Ibrahim, sanirim yasin genc. Bu tiplerin ne oldugunu bir bakista anlamak icin, 70 leri ve 80 leri Turkiye de yasamis olmak yada bu sureci derin bir sekilde incelemis olmak lazim.
Aziz Nesin'den çok şey öğrendik. Ahmet Nesin'in aynı yolda olması bizi çok sevindiriyor. Kaliteli beyinlere çok ihtiyacımız var. Ceviz gibi çok bilen ama hiç bilmeyenler o kadar çok ki ülkemizde...
İşin acı yanı o, bilgisizlikleri ile, bizim vergilerimizden toplanan gelirlerle bu cahil takımı akademisyen müsveddeleri eşek yüküyle mal götürüyorlar.
100 numara konusunda benim fikrim ise şöyle: İngilizler tuvalete “loo” derler ya, “1oo” sayısına benzer, olası ki, 1. dünya savaşı sırasında İngiliz ordusu tarafından tutsak alınmış Türk askerleri tuvaletlerin üzerine “loo” yazıldığını görüp bunu “1oo numara” olarak kaydetmiş olabilirler? (Emekli İngilizce hocasıyım ☺️ Ondandır merakım)
Neden İngilizceden tuvalet kelimesini alalım orayı aykamissiniz. Aydınlarımız britnya ya ya gitmedi Fransaya gitti eğitime. Yüz numaranın Türkçeye girişine bakıp Fransa mi İngiltere mi olduğunu çok rahat anlarız
@@ozkandemircan8158 He ya, o da yabana atılır türden değil gerçekten. Hem o açıktan sallamıştı zamanında Cevizoğlu gibi, gizli kapaklı da yapmamıştı. Bence, en iyi örnek odur.
Güldür Güldür Show'da Şevki hocaya soru soran mal tiplemeler gibi bir ''şey" oldu Hulki Ceviz oğlu. Bu adamı yıllarca izleyen biri olarak tırtılın kelebeğe dönüşümü videosunu geri sarım izlemişiz meğer. Değişik bir deneyim oldu.
@@turkundunyasi9267 para mi acaba, wiki de yazana göre chpden aday olamamis bağımsız girmiş,parti kurmuş istifa etmiş Perinçek'e gitmis.. buralarda çok para harcanmıştır belki
bir zamanlar, yaptığı programları keyifle izlediğim için ,allah benim belamı versin de, bu adam aynada kendi yüzüne nasıl bakıyor onu merak ediyorum....
Mazoşistliğinizi çoook tatlı tatlı anlatmışsınız. Ben de sayın "çok bilmiş" beyefendiyi ciddiye alıp, kitaplarını okuyunca, -ah dilim sürçtü!-oku-ya-mayınca nasıl bir fos olduğunu hiç ihtiyacım olnayan bir maliyetle anlamıştım. Benim için büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. Zamanıma mı yanayım, parama mı yanayım, saflığıma mı yanayım bilememiştim. Sevgiyle.
hulki cevizoğlu mehmet barlas engin ardıç ertuğrul özkök fatih altaylı abdurrrrahman dilipak abdülkadir selvi Bunlara teşekkür ediyorum...Gazeteciliğin ne olmadığını öğrettiler bize.
Hulki Cevizoğlu Mehmet Barlas rüzgar nerden güçlü esiyorsa yönlerini oraya dönüyorlar bir zaman sonra rüzgar başka yönden esmeye başlayınca Hulki ile Barlas Bambaşka Biri oluverir ler çünkü omurga dik duruş yok
Puro -Fay fabrikası Zincirlikuyu'daydı.. Arka bahçesine girer,oralarda koşar oynardık..(1959-60 Nazmiye Hanım evi ) Fay; Vim gibi bir temizlik tozuydu.Diğeri, hoş kokulu el sabunu... Fabrikatör'lü Türk filmleri ön bahçesinde çekilir, beyaz bir Chevrolet veya Chrysler, "sülün veya kuğu" gibi kapısının önüne çekmiş dururdu. "Hayali cihan" dedikleri zamanlar... Saygıyla Efendim.
@@guldenaydin9918 Bizler için "hayali cihan" tabi...malesef aynı zamanda şu günlere gelmemizin nedenlerinden..acı ama gerçek. Durumu iyi anlamamız çok önemli. Boşuna değil bence "helalleşeceğiz" sözü.
