel açıdan içinde büyük dersler taşıyor.
Ailesini Anadolu'da bırakıp okumak için İstanbul'a geldiğini belirtiyor Kanat Güner. İstanbul'da taşranın baskısı yoktu, özgürdü. Ama uçurum gibi bir yalnızlık da çevresini kuşatıyordu.
İlk sevgilisi, ikincisi, aldatmalar, aldanmalar, Köprüaltı arkadaşlıkları, gece yaşamı, kulüpler, evsizlik, parasızlık, yoksulluk, ilk kurtaj deneyimi, tümör korkusu, evlilik ve fakülteyi terk ediş... Kanat Güner'in hayat hikayesinin satır başları.
Duygusal bir insandı ve bütün bunlara daha fazla dayanamadı. İntihar etmek istedi. İntihar aracı olarak da eroini seçti. Ama eroin onu öldürmedi. Tam tersine sinsice hayatına girdi:
‘‘Öyle bir an geldi ki kendimi dört bir yandan çevrili hissettim. Artık daha fazla dayanamıyordum. O zaman intihar etmeyi düşündüm. Bunu eroin kullanarak yapabilirdim. Bir iki kullanımdan sonra ölüm vuruşu yapabilirim diye düşündüm... Ama eroin öldürmediği gibi, yaşatmadı da... Zaten bir süre sonra eroin fikrine saplanıyorsunuz. Bir süre sonra onun oluyorsun. Ona aşık oluyorsun. Hâlâ seviyorum onu, ona hâlâ aşığım...’’
( "alıntıdır"KAYNAK: Hürriyet Gazetesi _ Figen Yanık Röportajı
www.hurriyet.c... )
3 окт 2024