Sayın Ahmet Nesin her'zaman olduğu gibi Muhteşem missaler vermiş ve ciddi Analiz sunmaktadır Tebrik ve Teşekkür ederim Efendim iyi'ki varsınız Başarılar dilerim
Askere gittiğimde, arazideki tümseklere falan da, arazi arızaları denmesine şaşırmıştım..Araba, buzdolabı falan için bozulduğunda kullandığımız arıza kelimesi, nasıl olur da arazi için kullanılır diye... Şimdi oturdu...Bu arada, Hulki 'nin soyadını yanlış kullanıyorsunuz Ahmet Bey, o artık BADEMOĞLU....
Hocam şahsi kanaatim odur ki, bizim yunancadan aldığımız kelime sayısı fransızcadan aldığımızdan fazladır. Ha dersenizki en çok hangi dilden etkilenmiştir türkçe, elbette farsçadan, sonra arapçadan, sonra yunancadan, sonra fransızcadan. Ha dersiniz ki fransızca çok kelime var, o zaman derim ki bi kelimelerin latince ya da yunancasına bakınız derim. Sonu -yon yada -aj ile biten bütün kelimeler fransızca kökenlidir. Hürmetler.
Yıllar önce Yeni Yüzyıl’da Şiar Yalçın yazardı, özellikle Türkçe hataları, Fransızcadan geçen kelimeleri, bu yüz numarayı da açıklamıştı. Radikal’de Hakkı Devrim aynı yönde yazılar yazardı. Her ikisi de vefat etti, toprakları bol olsun.
81 doğumlu ve bütün çocukluğu karadenizin bir köyünde geçmiş birisi olarak fay bana bir temizlik tozu markasını hatırlatıyor. Faylamak diye bir deyim bile vardır bizim jargonumuzda. Rahmetli babaanneme fay nedir diye sorma imkanımız olsa vereceği cevap budur. Halen hayattaki annem bile fay konusunda eminim aynı cevabı verir, fay bir temizlik tozudur....
No. Yüz numara eski Paris otellerinde her katta olan ve tüm odaların ortak kullandığı tuvaletten gelir. Numarasız oda olarak “sans numereau-san nümero” denir, bizimkiler de bunu 100 numara anlayıp tercüme etmişler (fransızca yüz sayısı da (cent) “san” diye okunur. Paris sokaklarıyla alakası yok, Paris’te sokakta tuvalet falan hala yok, parizienler sokağa işer.
Une faille : "Discontinuité de terrain selon laquelle s'est produit un déplacement relatif (horizontal et vertical) des deux compartiments fracturés." (Larousse). "kirik," "çatlak" tabaka, yüzey anlamina gelir, tam olarak "ariza" degil aslinda, yani biraz çekistirirsek o anlam da cikabilir tabi...😉 Neyse, ufak bir detay (détail) sonuçta. Merci, yerinde mizaç ve gerçek dolu yayinlar için, kolay gelsin!
Ben de şöyle bir şeye dikkat ettim. İngilizler tuvalete loo derler o da 100 numaraya benzetildiği için mi öyle denmiş diye merak etmiştim. Sizinki daha doğru gibi. Teşekkürler. Kediler nasıl özlüyoruz.
99 depreminde sahra hastanesinde gönüllü tercüman olarak çalışmıştım. İlk gün Mehmetçik, AKUT ve bürokratlar oradaydı. Kriz masası ilk gün kuruldu. Gençler gene muhteşemdi. Hepsi depremzede olduğu halde ne Vali, ne İl Sağlık Md., ne İl Milli Eğitim Md. .vb...hiçbiri bölgeden ayrılmadı.
Fay hattına uzaklık yapılması düşünülen bir yapının statik projesinin önemli bir verisini oluşturur. Bir kabuldur. 50 mt 500 mt 1 km..Kabule göre statik tasarım. Ahmet bey fay hatları üzerinde dolaşmak tabiri arızalı hususlara, konulara girmekmi oluyor şimdi? Esler arasında, ortaklar arasında, kurumlar arasında, devletler arasında hep fay hatları var demek oluyormu şimdi bu yani?
Hulki Cevizoglu zamaninda fena kitap yazmazdi, 3 4 tanesini almis okumustum, tabi o zaman bu kadar yanar doner oldugunu heniz anlamamistik, kil bir herif aksi birsey ama yinede yazdiklari fena degil, programlarida eh iste derdim, bu 180 derece donusle, girticaya, gericilere, siyasal islama desteginden sonra o kitaplari yaktim. Eet, kimse okumasin diye yaktim. Cok ta iyi oldu!